Galata / İstanbul |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Galata / İstanbulGalata Antik çağdaki adı Sykai ya da Sykaena (incirlik) olan galata, kimi kaynaklarda Sykudis olarak geçer Bu dönemde Galata'nın surlarla çevrili küçük bir kasaba olduğu, bir kilisesi, bir hamammı, bir tiyatrosu, beş değirmeni, 400 hanesi, 40 şehir muhafızı bulunduğu yazılır "Gala" sözcüğü Rumca "süt" anlamına gelir; Galata'nın adının semtteki süt hanelere gönderme yaparak türetildiği söylenirse de bu görüşü destekleyen tarihsel destekler bulunamıştır Galata'nın İtalyanca "denize inen yol" anlamına gelen galata kelimesinden de türemiş olması muhtemeldir Ortodokslar'ın, Katolikler'i Galus olarak adlandırması, Galata'nın bir katolik kasabası olması ve Anadolu'da Katoliklerin yaşadığı yerlere Galatea denilmesi, semtin adının kökenine ilişkin diğer bir görüştür IJüstinianus, I Constantinus'un IVyüzyılda yaptırdığı Galata surlarını tamir ettirmiş, semt bu nedenle kısa süre için Justiniana ya da Justiniapolis olarak anılmıştır Galata'nın parlak dönemi 12 yüzyılda buraya bazı ayrıcalıklarla yerleşen Cenovalılar ile başlar Bölge bir ara Venediklilerin eline geçer 13yüzyıldan sonra bölge Cenovalıların egemenliğinde bir Latin Kolonisidir Galata çeşitli mezheplere, tekkelere, dinsel ayrımlara bağlı Müslüman, Rum Ortodoks, Ermeni (Gregoryen, Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yuahudi (Romanyot, Karay,Seferad,Aşkenaz), Arap, Çingene, Sırp, Arnavut, Ulah, Cenopvalı, Venedikli, Fransız, Levanten topluluklarıoyla zengin bir dinler, diller mozaiği oluşturur 19 yüzyılda nüfus artınca yerleşim yukarı doğru kayar, konsolusluklar orada kurulşur, zaman içinde bu günkü Beyoğlu kurulur Galata'yı çevreleyen ve Galata Kulesi'nde uç noktaya ulaşan surlar Osmanlılarla birlikte yıkılır ve zaman içinde geriye çok az bir kalıntı kalır Gemicilerin semti olması nedeniyle aynı zamanda bir eğlence merkezi haline gelen Galata sık yangınlarıyla sürekli yenilenir Yabancı devlet temsilcilerinin, reformcu sultanların Beyoğlu'na ağırlık vermesiyle büyük kamu binalarına sahip olamaz Yine de Galata her köşesinde tarihsel bir gizemi barındırmaya devam eder Tarih boyunca Haliç'in iki yakasını Galata köprüleri birleştirmiştirBizans tarihçileri, Haliç üzerindeki ilk köprünün IJüstinianus (6yüzyıl) devrinde yapıldığını, adının Aghios Khalinikos Köprüsü olduğunu yazarlar Yeri tam olarak bilinmemekle birlikte, 12 kemerden oluşan bu taş köprünün Eyüp-Sütlüce arasında olması ihtimali yüksektirFatih Sultan Mehmet de İstanbul kuşatması sırasında Haliç'e bir köprü yaptırmıştır Demir halkalar la birbirine bağlanmış ve üzerine kalın kalaslar çakılmış dev fıçılardan oluşan bu köprü Ayvansaray- Kasımpaşa arasındaymışNişancı Mehmet Paşa bu köprünün fıçılardan değil, yan yana demirlenmiş ve kirişlerle birbirine bağlanmış gemilerden oluştuğunu söyler Galata Köprüsü için ilk girişim IIBeyazıt Dönemi'nde yapıldı; Leonardo da Vinci, Padişahla temasa geçerek bir Haliç Köprüsü tasarımı sundu Gerçekleştirilmesi teknik olarak imkansız görülen bu tasarımın üzerinden 350 yıl geçtikten sonra ilk Galata Köprüsü 1845 yılında, Sultan Abdülmecid zamanında Bezm-i Alem Valide Sultan tarafından yaptırıldıKöprüye Cisr-i Cedid, Valide Köprüsü, Yeni Köprü, Büyük Köprü, Yeni Cami Köprüsü, Güvercinli Köprü adları takılmıştı; günümüzde yalnızca Galata Köprüsü olarak bilinmektedir 1863, 1875 ve 1912 yıllarında yenilenen Galata Köprüsü 27 Nisan 1912'de açılan son köprü, 16 Mayıs 1992'de yandı Yanan köprü onarıldıktan sonra Balat- Hasköy arasına yerleştirildi ve Karaköy- Eminönü arasındaki eski köprü yerine modern ! bir köprü yapıldı |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|