Kapıdaki Karanlık 15 |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kapıdaki Karanlık 15Kapıdaki Karanlık 15 Hikayesi - Karanlık Hikayeleri - Aynur Engindeniz - Aynur Engindeniz Yazıları Hiç kıpırdamadan, aynadan kadını izledi İkisi de sessizdiler, ama gözlerini birbirlerinden ayırmadan, bakışlarıyla konuşuyor gibiydiler Nazan artık bu kadından korkmuyordu Ne titremesi vardı, ne de çığlık attı Sadece bakıyordu Kadın beyaz tırnaklı ellerinden birini, Nazan�ın omzuna koydu Diğeriyle de kızın saçlarını karıştırmaya başladı O kadar yakınlaştılar ki, Nazan kadının nefesini yanaklarında hissedebiliyordu Kadın gözlerini Nazan�dan ayırmadan: � Gidelim mi� dedi Nazan donuk bir sesle: � Şimdi değil Biraz daha zaman�� diye cevap verdi Bir süre daha gözleriyle konuştular Kapının çalmasıyla kadın yok oldu Nazan elindeki aynayı cebine sokarak, kapıya yöneldi Artık kapının çalmasından da korkmuyordu Yavaşça kapıyı açtıYüzüne vuran serin rüzgarın etkisiyle kendine geldi Gelen Havva�ydı Bir süre şaşkın şakın kızın yüzüne baktıktan sonra içeri davet etti Havva gözlerini yerden kaldırmadan, elindeki tepsiyi Nazan�a uzattı � İçeri girmeyeyim, Sinan ve ailesi bizde Düğün tarihini konuşuyorlar Annem sana börek gönderdi� Nazan tepsiyi alırken Havva�nın yüzüne baktı Sebebini anlayamadığı bir soğukluk sezdi Yerden kaldırmadığı gözlerinde ve gülmeyen dudaklarında garip bir mana vardı sanki Ama zihni o kadar bulanıktı ki, bu soğukluğun dibini arayıp bulacak hali yoktu Börek için teşekkür edip, iyi geceler diledikten sonra, kızın gitmesini beklemeden kapıyı kapattı Tam salona yöneliyorken yeniden çalan zilin sesiyle geri döndü Kapıyı açtı Havva henüz gitmemişti � İyi misin Nazan?� � Neden soruyorsun?� � Bugün öyle çıkıp gidince senden haber alamadım Merak ettim Gece yarısına kadar da eve gelmedin Nerdeydin?� � Arkadaşımdaydım Şey�Yanlış anlamazsan çok yorgunum, yatmalıyım Havva� � Tamam, rahatsız ettiğim için kusura bakma Bir de�Annem dedi ki; yarın sabah bize gelsin� � Olur, uyanınca gelirim� Kapıyı kapattı Tepsiyi mutfağa bırakıp, sobanın karşısındaki yerine oturdu Başını ellerinin arasına alıp, düşünmeye başladı Yıllardır hiç düşünmediği şeyler aklına geliyordu Ömrünün kayıp yılları�O yıllarda neler olduğu, ne yaşadığı�Hepsinin dedesinin günlüklerinde yazılı olduğunu biliyordu Ama içinde öyle bir sıkıntı vardı ki, sanki tüm o yaşadıklarını öğrendiğinde, artık kendi olamayacaktı Günlükleri yakmalıyım diye düşündü Hatta hepsini toparlayıp, sobanın kapağını açtı Duvardaki raftan bir kutu kibrit alıp, bir tane yaktı Alev parmağına değene kadar düşündü Yapamadı Nazan�ın nasıl bir bela olduğunu öğrenmeliydi Bu sayede kendisini kurtarabilirdi belki de Koltuğa oturup duvardaki saate baktı Vakit çok geç olmasına rağmen, uykusu yoktu Elindeki kağıtları yeniden tarih sırasına dizdi Kaldığı yerden okumaya başladı Dedesi yazmaya çok ara vermişti En son okuduğu günlükle elindeki arasında altı yıl ara vardı Bu durum merakını ve korkusunu bir kat daha artırdı �7 Kasım 1977 Uzun zamandır yazmadım Açıkçası günlüklerimin ele geçirilip, Nazan�a zarar gelmesinden korktum Ama şimdi çok hastayım Benden sonra Nazan�ın başına