Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ranhâ, seleme, ümmü

Hz. Ümmü Seleme (R.Anha)

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Ümmü Seleme (R.Anha)



HZ ÜMMÜ SELEME (ranha)

Ümmü Seleme radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimizin en son vefat eden hanımlarından Erkamın evinde İslâm ile şereflenen ilk müslümanlardan Habeşistan ve Medineye hicret eden ilk kafilede yer almış çilekeş bir İslâm mücâhidesi Hudeybiye antlaşmasından sonra gösterdiği dirâyet ve fetanetiyle, efendimize verdiği fikri desteği ile tanınan bir annemiz Zekâsıyla, soyu, güzelliği, iffeti, nezâketi ve nezâhetiyle Rasûlullaha aile olma şerefine eren bahtiyarlardan Müminlerin annesi

O, bisetten onbeş sene önce Mekkede doğdu Asıl adı Hinddir Ebû Seleme künyesidir Mahzum kabilesine mensuptur İlk evliliğini halasının oğlu Abdullah İbni Abdülesed ile yaptı Habeşistanda ondan Seleme adında bir oğlu oldu Ona nisbetle Ümmü Seleme dendi Bu künye ile meşhur oldu Babası, Kureyşin sayılı cömertlerinden Ebû Ümeyye Süheyl İbni Muğıyredir “Zâdür-Rakb = Yol azığı” lakabıyla meşhurdur Her yolculuğa çıktığında arkadaşına da yetecek miktarda yanında azık bulundurduğu için bu lakabı almıştır Annesi, Âtike binti Âmirdir

O, kocasıyla beraber Erkamın evinde İslâmiyeti ilk kabul edenlerdendir Habeşistana birlikte hicret ettiler Medineye hicretleri ise tam bir destanlıktı Çok sıkıntılı ve eziyetli oldu Onun müşrik akrabaları Ebû Selemeye; Ümmü Selemenin götürülmesine müsaade etmeyeceklerini söylediler Yolları tutuldu Kocasından ve çocuklarından ayırdılar Ebû Seleme (ra) yanlız kaldı Tek başına Medine yollarına düştü Oğlu Seleme ile hanımı Ümmü Selemeyi Mekkede bıraktı Medineye hicret ile ilgili safhayı Ümmü Seleme kendisi şöyle anlatır:

“Akrabalarım beni Ebû Selemenin elinden alınca, onun yakınları da oğlum Selemeyi benim yanımdan almak istediler Oğlumu aralarında çekiştirmeğe başladılar Münakaşa ve gürültüler arasında çocuğu, kolundan, ayağından çeke çeke alıp götürdüler Bir yıla yakın, sabahtan akşama gözyaşı döktüm Nihayet bana acıdılar da: “İstersen kocanın yanına gidebilirsin” dediler Ebû Selemenin akrabaları da oğlumu getirip bana verdiler Ben ve oğlum birlikte Medineye hareket ettik

Ümmü Seleme (ranhâ) uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Medineye ulaştı ve kocası Ebû Seleme ile buluştu Artık hasret ve çile sona ermiş, aile fertleri tekrar birbirine kavuşmuştu Mesud ve bahtiyar idiler Birgün sevinçli olarak kocası eve geldi Sevincinin sebebini şöyle anlattı: “Resûlullah (sa)den bir söz işittim de ona sevindim Müslümanlardan bir kimse müsîbete uğradığı zaman “innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” der, sonra da: “Allahım! Bu uğradığım musîbetin mükâfatını ihsan et ve beni ondan daha hayırlısına nâil eyle” diye duâ ederse, muhakkak Allah onun duâsını kabul eder” buyurdu

Günlük hayatları sevinç içerisinde geçen bu çilekeş aile öylesine birbirine muhabbetle bağlıydı ki, kocası kendisinden evvel ölürse bir başkasıyla evlenmeyi dahi düşünmeyecek kadar Ümmü Selemenin gönlü sevgi dolu idi Hatta o, kocasıyla karşılıklı anlaşma yapmak istedi Ebû Selemeye şunu teklif etti:

“Ey Ebû Seleme! Cennetlik kocası ölen cennetlik bir kadın, sonradan başkası ile evlenmezse, Allah muhakkak onu cennette kocasıyla bir araya getirecektir Aynı şekilde, cennetlik bir hanımı vefât eden cennetlik bir erkek de sonradan başka bir kadınla evlenmezse, Allah muhakkak onu da hanımıyla bir araya getirecektir Öyle ise gel seninle sözleşelim Ne sen benden sonra evlen, ne de ben senden sonra evleneyim” dedi

Ebû Seleme, hanımının bu teklifini kabul etmedi Ona: “Sen benim sözümü dinle! Ben öldüğüm zaman sen evlen” dedi Arkasından çok sevdiği hanımı için duâ etti: “Allahım! Ümmü Selemeye benden sonra daha hayırlı ve onu hor görmeyecek, incitmeyecek bir koca nasib et” dedi Hanımı bir şey diyemedi ve söz böylece kapandı

Bu konuşmanın arasından fazla bir zaman geçmedi Uhud günü kahramanca çarpışan Ebû Seleme (ra) birkaç yerinden derin yaralar almıştı Tedavi edilir gibi olmuş ise de tam kapanmamıştı Fakat o bu haliyle bile Beni Esed kabilesi tarafına gönderilen seriyyeye komutan tayin edildi Katan seferi diye anılan bu seriyye zaferle Medineye döndü Bu seferden sonra Ebû Selemenin yaraları tekrar deşilmeğe, açılmağa başladı Yatağa düştü Rahatsızlığı beş ay kadar devam etti Ümmü Seleme (ranhâ) kocasına fedâkârâne bir şekilde sevgi ve hürmetle hizmet etmeğe çalıştı

Gün geçtikçe hastalığı ağırlaşan Ebû Seleme (ra) bir daha ayağa kalkamadı Nihâyet şehadet şerbetini içti Onun vefâtını haber alan iki Cihan Güneşi efendimiz hemen Ebû Seleme (ra)in evine geldi Ortada uzanıp yatan cesedinin başucuna oturdu Onun açık kalan gözlerini mübarek elleriyle kapadı ve : “Şüphesiz ruh çıktığında göz onu takip eder” buyurdu Orada ağıtlar yakarak ağlaşan kadınlara döndü ve: “Siz kendiniz için hayırdan başka şeye duâ etmeyin Çünkü melekler söylediklerinize “Amin ”derler” buyurarak onları uyardı Daha sonra Ebû Seleme (ra) için şöyle duâ etti

“Allahım! Ebû Selemeyi affet Derecesini hidâyete erenler arasına yükselt Arkasında kalanlar için de sen halef ol! Bizi de onu da affet Ey âlemlerin rabbi! Ona kabri içinde genişlik ver Orada onun nurunu çoğalt” buyurdu

Ümmü Seleme (ranhâ) kocası Ebû Seleme vefat edince Efendimize nasıl duâ edeyim diye sordu Resûl-i Ekrem (sa) de: “Yâ Rabbi! Beni ve onu afffet Bana onun ardından, daha hayırlı bir bedel ihsan et diye duâ et” buyurdu

O, bir taraftan bu duâya devam ederek teselli buluyor, bir taraftan da hayretini saklayamıyordu Acaba Ebû Selemeden daha hayırlı olan kimdi?

Ümmü Seleme (ranhâ), inancı uğruna çok çileler çekmişti İmanından taviz vermemek için büyük fedakârlıklara katlanmıştı Fahr-i Kâinat (sa) efendimiz onun gibi mücâhide bir hanım sahabîsinin dört çocuğu ile ortada kalmasına gönlü râzı olamazdı İddet müddeti bitince ashâb-ı kiramdan bir çoğu ona evlenme teklifinde bulundu Fakat hiç kimse müsbet cevap alamadı Hz Ebu Bekir ve Hz Ömer (ranhum) efendilerimiz de ayrı ayrı tâlip oldular Onlar da müsbet cevap alamadılar Bir müddet geçtikten sonra Resûl-i Ekrem (sa) efendimiz evlenme teklifinde bulundu Bu iş için Hatib İbni Beltayı dünürcü olarak gönderdi Ümmü Seleme (ranhâ) Resûlullah (sa)in elçisi gelince duâsının kabul edildiğini anladı Buna çok sevindi Fakat gönlünde bir takım endişeleri vardı Bunlar zihnini tırmalıyordu Dört tane çocuğu vardı Bunların Efendimizi rahatsız etmelerinden korkuyordu Bu ve buna benzer sebeplerle Hatib (ra) dan özür diledi

İki Cihan Güneşi efendimiz onun bu nâzik düşüncesine mukabeleten bizzat kendisi gitti ve nâzikâne bir ifâde ile ona evlenme teklifinde bulundu Bunun üzerine Ümmü Seleme (r anha) gönlünü ve zihnini meşgul eden düşünceleri ve endişeleri bir bir açıklamak zorunda kaldı Şöyle dedi:

“Yâ Rasûlallah! Ben yaşlı bir kadınım Hem çocuklarım var Aynı zamanda çok kıskancım Benden hoşlanmıyacağınız bir hareketle karşılaşırsınız da Allahın azâbına uğrarım diye korkuyorum Sonra velîlerimden nikâh şahitliği yapabilecek kimse de yok” dedi Bunun üzerine Fahr-i Kâinat (sa) efendimiz onun gönlündeki sıkıntıları, endişeleri gidermek için tek tek sorularını şöyle cevaplandırdı:

“Yaşlı bir kadın olduğunu söylüyorsun Senin başına gelen benim de başımdadır Bir kadının kendinden daha yaşlı bir erkekle evlenmesi ayıp değildir Çocuklarından bahsettin Senin çocukların benim de çocuklarımdır Onların geçimleri Allah ve Resûlüne aittir Kıskanç olduğunu söylüyorsun Bunu senden kaldırması için Allaha duâ ederim Yanında nikâh şahitliği yapabilecek velinin olmadığını söylüyorsun Burada olan ve olmayan velîlerin içerisinde bana râzı olmayacak yoktur” dedi

Ümmü Seleme (ranhâ)nın gönlündeki sıkıntılar bir bir kayboldu Zihnini meşgul eden endişeler korkular hepsi yok oldu Bu kadar açık ve kesin cevap karşısında teklifi derhal kabul etti ve oğlu Ömere “Yâ Ömer! Kalk! Beni Resûlullaha nikâhla” dedi

Hicri 4 yılın şevval ayının sonlarında nikâhları kıyıldı Müminlerin annesi olma şerefini elde eden Ümmü Seleme (ranhâ) vâlidemize bir oda tahsis edildi Düğün yemeği verildi O günkü hatıralarını kendisi şöyle anlatır:

“Vefat eden Zeynebin odası bana verildi Odada bir adet çanak, bir adet su testisi, bir el değirmeni, içi hurma lifi ile dolu bir yastık ve bir yatak, bir de çömlek vardı Çömleğin içinde erimiş yağ, çanaktada arpa bulunuyordu Arpayı el değirmeninde öğütüp çömlekte bulamaç yaptım Biraz da yağ koydum İşte Rasûlullahın düğün yemeği buydu

Ümmü Seleme (ranhâ) annemiz asâlet sahibi bir hanımefendi idi Efendimize karşı hep asîl davranışlar sergiledi Veda Haccı dâhil yanından hiç ayrılmadı Pek çok hâdiseye şâhit oldu Fahr-i Kâinat (sa) efendimizin hadislerini iyi zaptetti

