Pepuk Kuşları |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Pepuk KuşlarıKarşı komşumuzun balkonuna konan Pepuk kuşlarının ne zaman bizim balkona konacaklarını hep merak ederdim Bu sabah gene anneme sordum - Pepuk kuşları ne zaman balkonumuza konacaklar? Annem: - Kızım, kaçıncı anlatışım Komşu çocuklar kavga etmediği sürece orda kalırlar Bir ay boyunca kavga etmeseler Pepuk kuşları insana dönüşür Kavga etseler başka çocukların bulunduğu bir evin balkonuna konarlar - Keşke o çocuklar kavga etse de Pepuk kuşları bizim balkona konsalar - Sabah erkenden Pepuk kuşunun sesi ile yataktan fırladım Gözlerime inanamadım Kuşlar bizim balkondaydılar Meğer, komşu çocukları dün akşam oyuncaklar için kavga etmişler Çok sevinçliydim İçim içime sığmıyordu Hemen koştum Küçük kardeşim Memoş hala uyuyordu Onu uyandırmadan yanaklarından öptüm Pepuk kuşları bu davranışımdan çok mutlu olacaklar ki güzel- güzel ötmeye başladılar Annem, kahvaltı sofrasını hazırlarken bir yandan da bana nasihat ediyordu - Bak kızım! Kuşlar artık bizim balkonda İstediğin oldu Sen ve kardeşin onları kurtarabilir Balkonumuzda insana dönüşebilirler, bir ay kavga etmezseniz Gerçi yüzyıllardır bunu kimse beceremedi Sen ve kardeşin becerirseniz tarihe geçersiniz Pepuk kuşlarına uzun-uzun baktım Daldım Hikayelerine Mevsimlerden ilkbahar her taraf yemyeşil, dağlarda erimiş buzlar, karlar Zilan ve Baran kardeşler, bir Pazar günü sabah erkenden kenger toplamak için evden çıktılar Kenger toplayıp pazarda satacakları okul ihtiyaçlarını karşılamak için Buğday tarlaların, bağların, bahçelerin kenarlarından yürüyerek Kıpkırmızı topraktan ibaret bir Şuv(Nadas) `a ulaştılar Burası kenger tarlası gibiydi Baran kengerleri arode ile kaldırıp kardeşi Zilan`a veriyordu Zilan, kengerleri temizleyip torbaya atıyordu Akşama dek bir sürü kenger topladılar Hava soğumaya, güneş batmaya yüz tutarken İki kardeş evinin yolunu tuttu Yolda da, eve kadar birbirleriyle yarışarak koştular Eve vardıklarında çok yorulmuşlardı Anneleri evde yoktu Muhtar babaları, yeni bir eş getirdiği için onları sokağa atmıştı Dört duvar bir evde anneleriyle yalnız başlarına yaşıyorlardı Biraz dinlendikten sonra Baran kardeşi Zilan`ı çağırdı Baran: - Torbayı getir de topladığımız kengerleri sayalım Zilan: - Getiriyorum Baran, torbaya baktı Bir daha baktı Aman Tanrım! Torbada 4-5 tane kengerden başkası yoktu Baran çok kızdı Gök gürledi Şimşekler çaktı - Hepsini nasıl yedin, biz bunları yarın satacaktık, Zilan! - Kuran ekmek çarpsın yemedim - Sus! Yalancı, bir de yalan söylüyor - Hayırrrr! , yemedim Baran, çok kızmıştı Gözlerine kan doldu Zilan, korkudan koşmaya başladı Baran, onu kovalamaya başladı Elindeki arodeyi Zilan`a fırlattı Arode Zilan`nın sırtına saplandı Bütün köylüler Zilan`nın başında toplandılar Derhal onu bir arabayla hastaneye kaldırdılar Baran, eve döndü Bir daha torbaya baktı Eyvah! Torbanın dibi delikti Eline torbayı aldı Kenger toplayıp geldikleri yola koyuldu Yolda kengerler delikli torbadan tek-tek dökülmüşlerdi Zilan, onları yememişti Baran, çoook pişman oldu Zor bela sabahı bekledi Sabah erkenden