Türk Devletleri - Adilşahlar

Eski 06-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Devletleri - Adilşahlar




Adilşahlar
Hindistan’da Bicapur Devleti hükümdarlık ailesi Hanedanın ve devletin kurucusu olan Yusuf Adil, Behmenilerin hassa askerlerinden idi Kabiliyetli olduğundan, İkinci Muhammed Şahın takdirini kazanarak yükseldi Muhammed Şahın vefatından sonra, taht kavgalarından faydalanarak Bicapur’un idaresini eline geçirdi Ailesiyle Bicapur’a gidip, 1490 senesinde Şah unvanını aldı ve bağımsızlığını ilan etti Dekken’de Behmeniler'in yıkılmasıyla, Dekken devletleri denilen dört devlet ortaya çıkmıştı Yusuf Adilşah bu devletlerle sık sık savaşlar yaptı


Ayrıca Hind Denizi ve Hindistan’da hakimiyet kurmak isteyen Portekizliler ile mücadele etti Portekizlilerin sahile yerleşip üsler kurmasının önüne geçmek istedi Fakat Portekizliler, Dekken devletleriyle olan mücadelelerden gereği gibi faydalanıp, sahilde üsler kurdular ve git gide kuvvetlendiler
1504 senesinde Yusuf Adilşah, Şiiliği, devletinin siyasetine esas olarak kabul edince, ülkede ayaklanmalar baş gösterdi Bidar ve Ahmednagar hanlarına yenilen Adilşah, önce Beras, sonra da Haniş’e kaçtı Bir sene sonra topladığı ordu ile Bidar Hanı Ali Berid’i yendi Bicapur’u geri aldı ve ömrünün sonuna kadar diğer Dekken devletleriyle mücadele etti Yusuf Adilşah’ın hükümdarlığının son yıllarında, Portekizliler Goa’yı ele geçirdiler


Yusuf Adilşah, 1516 senesinde vefat edince, yerine on üç yaşındaki oğlu İsmail Adilşah geçti Fakat vefatından önce Kemal Hanı oğluna vasi tayin ettiği için, bir süre devleti Kemal Han idare etti Kemal Han, Cuma hutbesini dört hak mezhepten Hanefi mezhebine uygun olarak okuttu Ehl-i sünnet itikadına uymayı, devletin resmi siyaseti olarak kabul etti İsmail Adilşah tahta çıktığı sırada, Portekizlilerin ele geçirdiği Goa limanı geri alındı İsmail Adilşah, 1521 senesinde Viceyanagar Devleti’nin elinde bulunan Rayçur Duab’ı geri almak için bir sefer düzenledi İki ordu, Krişna suyu kıyılarında karşılaştı İsmail Adilşah, askerlerini sudan geçmeye zorlayınca askerin pek çoğu boğuldu Karşıya geçenler de öldürüldü İsmail Adilşah, bu savaşta kendi canını zor kurtardı


Dekken devletleri sultanlarından Burhan Nizamşah, Ali Berid ve Alaüddin İmadşah, 1525 senesinde birleşerek, Adilşahlara saldırdılar İsmail Adilşah’ın başkumandanı Esad Han Lari Türk, bu birleşik orduyu, Şalapur önlerinde bozguna uğrattı İsmail Adilşah da, babası gibi, ömrünü diğer Dekken devletleri ile mücadele etmekle geçirdi


1534 senesinde İsmail Adilşah’ın ölümü üzerine yerine geçen oğullarından Mallu ve İbrahim Adilşahlar dönemlerinde, ülke iç karışıklıklar ve Dekken devletleri ile mücadele arasında kaldı 1579’da Ali Adilşah’ın yerine hükümdar olan İkinci İbrahim Adilşah’ın dönemi, Bicapur Devletinin en parlak yılları oldu İbrahim Şah, Hindistan'ın en büyük İslam Devleti olan Gürganiye Hanedanlığı ile iyi münasebetler kurdu İkinci İbrahim Adilşah, Gürganiyye Sultanı Cihangir Şah'tan oğul muamelesi gördü Cihangir Şah, Adilşahları, Ahmednagar ve Gülkende memleketlerinin fethiyle vazifelendirdi Adilşahlar, Gürganilerle beraber, Dekken’de diğer devletlere karşı mücadele ettiler Bu devirde Bicapur Devleti sınırları, güneyde Maysor’a kadar genişledi İkinci İbrahim Adilşah’tan sonraki hükümdarlar döneminde, devlet yine iç karışıklıklar içerisine düştü Bu dönemde Adilşahlar, Gürganilere karşı Merathalılara yardım ettiler Bu olay üzerine Gürgani hükümdarı Evrengzib Alemgir Şah, 1686 senesinde, ordusuyla Bicapur önlerine geldi ve şehri kuşattı Kuşatma iki ay on iki gün sürdü Bicapur’un düşmesiyle, Adilşahlar Devleti tarihe karıştı Son Adilşah hükümdarı İskender’e, Evrengzib çok iyi muamelede bulundu Himayesine aldı ve yıllık maaş bağladı