gelenleri öğrenmesini istiyorum Tabi yaşarsa Nazan altı yılda çok değişti Sessizliğim küçük bir katil yarattı Öyle şeyler yaşadım ki, kaç kere intihara kalkıştığımı unuttum İki kere onu hastaneye yatırmaya karar verdim Bunu ona her söylediğimde, şeytanca kurnazlıklarla, ağlayarak sızlayarak bir daha yapmayacağına, normal bir kız olacağına söz verip, vazgeçirdi beni Onu öyle çok seviyordum ki, vazgeçmeye o kadar meyilliydim ki kıyamadım Ömrümün son zamanları, karakollarda, karanlık çetelerin ayinlerinde geçmeye başladı Nazan on dört yaşında İki yıldır okula gitmiyor Hala geceleri duvarla konuşmaya devam ediyor Çocukluk saflığından eser yok O kadar asi ve kin dolu ki, kimseye güvenmiyor Arada büyük teyzesine giderdi İki yıldır onunla da kuzeniyle de görüşmüyor Açıkçası onlar da onu kesinlikle görmek istemiyor Söylemesi bile çok acı, ama bir gün okul dönüşü kuzenini köprüden aşağı itti Kızcağız ağır yaralandı Ama Nazan bu durumdan da şeytanca sıyrıldı Kaza diye kapandı Ama herkes kaza olmadığını biliyor Herkesin ilmediği bir şey daha vardı Oda Nazan�ın ilk cinayet planı değildi bu Hatta kuzeni bu konuda şanslı bile sayılabilirdi En azından hayatta kalmıştı Ama iki kişi vardı ki, onun kadar şanslı olamadı İlk cinayetleri hayvanlarla başlamıştı Bu onun için kurs gibi bir şey olmuştuHer geçen gün vahşileşti Bir süre yaylaya götürmüştüm onu Belki uzaklaşmak, açık hava iyi gelir diye Orada da durmadı Bir gecede bir sürü kuzuyu boğdu İki hamile koyunun karnını deşip yavrularını çıkarttı Her zamanki gibi ertesi gün hiçbir şey hatırlamadı Kimseye sezdirmeden kaçtık yayladan Ama bir gün öyle bir şey yaptı ki, hepsinden beter, hepsinden ağır ve acı Dokuz yaşındaydı Kendinden yaşça biraz küçük bir arkadaşı vardı Zavallı kızın günleri zaten sayılıydı Çünkü hastaydı Annesi pamuklar içinde bakıyordu onu Öyle özenle, tertemiz Bizimki bunu da kıskanmış Kafasında ne çeşit bir şeytan varsa, o korkunç planı yapmış Yatağından zor kalkan kızı bize davet etti Kızda çok ısrar edince annesi çaresiz bize bıraktı İki saat sonra alacaktı Ne yazık ki cesedini aldı Üst katta oynuyorlardı Bir süre sonra ses kesildi Zaten içimde daima bir korku ve şüpheyle yaşadığım için, sessizce merdivenleri çıkıp aralık duran oda kapısından baktım Saçımdan ayak tırnağıma kadar buz kesildim Dehşetti! Nazan kızı yatağa yatırmış, üzerine çıkıp yüzünü yastıkla kapatmış, kin ve nefretle yastığı bastırıyordu Beni görünce gülümsedi � Oynuyoruz dede� dedi Koşarak onu kızın üzerinden kaldırdım Yastığı çocuğun yüzünden çektiğimde artık çok geçti Zavallı çocuk gözleri açık bir halde, nefessiz kalmıştı Nazan�ı kaldırdığım gibi duvara çarptım Hiçbir şey olmamış gibi kalkıp, ellerime yapıştı � Benim suçum yok, o istedi Öldür beni dedi Zaten ölecekti dede � Ağlayarak çocuğun annesini aradım Çocuğun kriz geçirdiği yalanını uydurdum Zaten sürekli kriz geçirdiği için, kimse şüphelenmedi Ama bu acı, bu yalan beni yedi bitirdiYıllar geçti, o kadının feryatlarını unutamadım Üstüne üstlük cenazesine bile gittik Nazan�ın tabuttaki çocuğa bakarkenki keyfini, sinsi gülüşünü, arada da gözlerini nefretle gözlerime dikişini unutamam O gün onu hastaneye yatırmaya