O, birgün Efendimizle birlikte oturuyorken Hz Fâtıma (ranhâ) ile, Hz Ali, Hz Hasan ve Hz Hüseyin (r anhüm) efendilerimiz geldiler Beraberce yemek yediler Bu sırada Ahzab sûresi: 33 Âyet-i celîle nâzil oldu Meâlen: “Ey ehl-i beyt! Allah sizden kiri günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor” buyuruldu Resûl-i Ekrem (sa) hemen, kızını, damadını ve torunlarını hırkasının içine aldı ve: “Ya Rabbi! Bunlar benim ehl-i beytim ve yakınlarımdır Onlardan günahları gider ve onları temizle” buyurdu Ümmü Seleme annemiz böyle bir fırsatı kaçırmak istemeyerek hemen: “Yâ Rasûlallah! Bende ehl-i beyttenim” dedi Efendimiz de: “Evet! İnşaallah” buyurarak onu taltif etti

O, hayatını zühd, takva ve ibadetle geçirdi Hanım sahabiler arasında fıkhı en iyi bilenlerdendi Bilhassa hanımlarla ilgili meselelerde İslâm fıkhını en iyi bilen sahabiler arasında yer aldı Hadis ilmine de çok büyük hizmetlerde bulundu Hadis rivayetinde Hz Aişe (ranhâ) annemizden sonra ikinci sırayı aldı 378 hadis-i şerif rivâyet etti Bunlardan birkaçı şu meâldedir:

“Kocası kendisinden râzı olduğu halde ölen kadın Cennete girer

“Ey kalbleri hâlden hâle döndüren Allah! Kalbimi dinin üzerine sâbit kıl

“Namaz, namaz, namaza devam ediniz Eliniz altındakilere güçlerinden fazla iş yüklemeyiniz Kadınlarınız hakkında Allahtan korkun Onları, Allah ile muâhede ederek aldınız ve Allah adı ile kendinize helâl ettiniz

Ümmü Seleme (ranhâ) dirayetli, zeki ve problemlere çözüm üreten bir annemizdi Efendimize fikren destek verirdi Hudeybiye antlaşmasından sonra Resûl-i Ekrem (sa) efendimiz ashabına, kurbanlarını kesip başlarını traş etmelerini emretti Antlaşma metninden hoşnut olmayan ashab bu emri duymamazlıktan geldi Kimse yerinden kıpırdamadı Emrini üç defa tekrarladığı halde kimse bu emre uyma eğilimi göstermedi Bunun üzerine İki Cihan Güneşi efendimiz Ümmü Seleme (ranhâ) annemizin çadırına girdi ve: “Şunları görüyor musun? Onlara emrediyorum da icabet etmiyorlar” diye ashabın kayıtsızlığından bahsetti Firaset sahibi annemiz Fahr-i Kâinat (sa) efendimize şu hatırlatmada bulundu: “Ya Rasûlallah! Emrini yerine getirmek istiyor musun? O halde dışarı çık, kurbanlık develerini kes ve traşını ol Ashaba bir şey söyleme!” dedi

Resûl-i Ekrem (sa) efendimiz bu samimi fikri benimsedi ve bu zekice tavsiyeye göre hareket etti Tek başına çadırdan çıktı Ashabdan hiç birine bir şey söylemeden menâsiki yerine getirdi Kurbanlık develerini kesti Traşını oldu Efendimizin bu şekilde hareket ettiğini gören ashab da hızla yerlerinden kalkıp kurbanlarını kestiler ve traşlarını oldular

Ne firaset Ne teslimiyet! Ne kadirşinaslık! Allah Rasûlü hanımının görüşüne uyuyor Onun fikrine değer veriyor Fakat bütün ashab Annemizin görüşü doğrultusunda menâsiki yerine getiriyor Hiç bir ashabına bir şey demiyor Efendimizin peşinden kurbanlarını kesiyor ve traş oluyor Böylece kalplerdeki burûdet gideriliyor ve ülfet peyda oluyor Ne ferasetli bir hareket! Allahım bizlere de böyle ferasetli hareketler nasip et!

Ümmü Seleme (ranha) bir çok sahabinin erişemediği bâzı ulvî manzaralara da şâhit oldu Bir defasında Resûl-i Ekrem (sa) efendimizin bir kimse ile konuştuğunu gördü Onu Dıhye (ra) sandı Efendimiz onun Cebrail olduğunu söyledi Annemiz, vahiy meleğini görmenin sevinciyle Allaha hamdetti

Birgün yine Efendimiz, Ümmü Seleme (ranhâ)nın yanında iken Cebrâil (as) geldi Fahr-i Kâinat efendimiz annemize: “Kapıyı üzerimizden kapa İçeriye kimseyi alma” buyurdu Onlar içerdeyken Hz Hüseyin (ra) geldi İçeri girmek istedi Ümmü Seleme (ranhâ) ona mâni oldu Fakat Hz Hüseyin bir fırsatını bulup içeriye daldı ve Rasûlullahın kucağına oturdu İki Cihan Güneşi efendimiz torununu öptü ve sevdi Cebrail (as), onu çok mu seviyorsun? diye sordu Efendimiz de: “Evet, çok seviyorum” buyurdu Bundan sonra aralarında şöyle bir konuşma geçti:

- “İyi ama ümmetin onu şehid edecek”

- “Demek onu müminler öldürecek?”

- “Evet! İstersen onun şehid edileceği yeri de sana haber vereyim” dedi ve Cebrail (as) kısa bir müddet oradan ayrıldı Kerbelâdan getirdiği bir avuç kırmızı ve ıslak toprakla döndü Resûl-i Ekrem (sa)in mübârek gözleri yaşardı Cebrâil (as)in getirdiği toprağı saklaması için Ümmü Seleme annemize verdi

İki Cihan Güneşi efendimizin dâr-ı bekâya göç eylemesinden sonra Ümmü Seleme (ranhâ) annemiz torunlarını gördükçe göz yaşı dökerdi Onlara bir zarar gelmemesi için elinden gelen gayreti gösterirdi Aradan yıllar geçti Cebrâilin verdiği haber gerçekleşti Hz Hüseyin (ra) 61 hicrî yılda Kerbelâda Yezidin adamları tarafından şehid edildi O sabah Ümmü Seleme annemizin ağladığı görüldü Sebebi sorulduğunda şöyle dedi

“Rüyamda Rasûlullah (sa)i gördüm Başında, saç ve sakalında topraklar vardı “Ey Allahın Rasûlü size böyle ne oldu?” diye sordum “Biraz önce Hüseyini şehid ettiler” buyurdu İşte bu gördüğüm rüyanın tesiriyle ağlıyorum” dedi

Hz Hüseyinin şehadetine sadece insanlar değil, cinler dahi göz yaşı dökmüşlerdi Ümmü Seleme (ranhâ) annemiz Rasûlullah (sa)in vefatından sonra cinlerin ağladığını hiç duymamıştı Birgün onların ağladığını duydu O zaman anladı ki Hz Hüseyin şehid edildi

Ümmü Seleme (ranhâ) annemiz iki Cihan Güneşi Efendimizin en son vefât eden hanımıdır 84 yıl gibi bereketli bir ömür sürmüştür 61 hicrî yılda 667 m senesinde Medine-i Münevverede vefat etti Bakî kabristanlığına defnedildi Cenâze namazını Ebû Hüreyre (ra) kıldırdı Cenâb-ı Haktan şefaatlerini niyaz ederiz Amin

Alıntı Yaparak Cevapla

Hz. Ümmü Seleme (R.Anha)

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Ümmü Seleme (R.Anha)



Ummu Seleme (radiyallahu anha) ( Peygamber Efendimizn Eşlerinden )

«Ebû Umeyye´nin Kızı Ümmu Seleme (RAnhâ)»

«Rasûlullah (SAV) Ümmi Seleme ile evlenince, güzel*liği hakkında bana anlatılanlar sebebiyle ziyâdesJyEe üşündüm Onu görünceye kadar nazik davrandım Onun bana enfatsiandan kat kat daha güzel olduğunu gör*düm»[1]

RasûSüüah´ın (SAV) şehri Medîne-i Münevvere ay ışığında yüzü*yordu Sükûneti sadece Zâdu´r-rakb [yol azığı) denilen1 Süheyl İbn Muğîre´nin Kızı Ummu Seleme´nin yatağının etrafındaki kadınların gü*rültüsü bozuyordu Daha sonra kadınlar Osman İbn Muhammsd İbn Ebî Sufyan´m halkı hacca götürmesinden, Mekke´de Rasûİüiiah´m (SAV) müezzini Ebû Mahîure e!-Cumahî´nin ölümünden, yine Mek*ke´de Abdullah İbn Amîr İbn Kureyz ve onun Arafat´a gömülmesinden bahsetmeye başladılar

Ummu Seleme ölüm kelimesini duyunca vücûdunu sıkıştıran ağ*rılara rağmen gülümsedi Mekke hayalinde canlandı ve geçmişteki hatıralar aklına geldi

Bir gün kocası Ebû Seleme (Abdullah İbn Abdilesed-elMahzumî] yüzü sevinç dolu olarak yanına geldi, Ummu Seleme hayretle ona ba*karak ;

— Ne var ne yok dedi Ebû Seleme:

İbn

— Dünya ve âhiret hayrı var, Bugün Ubeyde ibnu´î-Han Abdilimuttallb, el-Erkam İbn Ebi´l-Erkam ei-Mahzumî ve Osman İbn Maz´un ve ben Allah´ın Rasûlü´nün (SAV) yanına gittik O bize İs-iâm-ı anlattı Kur´ân-ı Kerîm okudu Biz de bunun üzerine müslümaiî öldük Onun doğruluk ve nur üzerinde olduğuna şehâdet ettik dedi

Ummu Seleme:

— Sen doğru ve emîn süt kardeşin ve dayının oğluna gittin de niye beni beraberinde götürmedin dedi

Ebû Seleme karısının sitemindeki samimiyeti hissesine onun elini tutup:

— O İnsanları gizİİGe tek oian Allah´a İbâdete davet ediyor Gece oluncaya kadar bekleyip seni ona götüreceğim ve sen de Keli-mel Şehâdeti getireceksin, dedi

Ummu Seleme güneşin yüzünü gözetlemeye, gecenin gelmesin*de acele etmeye başladı Daha önce zamansn o kadar ağır olduğunu hissetmemişti Zaman sanki kumların üzerinde sürüklenen bir kaya gibi ağır ağır geçiyordu Mekke´nin özerine karanlık çökünce Ummu Seleme kocasından kendisini Hadîce Bint Huveyiid´in evine götürme*sini İstedi Peygamber´e (SÂV) geldi Orada Osman İbn Maz´uri´un hanımı Havle Bint Hakîm´i de gördü RasûlüHah (SAV) onlara İslâm´ı aniatîp Kurân-ı Kerîm okudu Onlar da kelîme-i şehâdeti getirdiler

Ebû Cehl Sbn Hîşam Ebû Seleme ve hanımının müslüman olduk*larını Öğrenince hemen kin ve öfkeyle onlara geldi ve :

— Duyduğuma göre siz de yalancı kâhine uymuşsunuz, dedi

Ebû Seleme

^~ Vallahi, RasûlüHah (SAV) n© yalancsdir, ne de kahindir Siz bunu çok iyi biliyorsunuz, dedi:

Ebû Cehl İbn Hîşam :

— Allah Kureyş´in yetiminden başkasını bulamadı da onu mu peygamber olarak gönderdi dsdl

Ebû Seleme de:

— «Öncekilere nice peygamberler göndermişizdir Kendilerine gelen her peygamberi onlar mutlaka alaya alırlardı» diye cevap ver-di [2]

Ebû Cehl İbn HTşam :

— Size şiirlerinden de öğretmiş, dedi Urnmu Seleme :

