Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bahsi, geçen, hayvanlar, kerimde, kurani

Kuran-İ Kerim'de Bahsi Geçen Hayvanlar

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim'de Bahsi Geçen Hayvanlar



BALIK


Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı 'Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında', balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, 'cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında' ise, gelmiyorlardı İşte biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk (7/163)


Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu (18/61)


(Genç-yardımcısı) Dedi ki: "Gördün mü kayaya sığındığımızda ben balığı unutmuş oldum Onu hatırlamamı şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu" (18/63)


Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu (21/87)


Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı (37/142)


Şimdi sen, Rabbinin hükmüne sabret ve balık sahibi (Yunus) gibi olma; hani o, içi kahır dolu olarak (Rabbine) çağrıda bulunmuştu (68/48)

BILDIRCIN


Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik) Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler (2/57)


Biz onları (İsrailoğullarını) ayrı ayrı oymaklar olarak on iki topluluk (ümmet) olarak ayırdık Kavmi kendisinden su istediğinde Musa'ya: "Asan'la taşa vur" diye vahyettik Ondan on iki pınar sızıp-fışkırdı; böylece her bir insan topluluğu su içeceği yeri öğrenmiş oldu Üzerlerine bulutla gölge çektik ve onlara kudret helvası ile bıldırcın indirdik (Sonra da şöyle dedik: ) "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin" Onlar bize zulmetmedi, ancak kendi nefislerine zulmediyorlardı (7/160)


Ey İsrailoğulları, andolsun, sizi düşmanlarınızdan kurtardık Tur'un sağ yanında sizinle vaadleştik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik (20/80)

ÇEKİRGE


Bunun üzerine biz de ayrı ayrı mucizeler (ayetler) olarak, üzerlerine tufan, çekirge, buğday güvesi, kurbağa ve kan musallat kıldık Yine büyüklük tasladılar ve suçlu-günahkar bir kavim oldular (7/133)


Gözleri 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak' sanki 'yayılan' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar (54/7)


DEVE


Deveden iki sığırdan da iki De ki: "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi ya da o iki dişinin rahimlerinin kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Yoksa bunları sizlere tavsiye ettiği zaman şahid miydiniz?" hiçbir bilgiye dayanmaksızın insanları saptırmak için 'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? Þüphesiz zalimler topluluğunu hidayete erdirmez (6/144)


Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler onlar için göğün kapıları açılmaz ve halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler Biz suçlu-günahkarları işte böyle cezalandırırız (7/40)


Semud (toplumuna da) kardeşleri Salih'i (gönderdik Salih: ) "Ey kavmim 'a kulluk edin sizin O'ndan başka ilahınız yoktur Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir: 'ın bu dişi devesi size bir belgedir; onu salıverin de 'ın arzında otlasın ona bir kötülükle dokunmayın sonra sizi acı bir azab yakalar" dedi (7/73)


Böylelikle dişi deveyi öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp (Salih'e de şöyle) dediler: "Ey Salih eğer gerçekten gönderilenlerden (bir peygamber) isen vaadettiğin şeyi getir bakalım" (7/77)


"Ey kavmim size işte bir ayet olarak 'ın devesi; onu serbest bırakın 'ın arzında yesin Ona kötülük (vermek niyeti)yle dokunmayın Yoksa sizi yakın bir azab sarıverir" (11/64)


Erzak yüklerini açıp da sermayelerinin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüklerinde dediler ki: "Ey Babamız daha neyi arıyoruz işte sermayemiz bize geri verilmiş; (bununla yine) ailemize erzak getiririz kardeşimizi koruruz ve bir deve yükünü de ilave ederiz Bu (aldığımız) az bir ölçektir" (12/65)


Dediler ki: "Hükümdarın su tasını kaybettik kim onu (bulup) getirirse (ona armağan olarak) bir deve yükü vardır Ben de buna kefilim" (12/72)


Bizi ayet (mucize)ler göndermekten öncekilerin onu yalanlamasından başka bir şey alıkoymadı Semud'a dişi deveyi görünür (bir mucize) olarak gönderdik fakat onlar bununla (onu boğazlamakla) zulmetmiş oldular Oysa biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz (17/59)


İri cüsseli develeri size 'ın işaretlerinden kıldık sizler için onlarda bir hayır vardır Öyleyse onlar bir dizi halinde (veya saf tutmuşcasına ayakta durup) boğazlanırken 'ın adını anın; yanları üzerine yattıkları zaman da onlardan yiyin kanaatkara ve isteyene yedirin İşte böyle onlara sizin için boyun eğdirdik umulur ki şükredersiniz (22/36)


Dedi ki: "İşte bu bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun belli bir günün su içme hakkı da sizindir" (26/155)


Gerçek şu ki Biz bir fitne (imtihan ve deneme konusu) olarak o dişi deveyi kendilerine göndereniz Þu halde sen onları gözleyip-bekle ve sabret (54/27)


Onlardan 'ın elçisine verdiği "fey'e" gelince ki siz buna karşı (bunu elde etmek için) ne at ne deve sürdünüz Ancak elçilerini dilediklerinin üstüne musallat kılar herşeye güç yetirendir (59/6)