karar verdim, yalvardı ağladı yapamadım Zamanla, değişik insanlarla dost oldu Eve garip garip çocuklar girip çıkmaya başladı Başta izin vermedim Böyle yapınca Nazan evden, okuldan kaçmaya başladı Mecburen arkadaşlarının eve gelmesine izin verdim Hiç olmazsa gözümün önündeydiler Öldürdüğü çocuk bunlardan birisiydi Kimsesiz bir sokak çocuğuydu Aslında Nazan o çocuğu çok seviyor, birlikte garip oyunlar oynayıp eğleniyorlardı Onu bizim bahçenin önündeki caddede arabanın önüne iterken gözlerimle gördüm Hızla gelen arabanın altında can veren çocuğun bağırmaları bugünde kulağımda hala Olaydan sonra koşarak bahçeye , yanıma geldi Nazan Çarpan adam da suçlu olduğundan kaçtı Kimse de Nazan�ın çocuğu ittiğini görmemişti Saniyeler içinde olan olay, yıllarımı acı içinde geçirmeme neden oldu Bu sefer onu kesinlikle hastaneye yatıracaktım O kadar ağladı, o kadar masum hallere büründü ki, yaşlı kalbim ona yine kıyamadı Şimdi hala o grupla gezip tozuyor Artık ne yaptığını araştırmıyorum Hiçbir şey duymak ve görmek istemiyorum Evime kapandım Dünyayla bir bağım kalmadı Bazı geceler eve gelmiyor Geldiğinde de zil zurna sarhoş oluyor O artık bir çocuk değil Kim bilir daha kaç cinayeti var Beni dinlemiyor Hatta nefret ediyor Geri kafalı ihtiyar moruğun tekiymişim On üç yaşında polisle tanıştı Birkaç gençle birlikte basılmışlar Ormanda uyuşturucu alemi yapıyorlarmış Polisler eve getirdiklerinde üzerinde sadece bir battaniye vardı Polis konuştukça ben yerin dibine battım Uygunsuz halde, uyuşturucu ve alkol almış bir şekilde basılmış Benim torunum Bakmaya kıyamadığım, bir zamanlar peygamber gülü diye çağırdığım torunum ne hallere düşmüştü Kalp krizi geçirdim Ne yazık ki kurtardılar beni Nazan�dan değil kendimden nefret ediyorum Daha üvey annesini merdivenlerden atar atmaz, onu akıl hastanesine kapatmam gerekirdi �11 Haziran 1979 Her şey aynı rezilliğiyle devam ediyor On altı yaşında bir şeytanla yaşıyorum Çok korkuyorum 28 Kasım 1979 Sonunda başardım Nazan�ı ihbar ettim Götürüp akıl hastanesine kapattılar Doktorlar, bu vahşi yaratığın nasıl serbest dolaşmasına izin verdiğime şaşırdılar Beni suçladılar Dün ziyaretine gittim Hem aklı iyice gittiğinden, hem de uyuşturucu krizinden duvarları tırmalıyor, çığlık çığlığa bağırıyordu Çok üzgünüm Nazan Nazlı kızım� 3 Mart 1983 Nazan hastaneden çıktı İki gün benimle kaldıktan sonra, ortadan yok oldu Gidebileceği her yeri aradım Yok� Allah�ım al artık canımı Nefes alamıyorum artık Tek dostum, kardeşim gibi sevdiğim arkadaşımın kızı, Neriman O bana destek oluyor 17 Temmuz 1983 Neriman�ın kocası Nazan�ın izini buldu İzbe bir yerde kalabalık bir grupla kalıyormuş Öğrendiklerimle öyle yıkıldım ki, keşke ölüm haberi gelseydi de, dünya bu şeytandan kurtulsaydı Hamileymiş Bir karanlık grubun da lideriymiş Ayinler yapıyorlar, Nazan�a tapıyorlarmış Bu ne acı imtihan Allah�ım 21 Temmuz 1983 Neriman, kocası ve ben Adana�ya gidip Nazan�ı bulduk Benimle gelmek istemedi Hatta Neriman�ı ve kocasını yaraladılarPolis çağırmak zorunda kaldık Ama Nazan�ı bize vermediler O kadar kabarık bir rezillik dosyası varmış ki, zaten aranıyormuş Kimse kim olduğunu nerden geldiğini bilmediği için bana gelen