— O şair de değildir Duyduğun şey âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir -Cebrail onu, emîn plan Rasûlü´nün uyarıcılardan olması için onun kalbine indirmiştir, diye cevap verdi

Bütün kabileler müsiüman -olanlara saldırıp hapsetmeye, döv mekle´aç susuz bırakmakla ve sıcak şiddetlenince Mekke´nin kızgın kumlanyla işkence etmeye başladılar Bazıları başlarına gelen belâ*nın şiddetinden yeni dinlerinden vazgeçmişler, bazıları da bu işken*celere dayanmışlar ve Allah onları korumuştur Ebû Cehl İbn Hîşam, şerefli güçlü kuvvetli ve uyanık birisinin müsiüman olduğunu duyar*sa onu şu şekilde tehdit ederdi:

,— Sen, senden daha hayırlı olan babanın dinini terkettin Biz senin sefih (ahmak), görüşünün yanlış olduğunu ilân edeceğiz ve şe*refini ayaklar altına alacağız

Eğer müsiüman olan kişi bir tacirse Ebû Cehl İbn Hîşam şöyle derdi

— Vallahi, sana ticaret yaptırmayacağız ve mallarını yökedece-ğiz

Eğer zayıf birisîyse Ebû Cehii onu döver ve başkalarını onun üzerine kışkırtırdı

Ebû Seleme, ez-Zubeyr İbnu´l-Avvam, Abdurrahman İbn Avf, Os*man İbn Affan ve el-Mîkdad İbnu´l-Esved gelip (bunlar büyük işkence*lerle karşılaşmışlardı)

— Ey Allah´ın Peygamberi! Biz müşrikken güçlü kuvvetli ve şe*refli kimselerdik, İman edince dövüldük ve işkence gördük, bunlarla dövüşmemiz için bize izin ver, dediler

Peygamber (SAV):

—Sabrediniz diye cevap verdi

Rasûiüllah´ın (SAV) ashabından bazılarının sabrı tükendi Duru*mu şikâyet üzere ona geldiler Peygamber (SAV) Ebû Seleme ile ka*rısı Ummu Seleme´nin Osman İbn Affan´la karısı Rasulüllah´m kızı Rukıyye´nİn gözlerindeki yaşlan görünce onlara acıyıp şöyle dedi :

— Kim bir yerden başka bir yere dîni için kaçarsa o yer bir ka*rış da olsa, Cennet ona vacip olur ve o babası Halîlullah İbrahim´le Peygamberi Muhammed´in rafîki (yol arkadaşı) olur

Ebû Seleme sordu :

Nereye gidelim Ya Rasûlellah!

Rasûlüllah (SAV) :

— Habeşistan tarafına yola çıkınız Orada yanında hiç kimseye zulmedilmeyen bir hükümdar var Orası doğruluk yurdudur diye ce*vap verdi

Osman İbn Maz´un da :

— Mekke´ye ne zaman döneceğiz Ya Rasûlellah; diye sordu: Rasûlüllah (SAV) ona :

— Allah içinde bulunduğunuz durumdan sizin için bir ferahlık verdiği zaman diye cevap verdi

Ebû Seleme ve hanımı Ummu Seleme Habeşistan´a doğru yola çıktılar Ebû Seleme Habeşistan´a hicret edenlerin ilki oldu Daha sonra ona Osman İbn Affan´ia hanımı Rasûiüllah´ın (SAV) kızı Ru-kıyye, Abdurrahman İbn Avf, Mus´ab İbn Umeyr, Abdullah İbn Mes´ud, ez-Zubeyr İbnu´l-Avvam, Osman İbn Maz´un, Amir İbn Rabîa ile hanımı Leyla Bint Ebî Hasme, Ebû Sebre İbn Ebî Ruhm´la hanım Ummu Kulsum Bint Süheyl İbn Amr ona yetiştiler Osman İbn Maz´un da onlara emîr olmuştu

Ummu Seleme, Zeyneb´i dünyaya getirdi Muhacirler Habeşis*tan´da üç ay kaldılar Bu arada Ömer İbnu´i-Hattab´ın müsiüman oldu*ğunu ve Rasûlüllah´m ashabının Kabe´nin etrafında namaz kıhp güven ve huzur içinde Kur´ih okuduklarını duydular Bunun üzerine Abdur-rahman İbn Avf:

— Yakınlarımız bize, aralarında yaşadığımız bu yabancsîarden da*ha sevimlidirler, dedi

Muhacirler Mekke´ye döndüler Hemen oraya girmeden önce Mus´ab İbn ümeyr şöyle dedi:

— Dönmekte acele etmiş olmamızdan korkuyorum Ebü Seleme koyun göden bir adama sordu ;

— Şu anda, Muhamrned´ln taraftarlarıyla Kureyş arasındaki du*rum nasti

Çoban şöyie cevap verdi:

— Müslümanlarla Kureyş arasındaki düşmanlık tamamen arttı, Muhacirler Mekke Ve gece olunca girmeye karar verdiler

Ummu´İ-Kura´ya (Mekke´ye) gece olunca gizlice girdiler Faks* Kureyş onların geldiğini öğrendi ve oniara tuzak kurdular Zaysf gör*düklerine işkence ettiler Onlardan birazı himaye elde edip kanlan dökülmeyecek ve işkence edilmeyecek güçlü bir himaye altında ol*dular Osman îbo Maz´un, el-Velîd İbnuViVluğire´nin himayesine girdi Ebû Seleme, Ebû Cehl İbn-Hîşam´in kenidisine işkence etmek ve di*ninden döndürmek istediğini öğrenince dayısı Ebû Talro´e gitti Ebü Cehi Benî Mahzum´dan o!an bîr topluluğun başında ona geldi ve şoyîe dediler:

— Yeğenini (Rasüîüİlah´ı kastediyorlar) himayene aldın Sen kim oluyorsun da bizim adamımızı himayene alıyorsun

— Ö benden himaye etmemi istedi Üstelik 0, kızkardeşimin oğ*ludur, (Berre Bint Abdüimuttalib´in oğludur) Eğer ben kszkardeşimin oğlunu himayeme almazsam erkek kardeşimin oğlunu da himayeme aimıyacağım demektir

Ebû Leheb İbn AbdNmuttaiib de gelmişti Öfkelenerek:

— Ey Kureyş topluluğu! Sîz bu meseleyi çok büyüttünüz O ken*di kavminin içinde himayede olduğu halde devamlı ona saldırıyorsu-

nuz Ondan vazgeçiniz, yoksa yaptığı her işte istediğine kavuşuncaya kadar onunla birlikte oluruz-

Ebü Cehl İbn Hîşam, Ebû Leheb´in kendilerinden ayrılmasından veya onun taraf tutma duygusuna kapılıp Rasûİüllah´a (SAV) katıl*masından, yeğeninin dâvasının büyümesinden ve güçlenmesinden korktu

Ebü Cehl İbn Hîşam :

— Hayır, Ebû Utbe! Hoşlanmadığın şeyden vazgeçiyoruz

Kureyş´Ie Rasûlüliah´sn (SAV) ashabı arasındaki düşmanlık bü*yüyünce onlar, Habeşistan´a hicret konusunda izin İstemek İçin Pey-gamber´a (SAV) gittiler Rasûlültah onlara izin verdi Ebü Seleme

— Ya Rasûleltah! Habeşistan´a yaptığımız iki hicrette de sen bi*zimle birlikte değilsin

Peygamber (S,AV):

— Sîz Allah´a ve bana hîcret ediyorsunuz Bu iki hicret tama*men size aittir, buyurdu

Ebû Seleme :

— Bu bize yeter, ey Allah´ın Rasûlü!

Rasûlüllah´ın ashabından 83 kişi Habeşistan´a hicrete hazırlanır yordu Onlar ailelerini, mallarını çocuklarını ve yurtlarını birakıpdin-îerinî kurtarmak için Allah´a kaçtılar Habeşistan´da güven, huzur ve rahata kavuştular, Habeşistan´ın kralı Necaşî´nin himayesine teşekkür ettiler Peygamberin (SAV) Ashabının Habeşistan´a hîcret ettikleri*ni orada huzur ve güvene kavuştuklanm görünce Kureyş´in içini kin ve öfke doldurdu Onlar Amr İbnu´l-As ve Abdullah İbn Ebs Umeyye´yi (Umrnu Seleme´nin kardeşi) hediyelerle birlikte Necaşrye gönderdi*ler Fakat Necaşî, Rasûlüllah´ın ashabının sözierini duyduktan sonrs onları, Amr ve Abdullah´a teslim etmemeye müslümaniarın onun ül*kesinde güven içinde olduklarına yemin etti ve hediyeleri geri verdi Amr´la Abdullah fena bir halde ayrıldılar

Ummu Seleme, (oğlu) Seleme´yî dünyaya getirdi ve Abdullİah İbn Abdîlesed onunla künyelendi (Adt Ebû Seleme oldu) Daha sonrj

nu Seleme, Amr ve Durre´yi dünyaya getirdi

Habeşistan´daki muhacirler Peygamber´e (SAV) Ensar´m (Yes-ib´deki Evs ve Hazrec´in) Akabe´de Rasûiüllah´a biat ettiğini öğrenin--,e Ebû Seleme ile karısı Ummu Seleme birçok muhacirle birlikte v/iekke´ye hareket ettiler

Peygamber´in (SAV) savaşçı ve dayanıklı bir kavme sığındığını, Ivs´le Hazrec´in; kendi kadın ve çocuklarını korudukları gibi koru*nak üzere ona bey´at ettiklerini onların Rasûlüllah´ı (SAV) malları şereflerinin yok olması pahasına kabul ettiklerini öğrenince Kureyş´in düşmanlığı arttı Habeşistan´a hicret eden bazı sahâbîler Mekke´ye dönmüşlerdi Kureyş, rnüslümanİara daha önce karşıiaşma-ıkları hakaret ve eziyyetierde bulundu Böylece müslümanlann ba*sına gelen felâket büyümeye başlamıştı Bunun üzerine müslümanlar Rasûlüllah´a (SAV) gidip tekrar Meret izni istediler Hz Peygamber onlara izin vermeden birkaç gün bekledi ve sonra :

— Bana, hicret yurdunuzun Yesrîb (Medine) olduğu bildirildi

Ebû Seleme Yesrîb´e gitmeye karar verince devesine bindi Karı-;i Ummu Seleme ve oğlu Seleme´yi deveye bindirdi ve deveyi çek*meye başladı Muğîre oğullarının erkekleri onu görünce yanma gelip :

— Şu kendi canın, onu bizden kurtarabilirsin Bu kızımıza ne di*yebilirsin ki Onu başka memlekete götürmene izin vereceğimizi mi sanıyorsun

Devenin yularını onun elinden çekip aldılar- ve Ummu Seleme´yi alıkoydular O sırada, Abdulesed oğullan Ebû Seieme´nin akrabaları öfkelenip Ummu Seleme´nîn oğlu Seleme´yi yakalayıp Ummu Seie*me´nin ailesine :

— Vallahi onu (kızınızı) adamımızdan alırsanız, biz de bu oğlu*muzu Ummu Seieme´nin yanında bırakmayız dediler

Seleme´yi aralarında çekiştirmeye başladılar Derken onun kolu*nu çıkardılar Babasının ailesi onu alıp götürdüler Muğîre oğulları da Ummu Seleme´yî yanlarında alıkoydular Ebû Seleme Yesrîb´e gitti Oraya hicret eden ilk muhacir oidu Ummu Seleme, bir yıl veya ona yakın bir süre her sabah evden çıkar Ebtah´da oturur akşama kadar

durmadan ağlardı Bir gün amca oğullarından birisi (Muğîre oğulların*dan birisi) Ummu Seleme´ye uğradı Ona yapılanları gördükten sonra acıdı ve :

