Osmanlı Tahtına Oturan İlk Çocuk Padişah |
09-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Tahtına Oturan İlk Çocuk Padişahosmanlıda çocuk padişah kimdir Osmanlı tahtına oturan ilk çocuk padişah Fatih Sultan Mehmet Osmanli pâdisâhlarinin yedincisi Istanbul’un fâtihi olup,Ikinci Murad Hanin ogludur 30 Mart 1431 (H 833) Pazar günü Edirne’de dünyâya geldi Annesi Candarogullari âilesinden Hadîce Alîme Hümâ Hâtundur Küçük yasta tahsiline ve yetismesine çok ehemmiyet verilen Sehzade Mehmed devrin en mümtaz alimlerinden ilim ögrendi Ilk hocasi Molla Yegan’di Meshur din ve fen âlimi olup zâhirî ve bâtinî ilimlerde mütehassis Aksemseddîn hazretleri sehzâdenin her seyi ile bizzat ilgilendi 12 yasina gelince devlet idâresini ögrenmesi için Edirne’den Manisa’ya vâli olarak gönderildi Kisa bir süre sonra babasi tarafindan tahta çikarildi Ancak bundan faydalanmak istiyen yeni bir Haçli ordusu 1444 Eylülünde Türk topraklarina girdiVaziyetin ciddiyetini anlayan Sultan Mehmed yazdigi mektupla babasini yeniden saltanata dâvet etti Bâzi rivâyetlerde bu taleb üzerine, bir kisim rivâyetlere göre de, durumun vehâmetini takdir eden Ikinci Murad, kendi reyi ile Istanbul Bogazindan Avrupa’ya geçerek Edirne’ye geldi Derhal idâreyi ele alarak Varna’ya hareket etti Gerek Avrupa devletlerinin hasimca davranislari, gerek Anadolu’daki Türk beyliklerinin nizâmi bozucu hareketleri, devleti çok sarsmisti 1444 Varna Zaferi ile Osmanli Devletinin temelleri tam olarak saglamlastirilmis oldu 1451 târihinde babasi Ikinci Murad’in vefâti üzerine Ikinci Mehmed, ikinci defâ Osmanli tahtina oturdugunda 19 yasindaydi Daha önceden saltanat tecrübeleri oldugu gibi, babasinin yaninda seferlere de katilmis ve çok iyi bir kumandan olarak yetistirilmisti Saltanat degisikligi dolayisiyla firsat kollayan Karamanogullari üzerine bir sefer yaptiktan sonra, artik kangren hâline gelen Bizans meselesini halletmek üzere bütün agirligini bu konuya verdiRumeli Hisarini yaptirip, Yildirim Bâyezîd’in karsi kiyida yaptirdigi Anadolu Hisari ile berâber bogazi kestikten sonra, 1452-1453 kisini Edirne’de harp hazirliklari ile geçirdi Rumeli Hisarinin insâ plâninin bizzât Pâdisâh tarafindan çizildigi rivâyeti kuvvetlidir Hisarin kerestesi Izmit’ten, kireci Sile bölgesinden getirildi ve yapiminda 1000 tasçi ustasi, 5000 isçi, 10000 civârinda yamak çalistirildi Vezirler sirtlarinda tas tasiyarak hisarin yapilmasina hizmet ettilerAyrica bâzi burçlarin yapim masrafini isçi ücretleri dâhil vezirler üzerine aldilarRumeli Hisari’nin insâsi esnâsinda Bizans Imparatoru elçi göndererek, “kendi topraklari üzerine kale yapilmasinin dostluga ve ahde vefâya uymadigini” bildirdi Bunun üzerine Fâtih SultanMehmed elçiye; “Var git kralina söyle! O, rahmetli babam zamâninda ahdi çok defâ bozmustuArada ahid mi kaldi ki vefâdan bahseder Bu topraklara biz hisar yapariz, toprak elçi göndermekle kurtarilmaz Eger bu topraklar onunsa, gelip