Türklerde ve Islamda Kadin

Eski 07-22-2010   #1
Şengül Şirin

Türklerde ve Islamda Kadin



Türklerde ve islamda kadin



Eski Türk boylarında kadın özgür ve eşit bir toplumsal konuma sahipti
Ziya Gökalp’e göre eski Türkler “hem demokrat, hem de feminist” idiler
Türklerde feminizmin birinci nedeni, toplumda var olan demokrasi, ikinci nedeni ise Türklerin o zamanki dini olan şamanizmin, kadındaki “kutsal” güce dayanmasıydı



Eski Türk boylarında kadın özgür ve eşit bir toplumsal konuma sahipti
Ziya Gökalp’e göre eski Türkler “hem demokrat, hem de feminist” idiler
Türklerde feminizmin birinci nedeni, toplumda var olan demokrasi, ikinci nedeni ise Türklerin o zamanki dini olan şamanizmin, kadındaki “kutsal” güce dayanmasıydı
Hukuksal açıdan kadın ve erkek tamamen eşitti
Erkeğin yanlızca bir tane “zevce”si, yani karısı olabilirdi
Kadınlar doğrudan doğruya hükümdar, kale muhafızı, vali ve elçi olabilirlerdi
Kızlar, kendileriyle evlenmek isteyen erkeklerle bir çeşit düello yapıyor ve kendilerini yenemeyen erkeklerle evlenmiyorlardı



Ev, karı ile kocanın ikisine aitti Çocukların velayeti konusunda baba kadar ana da hak sahibiydi
Eski Türk topluluklarında, devlet başkanlığı hatun-hakan’ın ortak sorumluluğu ile yürütülürdü Yasa niteliğindeki emirname’ler, her ikisince imzalanmadan uygulanamazdı
Kadın devlet yönetiminde, hatta askerlik ve sporda bile etkin rol oynuyordu Elçi kabulü dahil, bütün önemli törenlerde, hakan ile hatun beraber bulunurlardı Kadınlar savaşın her aşamasında erkeklerle eşit koşullarda katılırlardı Hatun bizzat savaş kurulunun üyesiydi
Tarihte devlet başkanlığı yapmış ilk kadınlar da Türklerdi
Delhi Türk Devleti’nde Raziye Sultan, Kirman’daki Kutluk Devletinde Türkan Hatun bunun en ünlü örneklerini oluşturuyordu
Türklerin İslam’ı kabul etmelerinden ve Anadolu’ya yerleşmelerinden sonra bile bu kültürel etkiler, belirli ölçüler içinde, azalarak sürebilmiştir
Eski Türk kadınlarında örtünme ve erkeklerden kaçma yoktu
Şerafettin Turan, Arap gezgini İbni Fadlan’ın onuncu yüzyıldaki Türk kadınının yabancı erkeklerden bile kaçmadığını ve bedeninin hiçbir yerini saklamadığını görerek, hayretler içinde kaldığını aktarıyor
Aynı kaynağa dayanarak, Bulgar Türklerinde kadınlarla erkeklerin birarada nehirde yıkandıklarından söz ediyor
Türklerin İslam dinini kabul etmelerinden sonra da “kadın”a Arap ve İranlılardan farklı yaklaşımlarını sürdürmüş, geçmiş birikim dolayısıyla da kültür farkının yansıması olmuştur


İslamın kadına bakış açısını, kadınla ilgili olarak getirdiği kuralları anlayabilmek için, İslam öncesi Arap toplumlarında kadının hangi koşullar içinde yaşadığını ve konumunu bilmekte yarar var
Kuran’ın “cahiliyye” dönemi olarak adlandırdığı İslam öncesi Arap toplumlarında, kadın Türk toplumlarının tersine, toplumun en aşağılanan öğesini oluşturuyordu
Bazı hayvanlar, örneğin deve bile kadından daha değerli sayılmaktaydı Kız çocuklarının ölüme terk edildiği, hatta diri diri gömüldüğü durumlar yaygındı Kız çocuk doğuran kadınlar cezalandırılıyor kadın mal gibi satılıyordu
Erkek istediği kadar kadınla evlenebiliyor ve dilediği zaman terk edebiliyordu
İslam dini Arap kadınını işte bu konumdan aldı ve hiç değilse erkeğin yarısı kadar haklara sahip olduğu bir konuma getirdi
Bu gelişme, İslam’ı kabul eden Arap kadını için büyük bir ilerleme, ama Türk kadını açısından da aynı ölçüde gerileme anlamı taşımaktadır
İslam dinini ilk kabul eden Türkler, Karahanlılar ve Hakaniler (926) oldular 990-1000 yılları arasında da onları Selçuklu Türkleri izlemiştir
Kadının da bir insan olduğu, Arap toplumunda, ancak İslam dini sayesinde kabul edilmiştir
İslam dinini kabul ettikten sonra, Türk toplumu da ağır ağır değişmeye başladı Bu konuda, dinin getirdiği kurallardan çok, İran ve Arap kültürlerinin olumsuz etkileri görüldü
Eski Türk destanları kadını hep yüceltirken, Türklerin İslam dini kabulünden sonra, 1070 yılında yazılan “Kutadgu Bilig” artık kız çocuğunu değersiz sayıyor, kadınların örtünmemelerini eleştiriyordu

Örtünme olayı ancak Fatih döneminden sonra, özellikle Bizans’la ilişki içine girilmesinin etkisiyle başladı
Çok kadın ile evlenmek, harem oluşturmak gibi uygulamalar daha çok saray ve saray çevresinde yerleşti
Evlenmede kızın rızası alınması giderek kaybolurken, boşanmak sadece kocanın hakkı olarak görülür oldu
Mirasta kadının payı azaldı mahkemelerde iki kadının tanıklığı bir erkeğe eşit sayıldı
Kadın eğitim olanaklarından yoksun bırakıldı, sokağa çıkması sınırlandı hatta bazı durumlarda tamamen yasaklandı
Türk kadının konumundaki iyileştirmeler Tanzimattan sonra yeniden başladı
Kız çocuklarının ilk ve orta okullara gitmesine 1858 yılında izin verildi, ebe okulu ve kız öğretmen okulu açıldı İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra ilk kız lisesi açıldı
Atatürk, Türk kadınına çağdaş bir konum kazandırma düşüncesini uygulama çalışmasına başladı ve kadının “vatandaş” sayılmasına bile karşı çıkan milletvekillerinin neredeyse çoğunlukta olduğu bir Meclis’te ve Kurtuluş Savaşı’nın en korkulu günlerinde, Türk kadının en ileri toplumlardaki yasal haklara sahip kılmak için ilk adımları attı

Bu sürecin son aşaması olarak Türk kadını 5 Aralık 1935’te Seçme ve Seçilme Hakkına kavuştuğu zamanlar, demokrasinin beşiği sayılan bazı batı ülkelerinin kadınları henüz bu hakka sahip değildi
Türk kadının, Atatürkçü bir devrim anlayışı içinde elde ettiği kazanımların önemini iyi değerlendirebilmek için İran Cumhuriyeti’nin devrimini, İran kadınına layık görülen konumu incelemekte yarar var
Dünyada yalnız son altı bin yıldır ataerkil düzen görülmektedir Daha önce tam bir milyon yıl, toplulukları kadınlar yönetmiştir


Bu millet modern olmaya devam edecekse bu, kadınlar sayesinde olacaktır
Kadınlar özgürlüğünüzü ve ruhunuzu baskılardan kurtarın
Mustafa Kemal Atatürk

Ahmet Taner Kışlalı – Siyaset Bilimi

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.