— Şu zavallı kadını niye serbest bırakmıyorsunuz Onu kocasın*dan ve oğlundan ayırdınız dedi Onlar da merhamete gelip Ummu Ge-ieme´ye :

— İstersen kocana yetiş, dediier

Bunun üzerine Abdulesed oğulları oğlu Seleme´yi ona geri verdi*ler Devesine bindi ve Seleme´yi de kucağına aldı Yesrîb´de Ebû Se*leme´yi aramak üzere yola çıktı Onun yanında Allah´tan başka hiç kimse yoktu Mekke´den iki fersah ötede bulunan Ten´im´e vardığın*da Osman İbn Talha´yla karşılaştı Osman :

— Nereye Ebû Umeyye´nin kızı diye sordu

Ummu Seleme :

— Medine´deki kocamın yanına gitmek istiyorum diye cevap verdi

Osman İbn Talha :

— Yanında birisi var mı dedi Ummu Seleme :

— Hayır vallahi, Alilah´tan ve şu oğlumdan başka kimse yok di*ye cevap verdi

Osman İbn Taiha :

— Vallahi sen yalnız bırakılamazsın, dedi

Osman devenin yularını tuttu ve deveyi çekerek onu götürmeye başladı Bir konak yerine vardığımızda deveyi çöktürüyor, sonra bir ağacın altına çekiliyor ve orada yatıyordu Hareket zamanı gelince onun devesinin yanına gidiyor, deveyi hazırlıyor sonra ondan geri çe*kiliyor ve :

— Biner misiniz diyordu

Ummu Seleme deveye binip yerleştiğinde geliyor, yularını tutu*yor ve tekrar konakSayıncaya kadar deveyi çekerek götürüyordu Böy*lece onu Medine´ye getirdi Küba´da Amr İbn Avf oğullarının köyünü

görünce Osman İbn Taiha -söyle dedi :

~~ Kocan bu köydedir Allah´ın bereketiyle oraya giriniz

Sonra tekrar Mekke´ye döndü Ummu Seleme mahfe (hevdec) de Medîne´ye gelen ilk kadındır [3] Oraya girince ailesine kendisinin Ebû Umeyye Îbnu´l-Muğîre´nin kızı olduğunu haber verdi Ama onlar inanmayıp

— Yabancılar ne kadar yafancı oluyor, dediler

Nihayet onlardan bazıları hacca gitmek istediler ve Ummu Seîe-me´ye şöyle dediler:

— Ailene yazar mısın

Ummu Seleme onlarla bir mektup gönderdi, ^n´lar Medîne´ye döndüklerinde ona İnandılar ve Ummu Seleme´nin anların yanındaki değeri daha da arttı

Amir İbn Rabîa ile hanımı Leyia Bint Ebî Hasme de Medine´ye geldi Daha sonra gruplar halinde Rasûlüllah´ın ashabı geidi Sonun*da Peygamber ÎSAV} hicret etti Medîne halkı onu sevinçle karşıladı

Medîr günü İki topluluk karşılaştığında Ebû Seleme İbn Abdîî-esed´in kardeşi ei-Esved İbni Abdilesed (Sufyan İbn Abdilesed) müş*rik saflarının arasından çıktı Bu ei-Esved kötü huylu terbiyesiz ve Rasûlüllah´a aşırı düşman birisiydi El-Esved :

— Allah´a söz veriyorum ki ya onların havuzundan İçeceğim, ya onu yıkacağım ya da onun önünde öleceğim, dedi

Ebû Seleme kardeşini öldürmeye çıkmak istedi Fakat Peygam*ber (SAV) ona İzin vermedi Sufyan İbn Abdilesed çıkınca Hamza İbn AbdÜmuttalib onun karşısına çıktı İkisi karşılaşınca Hamza ona vur*du Bacağının yarısıyla birlikte ayağını uçurdu Ayak el-Esved havu*zun önündeyken uçtu El-Esved de ayağından kan fışkırırken sırtüstü düştü Daha sonra sürüne sürüne havuzun yanına kadar gitti Nihayet o havuzun içine düştü Ondan içti Sağlam ayağıyla kurtulmak isterken yere yıkıldıPeşinden Hamza İbn AbdÜmuttalib gelip ona vurdu ve havuzun içinde onu öldürdü

Rasûiüllah (SAV) eliyle Sufyanİbn Abdilesed´e işaret ederek:

— O kitabı sol eliyle verilenlerin ilkidir, buyurdu

£bû Seleme İbn Abdilesed´in tarafına bakıp şunu ilâve etti,

— Ebû Seleme´nin, kitabı sağ eliyle verilenlerin ilki olduğu gibi

Ebû Seleme Uhud´a Rasûlüllah´la (SAV) birlikte çıktı İnsanlar dağıldığı zaman o yerinden ayrılmadı Ebû Seleme el-Cuşemî attığı bir okla onu kolundan yaraladı Bir ay yarasının tedavisiyle uğraştı ve nihayet yara iyileşti

Rasûiüllah (SAV), Huveylid el-Esedî´nin oğulları Tuleyha ve Se-ieme´nin ve ona itâst edenlerin kendisiyle savaşa hazırlandıklarını öğrendi Peygamber (SAV) Ebû Seleme İbn Abdilesed´i çağırıp ona bir sancak verdi İçlerinde Ebû Ubeyde İbnu´l-Cerrah ve Sa´d İbn Vak-kas´ında bulunduğu 150 muhacir ve Ensar´ı onunla birlikte gönderdi Rasûlüllah´a (SAV) haber veren kişi de (O Tay kabîlesindendi ve kardeşinin kızını ziyaret için Medîne´ye gelmişti) onların rehberi ola*rak yola çıktı

Peygamber (SAV) Ebû Seleme´ye :

— Esed oğullarının yurduna ayak basıncaya kadar yürü Onların birlikleri sana yetişmeden onlara baskın yap Çabuk davran dedi

Ebü Seleme haberlerle yarışmak için gece gündüz arkadaşlarım yürüttü ve Esed oğullarının sularından birine (bir kuyuya) vardı On-İara ait bir meraya baskın yapıp üç çobanı esir ettiler Diğerleri kur*tuldular Ebû Seleme arkadaşlarını üç bölük yaptı Bîr bölük yanında kaldı İki bölük deve, koyun ve insan yakalamak için baskın düzenle*diler Deve ve koyuna rastladılar ama hiçbir insanla karşılaşmadılar Ebû Seleme bunların hepsini, Medîne´ye getirdi Böylece onun serîy-yesi müslümanların Uhud´da kaybettikleri zannedilen heybetlerini ia*de etmiş oldu Ancak yarası yeniden açıldı Ummu Seleme kocasına şöyle dedi:

— Kocasî ve kendisi cennetlikken, kocası ölen ve ondan sonra

evlenmeyen hiçbir kadın yoktur ki Allah o ikisini cennette birleştir-

meşin Kadın ölüp ondan sonra erkek kalırsa da durum aynıdır Gel, seninle sözleşelim, benden sonra sen evlenme, senden sonra da ben evienmiyeyim

Ebû Seleme :

—Sen bana itaat ediyor musun diye sordu

Ummu Seleme :

— Ben sana, ancak itaat etmek ve söylediğini dinlemek için da*nışırım

Ebû Seleme : :

— Ben ölürsem sen evlen deyip şunu ilâve etti :

— Allah´ım! Ummu Seleme´ye benden sonra, benden daha ha*yırlı, birisini ver ki onu üzmesin ve incitmesin

Ebû Seleme ölüm yatağındayken

— Allah´ım! Benim yerime aileme daha hayırlısını ver, dedi

Hîcretin üçüncü senesi Cumade´l-âhirenin dördüncü günü vefat ettiğinde Ummu Seleme şöyle dedi :

— Bir garip, hem de gurbet elde ölen bir garip Ona dillere des*tan olacak bir şekilde ağlayacağım

Ebû Seleme´nin arkasından ağlamaya hazırlandığı sırada ona yar*dım etmek isteyen bir kadın geldi Onu RasûiüMah (SAV) karşıladı ve şunu sordu :

— Allah´ın şeytanı çıkardığı eve, onu tekrar sokmak mı istiyor*sun

Ummu Seleme ağlamaktan vazgeçti ve ondan sonra da ağlama*dı O:

— Innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn (Biz Allah´a aidiz ve ona dö*neceğiz) Allah´ım! Başıma gelen felâketten dolayı bana mükâfat ver, dedi

O: «Felâketin elimden aldığından daha hayırlısını ver» demek is*tedi Ama kendi kendisine : Kim Ebû Seleme´den daha hayırlı olabi*lir dîye soruyordu

Ummu Seleme Rasûlüilah´a gidip :

90

— Ya Rasûlellah! Ebû Seleme öldüğünde ne söyliyeyim Peygamber (SAV) :

— Allah´ım Beni ve onu bağışla Arkasında kalanlar için sen ona halef ol, de Ölmek üzere olan kimsenin yanındaysanız hayır söyleyiniz Melekler sizin söylediğinize âmîn derler, buyurdu

Rasûlüllah [SAV) Ebû Seleme´nin ölümünden dolayı başsağlığın-da bulunmak üzere Ummu Seleme´nin yanma gitti ve şöyle dedi :

— Allah´ım onun üzüntüsünü gider, başına gelen musibetten do*layı ona ecîr ver Musîbetin elinden aldığından daha hayırlısını ver

Rasûiüllah (SAV) ve ashabı Ebû Seleme´nin cenaze namazını kıldılar Rasûlüllah (SAV) cenaze namazını kıldırırken dokuz tekbir aldı Ashab :

— Ey Allah´ın Rasûlü! Yanlışlıkla mı, yoksa unutarak mı dokuz tekbir aldın dediler

Rasûlüllah (SAV):

— Ne yanlış yaptım, ne unuttum, Ebû Seleme´nîn cenazesine bin tekbir de alsam, o buna lâyıktır, buyurdu

Zâdu´r-rakbin (yol azığının) kızı Ummu Seleme´nin iddeti bitince ona Hz Ebû Bekr es-Sıddîk evlenme teklifi yaptı Oda nezaketle bu evlenme teklifini reddetti Ebû Bekr´den sonra Hz Ömer talip oldu Onun aldığı cevap da arkadaşının aldığı cevabın aynısı oldu

Daha sonra, Rasûlüllah (SAV) ona evlenme teklifi yapmak üzere birisini gönderdi Ummu Seleme de şu cevabı gönderdi :

— Rasûlüllah ve onun adamı hoş geldi, sefalar getirdi Rasûlül-lah´a benim kıskanç olduğumu, çocuklarımın olduğunu, şahid olarak da velilerimden yanımda kimse olmadığın! haber ver Ayrıca ben yaş*lıyım da

Peygamber (SAV) ona :

— Çocuklarım var diyorsun, , çocuklarının bakımı Allah´a aittir Kıskançlığına gelince, kıskançlığını gidermesi için Allah´a duâ edece*ğim Velîlerinden hazır olsun veya olmasın, bana razı,olmayacak bir kimse yoktur Yaşlı olduğunu söylüyorsun,, ben senden daha yaşlıyım diye haber gönderdi

Ummu Seleme oğîu Seleme´ye :

— Seleme! Kalk RasÛlûllah´ı (SAV) eviendir, dedi Rasûlüllah (SAV) şöyle buyurdu

— Hanımım, falanca kardeşine mehir olarak verdiğim şeylerden sana eksik vermiyeceğim İki testi, un öğütmek için İki el değirme*ni, deri yüzlü ve içi hurma lifi dolu bîr yastık

