Hayırlarda Yarışmak |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hayırlarda YarışmakHayırlarda Yarışmak Hayırlarda Yarışmak İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler”(Mü’minun Suresi, 61) Allah takvada öne geçmemiz için, hayırlarda yarışmamızı emreder Kuran ahlakından uzak yaşayanların, öne geçme mantıkları çok farklıdır Bu yapıdaki insanlar menfaatte yarışırlar, nefislerini tatminde yarışırlar, ezici rekabet ve üstünlükte yarışırlar Zaman, zaman vicdanlarını rahatlatmak için yoksul insanlara yardım ederek huzur bulmayı umarlar Kuran ahlakını tam olarak yaşayan müminler hayırlarda yarışmanın sadece yoksul ve hasta insanlara yardım etmek anlamında olmadığının bilinciyle hareket ederler Bu rekabet değil sadece Allah’ın rızasını ve cennetini kazanmak için öne geçme çabalarıdır Bu çaba hayatımızın her döneminde yapılması ve sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapılırsa tam olarak Kuran’a uygun hayır yapmış oluruz Aksi taktirde sadece nefsimizi ve egomuzu tatmin etmiş, vicdanımızı rahatlatmış oluruz Bir başka ayette ise “öncülerdir” ifadesiyle hayırlarda yarışmanın, öncü liderler olduklarını ve takvada da önde olduklarını bizlere şöyle bildirmektedir “Yarışıp öne geçenler de, öne geçmiş öncülerdir”(Vakıa Suresi,10) Kin ve öfkeyi kalbimizden atmak için yarışmak Din ahlakından uzak yaşayan kimi insanlar, birbirlerine karşı kolaylıkla kızgınlık duyabilir, hemen kinlenebilirler Kendilerine küçük bir zarar veren birine karşı dahi hemen nefret duymaya başlayabilirler Çok küçük nedenlerden dolayı dostluğunu bitiren, 'en yakınım' dediği dostuna bir anda düşman kesilen birçok insan vardır Bunun nedeni, Kuran ahlakı yaşanmadığında, insanların affedicilik, sabır ve sevgi gibi üstün ahlak özelliklerinden uzak bir yaşam sürmeleridir Müminin en önemli özelliği kin ve öfkeden tamamıyla arınmış olmasıdır Bu arınmışlığı yaşamak için, yaşadığı her olayın, her görüntünün Allah’ın izniyle olduğunun ve her şeyin bir kader üzerinde devam ettiğini bildiğinden dolayı, herhangi yanlış bir durum karşısında sabır ve hoşgörülü tavır takınır Allah bir ayetinde affetmenin ve bağışlamanın önemine değinmiştir“…öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir”(Al-i İmran Suresi,134) Allah'ın müminleri yükümlü kıldığı Kuran ahlakında affediciliğin sınırı yoktur Nitekim yukarıdaki ayette müminlere, sürekli ihanet gördükleri kişileri dahi affetmeleri emredilir Bu inanca sahip olan bir kişi, bir insanın hatası yüzünden büyük zararlara uğrasa bile, bu insanı kolaylıkla affedebilir Tevazu ve alçakgönüllülükte yarışmak Mümin, gerçek tevazunun sadece Allah'a kul olmakla elde edilebileceğini ve verilen nimete, kibirle değil, şükürle karşılık vereceğini bilir Alçakgönüllü olmanın en önemli belirtisi, kişinin kendine olan öz güveni ve asaletidir Bazı durumlarda alçak gönüllü olmak, toplum tarafından yanlış anlaşılmıştır Hatta bu gibi asil tavır, bazen cahilce suistimal edilmiştir Allah, seçkin kullarının asil tavırlarını, Kuran ayetleriyle müjdelemiştir “O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler”(Furkan Suresi,63) Sevgi ve Şefkatte yarışmak