Farkında Mısınız?

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Farkında Mısınız?




FARKINDA MISINIZ?

Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı
Daha büyük evlerde, ama daha küçük ailelerle yaşıyoruz
Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı
Diplomamız bol ama sağduyumuz az
Uzmanlıklar arttı ama sorunlar çoğaldı
İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı
Çok para harcıyoruz ama az gülüyoruz
Akşam geç yatıyor, sabah yorgun kalkıyoruz
Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyo-ruz
Çok konuşuyor ama az gönül veriyor ve bol yalan söylüyoruz
Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik
Aya kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komşumuza uğramak için karşı sokağa geçmiyoruz
Uzaya ulaştık ama kendi iç derinliklerimizden habersiziz
Havayı temizledik ama ruhları kirlettik
Atomu parçaladık, önyargılarımızı yıkamadık
Çok yazıyor ama az gelişiyoruz
Daha çok plan yapıyor ama daha az sonuç alıyoruz
Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı asla
Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı
Tanıdıklar çoğaldı ama dostlar eksildi
Çabalar arttı ama mutluluklar azaldı
Daha mutlu olmak için somurtarak çalışı-yoruz
Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik
Ve nihayet: Hayata yıllar ekledik, yıllara hayat katamadık

BİR KİTAP

Şeyh Sadi-i Şirazî, Bostan’ı niye yazdığını şöyle açıklıyor: “Dünyanın dört bir yanını gezdim, çok yerler dolaştım Her harmandan bir demet başak devşirdim Memleketim Şiraz’a dönerken de, bu güzel bahçelerden dostlarıma elim boş gelmek istemedim

Osmanlı medreselerinde yıllarca ders kitabı olarak okutulan Bostan, doğu klasiklerinin temel özellikleri olan yalın, hikmet dolu, gerçekçi ve ha-yatın içinden anlatımın şaheseri Kitabının herbir bölümünü bir sarayın kapılarına benzeten Şeyh Sadi-i Şirazî, adaletten aşka, tevazudan tevbeye, kanaattan hoşgörüye, cömertlikten duaya kadar birçok konuya değiniyor

Şeyh Sadi-i Şirazî kim diyorsanız, 13 yüzyılda (M1219-1292) yaşamış, meşhur Nizamiye Medresesi’nde yetişmiş bir mütefekkir ve mutasavvuf Eserlerindeki anlatım zenginliği, onun Bağdat’tan başlayan ve Kuzey Afrika kıyılarına kadar uzanan seyahatinde edindiği ilim ve tecrübenin eseri Bir diğer meşhur eseri de, Bostan’dan bir yıl sonra yazdığı Gülistan

Bostan ve Gülistan, defalarca okuyabileceğimiz, yüzyıllarca başucunda tutulmuş, birbirini bütünleyen iki önemli şaheser

BEYNİMİZİ DURDURAN 10 FREN

Vücudumuzu yöneten beynin, bazı baskılarla görevini yapamaz hale geldiği bilini-yor Yapılan bir araştırmada beynin düşünce ve tasarım yeteneğini en çok korku ve stresin engellediği belirlenmiş Beynin pırıltısını önleyen 10 unsur ise şöyle sıralanıyor:

Korku: Düşünceleri felce uğratıyor ve sağlıklı düşünmeyi engelliyor Bu durumda kesin olarak korkunuzun kaynağını bulmanız gerekiyor
Stres: Beyni en fazla durduran stres, fazla yüklenme anlamına geliyor Çözüm: Görev dağılımı yapın, reddetmeyi öğrenin ve çok vaatte bulunmayı terkedin En önemlisi de kalbinizi takviye edip, huzura kavuşturun Bunu nasıl yapacağınızı biliyorsunuz
Telaş: Yeteri kadar zaman olmadığını düşünüyorsanız, birinci derece önemli ile ikinci derece önemli ayırımı yapın
Kurallar: Düşünmenizi engelleyen ilkelerinizi gözden geçirin ve kontrol edin
Rutin olmak: Tek düze giden haya-tınızda değişik uğraşılar bulun Yeni şeyler keşfetmeye açık olun Malum, rutin dışına çıkmak moda
Dikkat: Yeni şeyler keşfetmek ve tasarlamak için dikkat şart Ancak çokça dikkatinizi çeken ve sizi rahatsız eden şeyi ortadan kaldırın (Amman yanlış anlaşılmasın; yok edin değil, gözünüzden uzak tutun)
Zaman baskısı: Yapacaklarınızı planlayın ancak ertelemeyin Planınızı şartlara göre güncelleştirin
Şüphe: Beyninizi kemiren bu hastalıktan kendinize güven duymakla sıyrılabilirsiniz Kendinize güveninizi bir şeyi başarmak ve sonuca erdirmekle kazanabilirsiniz
İsteksizlik: Yaptığınız şeyden hoşlanmıyorsanız, sevebileceğiniz yeni hedefler arayın Hedef sözünü de çekip uzatmayın Yani yeni işler, yeni amaçlar
Kararsızlık: Kararsızlığın ilacı; bilgisine ve tecrübesine güvendiğiniz insanlarla danışarak alacağınız kararlardır

PROFESYONEL OLANLAR

- Çok çalışır ama her zaman yeni bir soruna ayıracak vakti vardır
- ‘Bu işi yapmanın daha iyi bir yöntemi olması gerekir’ der
- Bir sorunun üzerine gider
- Hata yapınca, yanıldığını itiraf eder
- Söz verir
- ‘İyiyim, ama gerektiği kadar değil’ der

VE OLMAYANLAR

- Yapılması gerekene vakit ayıramayacak kadar çok meşguldür
- ‘Burada işler hep böyle yapılagelmiş’ der
- Sorunların etrafında dolaşır
- Kabahatin onda olmadığını söyler
- Vaat eder
- ‘Kötüyüm, ama başkaları daha kötü’ der


Akif GÜLER

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.