Gerdeğe girmeyi kararlaştırdıklar! gecenin gündüzünde Ummü Seleme kalkıp eşyaları kontrol etti ve onları yerleştirdi Biraz arps buldu ve onu öğüttü Biraz da yağ buldu ve onu Rasûlüilah´a ayırdı Ra*sûlüllah ESAV} yanına gelince yemeği ona takdim etti, RasûIüİİah (SAV) ondan yedi ve gecesini orada geçirdi Sabah olunca Rasûlüi-İah (SAV) şöyle dedi:

— Senin sayende ailen İtibar elde etti sen de oniann yanında bîr itibara sahip oldun Eğer bu gecenin ve bu gündüzünün böyie h
gün olmasını istersen olur

Eğer senin İçin yediye bölmemi istersen bölerim Eğer senin için yediye bölersem kumaların içinde yediye bölerim-

Ummu Seleme:

— Ya Rasûlellah! İstediğini yap dedi,

O, «Kim Ebû Seleme´den daha hayırlı olabilir » derken Alîah Ebü Seleme´den sonra ona Rasûlüllah´ı vermişti Rasûlüllah onunla Şev*val ayında evlenmişti Peygamber (SAV) iyi bir utangaçtı Ummu Se îeme´ye geldiği zaman, Ummu Seleme Kızı Zeyneb´i alır emzirmek İçin Içucağina koyardı Bunun üzerine Rasûlüllah ESAV} utanır ve ge*ri dönerdi Ammar İbn Yasîr (onun ana bir kardeşiydi) Ummu Sele me´n|n yaptığından dolayı Rasülüllah´ın böyle yaptığını anladı ve Um*mu Seleme´nin yanına gitti ve çocuğu onun kucağından çekip aldık*tan sonra şöyle dedi:

— Onun yüzünden Rasûlüliah´a eziyet ettiğin şu çirkini bırak Peygamber {SAV) içeri gîrdi Gözünü odanın içinde gezdirerek :

Ummu Seleme şöyle cevap verdi

— Ammar gelip onu götürdü :

Rasûlüllah {SAV} şöyle dedi:

— Aîşe´nin benim yanımda hiçbir kimsenin orada kalmadığı bir yeri vardır

Guze olan Ummu Seleme Bint Ebî UmeyyöVte evlenince Pşy-gamber´e £SA,V) soruldu :

— Ya Rasûleliah! O yeri ne yaptın

Peygamber [SAV} cevap vermedi Anladt ki Ummu Seleme onun evine gelmiştir

Bîrgün Rasûlülîah (S,A,V) Ummu Seleme´nin odasında onun ço*cuklarıyla birlikte yemek yiyordu Eli Peygamber´in önündeki tabağa piden üvey oğlu Ömer İbn Ebî Seieme´ye :

— Yavrum! Bismillah de, sağ elinle ve kendi Önünden ye, bu-

Ummu Seleme akşam namazını kılmak için kalkti Peygamber {SAV) ona:

— Akşam ezanı okunurken şöyle de: Allah´ım! Bu (sksam eza*nı) senin, gecenin gelişi, gündüzünün gidişi, senin davetinin seslen ve namaz vakitlerinin girişidir Senden beni bağışlamanı dilerim

Ummu Seleme Rasölüllah´i şöyîe söylerken duymuştur:

— Allah´ım! Sen evvelsin, Senden önce hiçbir şey yoktur Sen âhirsin, senden sonra hiçbir şey yoktur Kendi elinle yarattığın her canlının şerrinden sana sığınırım, günahtan tembellikten, ateşin aza*bından, kabir azabından zenginlik ve fakirlik fitnesinden sana sığını*rım, günah işlemekten ve borç ödemekten sana sığınırım Alîah´im! 8eyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi hatalardan temizle Al*lah´ım! Doğuyla batının arasını ayırdığın gibi benimle günahımın arası*nı ayır Allah´ım! Senden îstenenin hayırlısını, duanın hayırlısını, ba*şarının hayırlısını, işin hayırlısını, sevabın hayırlısını, yaşamanın ha-

93

yırhsını, ölümün hayırlısını istiyorum Beni sabit kıi Tartılarımı ağır getir, imanımı kuvvetlendir, derecelerimi yükselt Namazımı kabul et, günahımı affet Senden cennette yüksek dereceler istiyorum Amîn, Allah´ım! Senden hayrın başlangıçlarım, sonuçlarını ve toplayıcıları*nı, evvelini, âhirini, zahirini, bâtınını ve cennette yüksek dereceler is*tiyorum Amîn Allah´ım! Beni ateşten kurtar Gece ve gündüz mağfi*ret et Cennette iyi bir yer ver Amîn Allah´ım! Senden ateşten kur*tuluş ve selâmet diliyorum Beni cennete sok; Amîn Allah´ım! Sen*den benim gönlümü, kulağımı, gözümü, ruhumu, yaratılışımı, ahlâkı*mı, ailemi, hayatımı ve ölümümü mübarek kılmanı istiyorum Allah´*ım! İyiliklerimi kabul et Senden cennette yüksek dereceler istiyo*rum Amîn

Peygamber (SAV) ona şöyle demesini öğretti :

— Kim her, gün : Allah´ım Beni ve kadın erkek bütün mü´minleri affet derse, ona her mü´mine ait bir iyilik gelir

Ummu Seleme kalblerden bahsetti Rasûlüliah da bunun üzerine ona şöyle dedi:

—Ummu Seleme! Kalbi Allah´ın parmaklarından iki parmak ara*sında olmayan bir insan yoktur Dilediğini sebat ettirir, dilediğini de kaydırır

Daha sonra RasûlüMah (SAV) şunu ilâve etti :

— Allah sana birşey verirse o sana gelir Sana bundan daha ha*yırlı birşey göstereceğim, yatağına girdiğin zaman Allah Ta´âia´yı otuz üç defa teşbih et (subhânellah de) Otuz üç defa Allah´a hamdet [el*hamdülillah de) Otuz dört defa da Allahu ekber de Böylece tamamı yüz olur O, senin için hizmetçiden daha hayırlıdır Sabah namazını kıl*dığın zaman şöyle de: Tek olan Allah´tan başka ilâh yoktur Onun or*tağı yoktur Mülk onundur Hamd onadır O diriltir ve öldürür Hayır onun elindedir O, herşeye hakkıyla kadirdir Bunlardan herbirine on iyilik yazılır On kötülük düşürüiür Yine bunlardan her biri İsmail oğul*larından bir köle azâd etmek gibidir Şirk müstesna o gün işlenilen bir günahın ona ulaşması helâl değildir «Tek olan Allah´tan başka ilâh yoktur Onun ortağı yoktur» sözü sabah söylemenle akşam söylemen arasındaki sürede seni bütün şeytanlardan ve kötülüklerden korur

Rasûlüliah (SAV) şöyle buyurmuştur :

—Ümmetimin kötüleri için ben ne iyi kimseyim

Ona soruldu :

-— Ya Resûîellah! Nasıl olur Sen onların iyileri içinsin

Peygamber (SAV) şöyle cevap verdi :

—Ümmetimin iyileri kendi amelieriyle cennete girerler Ümmeti*min kötüleri ise benim şefaatimi beklerler Kıyamet gününde o, asha*bıma dil uzatanlar hariç bütün ümmetime mubahtır

Ebû Bekr es-Sıddîk Hz Peygamber´in zamanında es-Suveybıt ve en-Nu´man´la birlikte ticaret için çıkmıştı En-Nu´man :

—Suveybıt! Ben acıktım Ebû Bekr mola verinceye kadar, sen na*sıl doyuyorsan beni doyur, dedi

Subeybıt, en-Nu´man´ı doyurmayı kabul etmedi Bir yerde konakla*dıklarında en-Nu´man birkaç bedevîye gidip ■

— Ben bir kölemi size satıyorum Eğer size kendisinin hür oldu*ğunu söylerse ona inanmayın, dedi

Suveybıt´ı birkaç deve karşılığında sattı Bedevîler Suveybıt´a gelip

— Seni satın aldık, dediler Suveybıt:

—Ben hürüm, dedi

Onun sözüne aldırmayıp götürdüler ve en-Nu´man a da develeri verdiler

Ebû Bekr es-Sıddîk geldi ve sordu

—Nu´man! Hani Suveybıt

En-Nu´man :

—- Vallahi onu sattım

Ebö Bekr sordu :

— Söylediğin gerçek mi

En-Nu´man:

— Evet işte bu develer onun değeridir

Ebü Bekr es-Stddîk:

— Gel benimle, dedi

En-Nu´man Ebû Bekr´le birlikte onların yanma gitti Çok geçme*den onu kurtardi Develeri de geri verdi Hz Peygamber´in huzuruna geldiklerinde Ebû Bekr konuyu ona anlattı Rasûlüllah (SAV) ve as*habı uzun zaman güldüler

Hicretin altıncı senesi Zilka´de ayrnda Rasûlüllah (SAV) Arapls-n ve o civardaki bedevileri umreye davet etti Rasûlüllah (SAV) rü*yasında kendisinin ve ashabından bir kısmının başlarını kazıttırmış, bir kısmının da saçlarını kısalttırmış olarak Mekke´ye ve Kâ´be´ye gir*diğini Kâ´be´nîn anahtarım aldığını ve tavaf ettiğini gördü Bunu as*habına anlattı, onlar da sevinip hazırlandılar

Rasûİülfah (SA-V) Medine´de yerine Abdullah !bn Umml Mek-tum´u bıraktı Peygamber (SAV) insanlara teminat vermek gayesiyle (Mekke halkı ve etrafındakilere harbetrnek için değii, kendisinin sa*dece Kâ´be´yi ziyaret ve ona tazimde bulunmak için) Umre yapmak özere yola çıktı Ummu Seleme, Umrnu Umare, Ummu Menî ve Um-mu Amir ei-Eşheliyye ve beşyüz ashabı da onunla birlikte çıktı 70 ta*ne de kurbanlık hayvan götürdü Müslümanların yanında yolcu silâhı olarak kmlarındaki kılıçlarından başka birşey yoktur Peygamber {SAV) Usfan´a geldiği zaman Bişr İbn Sufyan eİ-Ka´bî geldi Rasûlül*lah onu Mekke´ye gözcü olarak göndermişti Bîşr:

— Ey Allah´ın Rasûlü! Kureyş senin yola çıktığını duymuş Eha-bîş´ten kendilerine itaat edenleri savaşa çağırmışlar, Sakif kadın ve çocuklarıyla birlikte onlara katılmış Yine yanlarında yeni yavruiamrş sütlü develer ve bebekli kadınlar var Onlar kaplan derileri giymişler (düşmanlık ve kinlerini belirtmek istiyorlardı) Onlar Mekke´ye hiç kimseyi sokmamaya yemin ederek Zutuva´ya yerleşmişler, Halici İbnu´l-Veiîd de atlarını kurauiğâmîm´e kadar getirmiş, dedi

Naciye (Zekvan) İbn Cundub e!-Eslemî müslümanları Hudeybiye´-ye giden sarp bîr yola soktu Peygamber ÇS-AV), savaşmak için de*ğil, Kâ´be´yi ziyaret vetâzîm için geldiğini haber vermek üzere Os*man İbn Affan´ı Kureyş´e göndermişti Rasûlüllah´a Osman İbn Af-fan´ın öldürüldüğüne dair haber geldi Peygamber (SAV):

