Türk Boğazlar Sorunu |
06-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Boğazlar SorunuBoğazlar çeşitli biçimlerde geçmişten günümüze Türk dış politikasını etkilemiştir Boğazlar sorununun geçmişten günümüze incelendiği bu makalede Lozan Antlaşması’nın yanı sıra Montreux Boğazlar Sözleşmesi’nden de söz edilmekte, özellikle ticaret gemilerinin zararsız geçiş hakkının İstanbul ve Boğazın çevresel güvenliği açısından sorun yarattığı üzerinde durulmakta ve çevresel güvenlik sorununun Montreux Boğazlar Sözleşmesi’nin revize edilmesi ya da yeniden yapılandırılması sorununu gündeme getirdiği vurgulanmakta ve bu konuda Türk bilim yaşamındaki tartışmalardan bir kesit sunulmaktadır Boğazlar sorununun temelinde Türkiye’nin geçit yolları üzerindeki konumu yatmaktadır Kara ve deniz geçit yollarındaki konumuyla Türkiye Boğazlar Sorunu ve diğer sorunlar bağlamında fazlasıyla etkilenmiştir ve hala etkilenmektedir Bilindiği üzere Türk Dış Politikası’na Osmanlı İmparatorluğundan miras kalan başat öğelerden biri de coğrafi konumdur (Sander, 1987:205) Boğazlar sorununun iki antlaşma çerçevesinde inceleneceği bu makalede sorunun Türkiye’nin jeostratejik konumundan kaynaklanan olaylardan en başlıcalarından birini oluşturduğu üzerinde duruluyor Lozan ve Montreux Sözleşmeleri öncesi tarihsel gelişim ve ilgili devletlerin dış politika yaklaşımlarıyla irdeleniyor Montreux Boğazlar Sözleşmesi’nin 20 Temmuz 1996’da 60 yılını doldurduğu göze alındığında konunun önemini iyice vurgular niteliktedir 1 Boğazlar Sorununun Tarihsel Gelişimi Boğazlar coğrafi açıdan iki kara parçası arasındaki dar su yolları olarak tanımlanabilir Boğazlar Ulusal ya da Uluslararası özellikleri Boğazların niteliğiyle ilişkilidir Ulusal ya da Uluslararası ölçütü, önce mesafe, daha sonra Uluslararası ulaşımdaki rolüne göre değerlendirilmektedir Konumu gereği özel ya da uluslararası sözleşmelerle düzenlenen Boğazlar, ayrı bir grup oluştururlar Türk Boğazları konumları gereği özel sözleşmelerle düzenlenen boğazlardandır Türk Boğazları sınırlar açısından bakıldığında TC Devleti’nin, sınırları içinde bulunduklarından ve kendi sınırlarını kapsadığından dolayı Ulusal Boğaz özelliği gösterse bile, bir antlaşmanın konusunu oluşturmalarının yanı sıra yarı kapalı bir deniz olan Karadeniz Devletleri’nin açık denize ulaşmalarında tek yol olmaları nedeniyle uluslararası boğaz özelliğine sahiptirler a Türk Boğazları’nın Önemi Türk Boğazları’nın siyasal, ekonomik ve jeostratejik öneme sahip olduğu, yadsınamaz bir gerçektir Boğazların tarihi gelişim sürecine göz atıldığında bu savı kanıtlar nitelikler görülür Dünya haritasına bakıldığında İstanbul Boğazı’nın, Asya ve Avrupa’yı birleştiren geçit konumuna sahip olduğu hemen görülmektedir Rusya’nın Karadeniz kıyılarında topraklar elde etmesinden sonra Türkiye tarihi tüm güvenlik sorunları ve varlığını Boğazlara bağlamıştır Uzunluğu 317 km (17 deniz mili) olan İstanbul Boğazı’nın eni, Karadeniz girişinde 47 km, Marmara girişinde 25 km kadar olup en dar yeri ise (Kandilli-Rumelihisarı-Bebek) 700 m genişliğindedir 618 km (36 deniz mili) uzunluğundaki Çanakkale Boğazı’nın eni, 125 km ile 75 km arasında değişmektedir (Meydan Larousse, 1969:460) Boğazlar, Türkiye’inn egemenliğine tabi iç sulardır (Bilsel, 1948:30) |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|