|
|
Konu Araçları |
eden, müslümanları, tedbirleri, tehdit, unsurlar |
Müslümanları Tehdit Eden Unsurlar Ve Tedbirleri |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Müslümanları Tehdit Eden Unsurlar Ve Tedbirleriİnsanoğlunun 5 azılı düşmanı vardır Birincisi nefis ki, bunun nefs-i emmare ve nefs-i levvame gibi nevileri vardır Bunların hileleri hadsız hesapsızdır Muharebelerdeki hilelere hiç benzemez İkinci düşman olarak şeytan vardır ki, bunun hilesine akıl erdirmek çok zordur İlimsiz kimseler bu hilelerden kendilerini kurtaramazlar En büyük alimleri bile bu azılı düşman, ipe kadar götürüp astırmıştır Üçünü sırada münafıklar gelir ki, bunlar da müslüman gibi görünürler, ama ne müslümanları ve ne de müslümanlığı hiç de sevmezler Evlad-u ıyali de bunlara katabilirsiniz En çok insanı Hakk’tan alıkoyanlar ise bu evlad-u ıyallerdir Dördüncü ve beşinci düşman masonlar ve kafirlerdir ki, bunların hepsiyle her zaman mücahedeye mecburuz Bu mücahedelerde hem sevap var, hem de selamet! [1] Müslümanları tehdit eden unsurlardan biri de cehalettir Rabbimiz Kur’anı Kerim’de (Zümer suresi 9 ayette) “Hiç bilenle bilmeyen bir olurmu?” diyor Din ve iman ne kadar kuvvetli olursa, insanlık ve müslümanlık da o kadar güzel olur [2] Dünyada bir milyardan fazla müslüman var; yani her 5 kişiden biri müslüman ama dünyanın bir çok bölgesinde müslümanlar hep mazlum ve mağdur, esir veya fakir ve sömürülmekte, cahil ve geri kalmış, derbeder ve düzensiz Sebeb ne? Temel ve asıl sebeb, KUR’ANIN ahkamından, dinin esaslarından, imanın ruhundan, irfanın nurundan uzaklaşmaları… Öbür üzücü görüntüler bunun sonucu cezası… Bütün kusurlar müslümanların acaip ve garip müslümanlıklarında[3] İslam, ilme , alime çok büyük önem veriyor Muhakkak ki ilimlerin en yükseği Allah’ı bilme ilmidir, Marifetullahtır Ama bu gün çok iyi biliyoruz ki, ihmal edilen dünya bilgisi de müslümanlara bir ahiret azabı sebebi olabiliyor Bir müslüman ülkenin felaketine, hezimetine, zulme uğramasına, yıkılmasına sebeb oluyor Tek tek çok iyi yetişmemiz gerekiyor Zaten tasavvuf bu ! Her yönden iyi yetişmemiz lazım Kıymetli Muharrem Nureddin Coşan hocamızın kadın – erkek, genç – yaşlı, hasta – sağlam demeden gün geçtikce kendinizi geliştirin dediği gibi[4] İslam özge ve yüce bir yaşam biçimidir, bir ömür boyu daimidir, bir pırlantanın çeşitli yüzleri gibi yönleri vardır, binbir ışık cümbüşüdür, rengarenk güzel davranışlar ve edepler manzubesidir, çok yararlı buyruklar, çok hikmetli yasaklar ve kurallar getirmiştir Eksiksiz bunların hepsini uygulamak lazım; sağlık, ruha huzur, kalbe itminan, eve mutluluk, topluma dirlik ve düzen ancak böyle kazandırılabilir İslam maksat ve niyete çok büyük önem ve değer güzel huyları verir Kalp temizliğini çok büyük mükafatlarla karşılar İslam bir hadis-i şerife göre tamamen güzel ahlaktan ibarettir İnsanlar ekseriyetle güzel huyları sebebiyle cennete gireceklerdir[5] Yine bir hadis-i şerife göre, İslam sadece sözde ve şekilde kalırsa çıplaktır Onun elbisesi: Haya (utangaçlık ), ziyneti : vefakarlık, mürüvetliliği: ibadet, taat ve salih ameller; direği ve temeli: takva ve vera duygusu ; aslı esası: Allah’ı bilme, Resulullah’ı onun ehli beytini, ashabını, sünnetini, yolunu sevmektir Bu gün bir çok insan islamın önemli