kalktı Buğday tarlalarında bir demet çiçek topladı Kardeşi Zilan için Ve hastane yoluna koyuldu Kardeşinden özür dilemek için Köyden ilçeye kadar saatlerce yürüdükten sonra hastaneye yetişti Kapıda beyaz önlüklü biri onu karşıladı Bu doktor olmalıydı Çünkü, gözlükleri vardı - Nereye? Küçük Bu çiçekler kime? - Kardeşim Zilan`a dün akşam buraya getirildi de - Ha dünkü kız mı? - Evet - Maalesef onu kurtaramadık İç kanamadan gitti Zavallı, son nefesine kadar:``-abi ben yemedim`` diyordu Son anda bir kuş olup uçtu Gitti Baran`nın elindeki çiçekler yere düştü Dondu Kaldı Hızla dağlara doğru koştu Mardin`in en yüksek dağına Aslanlar Tepesi`ne çıkana kadar koştu Tanrıya çok yakardı yalvardı Kardeşini geri vermesi için Ama duaları kabul edilmedi O kardeşini haksız yere suçlamış ve ölmesine sebep olmuştu Artık, her gün tepeye çıkıp, kardeşi için dua ediyordu Sultan Şeyhmus`ta burada dua edermiş Bunun için mutlaka bir gün duasının kabul edileceğine inanıyordu - Allah`ım kardeşimi bana vermiyorsun, bari beni de kuş yap onun yanına gideyim de özür dileyeyim Tanrı, bu sefer ona acıdı, duasını kabul etti Bir şartla - Her ay çocuklu bir ailenin damına-balkonuna konacaksınız Eğer, bir ay boyunca o ailenin çocukları kavga etmezlerse sizi gene insana dönüştüreceğim Kavga etseler siz başka evin balkonuna gidin Ta ki bir ay boyunca çocukları kavga etmeyen bir aileye rastlayınca insan olu verirsiniz Yoksa, ömür boyu kuş kalacaksınız Baran, Bir kuş olup uçtu dağlara Köylüler onu günlerce aradı ama bulamadılar Muhtar, babaları Onu ve kardeşi Zilan`nın öldüğünü nüfus müdürlüğüne bildirdi Bugün 29gün çok mutluyum hala Pepuk kuşları balkonumuzda Yarın, İnsan oluverecekler Onları göreceğim, için şimdiden çok heyecanlıyım Hemen odama geçtim Ödevlerimi yaptım Defterlerimi masada bırakıp televizyon odasına geçtim Sihirli Annem çıkmıştı Onu seyretmeye başladım Bir de ne göreyim Memoş`un Elinde yazı defterim hepsini karalamış Geçen sağlık karnelerimizi de karalamıştı Ona bağırdım Defterimi vermedi Elinden çektim Defterim yırtıldı Ben de onu itekledim yere düştü Ve Memoş ağladı Annem geldi - Kızım sen ne yaptın? - Ama, anne defterimi hepsini karalamış Ben yarın öğretmenime ne derim - Bir şey olmaz! Öğretmen kızmaz - Ama, anne hepsini yeniden nasıl yazacağım - Koş balkona bak Eğer, baran ve Zilan gitmemişlerse onlar sana yardım ederler Hemen balkona koştum Baktım Yoktular Başka balkona gitmişlerdi Çok üzüldüm Her sabah balkonumuza bakıyorum Pepuk Kuşları acaba bir daha gelirler mi diye? Onları çok özledim Alıntı |
Pepuk Kuşları |
07-11-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Pepuk Kuşlarıbu öykü çok değişik ilk kez okuyorum benim bildiğim pepuk kuşu efsanesi çok farklı orda mardinin aslanlar tepesi demiş doğrusu kartal tepesidir ve enteresan olan ikinci durum burda pepuk kuşunun güzel anlatılması halbuki bizim buralarda bir inanç vardır pepuk kuşu uğursuzdur diye hangi eve konarsa uğursuzluk gelir diye tabi bana göre batıl inanç Kürtçede mı pepuké bir ağıt sözcüğüdür pepuk kuşu da ismini ondan almaktadır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|