— Artık savaşmadan geri dönmeyiz, buyurdu Daha sonra şunu ilâve etti

— Allah, bana bey´at edilmesini emretti,

Rasûlüliah´ın (SAV) ashabı ağaç altında ona bey´at ettiler Buna Boy´at-i Rıdvan denildi Rasûlüillah´a (SAV) ilk bey´at eden Ebû Sinan el-Esedî oldu Sadece el-Cedd İbn Kays bey´at etmedi Daha sonra Osman îbn Affan, Suheyi İbn Amr, Huveytıb İbn Abdiluzza ve Mîkrez İbn Hafs geldiler Peygamber´İe (SAV) Hudeybiye anlaşmasını yaptı*lar «Bu Muhammed İbn Abdiliah´la Suheyi İbn Amr´ın yaptıkları an*laşmanın maddeleridir Muhammed ile Suheyi şunları kararlaştırmış* îardır Halkın güvenlik içinde kalabilmesi için on yıl harbedilmeyecek Kureyş´ten kim velisinin izni olmaksızın, Muhammed´e gelirse, Mu*hammed onu Kureyş´e geri verecek Muhammed´in yanındakiterden kim Kureyş´e gelirse, Kureyş onu Muhammsd´e vermeyecek Aramız*da iyi niyet ve vefakârlık olacak Hırsızlık ve hıyanet olmayacak Mu*hammed´in himayesine girmek isteyen onun himayesine girebilecek Kureyş´in himayesine girmek isteyen de onun himayesine girebile*cek (Huzaa kalkıp: Biz Muhammed´in himayesine giriyoruz dedi Bekr oğulları da : Biz de Kureyş´in himayesindeyiz, dediler) Muham*med bu yıl geri dönecek, Mekke´ye giremiyecek Gelecek yıl, Kureyş çıktıktan sonra ashabıyla yanında sadece yolcu silahıyla girebilecek ve orada ög gün kalabilecek, kılıçlarını ancak kınlarında taşıyabile*cekler»

Rasûlüllah (SAV) kalkıp ashabına şöyle dedi: — Kalkınız kurbanları kesiniz

Hiç kimse kalkmadı Bunu birkaç defa söyledi Yine hiç kimse kalkmadı Peygamber (SAV) öfkeyle, eşi Ummu Seîeme´nin yanına girdi ve uzandı Ummu Seleme sordu : -

Neyin var Ya Rasûlellahl

Ona cevap vermedi Ummu Seleme :

— Neyin var Ya Rasûleliah! dedi

Bunu birkaç defa tekrar etti Rasûlüllah cevap vermiyordu Daha sonra Peygamber {SAV} şöyle dedi :

—Müslümanlar mahvoldular Onlara kurbanları kesmelerini ve traş olmalarını emrettim Fakat emrimi yerine getirmediler

Ummu Seleme şöyie dedi :

— Ya Rasûleliah! Oniara ısrar etme! Anlaşma meselesinde başı*na gelen ağır yük ve fetih yapmadan dönmeleri onların çok zoruna gitti

Daha sonra şunu ilâve etti :

— Ya Rasûleliah! Çık Kimseyle bir kelime konuşma Kurbanlığı*nı kes ve başın! traş et

Peygamber (SAV) çıkıp harbesini aldı Kurbanlığına doğru yürü*dü Yüksek sesle :

—Bismillahirrahmânirrahîm, Aliahu Ekber diyerek harbeyle kur*banlığı kesti

Daha sonra kırmızı deriden yapılmış çadırına girdi Hiraş İbn Ebî Umeyye el-Huzaîy´i çağırıp saçını kazıttırdı Ashabı bunu görünce on*lar da kalktılar Kurbanlarını kestiler Saçlarını kazıttılar Bir kısmı da saçlarını kısalttılar Rasûlüllah [SAV) şöyle buyurdu :

— Allah saçlarını kazıtanlara merhamet etsin Bazı sahâbîler:

— Saçlarını kısaltaniarada dediler Peygamber (SAV):

— Allah saçlarını kazıtanlara merhamet etsin, buyurdu

Etrafındakilerden bazıları :

— Saçlarını kazıtanlara mı Ya Rasûleliah! dediler Rasûlüliah (SAV) yine :

— Allah saçlarını kazıtanlara merhamet etsin, buyurdu Bazı sahâbîler yine :

—- Peki, saçlarını kısaltanlar ne olacak Ya Rasûleliah! dediler Bunun üzerine Peygamber (SAV) :

— Saçlarını kısaltanİara da buyurdu Abdullah İbn Ubeyy İbn Selul :

— Ya Rasûleliah! Niçin saçlarını kısaltanİara değil de saçlarını kazıtanlar için merhamet diledin

Peygamber (SAV) :

—Çünkü onlar şüphe etmediler

Rasûlüilah (SAV) ashabına yola çıkmalarını emretti Müslüman*lar Kuraulğamîm´e vardıklarında Allah Ta´âla Rasûlüne şu ayeti indirdi «Şüphesiz biz sana apaçık bir zafer sağladık, Allah böylece, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar, sana olan nimetini tamamlar, seni doğru yola eriştirir Böylece sana, kimsenin güç yetiremiyeceği bir şekilde yardım eder» [4]

Ömer İbnu´l-Hattab ve Muhammed İbn Mesleme sordular :

—Ya Rasûleliah! Bu bir zafer midir Peygamber (SAV) :

— Evet, canım elinde olan Allah´a yemîn olsun ki bu bir zafer*dir diye cevap verdi

Abdullah İbn Ubeyy İbn Selul (Medine´deki münafıkların başı) ve onun kavminden bazıları:

— Bu bîr zafer delildir Kâ´be´yi tavaftan alıkonulduk ve kurban*lıklarımızın, kurban edilmesine engel olundu

Rasûlüllah (SAV) şöyle buyurdu :

—´ Ne kötü söz Aksine o en büyük fetihtir Müşrikler sizin, ken*di beldelerine gidip gelmenize ve işinizi görmenize razı olmuş, gi*der gelirken de emniyet ve selâmet içinde bulunmanızı istemiştir

Onlar, şimdiye kadar, istemedikleri hoşlanmadıkları şeyi, İslâm´ı da böylece sizlerde görecek öğrenecekler Allah sizi onlara muzaf*fer kılacak, gittiğiniz yerden sağ salim ve kazançlı olarak döndüreçektir bu ise, fetihlerin en büyüğüdür Sizler Uhud gününü unuttu*nuz mu «Kimseye bakmadan kaçıyordunuz» [5]

Bende arkanızdan size sesleniyordum Hendek savaşını unuttu-nuz mu «ÖRİür szm yukarınızdan ve aşağınızdan gelmişlerdi; göz*ler de dönmüştü; yürekler ağızlara gelmişti; Allah için çeşitli tahminlerde bulundunuz[6]

Naciye İbn Cusıdub vs Hiraş İbn Ebî Umeyye el-Huzaî şöyle de*diler:

— Atleti ve Basûİü doğrudurlar 8u en büyük fetihdir Vallahi, ey Allah´ın Rasûîü! Biz senin düşündüğünü düşünmedik Sen, vaüahi bi*zim İşimizi bizden daha iyi bilirsin

— Allah´ın Rasûiü! Sen güvenli olarak Mekke´ye gireceğini soy-lemedin mil

Peygamber (SAV):

— Söyledim ama size bu sene dedim mi Muhammesi İbn Mesleme ve Ebu´d-derda :

— Hayır, dediler RasûtDlfah (SAV):

— Bu, Cebrail´in [AS) bana dediği gibidir Siz ona geleceksiniz ve onu tavaf edeceksiniz, buyurdu

Peygamber (SAV) ve müslümaniar Medine´ye döndüler

Ensar´dan yeni bir eibise giymiş bir kadın Ummu Seleme´nin ya*nına geldi Halkın onu görmesi için böbürlenmeye başladı Ummu Se*leme önden elbiseyi çıkarmasını İstedi ve şöyle dedi:

— Rasûlüilaft´ı (SAV) şöyle derken duydum ; Kim halkın bakma-sj için övüneceği bîr elbiseyi giyerse, onu çskanncaya kadar ASlah ona bakmaz

Arkasından şunu ifâve etti :

— Rasûlüllah (SAV) şöyie buyurdu ; Gümüş ve a!tm kaptan içen kimse karnına cehennem ateşini akıtmış olur Ancak tövbe etmesi müstesna

Bir kadın ekmeği biçakîa kesmek istedi Ummu Seleme şöyle dedi:

— Peygamber (SAV} Acemlerin yaptığı gibi ekmeği biçakia kes*mekten menetti Sizden birisi et yemek istediğinde onu bıçakla kes*mesin Fakat onu atsın ve ağzıyla koparsın Su daha kolay ve boğaz-Geçme

Daha sonra şunu ilâve etti

— RasÛlfillâh (SAV) şöyie buyurdu : Yemeği yırtıcı hayvanlar gi*bi koklamayın

Sir kadın Ummu Seleme´ye kocanın karısından hoşnut olması ko*nusunda sordu Ummu Seleme şöyle dadı ;

— RasÛlüIIah´ın (SAV) şöyie dediğini duydum : Hangi kadın ko*cası kendisinden hoşnut olarak öiürşe cennete girer

Ummu Seleme Peygamber´e (SAV} sordu :

— Ya Rasûleliah! Bana Âüah Ta´âla´nın «Hûrünîn» [7] sözünü anlatır mısın

Rasûlüliah (SAV) buyurdu :

— Hûr, beyaz; !n, iri, kartal kanadı kadar siyaha yakın Ummu Seleme:

~ Ya Rasûlellahl Allah Te´âlâ´nın «Onlar yakut ve mercan gibi dirler [8] ayetini açıklar mısın dedi

Rasûlüllah (SAV) :

— Onların duruluk ve berraklığı hiçbir elin dokunmadığı sedefler-deki (inci kabuğu) incinin duruluk ve berraklığı gibidir,buyurdu

Ummu Seleme :

— Ya Rasûlellah !

«Oralarda iyi huylu güzel kadınlar vardır» [9] âyetinin açıklama*sını yapar mısın dedi :

Rasûlüllah (SAV) şöyle buyurdu :

— (Hayrat) huylar, ahlâk demektir (Hisân) ise yüzler demektir

Ummu Seleme :

(Kesnnehünne beyzun meknûn) [10] âyetinin açıklamasını sordu [11] Rasûlüllah (SAV) şöyle buyurdu :

Onların inceliği, yumurtanın kabuğundan sonraki derinin (zarın) in*celiği gibidir

Ummu Seleme :

(Uruben etrâben) [12] âyetinin tefsirini açıklar mısın dedi[13]

Rasûlüllah (SAV) :

— Bunlar dünyada gözleri hastalıklı ve saçları ağarmış yaşlı ka*dınlardır ki, Allah onları yaşlılıktan sonra bakire yapmıştır (Uruben) kocalarını çok seven ve onlara bağlı olan hanımlar demektir (Etrâben} ise, doğumları aynı yani yaşıt,, akran olanlardır, buyurdu

Ummu Seleme :

— Ya Rasûlellah! Dünya kadınları mı daha üstündür, «hüru´1-fn» mi diye sordu

Rasûiüilah şöyle cevap verdi :

— Zahirî olmanın batım olmaya üstünlüğü gibi dünya kadınları da «hûru´l-în» den daha üstündür

Ummu Seleme :

— Ya Rasûlellah! Bu nasıl olur dedi Rasûlüllah (SAV) şöyle buyurdu :

— Bu onların namaz, oruç ve Allah´a ibâdetleriyle olur Aziz ve Celî! olan Allah onların yüzlerine nur verir, vücûdlarına, beyaz renkli ipekler ve yeşil elbiseler giydirir, sarı renkli zînetler taktırır Onların buhurdanlıkları incidendir Tarakları altındandır Onlar şöyle derler Biz ebediyiz ve ebediyyen ölmeyeceğiz Biz güzel ve nazlı kadınlarız Biz asla ümidimizi kesmeyiz Biz mukimiz Biz asia çekip gitmeyiz Biz hoşnutuz Asla öfkelenmeyiz Bizim kendilerine âit olduğumuz kimse*lere ne mutlu!

