![]() |
![]() |
![]() |
#31 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN HÂZIR Evliyânın büyüklerinden ve hadîs âlimi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Hâzır hadîs ilminde büyük âlim olup, Muhammed bin Abdullah el-Ensârî, Şâz bin Feyyâz, Kabisa bin Utbe el-Kûfî, İbrâhim bin Mûsâ, El-Ferrâ', Er-Râzî başta olmak üzere pek çok âlimden hadîs öğrenmiştir ![]() Abdullah bin Muhammed bin Nâciye, Muhammed bin Yûsuf bin Bişr el-Hirevî, Ebû Bekr eş-Şâfiî ve başka âlimler de Abdullah bin Hâzır'dan hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir ![]() Yûsuf bin Hüseyin şöyle anlatır: "Mısır'a Zünnûn-i Mısrî'nin yanına gittikten sonra, Rey şehrine dönüyordum ![]() ![]() ![]() -Nereden geldin? diye sordu: -Mısır'dan gelip, Rey'e gidiyorum ![]() ![]() Buyurdu ki: -Kabûl etmezsin! -Ederim ![]() ![]() O yine, -Kabûl etmezsin! buyurdu ![]() -Belki kabûl ederim, dedim ![]() Yine; -Biliyorum kabûl etmezsin! buyurdu ![]() -İhtimâl ki kabûl ederim, dedim ![]() Buyurdu ki: -Gece olduğunda git Zünnûn-i Mısrî'den ne yazmış isen, hepsini Dicleye bırak ![]() -Bir düşüneyim, dedim ![]() O gece düşünce bastı ve hiç uyuyamadım ![]() ![]() -Gönlüm bu işe râzı olmadı, dedim ![]() -Zâten ben sana kabûl etmiyeceğini söylemiştim, buyurdu ![]() -Bir şey daha söyler misiniz? dediğimde; -Onu da kabûl etmezsin, buyurdular ![]() -Kabûl ederim, diye ısrar ettim ![]() -Rey şehrine gittiğinde, ben Zünnûn-i Mısrî'yi gördüm deme, buyurdular ![]() Bu sözü uzun müddet düşündüm ![]() ![]() ![]() -Bu dediğiniz iş zordur ![]() Buyurdu ki: -Sana, senin için gâyet lüzumlu olan bir şey söyleyeceğim ![]() -Buyurun söyleyin, dedim ![]() -Şimdi evine gittiğin zaman, insanları kendine dâvet etme ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Hâzır'ın bu sözünü, Şeyhülislâm Abdullah-ı Ensârî şu sözle izâh etti: Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma; "Ey Mûsâ! Dilin her zaman beni zikretsin ![]() ![]() ![]() Bu iki büyük velî bu söz ve îzâhlarıyla, her an Allahü teâlâyı hatırlayıp, O'nu bir an unutmamağı tavsiye buyurmuşlardır ![]() ![]() Kendisine insanın îmânının nasıl kâmil olacağı sorulduğunda Ahmed bin Hanbel tarîkıyla rivâyet ettiği şu hadîs-i şerîfle, cevab verdi: "Sizden biriniz kendi nefsi için sevdiğini mümin kardeşi için de sevmedikçe, îmânı kâmil olmaz" ![]() Kadınların kocalarına karşı nasıl davranmaları sorulduğunda; erkeğin kadını üzerinde olan haklarını uzun uzun anlattıktan sonra Şâz bin Feyyâz, Amr bin İbrâhim, Katâde, Sa'îd bin Müseyyib, Abdullah bin Amr'dan rivâyet ettiği şu hadîs-i şerîfi okudular ![]() ![]() 1) Tabakât-us-Sûfiyye (Sülemî); s ![]() 2) Târih-i Bağdâd; c ![]() ![]() 3) Nefehât-ül-Üns (Osmanlıca); s ![]() 4) Tabakât-ı Ensarî; s ![]() 5) Nesayim-ül-Mehable; s ![]() 6) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; cild 3, s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#32 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH HAYDERÎ Bağdâd'da yetişen büyük velîlerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük yaştan îtibâren aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Abdullah Hayderî büyük âlim oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hindistan'a giderek Şah Gulâm-ı Ali Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin mânevî sofrasından feyz alıp, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâ ve âhirette