İslam ahlakının temelini oluşturan sevgi ve hoşgörü, Allah’ın hoşnutluğunu arayan müminlerin tüm yaş----- yansır Bu nedenle müminlerin yarıştığı konulardan biri sevgi ve şefkattir Ancak bu yarış da diğer güzel ahlak özellikleri gibi rekabete dayalı değildir Müminler her türlü dünyevi menfaatten uzak kaynağı Allah sevgisi olan, arınmış bir sevgiyi paylaşırlar Gerçek sevginin oluşması için öncelikle sevginin önündeki bencillik, çıkarcılık, samimiyetsizlik gibi engellerin kaldırılması gerekmektedir Kibir, sevginin oluşmasını engelleyen en önemli sebeplerden biridir Şefkat ise sevginin en önemli şartlarındandır Sevgi Allah’ın kalplere yerleştirdiği, dünyadaki en güzel duygudur Bu duygu en çok evlat sevgisiyle açığa çıkar Cennet’e has bu özel durum, dünyada yaşanan en sıcak samimiyettir Sabırda yarışmak“Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın, (sınırlarda) nöbetleşin Allah'tan korkun Umulur ki kurtulursunuz”(Al-i İmran Suresi, 200) Öncelikle sabır ile "tahammül" kavramlarını ayırmak gerekir Din ahlakından uzak yaşayan bir toplumunda bu iki kavram birbirine karışmış durumdadır Tahammül, hoşa gitmeyen, acı veren bir sıkıntıya katlanma eylemidir Oysa Kuran'da kastedilen sabır, mümin için bir sıkıntı kaynağı değildir Mümin, Allah'ın rızasını kazanmak için sabreder, dolayısıyla sabrından dolayı bir sıkıntıya kapılmaz, aksine manevi bir haz duyar Tevekkül ve Allah’a teslimiyette yarışmak “Allah'a tevekkül et; vekil olarak Allah yeter”(Ahzap Suresi, 3) Mümin için tek güvenip dayanılacak dost, Allah'tır Tek vekil O'dur Zorluklar karşısında sabreder ve elinden gelen tüm olanakları kullanır Sonuç ne olursa olsun asla panik yapmaz Beklemek üzere işlerini Allah’a bırakır Bilir ki Allah’ın dilemesi dışında hiçbir olayı ve durumu ne kadar zorlasa da değiştiremez, kaderine razı olur Allah’a teslim olmanın bir ibadet olduğunu bilir ve bunun huzurunu yaşar Güzel söz söylemekte yarışmak “ Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle”(İsra Suresi,53) Allah güzel söz söylememizi ve sözün en güzelini kullanmamızı emreder Mümin, güzel sözün Allah'a bir davet olduğundan bilir Çünkü her türlü kötülükte olduğu gibi, kötü sözde şeytanın kışkırtmasıdır Bu durumu bir çok ayette, şeytanın insanlar arasındaki nasıl bir bozgunculuk yaptığını anlatmaktadır “Ve de ki: "Rabbim, şeytanın kışkırtmalarından sana sığınırım"(Mu’minun Suresi,97) Salih amallerde ve takvada yarışmak “İman edip salih amellerde bulunanlar ise; işte onlar da, yaratılmışların en hayırlılarıdır”(Beyyine Suresi,7) Yaratılmışların en hayırlısı, Allah katında ve dünyada salih amel işleyenlerdir Salih amel, insan olmanın en önemli özelliğidir Takvada yarışmak, bu yazımın özüdür, tamamıdır Allah’ın en seçkin ve cennetle şereflendirdiği kullarıdır Bunlar; Peygamberler, sahabeler ve Kuran ahlakını tam olarak kalbinde yaşayan müminlerdir İnsan kendini bu mübarek şahsiyetlerden uzak görmemeli Onların mak----- ulaşabilmek için, Allah hiçbir ayrım yapmamıştır Yapılması gereken sadece İslam’ı tam olarak Kuran’ın emrettiği şekliyle samimi bir inançla yaşamaktır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|