Ummu Seleme yine sordu :

— Ya Rasûlellah! Biz kadınlardan bazıları dünyada iki, üç veya dört defa evleniyor Daha sonra ölüyor ve cennete giriyor Kocaları da onlarla birlikte, cennete giriyor O kadınların kocası hangisi olacak

Peygamber (SAV) :

— Ummu Seleme! Kadın onların ahlâkı en güzel olanını seçer ve´ şöyle der: «Rabbim! Bu, dünyada bana karşı ahlâkı en güzel olandı Bana onu eş yap Ummu Seleme! Ahlâk güzelliği dünya ve âhiret iyili" ğiyle birlikte gider» buyurdu

Rasûlüllah (SAV) bir süre sustuktan sonra şövle dedi

— İnsanlar kıyamet gününde çıplak olarak haşrolunacakiardır Ummu Seleme;

— Ya Rasûlellah! Ne çirkini Birbirimize bakmaz mıyız diye sordu Rasûlüliah (SAV) :

—İnsanlar meşguldür, buyurdu

Ummu Seleme tekrar sordu :

— Onlar neyle meşguldürler Peygamber (SAV3:

~- O gün sayfalar zerre miktarı ve hardai tanesi kadar olan orta-ya çıkarır, buyurdu

Kadmiardan birisi sordu :

— Kadın evinde mi yoksa camide mi namaz kıiar Ummu Seleme cevap verdi:

Rasûlüilah ESAV) şöyie buyurdu : Kadınların camilerinin en hayırlısı evlerinin dibidir

Daha sonra şunu ilâve etti :

— Rasûiüllah´ın şöyie dediğini duydum ; Kadının evinde namaz kliması hücresinde namaz kılmaktan daha faziletlidir Onun küçük odasında namaz kılması evinde namaz kılmasından daha hayırlıdir

Arkasından şöyle dedi:

— Rasûiüilah ESAV) şöyle buyurdu Kadın evinin en karanlık ye*rinde namaz kılmaktan, Allah´a daha sevimli gelen bir namaz kılma mı ş tır

Zadu´r-Rakb´m kızı Ummu Seleme´nin yatağı etrafında oturan ka*dınlar kaikıp gittiler Onun benzersiz olduğu kanaatine vardılar:

Yahudiler şöyle demişlerdi:

— Muhammed belâlı Kureyş eşrafının şartlarını kabui etti, salta*nat ve otoritesindeki zayıflama sebebiyle Hudeybîye barışını yaptı-

Peygamber (SAV) onların, kendisiyle savaşa kışkırtmak İçin (müttefikleri) Gatafan´a haber gönderdiklerini öğrendi, Rasûlüilah (SAV) Hudeybiye´de bulunan kimselerden yanındakileri savaşa ça-ğirdi Peygamberle (SAV) birlikte hanımlarından Ummu Seleme çık*tı Rasûiüllah´ın yanında ikiyüzü atlı olmak üzere 1400 kişi vardiAzîz ve Celîl olan Allah Hudeybiye´den dönerken ona birçok ganimet vâ-detmtştl (Allah size birçok ganîmet -Hayber ganimetleri- vâdetmiştir,

ki siz onları alırsınız) Allah vadini gerçekleştirmiş ve Rasûlüliah (SAV) Hayber´i fethetmiştir Peygamber (SAV) oniann hükümdarı*nın kızı Musa´nın (AS) kardeşi Harun (AS) İbn Imran´ın torunların*dan Benî Kureyza ve Benî Nadir´in hanımefendisi Safiyye Bint Hu-yeyy İbn Ahtab´la evlenmiştir Rasûlüllah ESAV) Hayber ganimetle*rini taksim etmiş, beş parçaya ayjrdıktan sonra bir kişiye bir pay, atîı olanlara 6a üç pay vermiştir Ummu Seleme´ye de seksen vesak hurma ve yirmi vesak arpa vermiştir

Böylece müslümanfar Medine´ye döndüler

Rasûlütlah (SAV) Mekke´deki mü´minlerin zayıf ve ezilenleri için duâ ederdi El-Veİîd Îbnu´l-Velîd Kureyş´in esaretinden kurtulup Rasûlüllah´a kavuştu Ummu Seleme amcasının oğlunun gelişine se*vindi Bir kuşluk vakti Cebraîl (AS), Ummu Seleme´yle birlikteyken Rasûlüllah´a (SAV) geldi ve onunla konuşmaya başladı Daha sonrs kalkıp gitti Bunun üzerine Rasûlüilah (SAV):

— Bu kim diye sordu Ummu Seleme:

— Bu Dıhye [İbn Halîfe si-Keibî) dir diye cevap verdi, Rasûlüliah da (SAV):

—O, Cebrail´dir, buyurdu, Ummu Seleme:

— Vallahi, ben onu ondan başkası zannetmedim, dedi

Eî-Velîd İbnuUVelîd Ibnu´l-Muğîre birgön Rasûiüllah´ın mesci*dinde oturdu Peygamber ESAV) ashabına şöyle dedi:

Kim, Ayyaş İbn Ebî Rabîa ye Hîşam İbnu´l-As´ı bana getirir, [Bu İkisi Mekke´de alıkonulmuş mazlumlardandı,}

El-Velîd lbnu´l-Velîd :

— Ya Rasûlelîah! Ben onları sana getiririm, dedt

El-Velîd Mekke´ye gitmek üzere yola çıktı, Gizlice orays Onları geri getirdi Onun parmsğf kapayınca şöyle dedi :

Sen sadece bîr parmaksın

Başına gelen de Allah yolunda gelmiştir

Rasûlüllah (SAV) o ikisini görünce çok sevindi

Rasûlüllah (SAV) Ummu Seieme´nin odasında olduğu sırada, Ra-sûlüllah´ın yanına bir çocuk geldi Çocuğa :

— Çocuğum! Adın ne senin dedi Çocuk:

— Ben el-Vetıd İbnu´l-Velîd İbni´l-Muğire´yirn diye cevap verdi Rasûlüllah (SAV) :

— El-Velîd İbnu´i-Velîd´in oğlu mu Mahzum oğulları ei-Velîd´i nerdeyse rab haline getirecekler Siz el-Velîd´i sevdiğiniz ve ona merhamet ettiğiniz için koymadınız mı Onun adı, artık Abdullah´tır

Bunun üzerine babası el-Velîd İbnu´l-Velîd İbnu´l-Muğîre ona Ab*dullah adını koydu

El-Velîd İbnu´l-Velîd´in parmağı yaralandı ve öldü Bunun üzerine Ummu Seleme ağlayarak el-Velîd İbnu´l-Velîd İbni´l-Muğire´ye şu şiiri söyledi :

Ey göz! El-Velîd İbnu´l-Velîd İbni´l-Muğîre´ye ağia! O kıtlık yıllarında bereketli yağmur, aramızda rahmet ve erzaktı O, şerefli ve müsamahakâr ve ahlâkı üstün biriydi Eî-Velîd´in babası el-Velîd İbnu´l-Velîd gibisi kabileye yeterdi Peygamber (SAV) onu gömleğiyle kefenlemişti

Bir gün, Rasûlüllah (SAV) Ummu Seleme´yle onun kızı Zeyneb´in yanındaydı Rasûlüllah´ın kızı Fâtıma çocukları Hasan ve Hüseyin´le birlikte babasının yanına geldi Rasûlüllah Hasan ve Hüseyin´i bağrına basıp şöyle dedi :

— Allah´ın rahmet ve bereketleri sizin üzerinize olsun, Ehl-i beyt! O (Ehl~i Beyt) hamîd (övgüye değer) ve mecîd (şerefli) dir

Bunun üzerine Ummu Seleme ağladı Rasûlüllah (SAV) ona ba*kıp şefkatle sordu :

— Seni ağlatan nedir

Ummu Seleme şöyle cevap verdi :

— Ya Rasûlellah! Onları tercih edip beni ve kızımı terkettin Rasûlüllah (SAV) :

— Kızın ve sen de Ehl-i Beyt´tensiniz, buyurdu"

Rasûlüllah´ın verdiği haber doğru çıkmış, Necaşî ölmüştü Pey*gamber (SAV) ve ashabı Necaşî´nin cenaze namazını kıldılar Rasûl-üllah´ın Habeşistan kralına gönderdiği hediyeler geri geldi Rasûlüllah hanımlarından her birine bir okıyye misk verdi Diğerlerini de Ummu Seleme´ye verdi Ona ayrıca bir elbise verdi

Ensar´dan iki kişi, ellerinde delil olmayan eski bir miras mesele*sinin halli için Rasûlüllah´a geldiler:

— Siz dâvalarınızın halli için bana başvuruyorsunuz Ben de hak*kında âyet inmeyen konuda hüküm veriyorum Kimin lehinde, diğer kardeşinin hakkını alan bir delille hükmedersem, o kimse onu alma*sın Ben onun lehinde, Kıyamet gününde boynuna dizil i olarak gelece*ği ateşten bir parçanın verilmesine hükmetmiş olabilirim

Adamlar ağlayıp birisi şöyle dedi

— Ya Rasûlellah! Benim hakkım onun olsun Peygamber (SAV) :

— Sizler böyle yaparsanız gidin hakkı araştırın, bölüşün, kur´a çekin ve nihayet biriniz öbürüne helâl etsin

Ummu Seleme dilenciyi reddetmeyi ve onu azarlayarak kovmayı menetti ve şöyle dedi :

— Rasûlüllah´ın (SAV) şöyle dediğini duydum Dilenciyi reddet*meyiniz Hiç olmazsa bir yudum su veriniz

Rasûlüllah (SAV) seferlerinden birine çıkmıştı Bu seferde, yanında Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab ve Ummu Seleme vardı Peygamber (SAV) Ummu Seİeme´nin hevdeci zannederek Safiyye´nin hevdecine gitti O gön Ummu Seİeme´nin günüydü (nöbetiydi] Rasûl-üllah (SAV) Safiyye´yle konuşmaya başladı, Urnrnu Seleme kıskandı Peygamber (SAVÎ Ummu Seîeme´dan sonra Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab olduğunu öğrendi ve Uramu Seleme´ye geidi Ummu Seleme :

—Allah´ın elçisi olduğun halde benim günümde yahudînin kızıy*la konuşuyorsun

Ummu Seleme bu sözü söylediğine pişman oldu Rabbinden af dîiedî ve:

— Ey Allah´ın elçisi! Benim için af dile Beni böyle yapmaya kıs-kançlık şevketti; dedî

Rasûlüilah ESAV) Mekke´yi fetih için çıktığı zaman yanında Um*mu Seleme vardı Ebva´ya varınca (amcasının oğlu ve Halime es-Sâ-diyye´den süt kardeşi) Ebû Sufyan İbnu´l-Harîs İbn Abdilmuîtaiib, ha-İası Atike Bint Abdilmuttalib´in oğlu ve Ummu Seleme´nin baba bir kardeşi Abdullah İbn Ebî Umeyye fen el-Muğîre´yîe karşsiaştı Önİar müslüman olmak için Medine´ye gidiyorlardı Onlar aslında Rasülul-lah´a (SAV) karşı gelenlerden ve ona en çok eziyet eden kimseler*dendi Peygamber ESAV) onları görünce, yüz çevirdi Onlar hakkında Ummu Seleme RasûfüÜah´la şöyie konuştu :

— Amcanın oğlu ve halanın oğlu (kayınbiraderin) senin yüzün*den en bedbaht kimseler olamaz