seâdete, kurtuluşa ermelerine vesîle olmak vazîfesiyle Bağdâd'a gelen Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri sohbetlerine Abdullah-ı Hayderî'yi de kabûl etti ![]() ![]() ![]() ![]() "Abdullah su kırbasını yüklen ![]() ![]() ![]() Önceki makâm ve şöhretini düşünmeden hocasının emrini yerine getiren Abdullah-ı Hayderî, yirmi gün müddetle sırtına yüklendiği su kırbasıyla sokak sokak dolaşarak insanlara su dağıttı ![]() ![]() ![]() ![]() "Abdullah on gün de para ile su sat ![]() ![]() Bu emre de îtirazsız uyan Abdullah-ı Hayderî, on gün müddetle su sattı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Hayderî devamlı hocasının yanında bulundu ![]() ![]() Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri Abdullah Hayderî ve diğer halîfeleriyle ve talebeleriyle birlikte Bağdâd'dan Şam'a gidiyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yolculuk esnâsında Abdullah-ı Hayderî hazretleri gördüğü bir hâdiseyi şöyle nakletti: "Atlı bir Habeşînin kâfilemizi tâkib ettiğini gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Hayderî hocası ile birlikte tekrar Bağdâd'a döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ Hâlid hazretleri Bağdâd'dan Şam'a dönecekleri sırada kendilerinin ve Abdullah Hayderî hazretlerinin babasının yakında vefât edeceklerini işâret buyurarak Şam'a gittiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Hayderî Mevlânâ Hâlid hazretlerinin derece bakımından Şeyh Osman et-Tavîl'den sonra en yüksek halîfesiydi ![]() ![]() ![]() 1) Mecdi Tâlid Tercümesi; s ![]() 2) Şems-üş-Şümûs Tercümesi; s ![]() 3) Hadâik-ul-Verdiyye; s ![]() 4) İslâm Meşhûrları Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#33 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH HERÂTÎ Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin yetiştirdiği velîlerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Horasan'ın Herât şehrinde dünyaya gelen Abdullah Herâtî, memleketinde çeşitli ilimleri tahsîl edip kendini yetiştirdi ![]() ![]() ![]() ![]() -Nereye gidiyorsun? -Evliyânın sultanı, Şâh Abdullah Dehlevî hazretlerine talebe olmaya, onun mânevî feyzlerinden istifâde etmeye ve beni ıslâh etmesi için gidiyorum ![]() -Ben seninleyim ![]() Bunun üzerine Mevlânâ Hâlid hazretleri: -Dönüşümü bekleyin, buyurdu ![]() -Ben Irak'a gider orada sizi beklerim, dedi ![]() Bu sebeple Musul'a geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Herâtî çok sevdiği hocasının yanından ve hizmetinden ayrılmaz, hocası da onu çok severdi ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri vefât ettiği zaman Abdullah-ı Herâtî Süleymâniye'de idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bismillâhirrahmânirrahîm Âlemlerin Rabbi olanAllahü teâlâya hamd olsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendi usûlüne göre emirler verecek, yasaklar koyacak, diğer halîfe ve müridler ona itâat edeceklerdir ![]() ![]() Abdullah-ı Herâtî Süleymaniye'den döndükten sonra yazılı olan icâzeti şifâhen söyledi ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Herâtî kendisine verilen hilâfeti kabûl etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük evliyâ ve kerâmetler sâhibi olan Abdullah-ı Herâtî hazretleri uzun seneler Şam'da Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin dergâhında kalıp talebe yetiştirdi ![]() ![]() Ömrünün sonuna doğru Şam'daki Ümeyye (Emeviyye) Câmiinde