Her biri sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir (77/33)


Gebe develer kendi başına terkedildiği zaman (81/4)


Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? (88/17)

'ın elçisi onlara dedi ki: "'ın (deneme için size gönderdiği) devesine ve onun su içme-sırasına dikkat edin" (91/13)


EJDERHA


Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi (7/107)


Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi (26/32)



EŞEK


Onlara binmeniz ve süs için atları, katırları ve merkebleri (yarattı) Ve daha sizlerin bilmediğiniz neleri yaratmaktadır? (16/8)


Yürüyüşünde orta bir yol tut, sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir" (31/19)


Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler; (74/50)


Arslandan korkup-kaçmışlar (74/51)

İNEK


Hani Musa kavmine: " muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor" demişti "Bizi alaya mı alıyorsun?" dediler (Musa) "Cahillerden olmaktan 'a sığınırım" dedi "Rabbine adımıza yalvar da bize niteliklerini açıklasın" dediler (Musa, Rabbine yalvardıktan sonra) Þüphesiz diyor ki: O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası dinç(likte bir sığır olmalı)dır Artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin," dedi (Bu sefer) dediler ki: "Rabbine adımıza yalvar da bize rengini bildirsin" O: "(Rabbim) diyor ki: O, bakanların içini ferahlatan sarı bir inektir" dedi (Onlar yine: ) "Rabbine adımıza yalvar da bize onun niteliklerini açıklasın Çünkü bize göre sığırlar birbirine benzer İnşaallah ( dilerse) biz doğruyu buluruz" dediler Bunun üzerine Musa, "Rabbim) diyor ki: "O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir" dedi (O zaman): "Şimdi gerçeği getirdin" dediler Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı (2/67-71)


Deveden iki, sığırdan da iki De ki: "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Yoksa , bunları sizlere tavsiye ettiği zaman şahid miydiniz?" hiçbir bilgiye dayanmaksızın insanları saptırmak için 'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? Şüphesiz , zalimler topluluğunu hidayete erdirmez (6/144)


Hükümdar:" Ben (rüyamda) yedi besili inek görüyorum, onları yedi zayıf inek yiyor; bir de yedi yeşil başak ve diğerleri ise kupkuru Ey önde gelen (kahin-bilginler,) eğer rüya yorumluyorsanız benim bu rüyamı çözüverin" dedi Dediler ki: "(Bunlar) Karmakarışık düşlerdir Biz böyle düşlerin yorumunu bilenler değiliz" O iki kişiden kurtulmuş olanı, nice zaman sonra hatırladı ve: "Ben bunun yorumunu size haber veririm, hemen beni (zindana) gönderin" dedi (Zindana gidip: ) "Yusuf, ey doğru (sözlü insan) Yedi besili ineği yedi zayıf (ineğin) yediği ve yedi yeşil başakla diğerleri kuru olan (rüya) konusunda bize fetva ver Umarım ki insanlara da (senin söylediklerinle) dönerim, belki onlar (bunun anlamını) öğrenmiş olurlar" (12/43-46)

MAYMUN


Andolsun, sizden cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette biliyorsunuz İşte biz, onlara: "Aşağılık maymunlar olun" dedik (2/65)


De ki: " katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? 'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır" (5/60)


Onlar, kendisinden sakındırıldıkları 'şeyi yapmada ısrar edip başkaldırınca' onlara: "Aşağılık maymunlar olunuz" dedik (7/166)

ÖRÜMCEK

'ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi (29/41)

DOMUZ


O, size ölüyü (leşi)- kanı, domuz etini ve 'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur Gerçekten , bağışlayandır, esirgeyendir (2/173)


Ölü eti, kan, domuz eti, 'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır) Bugün inkâra sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim Kim 'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir) Çünkü bağışlayandır, esirgeyendir (5/3)


De ki: " katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? 'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır" (5/60)


De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da 'tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir) Þüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir (6/145)


O, size ancak ölüyü, kanı, domuz etini ve 'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı haram kıldı Fakat kim mecbur kalırsa, saldırmamak ve sınırı aşmamak üzere (yiyebilir) Çünkü gerçekten , bağışlayandır, esirgeyendir (16/115)

YILAN


Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş) (20/20)


Asanı bırak;" (Bıraktı ve) onun çevik bir yılan gibi hareket etttiğini görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı "Ey Musa, korkma; şüphesiz Ben(im); Benim yanımda gönderilen (elçiler) korkmaz" (27/10)


Asanı bırak" (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı "Ey Musa, dön ve korkuya kapılma şüphesiz güvendesin" (28/31)

KARINCA


Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: "Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçmesin" (27/18)

KARGA


Derken, , ona, yeri eşiyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi "Bana yazıklar olsun" dedi "Þu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o, pişman olmuştu (5/31)

KATIR


Onlara binmeniz ve süs için atları, katırları ve merkebleri (yarattı) Ve daha sizlerin bilmediğiniz neleri yaratmaktadır? (16/8)

KEÇİ


Sekiz çift; koyundan iki, keçiden de iki De ki: "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi, ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru sözlüler iseniz bana bir ilimle haber verin" (6/143)