Rasûlüilah (SAV) şöyle buyurdu :

— Benim onlara ihtiyacım yok Amca oğlum (Ebû Sufyan} na*musuma leke sürdü Hala oğlum ve kayınbiraderim (Abdullah İbn Ebî Umeyye İbn el-Muğîre) Mekke´de bana şunları söyleyen şahıstır: «Vallahi, sen göğe uzanan bir merdiven buiup o merdivenle göğe çı*kıncaya ben de sana bakmcaya, daha sonra da bir vesika ve seni Al*lah´ın gönderdiğine şehâdet eden dört melek getirinceye kadar sana İman etmem Bunu yapsan da sana inanmiyacağımi zannediyorum--

Haber ikisine ulaşınca, yanında oğlu Ca´fer olan Ebû Sufyan İb*nu´l-Harîs şöyle dedi:

Vallahi, bana izin versin Şu oğlumun elinden tutayım, ve aç-susuzluktan ölünceye ksdar yeryüzünde yürüyelim

Bu Peygamber´e (SAV) ulaşınca onlara acidf, ve yanına gelmele*rine izin verdi İkisi Rasûtüllah´ın huzuruna geldiler, müslüman oldu*lar, Rasûlüilah da (SAV) onların müsiümanlıklarını kabul etti

Peygamber (SAV) Mekke fethinden sonra Medine´ye dönünce üveyoğlu Seleme İbn Ebî Seleme´yi amcasının kızı Umame Bint Ham-za İbn Abdilmuttaüb´le evlendirdi Daha sonra Rasûlüilah (SAV) as*habının yanına gidip şöyle dedi:

— Görüyorsunuz, onu mükâfatlandırdım

Ummu Selems :

— Ya RasûieNah! Benim saç örgülerim çok sık, gusül abdesti için o örgüleri çözeyim mi (Yani yıkandığım zaman ne yapayım ) di*ye sordu

Rasûlülİah (SAV) şöyle cevap verdi:

— Ona üç defa su dökmen yeterlidir Sonra bedeninin her tarafı*na su akıtırsın ve artık temizlenmiş olursun (veya işte temizlendin gitti)

Bir kadının, kendisi evlenebilmek için kizkardeşinin boşanmasını İstediği, Ummu Seleme´nin kulağına geldi Ummu Seleme şöylo-dedP:

— Rasûîüllah´ın şöyie buyurduğunu duydum : Kadın kendisi öv-lenehllmek´içln kızkardeşinin boşanmasını istemesin!

Ummu Seleme saçma saç ekleyen bir kadın gördü ve ona şöyte dedi :

- Rasûlüilah (SAV) şöyle buyurdu: Saça saç ekleme Fakat iyi hır bez parçası al Onunla örgü yap

Umrnu Seleme Peygamberin (SAV) ashabına şöyle dediğini duy*du :

— Kim Ali´yi severse beni sevmiş oîur Kim beni severse Allah´ı

sevmiş olur Kim ona (Ali´ye] buğzederse (kızarsa) bana buğzetmiş olur Kim bana buğzederse Allah´a buğzetmiş olur

Arkasından Ali´ye bakıp şöyle dedi :

— Mü´min sana kızmaz, münafık ise seni sevmez

Rasûlülllah (SAV) vefat edip halk Ebû Bekr es-Sıddık´a bey´at edince Rasûlüllah´ın halifesi müsiümanların annelerine iyilik yapmayı ve ihsanda bulunmayı ihmal etmiyordu

Bazı kadınlar geldiler İçlerinden birisi Ummu Seleme´ys Rasûlül*lah´ın en çok ne zaman oruç tuttuğunu sordu Ummu Seleme şu ce*vabı verdi :

— O, en çok cumartesi ve pazar günleri oruç tutar ve şöyle derdi O ikisi, gün olarak müşriklerin bayramıdır Ben onlara muhale*fet etmeyi seviyorum

Bir başka kadın da :

— Rasûlüllah (SAV) iftarına nasıl başlardı dedi Ummu Seleme :

— Oruçlu olduğu zaman iftarını su ile açardı Bir nefeste içmez, iki veya üç defada içerdi, dedi ve şunu da İlâve etti :

— Hanırmyla münasebetten dolayı cünüpken sabah olursa, gusüi abdesti alır ve oruç tutardı

Bir kadın şöyle dedi :

— Rasûlüllah (SAV) yolculuğa çıktığı zaman ne yapardı Ummu Seleme şöyle dedi :

— Hazarda (yolculuk dışında) ve seferde beş şeyi yanından ek*sik etmezdi Ayna, sürmedan, tarak, misvak ve saç fırçası Perşembe günü yolculuğa çıkmayı severdi

Bir kadn Peygamberin (SAV) yatağını ve en sevdiği kıyafeti sordu Ummu Seleme şu cevabı verdi :

— Onun yatağı insanın kabrine konulan şeylerin benzeriydi Mes-cid´de onun baş tarafındaydı En sevdiği kıyafet de gömlekti

Kadınlardan birisi sordu :

— Rasûlüllah (SAV) öfkelendiği zaman ne yapardı Ummu Seleme :

— Rasûlüllah´ın (SAV) öfkelendiği zaman yanakları kızarır Öfkelendiği zaman onunla konuşmaya Ali´den başka hiç kimse cesa*ret edemezdi,

Bir kadın da şöyle sormuştu :

—Rasûiüllah (SAV) evinden çıktığı zaman ne derdi

Ummu Seleme şu cevabı verdi :

— O evinden çıktığı zaman şöyle derdi : Allah´ım! Hata etmek*ten veya hataya düşürülmekten, sapmaktan veya saptırılmaktan, hak*sızlık etmekten veya haksızlığa uğramaktan, saygısızlıketmekten veya saygısızlığa uğramaktan sana sığınırım

Birkadın şöyle dedi ;

— Orta namaz (ikindi namazı) hakkında ne dersin Ummu Seleme şöyle cevap verdi:

— Peygamber´e (SAV) bir gün ikindiden sonraki iki rekâtı sor*dum Bana şöyle dedi : Ebû Umeyye´nin kızı! Sen ikindiden sonraki iki rekâtı sordun Abdu-Kays´tan bazıları bana kavimlerinin müsluman ol*duğu haberini getirdiler ve beni öğleden sonraki iki rekâtten alıkoy*dular İşte ikindiden sonra kıldığım o iki rekâttir

Daha sonra şunu ilâve etti :

— Rasûlüllah´m (SAV) şöyle dediğini duydum Kim ikindiden önce dört rekât kılarsa Allah onun vücûdunu ateşe haram kılar

Ummu Seleme (ranhâ) şöyle demiştir;

Rssûlöllah [SAV) erkeğin saçlarını tepesinde toplamış olduğu halde namaz kılmasını yasaklamıştır [14]

Bîr kadın komşu hakkında sordu, Ummu Seleme şu cevabı verdi i

— Rasûlüllah´in (SAV) şöyle dediğini duydum : Komşuya eziye*tin azı yoktur

Bir kadın hizmetçisini azarlayınca Ummu Seleme şöyle dedi:

— Basûlüllah (SAV) şöyle buyurdu : İki zayıf hakkında Allah´*tan korkunuz : Köle ve kadın Namaz ve sağ ellerinizin sahip olduğu şey (köle) hakkında Allah´tan korkunuz

Daha sonra şunu îîâve etti: - Hizmetçiyle yemek yemek tevazudandır

Bir kadın Ummu Seleme´ye akrabalık hakkında sordu O da şöyle

— Rastıiüîlah´m [SAV) şöyle dediğini duydum Akrabalık (ra*him) hakkını arayan vs Rahman´ın bağına sarılan bir daldır Seninle İl*ciyi kesen kimseyle ilgilenmeme ve senden ilgiyi kesen kimseyle ii-pilenmeme razı olmaz mısın Kim sana ilgi gösterirse bana ilgi gös*termiştir Kim senden ilgisini keserse benden de ilgisini kesmiş de*mektir

Birgün Umrîıu´I-Hasen Ummu Seleme´nîh yanındaydı Bezi yok= sutlar gelip yalvarırcasına istemeye başladılar Onların içinde kadin-lar da vardı Ummu´i-Hasen :

— Defolun, dedi Ummu Seleme:

Ömer İhnu´l-Hattab zamanında Ummu Seleme´den alacağı olan bir adam vardı Adam Ummu Seieme´nin aleyhinde yemîn etti Mü´-minlerin emîri Ömeer ona, derisini kabartıp etine işleyen otuz kamçı

vurdu

Ummu Seleme, oğlu Ömer´in Kur´an okuduğunu duydu Bunun üzerine şöyle dedi:

— Baban Ebû Seleme´nin şöyle dediğini duydum : Rasûlüllah (SAV) şöyle buyurdu Allah Kur´an okuyan bir kui´a verdiği izin gibi hiçbir şeye izin vermemiştir

Bir adam Ömer İbn Ebî Seleme´ye kendilerinden semavî kitapla*rın indirildiği sema ´kapılarının sayısını sordu Ömer İbn Seleme ;

— Sema´dan inen kitaplar bir kapıdandır Kur´an yedi kapıdan ye*di harf üzerine indirilmiştir Helâl vardır, haram vardır, muhkem var*dır, müteşabih vardır O misaller getirmiştir Emirler vermiştir, ya*saklar getirmiştir Helâli helâl kabul edilmiş, haramı haram kabul edilmiş, onun muhkemiyle amel edilmiş, müteşabihinde durulmuştur Misallerinden de ibret alınmıştır Hepsi Allah katındandır Ancak akıl sahipleri düşünüp anlar, dedi

Ümmü seleme, bint ebi umeyye hıçkırarak

Eşhedü en la ilahe illallahü vahdehü la şerike le huve eşhedü enne muhammeden abdühü ve resülühdedi

Yaratıcının katına yükseldi

Cenaze namaz,n,hlcr gün 84 yaşındaydı [15]

Rasulüllah´ın zevcelerinden velî ve arabulucu bakımından en şereflisi

[1] Aîşe binîî Ebî Bekr

[2] Kur´ân-ı Kerîm, ez-Zuhruf Sûresi 6-7

[3] Ummu Seleme Allah´a güveninden dolayı tek başına hicret etmek üzerö yoio çıktı Aüah-ü Teâlâ da kereminden ona yardım etti Kulların kalbi O´nun ©ün*dedir Farz kılınmış olmak şartıyla Hicret yolculuğuna yalnız başına da oiso caizdir 8u bakımdan onun yalnız başına hîeret etmesinde şer´î bakımdan bif yoktur

[4] Kıır´an-ı Kerim, Fetih Sûresi : 1-3

[5] Kur´on-ı Kerîm, ÂM İmrân : 153

[6] Kur´on-ı Kerîm, Atizâb : 10

[7] Duhan, 54 Bu ayette «İri, siyah gözîö hurilerle eşlendiririzşeklinde geçmek tedir

[8] Kur"an-ı Kerîm, Rahman 58

[9] Kur´an-ı Kerîm, Rahman 70

[10] Kur´an-ı Kerîm, Saffat 49

[11] Ayetin meali şöyledir: «Sanki ç kadınlar Örtülü yumurta gibidirler

[12] Kur´an-ı Kerîm, Vakıa 37

[13] Kocalcrına bağlı, aynı yaştaki kadınlar

[14] Saçları ve elbiseyi toplamanın yasaklanmasının hikmeti hakkında âlimler şöyle demişlerdir Sacların ve elbisenin secdeden hisselerini almalarıdır Toplamak İse bunların secde etmelerine manidir Bu konuda çeşitli rivayetler de vardır (İbni Mâce ve Şerhi, Haydar Hatipoğlu Tere C 3, S 346 İstanbul)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.