Hadis-i Şeriflerde Belâ-İmtihan |
03-22-2010 | #1 |
peri
|
Hadis-i Şeriflerde Belâ-İmtihan“Sevabın çokluğu, belânın büyüklüğüyle beraberdir Allah, bir toplumu sevdiği zaman şüphesiz onları (sıkıntı, musibet ve belâlarla) imtihan eder
Artık kim bir (imtihan edildiği belâ ve musibetlere) rızâ gösterirse, Allah’ın rızâsı (ve sevabı) o kimseyedir Kim de (imtihan edildiği belâ ve musibetlere) öfkelenir (ilâhî hükme rızâ göstermez) ise, Allah’ın gazabı (ve azâbı) o kimseyedir”[1] “Mü’min kişinin benzeri, bir sap üzerinde biten taze ekin gibidir Rüzgâr, ona hangi taraftan gelirse, onu eğer de yaprağı diğer tarafa döner, meyleder (fakat o, yıkılmaz) Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur İşte mü’min kişi de böyledir O da, belâ sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz) Haktan yüz çeviren kâfir kişinin benzeri ise, sert ve dimdik duran çam ve dağ servisi gibidir Nihayet Allah onu, dilediği zaman (bir seferde) kırar, devirir”[2] Sahabelerden Sa’d rivayet ediyor: Dedim ki: ‘Ya Rasulallah, insanların belâsı/imtihanı en çetin olanı kimdir? Buyurdu ki: “Peygamberler ve sonra da derece derece mü’minlerdir Kişi, dini oranında belâ görür/imtihan edilir Dini kuvvetli ve sağlam ise belâsı ağır olur Dininde zayıflık söz konusu ise, dini kadar belâ görür/imtihana tâbi tutulur Belâ insanın yakasına öylesine yapışır ki, günahsız gezene kadar peşini bırakmaz”[3] “İnsanların belâ/imtihan yönünden en şiddetlisi, en çok belâya mübtelâ olanları peygamberlerdir, sonra sâlihler, sonra da derece derece iyi hal sahibi diğer mü’minlerdir”[4] “Allah, sevdiği kavmi daha çok belâya/sınava uğratır”[5] “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki O, bir mü’min için hayrına olmayan bir şeyle hükmetmez Bu, ancak mü’minler içindir Şayet mü’mine bir iyilik isâbet ederse o buna şükreder ve kendisi için hayırlı olur Şayet bir sıkıntı isâbet ederse sabreder Bu da kendisi için hayırlı olur”[6] "Yüce Allah buyuruyor ki: 'Mü'min bir kulumu bir hastalığa müptelâ ettiğim zaman Bana hamd ederse anasından doğduğu günkü gibi günahlarından temiz olarak yatağından kalkar Yüce Allah buyuruyor ki: 'Ben kulumu bağladım, sınadım (şimdi ey meleklerim sağlam iken ona yazdığınız sevaplar gibi hastalık zamanı için de aynı sevapları yazın"[7] Sahâbelerden Abdullah diyor ki: ‘Rasulullah’ın huzuruna girdim; Yâ Rasulallah, dedim, çok ateşin var “Evet dedi, “Ben sizden iki kişinin hastalığı kadar hastalanırım” Ben: ‘Şu halde, senin için ecir vardır’ deyince buyurdu ki: “Evet, aynen öyle Hiçbir müslüman yoktur ki, ona bir diken ve daha küçük bir şey de olsa eziyet veren bir şey isâbet etsin de, Allah o şeyi, ağacın yapraklarını dökmesi gibi, o müslümanın günahlarına keffâret kılarak günahları ondan dökmesin”[8] “Şüphesiz, dünya tatlıdır, yeşildir ve şüphesiz Allah, sizi dünyaya halife kılmıştır Ama ne yapacaksınız diye bakar Bundan dolayı dünyadan korunun, kadınlardan da korunun! Çünkü Benî İsrâil’in ilk fitnesi kadınlardan idi”[9] “Allah, bir kulu sevdiği zaman onu dünyadan korur Tıpkı sizden birinizin hastasını sudan korumaya devam etmesi gibi”[10] Ebu Said el-Hudrî (ra) rivâyet ediyor: "Rasulullah (sas) minbere oturdu, biz de etrafına hemen oturduk; buyurdu ki: "Sizin hakkınızda en büyük korkum; Benden (vefatımdan) sonra dünya hayatının debdebe, parıltı ve zînetlerinin size açılması ve sizin onlara gönlünüzü kaptırmanızdır"[11] "Allah'a yemin ederim ki, ben sizin fakirliğinizden korkmuyorum Fakat, sizden önceki (ümmet)lere olduğu gibi size dünya (zenginlikleri)nin açılmasından, böylece başkalarının elindekilere özenip din yönünden ziyana uğramanızdan ve öncekileri dünya zînetlerinin helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum"[12] “Düşmanla karşılaşmayı arzu etmeyiniz Çünkü siz, düşman vasıtasıyla imtihan olduğunuzu bilmelisiniz Fakat, ‘onlara karşı bizi koru, onların zararlarını def et!’ diye dua ediniz”[13] “Düşmanla karşılaşmayı arzu etmeyin Allah’tan sağlık ve âfiyet isteyin, düşmanla karşılaştığınız zaman da sabredin”[14] “Mü’minin kendini aşağılaması doğru değildir” Denildi ki: ‘Mü’min kendini nasıl hakir düşürür (aşağılar)?’ Buyurdu ki: “Gücünün yetmediği belâya/imtihana hedef olur”[15] “Cennet zorluklarla; Cehennem ise aşırı arzularla çevrilmiştir”[16] Habbâb İbnu'l-Eret (ra) anlatıyor: "Rasulullah (sas) Kâbe'nin gölgesinde bir bürdeye yaslanmış otururken, gelip (müşriklerin yaptıklarından) şikâyette bulunduk: "Bize yardım etmiyor musun, bize duâ etmiyor musun?" dedik Şu cevabı verdi: "Sizden önce öyleleri vardı ki, kişi yakalanıyor, onun için hazırlanan çukura konuyor, sonra getirilen bir testere ile başının ortasından ikiye bölünüyordu Bazısı vardı, demir taraklarla taranıyor, vücudunda sadece et ve kemik kalıyordu Bu yapılanlar onları dininden çeviremiyordu Allah'a kasem olsun Allah bu dini tamamlayacaktır Öyle ki, bir yolcu devesine bindimi San'a'dan kalkıp Hadramût'e kadar gidecek, Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmayacak, koyunu için de sadece kurttan korkacak Ancak siz acele ediyorsunuz"[17] "İki günü müsâvi/eşit geçen aldanmıştır Bu günü dününden kötü geçen kişi lânete uğramıştır Kârda olmayan kişi ziyandadır Ziyanda olan kişi için ise ölüm daha hayırlıdır Cenneti arzulayan, hayırlara koşar Ateş azabından korkan haram şehvetleri terkeder Ölümü gözeten kişiye dünya nimetleri önemsizleşir Dünyayı âhiret gayesiyle yaşayan kişiye de felâketler basitleşir"[18] [1] İbn Mâce, Fiten 23, hadis no: 4034 [2] Buhâri, Tevhid 32, hadis no: 92, Mardâ ve’t-Tıb 1, hadis no: 3, 4; Müslim, Sıfatu’l-Münâfikun 14, hadis no: 58-62; Dârimî, Rikak 36, hadis no: 2752 [3] Tirmizî, c 7, s 78-79; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, c 1, s 136; Ahmed bin Hanbel [4] Dârimî, c 2, s 320; Sabuni, Muhtasaru Tefsir-i İbn Kesir, III/28; Taberânî, Mu’cemu’l-Kebir; Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr c 1, s 136; Keşfü’l-Hafâ, I/144 [5] Keşfü’l-Hafâ, I/80 [6] İbn Kayyım el-Cevziyye, Belâ ve İmtihan, S Kutub, s 40 [7] Ahmed bin Hanbel, Müsned IV/123 [8] Buhâri; Askalânî, S Buhâri Şerhi, c 10, s 111 [9] Müslim, Zikr 26, hadis no: 99; Tirmizî, Fiten 24, hadis no: 2286; İbn Mâce, Fiten 19, hadis no: 4000 [10] Tirmizî, Tıbb 1, hadis no: 2107 [11] Buhâri; Müslim [12] Buhâri; Müslim [13] Sîret-i İbn Hişam, c 2, s 33 [14] Buhâri; Askalâni, Şerh-i Sahih-i Buhâri, c 6, s 156 [15] Tirmizî; et-Tâc, c 5, s 308 [16] Müslim, Cennet 1, Hadis no: 2822, 4/2174; Dârimî, Rikak 117, Hadis no: 2846, 2/245; Tirmizî, Cennet 21, Hadis no: 2559, 5/693; Ahmed b Hanbel, 2/260, 333, 354, 380, 3/153, 254, 284 [17] S Buhârî, Menâkıbu'l-Ensâr 29, Menâkıb 25, İkrâh 1; Ebû Dâvud, Cihad 107, hadis no: 2649; Nesâî, Zînet 98, 8/204; K Sitte, 9/548 [18] Keşfü'l-Hafâ Ahmet Kalkan, Kur’an Kavram Tefsiri
__________________
Yüreğin varsa karşılıksız da seversinBeklentisiz Korkun ne olabilir ki? Kaybetmek mi? Hep yalnız değilmiydik zaten Seviyorum demek önce onsuz olmayı kabullenmektir Varlığı armağansa yokluğu ceza deği Varlığının değerini bilmektir |
Cevap : Hadis-i Şeriflerde Belâ-İmtihan |
03-29-2010 | #2 |
gülgüzeli
|
Cevap : Hadis-i Şeriflerde Belâ-İmtihancennet ucuz değil cehennem lüzumsuz değil zalimler için yaşasın cehennem
__________________
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|