İngiliz Amiral Ve Ay Yıldız |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İngiliz Amiral Ve Ay YıldızLondradaki Trafalgar Meydanını duymayan yok gibidir Meydanının adı, tarihimize de bir vesileyle hizmeti geçmiş olan İngilizlerin efsanevî Amirali Horatio Nelsonun (ölümü: 1805) Napolyonu tarihten silen zaferin hatırasını taşır İşte Nelsonun daha önce 1798 yılında kazandığı Aboukir (Ebu Hur) deniz zaferi de, İngilterenin dünya denizlerine egemen olduğunu perçinleyen, Avrupa ve dünya tarihinin dönüm noktalarından birisi olmuştur Amiral Nelson, 1798 yılında yine Fransızlara karşı yaptığı bir deniz savaşında sağ kolunu kaybetmiş ve İngilterede bir süre tedavi görüp iyileştikten sonra tekrar görevinin başına dönmüştü Savaş bütün şiddetiyle devam ediyordu Çekilen Fransız donanması şimdi Akdenizdeydi ve nereye yöneleceği İngilizlerin meçhulüydü Bir türlü doğru dürüst haber alınamıyordu Oysa Fransız gemileri, Napolyon Bonapartın hiç beklenmedik kararıyla Mısıra çevirmişti rotalarını Akdenizde ateşli bir arama ve kovalamaca başlamıştı Nelson, tam 2 ay boyunca Fransız donanmasının izini aradı Akdenizin tuzlu sularında Geçerken Malta adasını zapt eden Fransız filosunun, Mısırın İskenderiye şehrine yöneldiği haberi gelmişti nihayet Nelson büyüklüğünü burada da gösterdi ve derhal filosuna emir verdi: İskenderiyeye Napolyondan önce varacaklardı Nitekim filo, düşmanlarından 2 gün önce İskenderiyeye varmıştı İyi ama nerdeydi bu Fransızlar? Acaba istihbaratları yanlış mı çıkmıştı? Endişeli bekleyiş, sonunda geri dönüp Fransız gemilerini arama emrine yol verdi Halbuki biraz daha sabredip bekleselerdi, ne Napolyonun Mısıra çıkması imkânı vardı, ne de İngilizlerin yenilmez armadasının elinden kurtulması Ancak tam bu noktada tarihte nadir görülen bir olay meydana geldi İskenderiye limanında Fransızları göremeyen Nelson, geriye dönmüş, fakat 60 mil mesafeden limana doğru ilerleyen Fransız donanmasını görememiş, filolar birbirinden habersiz bir şekilde ters yönde geçip gitmişlerdi İki ezelî rakipten Napolyon İskenderiyeye yollanırken, Nelson oradan ayrılıyordu İşte Napolyona Mısırın kapılarını açan, bu yıldızın parladığı andı Şimdi Fransızları ellerinden kaçırmışlardı ve bir daha onlardan haberdar olabilmek, bir aylarını alacaktı Dönüp dolaşan ve İskenderiye limanına geri gelen İngiliz filosu, 1 Ağustos 1798de, gün batımına yakın bir saatte nihayet Fransız gemilerini gördü Nelson hep yaptığı gibi vakit kaybetmeden hücum emrini verdi Baskına uğrayan Fransız gemileri büyük bir şaşkınlık içindeydi 5 Fransız gemisine, 8 İngiliz gemisi ateş açıyordu Saatler gece yarısını gösterirken, Napolyonun, sayesinde Mısıra çıkarma yaptığı filosu darmadağın olmuş, çoğu batmış veya esir alınmıştı Bu arada Amiral Nelson da başından ağır surette yaralanmıştı Ancak o sırada Nelson, yaralarına değil de, elinden kaçırdığı 2 Fransız gemisine yanıyordu! Mısıra çıkıp Doğu seferini başarıyla gerçekleştiren fakat orada mahsur kalan Napolyon, o moral bozukluğuyla ve can havliyle Akka kalesine saldırmışsa da Cezzar Ahmed Paşanın kuvvetleri karşısında yenilmiş, nihayet 1799 yılında bir fırkateyne atlayarak Mısırdan Fransaya kaçmak zorunda kalmıştı Ardında bıraktığı Fransız ordusunun İngilizlere teslim olması, sürpriz olmamıştır tabiatıyla İşte bu zafer sonrasında Osmanlı Sultanı III Selim, Amiral Nelsonu, “bilvesile” Osmanlıya yardımlarından dolayı tebrik etmiş ve “daima hafifçe titreyip pırıldayan” pırlanta sorgucu ve apoletin püsküllerinin hemen bitişiğindeki ortası beyaz ay-yıldızlı “murassâ nişanı” göndermişti Diğer Osmanlı hediyelerinin altın kılıflı bir kılıç, bir altın kaplama zarf ve kahve fincanı takımı olduğunu öğreniyoruz III Selimin bu değerli hediyeleri, halen Londra civarında, İngiliz Deniz Harp Okulunun bulunduğu Greenwichdeki İngiliz Deniz Müzesinde teşhir edilmektedir Zaferiyle Osmanlı Devletine dolaylı olarak yardımda bulunan Nelson, Padişahtan aldığı pırlantalı sorgucu önemli törenlerde taktığı gibi, murassa nişanı da göğsünden hiç eksik etmemiştir Hatta 1805 yılında yapılan ünlü Trafalgar savaşında Napolyonun ipini çektikten sonra, savaşta aldığı yaralardan dolayı sancak gemisinin ambarlarından birinde son nefesini verirken, üniformasındaki 3 nişandan birisi, bu ay-yıldızlı zarif Osmanlı nişanıydı Şimdi Greenwichdeki İngiliz Deniz Müzesine gidenler, Nelsonun bir tutam saçıyla birlikte murassa ve “çelenk” adı verilen pırlanta sorgucunu, kılıç ve kahve takımıyla birlikte görerek şu savaşların nelere kadir olduğunu düşüneceklerdir muhtemelen Velhasıl Osmanlı Devleti, herkesin çöktü çökecek dediği yaralı bir döneminde dahi yabancı generallerin göğsüne bir nişan taktığı zaman bu, dünya tarihine geçen bir hadise oluyordu Ya bugün? demeye dilim varmıyor |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|