olmadı Suçları da o değil, yanındakiler itiraf etti zaten O masum olduğunu, hiçbir şey yapmadığını söyleyip durdu Anlaşılan hala yaptıklarını sonradan unutuyordu Gruptan birinin anlattıklarıyla polislerin de benim de kanımız dondu Bu grubun bir kolu da Avrupa�da bir ülkedeymiş Olağanüstü şeyler gören kızları seçip, gruba lider yapıyorlar, ondan sonra da asıl �kutsal amaçlarını gerçekleştirecek askerler doğurması için� hamile bırakılıyorlarmış Babalar da daha önce dünyaya gelen genç �kutsal askerlerden� seçiliyormuş Benim ölümüm yakındır 9 Eylül 1983 Nazan çocuğunu doğurdu Beni çağırdılar Yarın Neriman�la gideceğim 10 Eylül Bugün Neriman�la hastaneye gittik Sürekli bağlı tuttukları için Nazan�ı göremedik Tehlikeli değilmiş artık Ama çocuğunu göremediği için huysuz ve saldırganmış Bebeği bana verdiler Almak istemedim Neriman�ın yalvarmasıyla mecburen kabul etmek zorunda kaldım Sonra yüzünü gösterdiler O kadar güzel ve günahsızdı ki Nazan�a benziyor Ah Nazan�ım böyle mi olması gerekiyordu Şimdi ben bu babası belli olmayan çocuğu nasıl bağrıma basarım� 13 Eylül Çocuk artık benimle ama Neriman ve kızı Havva bakıyor Onu çok sevdiler Havva çok temiz, çok iyi huylu bir kız Gerçeği ona bile söylemedik Daha on dört yaşındaki aklıyla bu olanları kaldıramaz Konu komşunun bebekten henüz haberi yok Bugün kendimi iyi hissetmiyorum Neriman�ı çağırıp onunla konuşmam lazım 14 Eylül Neriman�a öleceğimi hissettiğimi söyledim Sedat�ın ortada kalmasından korktuğumu, Nazan iyileşene kadar çocuğa bakmasını istedim Zaten kocasıyla konuşup karar vermişler Çocuğu kendi yanlarına alıp, henüz kimse duymadan kendi çocukları gibi büyütmek istiyorlarmış Karar verildi Nerimanlar bana daha yakın bir yere taşınacaklar Akrabalarına ne söyleyeceklerine karar veremedik O da hallolur inşallah Çünkü benim nefesim sayılı artık 11 Aralık Sedat üç aydır Neriman�la yaşıyor Kocası da kendisi de Havva�da bebeği çok seviyorlar Kimse bu onların çocuğu değil diye şüphe etmez Eş dosta da münasip yalanlar uyduruldu Nazan iyiye gidiyormuş Ama korkuyorum Daha önce de iyi oldu diye bırakmışlardı Ben artık doğru dürüst göremiyorum� II BÖLÜM � Hikaye burada bitti anne Şimdi söyle bakalım Neden bu hikayeyi okuttun bana Çok korkunçtu� Neriman uzandığı kanepeden doğrularak Sedat�ı yanına çağırdı � Oğlum, hani sana, hikaye bitince bir şey anlatacağım demiştim ya Hala öğrenmek istiyorsun değil mi?� � Evet ama çabuk anlat anneciğim Kemal�le top oynamaya gideceğiz� Neriman gözleri dolu dolu küçük çocuğa gülümser � Anlatacaklarım aceleye gelmez Sedat Beni dikkatle ve anlamaya çalışarak dinleyeceksin� Çocuk ayağa kalktı Elindeki kitabı çalışma masasına bıraktı Tam yerine oturacakken pencereden, karşı bahçede sallanan sandalyesinde kitap okuyan genç kadını gördü � Anne, bu kadın kim? Yeni taşındı galiba� Neriman da pencere önüne giderek kadına baktı Küçücük bahçede, yeşillikler içinde, yaban otlarının, sarmaşıkların, bakımsızlıktan ağaç olmuş çiçeklerin arasında kitap okuyan kadın onlardan habersizdi Yüzünde acı bir gülümseme beliren Neriman, gözlerindeki yaşları serbest bıraktı Aynur Engindeniz |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|