hazret-i Hüseyin'in şehîd başının olduğu makamda oturup ibâdet ve zikirle meşgûl idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halîfeleri, Abdullah-ı Herâtî hazretlerine hastalığının sâkinlediği bir zamanda; "Senden sonra yerine halîfe olarak kime tâbi olmamızı emredersiniz? İrşâd halîfeliğini kime bırakacaksınız?" diye sordular ![]() "Bu iş için âlim, Ârif-i Samedânî Şeyh Muhammed Hanî'den başkasını, ondan daha lâyıkını görmüyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu vasiyeti yaptıktan kısa bir müddet sonra vefât etti ![]() ![]() ![]() ![]() Zâhirî ilimlerde derin âlim manevî ilimlerde yüksek bir evliyâ olanAbdullah-ı Herâtî güzel ahlâk sâhibiydi ![]() ![]() ![]() ÖLÜYÜ DİRİLTEMEM Trablusşam Nakîb-ül-eşrâfı Şeyh Abdülfettâh Zağbî Efendi, Yûsuf Nebhânî hazretlerine şöyle anlatmıştır: Bir defâsında bir arkadaşımız hastalanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Onun yüzünde hiç ölüm işâreti yok ![]() Yine; "Ben ölüyü diriltemem ![]() ![]() Sonra memleketine gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Reşahât Zeyli; s ![]() 2) Hadâik-ul-Verdiyye; s ![]() 3) Mecd-i Talid Tercümesi; s ![]() 4) Şems-üş-Şümûs Tercümesi; s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#34 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN HIDIR EZ-ZAĞBÎ Kerâmetleriyle meşhûr velî ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bulunduğu köyün ahâlisi su ihtiyâcını büyük bir ağacın altındaki pınardan karşılardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vefâtı yaklaştığı sırada ağır hasta idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sevenlerinden Şeyh Abdülfettah Efendi şöyle demiştir: Onda yürüyemeyeceği derecede ağır bir rahatsızlık görmüştüm ![]() ![]() "Ceddim Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin hürmetine bu hastalığın kalkması için duâ ettim ![]() ![]() ![]() 1) Câmi-u Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#35 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN HUBEYK Evliyânın büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Hubeyk büyük âlim Yûsuf Esbât'ın derslerinde yetişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Hubeyk hazretleri amel ve ibâdete büyük önem verir ibâdetlerdeki ihlâs üzerinde dururdu ![]() ![]() Horasan'dan Feth bin Şehraf isminde bir sevdiği geldi ve kendisinden nasîhat ricâ etti ![]() "Ey Horasanlı! Dilinle yalan söyleme, gözünle harama bakma ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlânın sonsuz ihsânına rağmen günah işlemekte ısrar edenleri; "Sana iyilik edene bile kötülük ediyorsun ![]() ![]() ![]() Kendisine; "Ne kadar ilim tahsil etmeliyiz?" diye soruldu ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Hubeyk hazretleri tama', aç gözlülük etmekten, insanları sakındırır ve; "Tamahkâr, aç gözlü insan tama' zincirine bağlanmış ölüye benzer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ümid ve korku hakkında ise şöyle buyurdu: "Korkunun en faydalısı günah işlemene engel olan, elden kaçırdığın fırsatlar için uzun uzun üzülmene sebeb olan ve geriye kalan ömür içinde seni devamlı olarak düşündüren korkudur ![]() ![]() Ümid üçe ayrılır: 1) İyi amel yapıp kabul edilmesini umanın ümidi ![]() ![]() ![]() ![]() Amel ihlâs ve sıdk hakkında buyurdu ki: "Amelde ihlâs amelden daha zordur ![]() ![]() "Allahü teâlâ kalbleri kendini anmak için yarattığı hâlde, insanlar onları