KOYUN


Sekiz çift; koyundan iki, keçiden de iki De ki: "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi, ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru sözlüler iseniz bana bir ilimle haber verin" (6/143)


Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık 'Azgınlık ve hakka tecavüzde bulunmaları' nedeniyle onları böyle cezalandırdık Biz şüphesiz doğru olanlarız (6/146)


Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var Buna rağmen "Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat" dedi ve bana, konuşmada üstün geldi" (Davud) Dedi ki: "Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka Onlar da ne kadar azdır" Davud, gerçekten bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (bize gönülden) yönelip-döndü (38/23-24)

KUŞ-KUŞLAR


Hani İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti ( ona: ) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi "Öyleyse, dört kuş tut Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır Sana koşarak gelirler Bil ki, şüphesiz , üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir" (2/260)


İsrailoğullarına elçi kılacak (O, İsrailoğullarına şöyle diyecek: ) "Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik 'ın izniyle kuş oluverir Ve 'ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır" (3/49)

şöyle diyecek: "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun İsrailoğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkâra sapanlar, "Þüphesiz bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğullarını senden geri püskürtmüştüm" (5/110)


Yeryüzünde hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın Biz Kitap'ta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır (6/38)


Onunla birlikte iki genç de zindana girmişti Biri: "Ben (rüyamda) kendimi şarap sıkıyorken gördüm" dedi Öbürü: "Ben de kendimi başımın üstünde ekmek taşıyorken gördüm; kuş da ondan yemekteydi" dedi "Bunun yorumundan bize haber ver Doğrusu biz seni, iyilik yapanlardan görmekteyiz" (12/36)


"Ey zindan arkadaşlarım, ikinizden biri efendisine şarap içirecek, diğeri ise asılacak, kuş onun başından yiyecek İşte hakkında fetva istemekte olduğunuz iş (artık) olup bitmiştir" (12/41)


Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) kuşları görmüyorlar mı? Onları (böyle boşlukta) 'tan başkası tutmuyor Þüphesiz, iman eden bir topluluk için bunda ayetler vardır (16/79)


Biz, her insanın kuşunu (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız (17/13)


Biz bunu (hükmü) Süleyman'a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik (Bunları) Yapanlar biz idik (21/79)

'ı birleyen (Hanif)ler olarak, O'na (hiçbir) ortak koşmaksızın Kim 'a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir (22/31)


Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten 'ı tesbih etmektedir Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir , onların işlediklerini bilendir (24/41)


Süleyman, Davud'a mirasçı oldu ve dedi ki: "Ey insanlar, bize kuşların konuşma-dili öğretildi ve bize herşeyden (bol bir nimet) verildi Gerçekten bu, apaçık bir üstünlüktür" (27/16)


Süleyman'a cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları toplandı ve bunlar bölükler halinde dağıtıldı(27/17)


Kuşları denetledikten sonra dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?" (27/20)


Andolsun, biz Davud'a tarafımızdan bir fazl (üstünlük) verdik "Ey dağlar, onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankıyla ses verin" (dedik) ve kuşlara da (aynısını emrettik) Ve ona demiri yumuşattık (34/10)


Ve toplanıp gelen kuşları da Hepsi onunla ('ı tesbih etmede uyum içinde) yönelip-dönmekte olanlar idi (38/19)


Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan ')tan başkası (boşlukta) tutmuyor Þüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir (67/19)


Onların üzerine ebabil (sürü sürü) kuşlarını gönderdi (105/3)

KÖPEK


Eğer biz dileseydik, onu bununla yükseltirdik Ama o yere meyletti (veya yere saplandı), hevasına uydu Onun durumu, üstüne varsan dilini sarkıtıp soluyan, kendi başına bıraksan dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir İşte ayetlerimizi yalanlayan topluluğun durumu böyledir Artık gerçek haberi onlara aktar Ki düşünsünler (7/176)


Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı (18/18)


(Sonra gelen kuşaklar) Diyecekler ki: "Üç'tüler, onların dördüncüsü köpekleridir" Ve: "Beştiler, onların altıncısı köpekleridir" diyecekler (Bu,) Bilinmeyene (gayba) taş atmaktır "Yedidirler, onların sekizincisi köpekleridir" diyecekler De ki: "Rabbim, onların sayısını daha iyi bilir, onları pek az (insan) dışında kimse bilemez" Öyleyse onlar konusunda açıkta olan bir tartışmadan başka tartışma ve onlar hakkında bunlardan hiç kimseye bir şey sorma (18/22)

KURT


Dediler ki: "Andolsun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda şüphesiz kayba uğrayan (aciz) kimseler oluruz" (12/14)


Dediler ki: "Ey Babamız, gerçek şu ki, biz gittik, yarışıyorduk Yusuf'u da yiyeceklerimizin (veya eşyamızın) yanında bırakmıştık Fakat onu kurt yemiş Ne var ki biz doğruyu söylesek bile sen bize inanacak değilsin" (12/17)

ARI


Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin (16/68)


Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır (16/69

ARSLAN


Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler; Arslandan korkup-kaçmışlar (74/50-51)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.