emirlerini bilmiyor ve uygulamıyor; namaz kılmak, oruç tutmakla iş bitecek sanıyor,ahlakını düzeltmeye çalışmıyor Niyetini ihlaslı yapmaya dikkat etmiyor Takvaya sarılmıyor, ahdine vefa göstermiyor, sözünde durmuyor, işini dürüst yapmıyor Allah’ın kendisini daima görmekte olduğunu düşünmüyor, günahları işlemekten utanmıyor, haramlardan elini eteğini çekmiyor, dilini tutmuyor, sukütun bir ibadet olduğunu bilmiyor Gözünü haramdan sakınmıyor, borcunu ödemiyor Kul hakkını yemekten kaçınmıyor Hocasına itaat etmiyor Bende müslümanım, benim kalbim temiz demekle iş bitecek sanıyor Bu sakat mantıkla cenneti nasıl kazanacak? Hakkın rızasına nasıl erecek? Kadınları ele alalım: Bu gün kaç kadın islama uygun davranıyor ve giyiniyor ? Mesela sevgili Peygamber Efendimiz (SAS) bir çok hadis-i şerifinde kadının beyine itaat etmesini tavsiye buyurur da bu gün kaç kadın bir ibadet şuuru ile eşine böylece hürmet ve itaat eder? Bir çok evde isyan, inat, çekişme, kibir, gurur devam eder durur Sonunda bakarsınız incir çekirdeğini doldurmayan sudan sebeblerle yuvalar yıkılmış, çocuklar perişan Evlatları ele alalım: Bu gün kaç evlat, ana babasına hürmet, izzet ve hizmet etmesinin, kendisinin Cennete girme sebebi olacağı şuurunasahip, büyüklerine saygılı, küçüklerine müşfik? Yuva sahipleri, aile reislerini ele alalim: Kaç aile reisi aile fertlerinin ahiret saadetini sağlamak için onlara dinlerini, imanlarını, islam ahlak ve terbiyesini öğretmek görevinin ALLAH tarafından kendi omuzlarına yükletildiğinin şuurunda ? Kaç tanesi bu görevi başarıyla yapmakta? Kaç tanesi hanımına, çocuklarına zulümden uzak? Kardeşleri, arkadaşları ele alalım: Kaç tanesi birbiriyle samimi dost, kaç tanesi gıybetten, dedikodudan, iftiradan kendini koruyabiliyor? Kaç tanesi kardeşliğin manevi ve ahlaki gereklerini yerine getirebiliyor? Kaç tanesi kardeşinin hizmetinde? Esnaf ve tüccarı ele alalım: Kaç tanesi islami ticaret ahlakına sahip, hileden uzak, alış verişlerinde dürüst? Kaç tanesi haramlardan sakınır? Misalleri çoğaltmak mümkün Hep birlikte İslamın bütün güzelliklerini var gücümüzle her yerde, her kademede, her işte yeniden ihyaya yönelmeli, ahlakı hakim kılmaya çalışmalıyız İslama en büyük hizmet şekli budur Yoksa milletçe mahvolacağız Hem dünyada, hem ahirette çok feci zararlara düçar kalacağız, ALLAH saklasın Onun için: 1- Hemen islam ahlakını iyi öğrenmeye girişmeliyiz 2- Çocuklarınızı, ailelerinizi bu konuda ciddi bir şekilde eğitmeye başlayınız 3- Öğrendiğiniz ahlak kurallarını tavizsiz ve tevilsiz dikkat ve ihtimamla uygulayınız 4- Kardeşlerimiz kendi bölgelerinde hemen bir ahlak ve kültür derneği kursun ve çevresinin eğitimine bu yolla etkili bir biçimde devam eylesin 5- İhvanımız tasavvufi görevlerini asla ihmal etmesin Topluluklara müdavemet etsin, ziyaretleşmeye, muhabbetleşmeye, yardımlaşmaya güç ve hız versin ALLAH’A tam tevekkül edip, sa’ye ve hizmete koşsun Çünkü en büyük ihtiyacımız ilim, irfan ve tasavvufi ahlak[6] Emperyalistler bir islam ülkesini ele geçirdiler mi, önce İslamı unutturmaya, müslüman halkı dejenere etmeye çalışırlar En çok, gerçek İslamdan, halis müslümandan korkarlar Çünkü islam, iman, Kur’an, irfan, ahlak ve maneviyat ile ilim, çalışma, gayret, şuur, onur, basiret, hürriyet, istiklal, kalkınma, refah, mutluluk, zenginlik