şehvet, istek ve arzû ile doldurmuştur ![]() ![]() Abdullah bin Hubeyk hazretleri işlediği amele güvenenleri; "İşlediğin fazîletli amele güvenerek azâb olunmaktan korkmazsan helâk olursun ![]() ![]() Kur'ân-ı kerîmi ezberlemiş olanların isyân ve günâha düşmesine şaşar ve şöyle derdi: Ehl-i Kur'ân bir günâh işleyeceği zaman göğsündeki Kur'ân-ı kerîm lisân-ı hâl ile ona şöyle seslenir: "Allahü teâlâya yemîn olsun ki sen beni bu iş için ezberlemedin!" O günahkâr kişi eğer bu sesi duyabilecek olsa Allahü teâlâdan hayâ ederek düşer can verirdi ![]() Abdullah bin Hubeyk hazretleri en büyük ilâhî cezânın duâ ve ibâdetin lezzetinin kalbten alınması olduğuna inanırdı ![]() ![]() Buyurdular ki: "Kim, Allahü teâlânın rızâsı için nefsini ayıplarsa, Allahü teâlâ onu gazâbından korur ![]() "Kötü ve yanlış sözleri çok dinlemek, tâatın, ibâdetin tadını kalbden siler ![]() "Yarın sana zarar verecek şeyler için keder ve gam içinde bulun ![]() ![]() "En faydalı korku, insanı, günahlardan ve kötülüklerden alıkoyanıdır ![]() ![]() ![]() "Kalbime uygun gelmeyen, içime rahatlık vermeyen bir şeyi terk ederim ![]() Biri nasîhat istediğinde rivayet ettiği hadis-i şeriflerle cevab verirdi ![]() "Kişinin mâlâyânîyi (boş ve faydasız şeyleri) terk etmesi, onun müslümanlığının güzelliğindendir ![]() Yine buyurdu ki: Ebû Hüreyre radıyallahü anh rivâyet etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Enes bin Mâlik'den rivâyet etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İYİ İNSAN KİMDİR? Abdullah bin Hubeyk'e; "İyi insanları nasıl ayırd edebiliriz?" dediler ![]() "İyi insanların güzel âdetlerinden birisi, Allahü teâlâyı gece gündüz anmalarıdır ![]() ![]() ![]() "Kalblerinizi, Allahü teâlâyı anmakla diriltiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilhassa helâl lokma yemeğe çok dikkat ederdi ![]() "Beş şey vardır, kalp katılaştığı zaman onun ilacı olur: Birincisi, sâlih kimselerle görüşmek ve onların meclisinde bulunmak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Hilyet-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 3) Tabakât-üs-Sûfiyye; s ![]() 4) Risâle-i Kuşeyrî; s ![]() 5) Tabakât-ül-Kübrâ; c ![]() ![]() 6) Sıfat-üs-Safve; c ![]() ![]() 7) Tezkiret-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 8) Keşf-ül-Mahcûb; s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#36 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH-I İLÂHÎ Anadolu evliyâsının büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk tahsîlini Simav'da tamamladıktan sonra İstanbul'a gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı İlâhî hazretleri de, hocasından öğrendiklerini Anadolu'da yaymayı kendisine vazîfe edinip, insanların huzur ve saâdete kavuşmaları için gece gündüz çalıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlardan biri de Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin torunlarından Âbid Çelebi idi ![]() ![]() ![]() "İnsanların meşrebleri ayrı ayrıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Yine Âbid Çelebi, Abdullah-ı İlâhî'nin dergâhına uzun bir müddet devam ettikten sonra kalbinin açılmadığını fark edip Muhyiddîn İskilibî (Şeyh Yavsî) hazretlerine talebe olmayı kalbinden geçirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halkın ve devlet erkânının iltifatları, Abdullah-ı İlâhî hazretlerini İstanbul'dan uzaklara gitmeye zorladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün ihtiyar bir kadın Abdullah-ı İlâhî'nin meclisine gelip bir müşkülü olduğunu arzetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı İlâhî hazretleri, Vardar Yenicesi'nde uzun yıllar insanlara Allahü teâlânın dînini anlattı ![]() ![]() ![]() ![]() Efendi, Yazıcızade Mehmed Efendi oğlu MehmedÇelebi (Yazıcı Çelebi Efendi) de daha sonra burada defnedildiler ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı İlâhî hazretleri, on beşinci asır Türk edebiyatı nesri içinde mühim yer tutan kitaplar yazdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı İlâhî, eserlerinden başka, birçok talebe yetiştirerek vefâtından sonra da hizmetinin devam etmesini sağladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#37 |
[KAPLAN]
|
![]() AT HIRSIZI Abdullah-ı İlâhî'nin sohbetleri çok tesirli ve faydalı olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Yine bir gün sohbette, söz çalışmak ve gayretten açılmıştı ve; "İnsan çalışıp, gayret göstermedikçe olgunlaşamaz ve bir mertebeye ulaşamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bir hırsız geceleri at çalıp satardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı İlâhî, sohbetinde bulunanlara bunu anlattıktan sonra şöyle dedi: "Şimdi at hırsızlığı yapmaya giden kimse, nasıl bir çalışma yaptı da ricâl-ül-gayb denilen evliya arasına girdi? diye bir sûal hâtıra gelmesin ![]() ![]() ![]() ![]() Sohbetin başında kalbinde itirazlar bulunan o âlim, Abdullah-ı İlâhî hazretlerinin bu güzel îzâhını ve tatlı sözlerini dinleyince, içindeki şüphe ve yanlış düşünceler temizlendi ![]() ![]() 1) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 2) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Zeyli (Mecdî Efendi); s ![]() 3) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s ![]() 4) Osmanlı Müellifleri; c ![]() ![]() 5) Menâkıb-i Molla İlâhî; varak 218 b-220a 6) Fevâid-ül-Behiyye; s ![]() 7) Şezerât-üz-Zeheb; c ![]() ![]() 8) Esmâ-ül-Müellifîn; c ![]() ![]() 9) Mu'cem-ül-Müellifîn; c ![]() ![]() 10) Bedâyi-ül-Vekâyi; s ![]() 11) A ![]() ![]() ![]() 12) Güldeste-i Riyâzı-ı İrfân; s ![]() 13) Keşf-üz-Zünûn; s ![]() 14) Evliyâ Çelebi Seyâhatnâmesi; c ![]() ![]() 15) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#38 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH İMÂMÎ İSFEHÂNÎ Mâverâünnehr'de yetişen âlimlerin büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük âlim Alâeddîn-i Attâr'ın talebelerindendir ![]() ![]() ![]() Senden eser kalmasın; olgunluk budur ![]() Kendini vahdette yok eyle; kavuşmak budur ![]() (Sözlerin büyüğü, büyüklerin sözüdür ![]() ![]() HâceAbdullah-i İsfehânî bu beyti işittikten sonra, bütün gayretini ilim öğrenmeye ve öğrendiklerine uymaya çalıştı ![]() ![]() ![]() Seyyidlerin yükseklerinden birinin ısrâr ve teşvîkiyle, Alâeddîn-i Attâr'ın yolunu anlatan gâyet güzel bir risâle yazdı ![]() 1) Reşehât Ayn-ül-Hayât (Arabî); s ![]() 2) Reşehât Ayn-ül-Hayât (Osmanlıca); s ![]() 3) Nefehât-ül-Üns s ![]() 4) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 5) Nefehât-ül-Üns Tercümesi; s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#39 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH EL-KASSÂR Hicrî onuncu asrın sonlarında yaşamış velîlerden ![]() ![]() Abdullah Kassâr şöyle anlatmıştır: Bir zamanlar hacca gitmek üzere yola çıkmıştım ![]() ![]() "Abdullah-ı Tüsterî ile