Hindistan’ın Dekken bölgesinde, Bicapur’a iki yüz yıla yakın hakim olan Adilşahlar, bölgede Türk hakimiyetini kurdular Uzun seneler, Portekizlilerle mücadele ettiler Muazzam sanat ve mimari eserleri inşa edip, kültür ve medeniyete hizmet ettiler Fevkalade binalar, saraylar, camiler ve türbeler yaptılar Bunlar arasında İkinci Ali Adilşah’ın, Bicapur’da yaptırdığı cami çok meşhurdur

Kaynak: Genel Türk Tarihi / dallogcom



Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Devletleri - Adilşahlar

Eski 06-27-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Devletleri - Adilşahlar





Cihangir Şah



Bâbür İmparatorluğunun dördüncü hükümdârı Ekber Şahın oğlu olup, asıl adı Selim�dir 1569�da doğan Selim, babasının ölümü üzerine 1605�te �Nûreddîn Cihangir� unvânı ile tahta çıktı Ancak oğlu Hüsrev, Sihleri etrâfında toplayarak Pencab�da isyân etti Cihangir Şah, âsî kuvvetleri Cullandar Nehri kenarında bozguna uğrattı


Yakalanan oğlu Hüsrev�i Burhanpur�a sürgüne gönderdi Hüsrev orada 1622 yılında öldü Racput Prensliği ile yapılan savaş başarı ile netîcelendi Ancak Safevî Hükümdârı Şah Abbâs�ın Kandehar�ı istilâsına karşı konulamadı Cihangir Şah döneminde, Avrupalılar ve bilhassa İngilizler sık sık Bâbürlü Sarayında görüldüler Bu münâsebetler netîcesinde, İngilizlere Surat limanında ticâret yapma hakkı verildi


Bu müsaade, iki asır sonra İngilizler�in Hindistan�a yerleşmelerine ilk zemîni hazırlaması bakımından çok mühimdir Cihangir Şahın saltanatının son yılları, huzursuzluk içerisinde geçti Eşi Nurcihân ve veziri Mehabet Hanın sık sık devlet işlerine karışmaları sıhhatini bozdu Tabiplerin isteği üzerine iklimi daha müsâit olan Lahor�a giderken, yolda 28 Ekim 1627 günü vefât etti Cesedi Ravi Nehri kıyısındaki, Şah Dârâ denilen yerde toprağa verildi Daha sonra mezarının üstüne büyük bir türbe yapıldı


Âdil bir hükümdâr olan Cihangir, âlimleri sever, onlara izzet ve ikrâmda bulunurdu Babasının Müslümanlara karşı uyguladığı ağır baskıyı kaldırdı Ancak Şiîlerin ve hasetçilerin iftirâlarına aldanarak, devrinin büyük âlimi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî hazretlerini Gwalyar şehrinde hapsettirdi İki yıl sonra hatâsını anlayıp bu büyük âlimi hapisten çıkaran Sultan, 1000 rupye ihsân edip bağışlanmasını diledi İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Cihangir Şaha yazdığı mektuplar, Mektûbât isimli eserinde mevcuttur


Cihangir Şah, bayındırlık işlerine de önem vermiştir Agra�dan Etek�e ve Bengâl�e giden ağaçlıklı yollar ve Agra ile Lahor arasında her üç kilometrede bir işâret kuleleri ve sulu gölgelikler yaptırmıştır Tüzük-i Cihângîrî ismi ile yazdığı hâtırâtı, kıymetli bir eserdir
Kendisinden sonra oğlu Şihâbuddîn Muhammed, �Şah Cihân� unvânı ile tahta geçmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.