ve güçlülük arasında kuvvetli ilişkiler, sarsılmaz bağlar, kesin etki ve tepkiler olduğunu çok iyi bilirler Müslümanlar eğer ezilmek, sömürülmek, horlanmak, dışlanmak, yağmalanmak, öldürülmek, mazlum ve mağdur duruma düşürülmek istemiyorlarsa gerçek İslama, Kur’ana dönsünler Mü’minler, izzetle, şerefle, itibarla, rahat ve müreffeh yaşamak; huzur saadete ermek, yüce manevi derecelere yükselmek, iki cihanda bahtiyar olmak temenni ediyorlarsa, en çok ihlası, iman-ı kamili, irfanı tahsile sa’yü gayret eylesinler Çünkü gerçek mü’minlere yardım ve nusret etmek Cenab-ı Hakk’ın sadık vadidir[7] Elhamdülillah, İslam bize Allah’ın en Yüce lütfu, en büyük nimeti en değerli ikramı Yalnız, İslamı iyi bilmek, tam anlamak ve doğru vurgulamak lazım Tasavvuf terbiyesi kazanmamış müslümanlar görüyoruz ki, ham ve yavan kalıyor İslami yaşantı ancak, gerçek tasavvufla, yani güzel ahlak, marifetullah muhabbetullahla can buluyor Samimi, tatlı, renkli, çok hoş ,çok latif oluyor Evet bir toplum içinde ömür boyu dostsuz, arkadaşsız, desteksiz, dışlanmış yaşamak çok zor Ağacı ve çiçeği, kökü örten toprağın beslediği gibi, insanoğlunu da sosyal çevresi besleyip geliştiriyor Sosyal çevresi sağlıklı, seçme ve yüksek olanlar rahat, huzurlu, mutlu, başarılı ve faydalı oluyor Aksine çevresi olmayan ve yahut çevresi bozuk ve zihniyetine ters olan insanlar ise huzursuz, problemli, endişeli, sinirli, mutsuz, başarısız, hatta zararlı ve tehlikeli olabiliyor İyice anlaşılıyor ki, cemaatleşmenin, organize, muhabbetli bir toplum haline gelmenin çok büyük önemi ve sayısız faydaları vardır İnsan kazanmaya, gönül almaya çok dikkat edilmeli Kalp kazanmak, arkadaş edinmek, her gün arkadaşlarını biraz daha artırmak… Adres defterine yeni isimler eklemek… Yeni ziyaretler- ziyaretler de Allah’ın rızası için, olmak şartıyla- yapmak… Birbirlerini Allah için sevenlerin mükafatı çok fazladır Onun için sevgi bizim sermayemiz, sevgi bizim kazanç kapımız! Birbirimizi seveceğiz ve kardeşliği geliştirmeye çalışacağız[8] Her şeyimizin aslı, her derdimizin gerçek devası, hem dünya hem de ahiret saadetimizin esası olan İslam’a sımsıkı sarılmalıyız Onun canlı, nurlu, edepli, hikmetli, kıymetli prensiplerine göre yaşamalıyız Sosyal bünyemize, aile ve iş hayatımıza sinsice sokulmuş islama aykırı ne kadar adet, anane,fikir, zevk, arzu istek, davranış şekil ve motif varsa terk edilmelidir Bu parazitler sökülüp atılmadan sıhhatli bir yaşam, parlak bir gelecek mümkün değildir Artık çevremizdeki, davranışlarımızdaki tezatlara göz yummamalıyız Hayatımızdan, bizi manen mahveden, çökerten islami olmayan her şeyi kovmak zamanı gelmiştir Kafa ve kalplerimizin nefis ve şeytan zihniyetinden; ahlak, adab ve erkanımızın yabancı tesiratından tamamiyle paklanması icap ediyor Düşmana galebimizin kültürel silahı çöküntüden kurtuluşumuzun vesile ve sebebi, her yönden diriliş ve yükselişimizin, ebedi mutluluğa erişimizin şaşmaz yolu budur[9] Birleştirici olmak zorundayız Küçük dostlukları geliştirmek zorundayız ve Allah’ın bize verdiği tüm imkanları ve güçleri kullanmak zorundayız Memleketimiz içindeki bütün grupların “müslümanlık birlik ve beraberliktir” diyerek islamın hizmetine iştirakini sağlamak zorundayız Kafirler birlikten kuvvet