görüştüğün zaman onun fazîletini, üstünlüğünü kabul ettiğimizi ve selâmımızı söyle ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Tüsterî hazretlerinin yanına varınca selâm verdim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Efendim benim kötürüm bir oğlum var ![]() ![]() ![]() Abdullah Tüsterî: -Onu niçin Rabbine havâle etmedin? deyince, kadın: -Siz Rabbimizin sevgili kulusunuz ![]() ![]() Abdullah-ı Tüsterî bana doğru baktı ve işâret etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Elini uzat! dedi ![]() Annesi: -Elini uzatamaz ![]() -Sen çocuğu bırak, ondan ayrıl ![]() ![]() Bu sırada çocuk elini Abdullah-ı Tüsterî hazretlerine uzattı ![]() ![]() ![]() ![]() -Oğlunun elinden tut! buyurdu ![]() Kadın da elinden tutup götürdü ![]() Onun bu kerâmetini görünce şaşırdım ![]() ![]() ![]() -Ey dostum! Bu insanlar dilediğini yapan Allahü teâlâya inanırlar mı? dedi ![]() -Evet efendim, dedim ![]() -Onlar, ondan ne istiyorlar? buyurdu ![]() 1) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 2) Nesâyim-ül-Muhabbe; s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#40 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH KAŞGARİ İstanbul'da yıllarca ilim ve feyz yayan evliyâdan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Kaşgari vefât edince, yerine oğlu Ubeydullah Efendi geçerek on sene müddetle hizmet etti ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#41 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH MEKKÎ ERZİNCÂNÎ Anadolu velîlerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aslen Mekkeli olan Abdullah Efendi, zamânının usûlüne göre çeşitli ilimleri tahsîl etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Mekkî, Erzincan'ı şereflendirince insanlar akın akın ziyâretine geldiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir müddet Erzincan'da kalan Abdullah-ı Mekkî, sohbetleriyle insanların Allahü teâlânın rızâsına kavuşmaları için çalıştı ![]() ![]() ![]() Yerine Terzi Baba'yı bıraktıktan sonraErzincan'dan ayrılarak Erzurum'a, oradan da Kudüs'e gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Mekkî, Mekke'de kaldığı müddet içinde pekçok âlim ve evliyâ ile karşılaşıp, sohbet etti ![]() ![]() ![]() Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri bir hac ibâdeti sırasında Abdullah-ı Mekkî'ye iltifât edip; "Bu defâ hacca seni ziyâret için geldim ![]() ![]() ![]() Süleymân bin Hasan Kırîmî onun yerine irşâd, insanlara doğru yolu gösterme faâliyetine devâm etti ![]() Abdullah-ı Mekkî Erzincânî büyük âlim, ilmiyle amel eden, fazîlet sâhibi velî bir zat idi ![]() ![]() ![]() ![]() 1) İslâm Meşhurları Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 3) Erzincan Târihi; c ![]() ![]() 4) Şems-üş-Şümûs Tercümesi; s ![]() 5) Mecd-i Tâlid Tercümesi; s ![]() 6) Osmanlı Târihi Ansiklopedisi; c ![]() ![]() __________________ |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#42 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN MENÂZİL Evliyânın meşhurlarından ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Menâzil, Hamdun bin Ahmed'den nasîhat istemişti ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Menâzil hazretleri buyurdu ki: "İnsanlar edebe, ilimden çok daha fazla muhtaçtır ![]() "Devamlı utanmaktan ve sıkılmaktan bahseden, fakat Allahü teâlâdan sıkılmayan kimseye ne kadar şaşılır ![]() "İhtiyâcı olmayan bir şeye muhtâc