kurtarsin” diyerek niyetini az çok ortaya koydu Dört aydan az bir zamanda bitirilen Rumeli Hisari ile Istanbul’un Karadeniz’den ikmâl yolu tam kontrola alinmis oldu Ayrica Karadeniz kiyilarina yayilan Venedik kolonilerinin de Venedik ile irtibati kesilmis oluyorduIstanbul’un muhâsarasina kadar da her geçen gemi, yükü, kalkis ve varis iskeleleri gibi bilgileri ve geçis rüsûmunu (geçis vergisi) altin olarak vermeye mecbur birakilmis, vermeyen batirilmistir Sehzâdeliginden beri bir an önce Istanbul’u fethetmek, hazret-i Peygamberin müjdesine mazhar olabilmek ideali ile tutusan SultanMehmed, bu büyük meselenin halline çalisiyordu Bu sebeple askerî târihin kaydettigi ilk büyük atesli silahlar ve toplarla bu orduyu dayanilmaz bir kudret hâline getirmis, Istanbul muhâsarisinda donanmayi Besiktas’tan kara yolu ile Haliç’e indirilen teknik bir dehâya ve çesitli muhâsara makinalarina, seyyar kulelere sâhib olmustu Haliç üzerinde; Kasimpasa tarafindan baslamak üzere bos fiçilar üzerine kalaslar baglatarak bes buçuk metre eninde bu köprüyü Kasimpasa-Ayvansaray arasina insâ ettirdi Bu çalismalari görenBizanslilar su üstünde yüründügünü zannederek, sihir yapildigina hükmetmislerdi Devrin en agir toplarini döktürdü O zamana kadar atesli silahlarin atistan sonra sogumasi beklenirdi Fâtih Sultan Mehmed, zeytinyagi döktürerek insanlik târihinde “yagla makina sogutmasini” havan topunun balistik hesaplarini yaparak, plânini çizerek dik mermi yollu ilk silahi kesfetti Fâtih, bu yüksek vasiflari ve üstün kuvvetiyle Istanbul fethine hazirlanirken,ona karsi dis düsmanlari ve içerde sehzâdeleri kiskirtanBizans, târihî fesat siyâsetinin son gayreti olarak bu sefer de sehzâde Orhan’i Fâtih aleyhine kullanma tesebbüsüyle genç Pâdisâh’a Istanbul seferinin mesrulugunu ve zarûretini bir kere daha göstermis oluyordu Üstelik daha Manisa’da sehzâdeyken, hocasi büyük velî AksemseddînIstanbul’u fethedecegini müjdelemisti Hazret-i Peygamberin; “Istanbul muhakak fethedilecektir Bu fethi yapacak hükümdâr ve ordu ne mükemmel insanlardir” meâlindeki hadîs-i serîfi onu ayri bir sevke getirmisti Kaynaklarin belirttigine göre, Pâdisah, hep Istanbul’un fethini düsünüyordu Evliyânin isâretleri, kesif ve kerâmet sâhiplerinin sözleri ile o bu fikri tamâmiyle benimsemisti Pâdisâhin gece-gündüz huzûru kaçmisti Yatagina girer kalkarken, sarayinda ve disarida gezinirken kafasi hep Istanbul’un fethi ile mesguldü Yalniz veya maiyetiyle gezintiye çiktiginda da yine fethi düsünür, istirâhat ve uyku bilmezdi Elinde kalem ve kâgit dâimâ Istanbul’un haritasi ile ugrasirdiYine bir gece ayni düsünceyle uykusu kaçmis, veziri Çandarli Halil Pasayi gece yarisindan sonra konagindan sarayina çagirtmisti Böyle gece yarisi vakitsiz çagrilmaktan korkan yasli vezir, pâdisâhin ayaklarina kapanarak, özürler dilemis, pâdisâh da korku ve telasinin yersiz oldugunu belirterek,Istanbul’un alinmasi için oturup konusmaya