doğar diye Amerika’da 49 eyaleti birleştirmişler, Almanyad’a 9 tane beyliği birleştirmişler, Federal Almanya’yı meydana getirmişler Avrupa’da aynı şekilde bir çok devlet birleşerek, Avrupa birliğini meydana getirmişler Müslümanlar birbiriyle iş birliği yapmamış veya onlara düşmanları tarafından yaptırılmıyor! Ayrılıklar körükleniyor ve müslümanlar tefrikaya düşürülüyor Parçala ve hükmet ! metodu uygulanıyor Birbirimizi seveceğiz, SAFF SURESİNİN 4 AYETİNDE olduğu gibi birbirine kurşunla kenetlenip kaynaşmış bir yapı gibi olmalıyız[10] En zeki insan, ALLAH’IN razı olduğu yegane din islama inanan, nefsine, heva ve hevesine hakim olan, var gücüyle ahirete hazırlanandır Çünkü dünya fani, ömür vefasız, zaman rüzgar gibi geçicidir Ölüm ansızın gelebilir bir kalp krizi, bir trafik kazası bahane! Veya Allah etmesin, harp çıkabilir Acı ve ızdıraplar yada bir bomba, bir kurşun… O takdirde, işte ömür bitti, fırsat elden kaçtı Allah cümlemize iman selametliği versin! ALLAH dostlarıyla dost olmayı, Alimleri sevmeyi, onlara bağlanmayı tavsiye, aksi halde büyük zarar ve mahrumiyetlere uğrarız Yunus Emre’mizin şu sözüne kulak verelim: Evliya’ya uğramaz ise yolun… Göçtü kervan kaldın dağlar başında! Erzurumlu İsmail Hakkı hazretleri de, Marifetname’sinde şu veciz sözlerle açıklıyor: “Onlar, Nakşibendiler zahir’de halk ile hizmette olurlar, batın’da ancak hakkı bilirler ve bulurlar kendilerini kesret içinde gizlerler, gönülden vahdet yolunu izlerler Bedenlerini halka gönüllerini Hakk’a teslim ederler Beden ağyar ile gönül yar ile, kulak sada ile, göz rakipde, gönül habib’de, lisan söz ile, gönül dildar ile, el sanatta gönül hazretle, ayak gitmekte, gönül zikretmede, beden post ile daim, gönül dost ile kaim, beden rahatla mekanda, gönül seyahatle cevlanda, beden esvapla, gönül mutlak ünsü Mevlada bulur” Suretleri kesretle, manaları vahdetle, Suretleri firkatte, siretleri vuslatta İşte sizler de bu prensiplerden ibret ve örnek alın, aziz ömrünüzü iyi değerlendirin, fırsatları zayi etmeyin, ahirete iyi hazırlanın, her an hazırlıklı ve uyanık olun” [11]diyor, Rahmetli MEC değerli hocamız Peygamber Efendimiz (sav), İlim insanın canı hayatıdır buyurmuş; yani ilim varsa islam canlıdır, güçlü kuvvetlidir; yoksa ölmüş demektir İlim olduğu zaman, İslam şuurla uygulanır, ihlas ve samimiyet ile yaşanır, iman sağlam olur İbadetler halisane yaşanır, sosyal hizmetler iyi yapılır, kötülüklerle ciddi mücadele edilir Düşmana karşı mükemmel hazırlanılır, savaşta cansiperane çarpışılır, iman galip gelir, küfür mağlup düşer, islam yayılır, müslümanların yüzü güler, yeryüzüne hayır hakim olur Sosyal ilimlerle meşgul ilim adamlarımız, önce müslümanlar arasındaki irtibat kopukluğunu tamir etmeli, onların morallerini yükseltecek, güçlerini sosyal, kültürel psikolojik, politik etkinliklerini artıracak tedbir ve çareleri bulmalıdır Müslümanlar, önce kendi yaşadıkları ülke içinde dağınık ve derbeder duruma son vermeli, yersiz haksız rekabet ve çekişmeleri bırakmalı, inançlı ve ihlaslı guruplar arasındaki özlenen birlik, beraberlik ve iş birliğini sağlamalı, ülke meselelerine sahip çıkmalı, yönetime hakim olmalıdır Bundan sonraki merhale, müslüman ülkeler ve halklar arasındaki irtibat ve iş birliğini sağlamlaştırmaktır Müslüman