Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
acının, oldum, sarnıcı

Acının Sarnıcı Ben Oldum

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Acının Sarnıcı Ben Oldum



Gitmiştim Saçımdan tırnaklarıma kadar boylu boyunca bir gidiştim
Durakta beklemekle otobüse binmek arasındaki çırpınışları kaplıyordu aklım
Aklım öyle sevimsizdir ki böyle zamanlarda, bulutlarla yerkabuğu arasında sıkışır kalırım

Doyumsuz bir yolculuk şoku ardı ardına gözlerime saplanır
İki adımda bir kavşak serilir önüme Karasızlık buhranı sonra
Her acının yürüdüğü söylence bir yol vardır
İşte kavşakları hep acıya ayarlanan gidişlerim bu söylenceye aldanır
Kandili kısık bir aydınlıkta zamanın geç kalmışlığında yolları birbirine düğümlerim
Günü ikiye böler acının kılıcı yüzüne yakışan rengi seçer,
geceyi giyinir acının kanayan yarıklarından küçük adımlar geçer
Resmi sevinç, içi ezinç başlangıçla gözüm görmeye başlar
Dilim tatlanır, ceplerimde kıvranır ellerim
Oysa yürek yeniktir halaBunu artık kim değiştirebilir

İnsan görebilirse erdiğini soğuk sokaklara sokulma vakti gelmiştir
Alnımdan su eksildiğinde,
acıların kayaları küflendiğinde aynalara suretimin sığmadığı zamanlarda
gözüme dokunacak bir göz olmadığında sırası gelmiştir çantayı sırtlamanın
o günden sonra bütün kent sokaklarında asit yağmurlarında
tek başıma yürürüm Yüzüm keskin bir mehtapta küskün bir kedi kadar
kimsesiz,yüzüm kapalı tüller kadar sessiz

Az evvel bütün ıışıkların ardına baktım yoktun!!
Bu kentte senin lisanını konuşuyorum aşk boyu
Lisanım var inanıyorum öyleyse bu gözümü alan sessizlik neden?
Bu sağır özlemin failini göster bana
Her gün yüreğimi ipe götüren bir cellatı arıyorum
Gözlerimi gösteriyorum kalabalığa gören yok mu?
Peki tanıyan celladı mı? Bir yol daha uzadı önüme,
kıyısında sıra sıra meşe kolyesi

Her meşenin gövdesine bir kelime yazıp geçmşim o yoldan
Senden başka kim başarabilirdi ağaçlardan cümle kurmayı
Ve beklediğim oldu ağaçların yolun sonu denize çıktığı
Ben seni denizsizken bilirim
Gözlerindeki son damla maviyi ellerinle saklardın her seferinde
Daha engelleri aramızdan söküp karşımıza almadan gittin
Deniz sıçradı üzerine, tuza, yakamoza aldanıp gittin!!!

Ne zaman rüzgar saçılsa bir kadıın saçlarına,
benim bungun ellerim ağlıyor şimdi Gel ben ölmekteyim
Caddelerde adımlarım boğuluyor, gözlerindeki surları katlime örüp durma!!
Rengi kokuşmuş yazlara mezarımı kazma!! Naçar oturup ağladığım,
güldüğüm çay bahçelerinde denizden donuk gözlü balıklar bakıyor bana

Vapurların bir bir sana seferi yok
Gözlerimdeki kayıp ilanlarına aldıran da
İç bükey bir acıyla geldiğim kentte enkaz oldum
Bana ayrılan kül bulutlarını soğuruyorum şimdi
Kanat ve el gibi tutabilir mi bir başka eli ey deniz?

Bugün varlığımın infazına hükmettim
Durgun bir denizle yanan bir kentin arasında kaldım
Yamacıma yanaşan şu gemi son kavşağım olsun İsimsiz olsun
Eylüle açılıyor dalgalar Ah kalbim üzerine çullanacak yine sonbahar
Sulara sok kanlı saçlarını
El salla tren istasyonuna, kıyıdaki cam kırıklarını damıt
Olsa olsa bir sevgiden düşmüştür bu acı
Peki neden ben oldum bu acının sarnıci?

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.