Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ebedi, gözyaşı, için, olmamak

Ebedi Bir Gözyaşı Olmamak İçin

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ebedi Bir Gözyaşı Olmamak İçin






Ebedi Bir Gözyaşı Olmamak Için


*Haşir
İnsan unutandır, alışandır
Hep aynı nefesleri alacağımızı sanırken birden duruverir kalbimiz
Sonsuz sanırız dünyayı
İşlerimiz bitmez biliriz


Yanılırız




Sabah ezanları karanlık yönlerimizin üstüne bir ışık gibi düşer
Pencerelerin, perdelerin ürperdiğini "gözlerimizle" görürüz
Sokaklar uykudadır henüz


Minareler birer birer uyanır ve uyandırır gecelerin bütün mahmurluğunu, gafletini, ülfetiniSabahın lezzetini ilkin kulaklarımızla tadarız




Ve her ezan bir sûrdur
Her sabah bir haşir
Uyanırız
Gecenin içinden güneşi çıkarıp gönderen âlemlerin Rabbine secdeler boyu şükürler olsun


Ne güneşe sözümüz geçer ne geceye…
Uykumuz bitmese… Kim uyandırır bizi O uyandırmasa!

Daralınca, şaşırınca, sevinince… ihtiyari/gayr-ı ihtiyari dilimizden dökülür ya Allahu Ekber
Ne rahatlarız o an!



(aşkınız kim düşünün bakalım??)

Bir Büyük…
Devamlı Büyük…
Sonsuz Büyük…
Büyükler Büyüğü var ya…Ne gam!


Geceden büyüktür Allah
Gündüzden büyüktür

Dertlerin geceyi sende geçirmişse
Ahlarını dizginleyememişsen
Gözlerin hep pencerelerde, kapılarda bir dost beklemişse Ağlama!
Her şeyden Büyük: "Ben hep yanındayım"diyor
Duyuyor musun?
Acılarını O anlar Pencerelerden odana Allahu Ekber sesleri dolarİçine sonsuz müjdeler…Açlığını,açıklığını "açık et" yeter ki…
Geceyi dürüp büküp bir tarafa atan, yerine gündüzü seren, senin derdi/ne de çaredir
Doktor O, ilaç O
*****





Gün biter
Şaşkın şaşkın, ufuklarda kaybolan güneşin izini ararız
Güneş gibi batacağımızı düşünüp…
Gece gibi gündüz de çıkıp gitti elimizden!
Bir parça gündüz bile saklayamadık geceye
Geriye ancak secdelerimiz kalır
Nice emellerimiz yorgun savaşçılar gibi düşüp kaldılar bir yerlerde

Bir kıyamet sûru gibidir akşam ezanları
Korkularımızı örter gece
Camilerde esrarlı ışıklar
Şerefeler geceyi selamlar
*****



*Lâ uhibbul âfilîn


Gecenin sûru yatsı ezanları işlerin iyice sırtımızdan düştüğünde daha bir "dokunur"Gece gün tezgahında dokunduğumuzu da gecelerin koynuna düşerken mi daha iyi anlarız?

Her ezan bir uyanıştır
Dünya her vakit uyanıktır Ezan sesidir duyduğumuz her dem Zamanlar birbirine devrolurken budur zaten olanlar Onun mülkünde onun bestesinden gayrı ne olabilir ki…Cehaletin kulağı sağır olurEzanı kulağı, ezandan sızanı da ruhu duymaz

Sûrdur, huzurdur, nurdur bütün ezanlar Perişanlığımızı ezanların aynasında görüp başıboşluklarımızı düğmeleyeceğimiz anları duyurur"Rahat!"ı ve "Hazır ol!u iç içe namaz zamanlarını…"Kulağı olmak" yetmiyor elbet! Hasılı kulak kesilmek gerekiyor Kul/ak gerekiyor
C/an kulağıCanan kulağı
Zaten duymak istediğini duyarmış kulak

Namazı müteakip!" kaydıyla kavilleşmelerin ayrı bir huzuru vardı Birçok şeyle beraber, vatanda emn-ü eman içinde yaşadığımız hissi veren o muhteşem terkip hayatımızdan çekilmeye başladı Namaza yakınlığıyla, ıraklığıyla belirlenmediği için manasızlaşan vakitlerde gelen çay davetleri tıkız, sohbetler kılçıklı… Ezan sesinin girmediği loş mekanlarda, gıybetin kokusu sinsice giriyor yenimizden, yakamızdan Heraklit diyalektiğinin, o zamane yalakalığına teşne kurgusu, modern modunda yanıbaşımızda akan namaz ırmağından bizi sıyırıp alıyor; "değişim tanrıları" kuşatıyor sözlerimizi

"Ben olmak" vakt içre özge bir vakte sahip olmaktır; onun biricik yolu da, zamanı aşma imkanı veren namazdır "Huzurdayım" şuuruyla varılan secde; zamanın akışını değiştirmenin ezeli ve tek diyalektiğidir; geçmişin muhasebesi, geleceğin istikametini tayin fırsatıdır "Devran havadisi" ilk tekbirle beraber sükûta erer, göğe doğru akan ırmak çağıldamaya başlar; "varoluş" işte bu, "ben olmak" işte bu, "olmak" işte bu Namazsızlık, sele kapılan zavallı koyun ölüleri gibi, zamanın çılgınca akan ırmağında sürüklenmektir…




Saatin sarkacı salınsa da ölmüşe kâr etmez…

Yüreğini saniyelere bağlayarak yavuklunun yolunu bekleyen genç, randevuyu kaçırmamak için duvardaki saatin karşısında mıhlanan işadamı, dünyayı yönetmek gafletine dalan büyük siyasetçi; "namazı müteakip" gibi iki dünyayı kucaklayan bir zaman ölçüsünden haberdar mısın? Değilsen; yolun ya harama uğrar, ya yolsuzluğa Dünya hayatı, vuslat ile ayrılık arasında geçen vakit aralarını doldurmaktır
"Dakik olmak!" incelikleri fark etmek demektir Şimdilerde, pek çoğu "öyle de olur, böyle de olur" sadedindeki işlere saatinde katılmak gibi mekanik ve sıradan bir anlama bürünmüştür Hayatı kadranda seyretmeye alışan, eni sonu zamaneye tabi olur… Canı tamuya direk olası Albız da, seccadeyi altımızdan kaydırmak için yoğun mesaidedir; bizi yârin mahallinden uzaklaştırmak için her dem başka bir bahane üretmededir
Namazla yükseğe, en yükseğe çıkarak incelen ve dünyaya dönen kişidir dakik olan… Varlık karşısındaki dikkat, mirac yolcusunu alçaktan akan suyu yükseğe dökmek hünerine er geç vardıracaktır


Yaşamak, "namazı müteakip" yaşamaktır; bakîsi hüsran


alındı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.