ülkeler, aralarında şu anda var olan ortak teşkilat ve organizasyonlara ciddiyet vermeli, işlerlik kazandırmalı, gereken yenilerini de hemen kurmalı; politik, ekonomik, sosyal, tarihi, kültürel, dini ve milli konularda mutlaka birlikte hareket etmeli, birbirilerini düşmanlara karşı korumalı ve desteklemelidir Müslümana karşı düşmanla iş birliği çok büyük bir vebal ve dalalettir Halklar yönetici ve devlet adamlarına asla müsamaha etmemeli, böyleleri varsa şiddetle iş başından uzaklaştırılmalıdır En önemli mücadele sahalarından biri de ekonomidir Bu gün dünya üzerinde kıyasıya bir ekonomik savaş sürdülüyor Bazı ülkeler bozuk ekonomik dengeleri sebebiyle çöküp dağılırken, diğer başkaları da güçlü ekonomileri sayesinde esaret ve bağımlılıktan kurtuluyor Hürriyetini satın alıyor, refah ve mutluluğa ulaşıyor Müslüman, ekonomik yönden güçlü olmak için gece gündüz çalışmalı, daha çok üretim sağlamalı, ihracatı artırmalı, ithalatı mümkün olduğu kadar kısmalı, israfı önlemeli, tasarrufa riayet etmeli, düşmanın mal ve üretimini kullanmamalı Mümkün olduğu kadar dost ve müttefik malını tercih etmeli, içte ve dışta sermaye güçlerini birleştirerek büyük firmalar kurarak çalışmalıdır Hamiyetli ve gayretli olmalı, tembelliği, laf ebeliğini, hayret ve şaşkınlığı bırakmalı, tedbirler almalı, iş üretmeli, ortaya eser koymalı, arkada hayrat ve hasenat bırakmalıyız Onun için, Allah’a bağlanan, Allah’ı seven, Allah’a itaat eden ve tevekkül eyleyen kazanır Kimse onun sırtını yere getiremez, onu yenemez ona galip gelemez Güç ve kuvvet ancak ve sadece Aziz ve Celil olan Allah’ındır, dilediğine verir destekler, galip ve muzaffer eyler Asıl akıllılık, asıl tedbir, asıl hüner, asıl iş Allah’la beraber olabilmek, O’nun rızasını kazanmaya çalışmak, O’nun dinini desteklemeye yaymaya, koruyup kollamaya üstün getirmeye uğraşmaktır Aksine davranmak ise büyük yanlışlık, gaflet, sapıklık, büyük küstahlık, dünyada ve ahirette büyük hüsran ve ziyandır Gözümüzü dört açalım; dostu düşmanı iyi tanıyalım Fayda ve zarar nerede, tam görelim; en uygun tedbirleri zamanında alalım; yoksa felaket kapıda, ateş bacayı sarmış Düşman saldırıyı başlatmış durumda, vaziyet çok acil, çok ciddi, çok kritik Allah (cc ) bizi sorumluluğumuzun farkına varıp en güzel şekilde çalışıp, rızasını ve sevgisini kazanmamızı nasip ve müyesser eylesin ( Amin )[12] En azılı düşmandan birisi de nefis demiştik İnsan kendi kendinin nefsini terbiye etmesi de zor, ancak Tasavvufi Ahlak kitabında şöyle bir hadis-i şerif var, orada diyor ki: “Sizin zamanınızda bir mürşidi kamil, bir yol gösterici olupta ona bağlanmayan kişi öldüğü zaman cahiliye devrindeki gibi ölür” Vaziyet böyle olunca bir mürşidi kamile bağlanmak, sohbetini dinlemek gerekir Peygamber Efendimiz(sas) de zamanında ashabını sohbetle eğitmiştir zira Akwa Dipnotlar: [1] MZK Hazretleri, Nefsin Terbiyesi [2] Kuran-ı Kerim [3]İslam Dergisi, Temmuz 1992 [4] iskenderpaşa [5] İslam Dergisi, Mayıs 1993 [6] Kadın ve Aile Dergisi, Eylül 1990 [7] Kadın ve Aile Dergisi, Temmuz 1992 [8] Kadın ve Aile Dergisi, Şubat 1993 [9] İslam Dergisi, Nisan 1993 [10] İslam Dergisi, Nisan 1993 [11] Kadın ve Aile Dergisi, Aralık 1990 [12] İlim ve Sanat Dergisi, Sayı 35-36, 1993 |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|