Deprem

Eski 06-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deprem




Günümüzden tam elli bir yıl öncesine, 1948 yılına ait bir yayından alınan iki satırlık bir cümle tüm açıklığıyla gerçekleri ortaya koyuyor "Bütün bu hakikatler, Anadolu blokunun çevresine nazaran batıya doğru hareketinin ve yukarı doğru yükselmesinin mekanik ifadesidir" İşte, son haftalarda tüm şiddetiyle yaşamımızda yer eden depremin en çarpıcı tanımı Ancak, bu cümlenin asıl önemi, tüm yaşamını, deprem gerçeğinin bu ülkede anlaşılmasına adamış olan İhsan Ketin’e ait oluşu İhsan Ketin’in bize öğrettiği gibi, batıya ilerleyen Anadolu bloku ile Karadeniz şeridi arasında bir yay gibi uzanan Kuzey Anadolu Fayı üzerinde yaşanan depremler ve son olarak da İzmit felaketi, bu gerçeğin tüm soğukluğuyla yeryüzündeki yansımaları Dergimizin sayfalarında yer alan, depremlerin sürpriz olmadığına ilişkin pek çok veri ve ekte verdiğimiz haritalar, yıllar boyu deprem konusunda sürdürülmüş bilimsel hazırlığın ürünleri olarak, bu temel saptamanın kanıtlarını oluşturuyor Yerbilim, bir sonraki depremin zamanını söyleyemese de yerini ve büyüklüğünü başarıyla öngörebiliyor Bugün, tektonik hareketler hakkında hiçbir fikri olmayan, depremi tanrıların gazabı olarak gören ilkel uygarlıklara göre çok ileri bir noktadayız Oysa, sahip olduğumuz değerli bilgilere karşın sergilediğimiz hazırlıksızlık tablosu, ilkel uygarlıklardan farkımızı bir kalemde sıfıra indiriyor Marmara bölgesinde büyük bir depremin yaklaştığı, bilim çevrelerince çoktandır biliniyordu Ne var ki yaşananlar, bilimi ve yerbilimcilerin kuramlarını bir kez daha doğruladı Bilimin ışığını rehber edinme alışkanlığını kazanamamış “çağdaş” düzenimiz, bir felakete yine uykuda yakalanmış oldu Oysa, ülke genelinde hazırlıksızlığımız ve altyapı sorunlarımız, yıllar boyu yaşanan felaketlerle birlikte hep dile getirildi, ama doğa bir sonraki felaketle kapımızı çalıncaya kadar biz yine unuttuk Belki de unutmayan sadece, kendi insiyatifleriyle ortaya çıkan sivil örgütlenmeler oldu Daha dün sayılabilecek bir zaman dilimi öncesinde Erzincan'da, Erbaa’da, Ladik’te, Kargı’da, Bolu’da, Düzce’de sırtımızda hissettiğimiz gerçek, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde batıya uzanan tarihsel deprem göçüyle İstanbul’un kapısına dayandı Nüfusumuzun ve ekonomimizin en dinamik kesimini sıkıştırıp istiflediğimiz bu bölge, aynı zamanda, yarattığımız uygarlığın yumuşak karnını da oluşturuyor Bu yumuşak karnın ne denli hassas olduğunu, bir depremin burada yol açacağı tahribatın boyutlarını, yağışlı havalarda bile felç olan kent yaşamı, tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyordu Oysa, bilimi çağdaşlaşma çabamızın bayrağı yapacak bir politika, doğayla tanışma ve barışma sürecini de başlatacaktır Doğayla savaşan değil, işbirliği yapan bir toplumun özlemini çeken insanımız, bilimin aydınlığından payına düşeni almalıdır O halde yitirilecek bir dakikamız yok Dersimizi aldık; artık, ödevimize başlamanın zamanı



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.