Kazan Hanlığı

Eski 06-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kazan Hanlığı




Kazan Hanlığı



İdil (Volga) Irmağı kıyısındaki Kazan şehrinde kurulmuş bir Türk Devleti Kuzeydoğu Avrupa’ya göç eden Türkler tarafından 15 yüzyılda kurulup, 16 yüzyılın ortalarında Ruslar tarafından yıkıldı
Kazan Hanlığı, Volga Bulgarlarının yaşadıkları bölgede, Altınordu Devleti'nin eski hanlarından Uluğ Muhammed Han tarafından, 1437 tarihinde kuruldu Hanlığın ahâlisini, Orta Asya’dan gelme yerleşik ve yarı göçebe Türkler ve Finliler meydana getiriyordu Uluğ Muhammed Han (1437-1445), gelişmesini devleti için mahzurlu gördüğü Moskova Knezliği’ne karşı, 1439-1445’te sefere çıkıp, Rus kuvvetlerini bozguna uğrattı ve Knez Vasili’yi esir etti Ruslar, Kazan Hanlığının hakimiyetini tanıyıp, harp tazminatı olarak her yıl haraç vermeyi, Kazan memurlarının Rus şehirlerinde vazife yapmasını ve Oka Nehri boyunu şehzade Kasım’a yurt olarak vermeyi kabul ettiler Oka Nehri boyunda kurulan Kasım Hanlığı sayesinde, Moskova Knezliği kontrol altında tutuldu

Teşkilâtçı, tedbirli, cesur ve akıllı bir idareci olan Uluğ Muhammed Hanın vefatıyla oğlu Mahmud Han (1449-1462), Kazan Hanlığı tahtına geçti Mahmud Han devrinde, Kazanlılar sulh, sükûn, huzur ve refah içinde yaşadılar Mahmud Hanın, 1462’de vefatıyla, oğlu Halil (1462-1467) ve İbrahim (1467-1479), Kazan Hanı oldular İbrahim Han devrinde taht mücadeleleri başladı İbrahim Hana karşı bazı beyler Kasım Hanlığının kurucusu Kasım’ı, Kazan Hanı olarak tanıdılar Türklere karşı fırsat kollayan Moskova Knezliği, bu durumu değerlendirerek, İbrahim Hana karşı, Kasım Hanı destekledi Hanedanlık meselesi, Moskova Knezliğinin kontrolünü gevşettiğinden Ruslar, Türklerin hakimiyetinden kurtulmak için faâliyete geçtiler Papalık tarafından, Bizans sülâlesinden Sofya ile evlendirilen Üçüncü İvan, 1480’de Türk hakimiyetinden ayrılarak, istiklâlini ilan etti Kazan Hanlığındaki taht mücadeleleri, 1552 tarihine kadar devam etti Kazan tahtına sahip olmak isteyen prensler, Ruslar’dan da teşvik ve yardım alarak, iktidar mücadelesine devam ettiler

Kazan Hanlığının iç işlerindeki karışıklıklardan, büyük ölçüde istifade eden Ruslar, 1487 yazında Kazan’a girdiler Muhammed Emin (1502-1518), Rus taraftarı görünerek, usta bir siyaset takip edip, 1506’da Rusları, Kazan’dan attıysa da, bütün tehlikeyi ortadan kaldıramadı 1521’de Kırım sülalesinin, 1552’de Astırhanlıların hakimiyetine geçen Kazan Hanlığı, devamlı Rus saldırılarına uğradı İlk "çar" unvanlı Moskova Knezi olan Dördüncü (Korkunç) İvan, Hıristiyan Avrupa’dan silah ve asker de alarak, 150000 kişilik ordusu ve 150 top ile, Kazan Hanlığına karşı harekete geçti Kazan’ı müdafaa eden, şehirdeki 33000 asker ve dışarıdaki 15000 atlı Hanlık kuvvetleri ile Ruslar arasında, 1552 yazında, şiddetli çarpışmalar meydana geldi Kazan’daki müdâfilerin huruç harekâtı ve atlı kuvvetlerin saldırıları sonucu, Rusları yok etme metodu, Avrupa’dan getirilen toplar ve İngiliz mühendislerinin duvar altı lağım tekniği karşısında tatbik edilemedi Ağustos başında Kazan’a giren Ruslara karşı, sokak muharebeleri yapıldı Ruslara karşı en şiddetli mücadele, Kul Şerif Camii ve Medresesi çevresinde oldu Seyyid Kul Şerif dahil bütün medreseliler şehid edildiler Yadigâr Muhammed Han ve etrafındakiler esir edildi Kazanlıların çok azı dışında, genç-ihtiyar, kadın-erkek katliama uğradı Maddî ve manevî kültür eserleri imha edilerek, şehir ve devletin hazineleri, Ruslar tarafından yağmalandı Kazan ülkesi, Rusların hakimiyetine girince, çeşitli tarihlerdeki istiklal mücadeleleri kanlı şekilde bastırıldı Bugün, Kazan’da Rusya Federasyonuna bağlı Volga (İdil) Tatar Cumhuriyeti hakimdir

1437-1552 tarihleri arasında, Kuzeydoğu Avrupa’da hakim olan Kazan Hanlığı, Türkler tarafından kurulmuştur Ruslar, Türkleri sevmediklerinden buranın ahalisine, Moğollara izafen Tatar diyerek onları kötülemektedirler

Hanlıkta, yerleşik Bulgar Türkleri ve yarı göçebe Kıpçak Türkleri hakimdiler Hanlığın başında bulunan “Han”, boyları temsilen “Karacılar Dîvânı” ile idarede söz sahibi idarî, askerî ve dinî temsilciler, hükümeti meydana getirirdi Saltanat, hanedandan en büyük oğulun hakkıydı Bütün memleketi alâkadar eden meseleler için, temsilciler heyetinden meydana gelen Kurultay toplanırdı Kazan Hanlığının iktisadî temeli, tarıma dayanırdı İslavlara, hububat mahsulleri, meyve, bal, balmumu, balık ile çeşitli kürk ve eşyaları ihraç edilirdi Kazan’da yabancı tüccarlar için ayrı bir bölge kurulmuştu Her yıl, 24 Eylül günü, Volga Nehrindeki adada panayır kurularak, ülkenin her tarafındaki tüccarlar burada toplanır, alışveriş yaparlardı Kazan’da saraylar ve camiler inşa edilerek, âlimlerin ve dinî müesseselerin bütün ihtiyaçları, devlet bütçesinden karşılanırdı Dânişmend, derviş, hâfız, hâkim, kadı, molla yetiştirilerek, her Kazanlı, İslâm dininin esaslarını öğreninceye kadar, cami, mektep ve medreselerde okutulurdu Kul Şerîf Camii ve Medresesi en meşhur Kazan müessesesidir Kazan Hanlığı, Ruslar tarafından işgal edilince maddî ve manevî eserler yağmalanıp, tahrip edildi Katliamlarda, devlet adamları ve âlimlerle birlikte, çocuklar ve kadınlar da insafsızca öldürüldüler


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.