gözüken, muhtâc olduğu bir şeyi kaybeder ![]() "Allahü teâlâ çeşitli ibâdetleri bildirdi ![]() ![]() ![]() ![]() "Çalışıp da tevekkül etmek, bir yere çekilip ibâdet yapmaktan hayırlıdır ![]() "Kendisinden ilim öğrendiği zâtta, ayıp ve kusur arayan, onun ilminden, feyiz ve bereketinden faydalanamaz ![]() "Tevekkül sâhibi, her şeyden yüz çevirip Allahü teâlâya dönen kimsedir ![]() "Farzlardan birini edâ etmeyen, sünneti yapmama belâsına yakalanabilir ![]() ![]() "Sâhib olduğun zamanların en üstünü, nefsinin istek ve arzularından kurtulduğun ve halk için kötü düşünmediğin vakittir ![]() "Nefsi için bir hizmetçi istemediği müddetçe kul, kuldur ![]() ![]() ![]() "Eğer bir kul ömrü boyunca bir an riyâ ve nifaksız kalırsa, o bir ânın bereketini ömrünün sonuna kadar duyar ![]() "Ârif, gafletten uzak olup, hiçbir zaman kendini beğenmez, ucba kapılıp kibirlenmez ![]() "Edeb nedir?" diye sorulunca; "Çok çeşitli târifleri yapılmıştır ![]() ![]() ![]() "İnsanlar kendi şekâvet ve haksızlıklarına, haddi aşmaya âşık olurlar ![]() ![]() Ebû Ali Dekkâk, Abdullah bin Menâzil'in vefâtını şöyle anlatmıştır: Bir gün Ebû Ali Sekafî ile konuşuyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu durum karşısında Ebû Sekafî hazretleri donakaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SON NEFES BELLİ OLMAZ Abdullah bin Menâzil, ulemâdan, büyük zat, Nişâbur'da yetişip, orada etti vefât O, bir gün vâz ederken, buyurdu ki: (Ey insan! Hazırlan son nefese, deme daha var zaman ![]() O "son nefes" dediğin, gelir bu gün, ya yârın, Şimdi ne hazırlarsan, işte o, senin kârın ![]() Her nefesi alırken, âgâh ol, etme gaflet, Her birinin, son nefes olduğunu kabûl et ![]() Her namazı kılarken, de ki: "Hiç belli olmaz, Bu, benim kılacağım, belki de en son namaz ![]() Her yemek yediğinde, de ki: "Bu, son yemeğim, Öbür öğüne kadar, belki gelir ecelim ![]() Her gece abdest alıp, girerken yatağına, De ki: "Belki ölürüm ve çıkamam yarına ![]() Nasîhat istemişti, kendisinden bir mü'min ![]() Buyurdu: (Öfkelenme, dünyalık bir şey için ![]() İnsan öfkelenince, örtülür aklı o an, Şeytan onun boynuna "bir yular" takar heman ![]() O, kendi aklı ile, edemez hiç hareket, Zîrâ onun aklını, örtmüştür öfke, hiddet ![]() "Şeytanın oyuncağı", olur artık o kişi, Onun emrine göre, yapar o, her bir işi ![]() Peygamber efendimiz, buyurdu ki bu bâbda: "Hemence oturunuz, kızdıysanız ayakta ![]() Eğer oturmakla da, sâkin olmaz iseniz, Bir mikdar yatınız ki, zâil olsun öfkeniz ![]() 1) Tezkiret-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) Şezerât-üz-Zeheb; c ![]() ![]() 3) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 4) Nefehât-ül-Üns (Osmanlıca); s ![]() 5) Tabakâtüs-Sûfiyye; s ![]() 6) Risâle-i Kuşeyrî; s ![]() 7) Kevâkib-üd-Düriyye; c ![]() ![]() 8) Tabakât-ül-Kübrâ; c ![]() ![]() 9) Fâideli Bilgiler; s ![]() 10) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#43 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH MENÛFÎ Evliyânın meşhûrlarından ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dokuz yaşında Süleymân Tenûhî Şâzilî'nin terbiyesine verilen Abdullah Menûfî, çocukken temel din bilgilerini öğrenip, Kur'ân-ı kerîmi ezberledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zamânının sultanı ona vazîfe vermek istedi ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Menûfî hazretleri, Kuşeyrî Risâlesi ile Kâdı İyâd'ın