çagirdigini bildirmisti Nihayet Ikinci Mehmed, 23 Martta ordusuyla Edirne’den hareket etti Kusatma 6 Nisanda basladi 18 Nisanda Istanbul adalari alindi 22 Nisan gecesi Türk donanmasi karadan Haliç’e indirildi 23 Nisanda sulh teklifine gelen Bizans elçisine genç Pâdisah; “Ya ben sehri alirim, ya sehir beni!” cevâbini verdi 29 Mayis sabahi yapilan son taarruzda Istanbul düstü Bu sekilde ortaçag sona erdi yeniçag basladi Istanbul’un fethi, Türk târihinin en müstesnâ olayi sayilarak “Feth-i Mübîn” denildi Dünyânin en büyük kilisesi (Sainte-Sophie) ve bütün Avrupa’nin ayakta kalan en eski yapisi olan Ayasofya câmiye çevrildi Fâtih bu mabedin kiyâmete kadar câmi kalmasini yazili olarak vasiyet ve vakfeyledi Bütün Ortodoks Hiristiyanlarin basi olan patrikligi ortadan kaldirmadi Bunu o zamanki, siyâsî olaylara göre degerlendirmek îcâb ederIsteseydi Istanbul fâtihi, patrikligi ortadan kaldirabilirdi Fakat o zamânin siyâsî durumu bunu gerektirmemekteydi Istanbul’un düsmesinden sonra, surlarda Ceneviz kumandan ve askerlerinin ölülerine rastlandi Hâlbuki CenevizlilerTürklerle dostluk anlasmasi imzâlamislardi Bu ihânetleri ortaya çikinca çok korktular Kendilerine çok agir cezâlar verilecegini beklerken, Fâtih Sultan Mehmed, Ceneviz vâlisi ve papazini çagirtarak üzüntülerini bildirdi ve Galata’da oturan bu Cenevizliler için bir ferman çikartti; “Evvelden oldugu gibi herkes sanat ve ticâretinde, ibâdetinde serbesttir Kiliseler açik bulunacak, ancak çan çalinmayacaktir” seklindeki emriyle ölüm bekleyen insanlari sevindirdi Gerek Ortodokslara, gerek Cenevizlilere tanidigi bu serbestlik, Avrupalilarin husûmetini azaltti Bâzi Avrupali târihçiler, Türklerin Avrupa’da süratli bir sekilde ilerlemesini, Avrupa’nin kolay fethini bu davranisa baglarlar ve Osmanli Imparatorlugu, bu hâdise ile cihânsümûl hâle geldi seklinde yazarlar 21 yasinda Istanbul’u fetheden Fâtih, Katolik Avrupa’ya cephe aldi ve Ortodoks Hiristiyanligin Katoliklerle birlesmesini önledi Esâsen imparator ve devlet adamlari, Istanbul’u kurtarmak için papaligin asirlardan beri istedigi fedâkârligi yapiyor, papalik da Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birlesmesi karsiliginda askerî yardimda bulunuyordu Fakat bütün çalisma ve gayretlere ragmen Istanbul’u korumak için Avrupa’dan az bir gönüllüden baska bir sey gelmedi Istanbul’daki papazlar ve halk da dinlerini korumak için Istanbul’da Lâtin sapkasi yerine Türk sarigini görmeyi tercih ettiklerini belirttiler Istanbul’un fethi ile Osmanli Cihan Devletinin temelleri atilmis oluyordu Dogu Roma Fâtihi olarak Edirne’ye dönen Fâtih Sultan MehmedHan, dünyâ politikasini yeniden gözden geçirdi Devletin gelecegi için önemli kararlarin alinmasi gerekiyordu Bizans’in düsmesini Avrupa’nin hos karsilamayacagi tabiî idi Karaman ve Istanbul seferinden sonra, 1453’te Cenevizlilerden Enez’i aldi 1454’te, Kirim’a bir donanma gönderdiAyni yil Sirbistan Seferine çiktiKuzeyEge