Şifâ'sını ve Tefsîr-i Vâhidî gibi eserleri talebelerine okuturdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birçok talebe yetiştirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cündî'nin yazdığı Menâkıb-ı Abdullah Menûfî adlı eserdeki menkıbe ve kerâmetleri, güzel sözleri, dilden dile, gönülden gönüle dolaştı ![]() Talebeleri arasında yüzü ve hâlinin güzelliği ile meşhûr olan bir genç vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün hiç âdeti olmadığı hâlde bir kebabçı dükkânına girdi ![]() ![]() ![]() ![]() Talebelerinden birine haber gelip, annesinin öldüğü bildirildi ![]() ![]() ![]() Evinden, sultanların bile âciz kalacağı derecede yiyecek dağıtılırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hocası Süleymân Tenûhî Şâzilî'nin Menûf'de vefâtında, oraya gidip cenâzesinde bulundu ![]() ![]() ![]() Vefât ederken bedeninden etrafa güzel kokular yayıldığını orada bulunanlar hepsi hissettiler ![]() FAKİRİN HAKKI Hırsızlar, Abdullah Menûfî hazretlerinin talebelerinin kaldığı yere gidip, anbardan buğday yükleyip gittiler ![]() "O, fakîrlerin hakkıdır, aldığınız gibi geri getirin!" dedi ![]() Onlar çaldıklarını inkâr ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Tabakât-ül-Evliyâ (İbn-i Mulakkın); s ![]() 2) Neyl-ül-İbtihâc; s ![]() 3) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() 4) Hüsn-ül-Muhâdara; c ![]() ![]() 5) Ed-Dürer-ül-Kâmine; c ![]() ![]() 6) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s ![]() 7) İslâm ÂlimleriAnsiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#44 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN MUHAMMED BİN ABDURRAHMÂN Mekke-i mükerremede yetişen İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden olup seyyiddir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Muhammed, ilk temel bilgileri babasından okudu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlânın izni ile, yanına gelenlerin gönüllerindeki düşünceleri anlar ve haber verirdi ![]() ![]() Basrî nisbeti ile meşhûr Seyyid Abdürrahîm el-Ehsâvî'nin çok sevdiği bir kız çocuğu vardı ![]() ![]() ![]() ![]() Seyyid Basrî, Abdullah bin Muhammed ile karşılaştıklarında, duâ istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra Seyyid Basrî'nin hanımı hâmile oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Muhammed hazretlerinin annesi vefât etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Rivayete göre; Abdullah bin Muhammed, talebelerinden bâzısına; "Ben vefât ettikten uzun zaman sonra, kabrimin üzerine bir türbe yapılıp tamamlandığında, oğlum Ali'nin yakınlarına tâziyede, başsağlığı dileğinde bulununuz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O büyük zâtın yukarıdaki sözünü işitenler, Ali isimli bu zâtın vefâtının, babası tarafından kerâmet olarak kırk yedi sene evvel târihi ile birlikte bildirildiğini böylece anlamış oldular ![]() BÜYÜK BİR ÂLİM OLACAK Kâdı'l-müslimîn ve İmâm-ül-müslimîn diye meşhûr olan Kâdı Hüseyin Mâlikî, çocukluğunda şiddetli bir hastalığa tutulmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) Nûr-üs-Safîr; s ![]() 3) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 4) El-Meşre-ur-Revî; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#45 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN MUHAMMED BÂKİ-BİLLAH Hindistan evliyâsının büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|