adalarina donanma göndererek buralari ele geçirdi Rodos Seferini yapti ise de adayi alamadi 1455-1456 yillarinda ikinci ve üçüncü Sirbistan seferlerine çikti Bu ikincisinde babasindan sonra Belgrad’i tekrar muhâsara etti Kaleyi savunan Hunyadi Yanos öldü, Fâtih yaralandi Fakat Belgrad düsmedi 1455’te Bogdan Beyligi de Osmanli idâresine girdi 1458’de Mora’ya ilk seferini yapti 1459’daki Sirbistan Seferi sonunda,Semendire fethedildi ve Sirbistan Devleti son buldu 1460’da çiktigi Ikinci Mora Seferi; Mora prensliklerinin ilgasi, Osmanli devletine katilmasi, Palegoslarin sonu ve Bizans kalintilarinin silinmesi ile sonuçlandi Sonra Güney Karadeniz meselesini ele aldi 1461’de Ceneviz’den Amasra’yi fethetti Baharda Sinop’a geldiHimâyesinde bulunan Candarli Beyligine dostça son verdiOradan Trabzon’a yürüdü Denizden de kusatilan Trabzon Rum Imparatoru teslim olduKomnenos imparatorluk hânedanina son verildi Bu sekilde Batum ve Gürcistan kiyilarina kadar bütün GüneyKaradeniz kiyilari Osmanli Devletine katildigi gibi Trabzon ve Rize gibi Anadolu’nun son parçalari da Hiristiyanlardan alinmis oldu Trabzon seferinden dönüsünde Eflâk üzerine yürüdü ve ayaklanan Kazikli Voyvoda meselesini hâlletti Fâtih, 1462’de Yayçe’nin fethiyle netîcelenen birinci Bosna Seferine çikti Ayni yil Midilli Adasini fethetti 1463’te Bosna’ya bir sefer daha yapti Ertesi yil tekrar Bosna üzerine gitti 1466’da Karaman Seferine çikti Ayni yil Arnavutluk üzerine yürüdü 1466-67’de Arnavutluk üzerine bir sefer daha yapti Bu ardi kesilmeyen seferlerde Fâtih, bir taraftan büyük devlet fikrini gerçeklestirecek tedbirler almis, diger taraftan da cihansumûl hâkimiyet fikrini benimsemisti Bunun için Tuna’nin güneyinde ve Firat-Toroslar sinirinin batisinda, Osmanli Devletine katilmiyan hiçbir yer birakmamak,Karadeniz’i ve Ege denizini birer Türk gölü yapmak, Venedik donanmasini geçerek, deniz kuvvetlerini de kara ordusu gibi dünyânin birinci kuvveti hâline getirmek ve bu isleri tamâmen gerçeklestirdikten sonra, Italya’yi fethetmek istiyordu Bu plân artik dünyâca bilinmeye baslanmisti Bu projeye karsi yalniz bütün Avrupa degil, Türkiye’nin dogusundaki komsulari da karsi çiktilar Bu sekilde Osmanli Devletine karsi, bir ittifak meydana getirildi ve uzun süren savaslar basladi Bu büyük savaslarda, Osmanlilarin karsisinda yer alan büyük devletler; Akkoyunlular, Venedik, Macaristan, Almanya, Polonya, Kastilya, Aragon ve Napoli idi Fâtih, dehâsi ile bu ittifaka karsi koymasini bildi Düsmanlarini bâzen teker teker, bâzen ikiser üçer, bâzen beser onar yenerek bu büyük savaslardan da gâlip çikti Böylece Türk Cihan Imparatorlugunun temelleri saglamlastirilmis oldu Dünyânin Osmanli Devleti karsisinda âciz kaldigi ortaya çiktiVenedik’in deniz üstünlügü târihe karisti Böylece dünyâ Hiristiyanliginin iki mühim dayanagindan Bizans’i yikip Venedik’i sindirmis oldu |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|