Geliştiren Hikayeler / Bakış Açısı |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Geliştiren Hikayeler / Bakış AçısıBakış Açısı Arjantinli ünlü golfçü Robert Vincenzo yine bir ödül kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş Ardından klubüne uğramış, eşyalarını toplayıp otoparktaki arabasının yanına doğru yürümüş O sırada yanına bir kadın yaklaşmış Vincenzo´yu kutladıktan sonra ona küçük bir bebeğini olduğunu,bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatmış, bir çırpıda Kadının anlattıkları Vincenzo´yu çok etkilemiş Hemen çek defterini çıkarmış ve turnuvadan kazandığı paranın bir bölümünü yazıp imzalamış Çeki kadına uzatmış O sırada kadına "umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın" demiş Ertesi hafta Vincenzo klupte öğle yemeğini yerken Golf derneği´nin bir üyesi yanına yaklaşmış ve "otoparktaki çocuklar, geçen hafta siz turnuvayı kazandığınız gün bir kadının yanınıza yaklaştığını ve sizinle konuştuğunu söylediler" demiş "Evet" demiş Vincenzo, "bunun nesi garip ?" "Garip değil tabi ki" demiş adam," ama size bir haberim var o kadın bir sahtekarmış Sizin gibi zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyip para koparırmış Korkarım sizden de koparmış" Vincenzo şaşkınlıkla " yani ölümü beklenen bir bebek yok mu ?" demiş "Yok" demiş adam "İşte bu hafta duyduğum en iyi haber" demiş Vincenzo İşte buna bakış açısı farkı diyoruz Kimi parasını kaybettiğine üzülür ama kimi de Vincenzo gibi ölümü bekleyen bir bebek olmamasına sevinir Aynı pencereden dışarı bakan iki kişiden biri sokaktaki çamuru, diğeri gökyüzündeki yıldızları görebilir Seçim bizlere aittir |
Geliştiren Hikayeler / Bakış Açısı |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Geliştiren Hikayeler / Bakış AçısıBeyin Fırtınası İki zeki genç, küçük bir dereciğin üzerindeki köprüde durmuş, altlarındaki suyu seyrediyorlardı Bir tanesi: “Bak” dedi, “şu alttaki minicik balığı görüyor musun? Ne kadar mutlu!” Diğeri: “Sen bir balık değilsin ki! Bir balığın mutlu olup olmadığını nasıl anlayabilirsin?” diye itiraz etti Öteki: “Peki, sen… Sen de ben değilsin ki Öyleyse benim balığın mutlu olup olmadığını anlayıp anlamadığımı sen nasıl anlayabilirsin?” diye karşılık verdi Diğeri: “Tamam” dedi, “mademki ben sen değilim ve sen olmadığıma göre de senin anladığını anlayamam Öyleyse sen de balık olmadığına göre balığın ne hissettiğini anlayamazsın” Öteki dayanamadı: “O zaman senin ilk sorduğun soruya dönelim,” dedi “Sen bana balığın mutlu olup olmadığını nereden anladığımı sordun Bu soru gösteriyor ki, benim anlamadığımı, sen hissettin Öyleyse söyleyeyim aziz dostum Ben de balığın mutlu olduğunu hissettim |
Geliştiren Hikayeler / Bakış Açısı |
08-02-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Geliştiren Hikayeler / Bakış AçısıBilgelik Bir bilge, bir göletin kıyısında oturmaktayken, susuzluktan dili dışarı sarkmış bir köpeğin devamlı olarak göletin dibine kadar gelip tam su içecekken kaçması dikkatini çeker Dikkatle izler olayı Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki kendi yansımasını görüp korkmaktadır ve bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır Sonunda köpek dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer O anda bilge düşünür "Benim burada öğrendiğim şu oldu," der "Bir insanın istekleri ile arasındaki engel çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir? Ama biraz daha düşününce aslında gerçek öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür Asıl öğrendiği şey; insanın bir bilge bile olsa bir köpekten öğrenebileceği bilginin varolduğudur |
Geliştiren Hikayeler / Bakış Açısı |
08-02-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Geliştiren Hikayeler / Bakış AçısıBir Doktorun Öyküsü Bir Doktorun Öyküsü Bir öğretmen nasıl olmalı? Öğrencilerin başarısızlıklarının arkasında yatan nedenler konusunda bize ders verecek olan çok duygusal, yaşanmış bir öykü Mutlaka okuyun Okulun ilk gününde 5 nci sınıfın önünde dururken, öğretmen çocuklara bir yalan söyledi Çoğu öğretmen gibi, öğrencilerine baktı ve hepsini ayni derecede sevdiğini söyledi Ancak, bu imkânsız idi, çünkü ön sırada, oturduğu yerde bir yana kaykılmış, ismi Teddy Stoddard olan küçük bir oğlan vardı Bayan Thompson bir yıl önce Teddy´yi izlemişti ve diğer çocuklarla iyi oynamadığını, elbiselerinin kirli olduğunu ve sürekli olarak kirli dolaştığını gözlemişti İlave olarak, Teddy tatsız olabiliyordu Bu öyle bir noktaya geldi ki, Bayan Thompson onun kâğıtlarını büyük kırmızı bir kalemle işaretlemekten, kalın çarpılar (X) yapmaktan ve kâğıdının üstüne büyük "F" (en düşük derece) koymaktan zevk alır oldu Bayan Thompson´un okulunda, her çocuğun geçmiş kayıtlarını incelemesi gerekiyordu ve Teddy´nin kayıtlarını en sona bıraktı Ancak, onun hayatini zden geçirdiğinde, bir sürpriz ile karsılaştı Teddy´nin birinci sınıf öğretmeni söyle yazmıştı, "Teddy gülmeye hazır parlak bir çocuk Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli Onun etrafta olması çok eğlenceli" İkinci sınıf öğretmeni söyle yazmıştı, "Teddy mükemmel bir örgenci, sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor, ama annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için sıkıntı içinde ve evdeki yasamı mücadele içinde geçiyor" Üçüncü sınıf öğretmeni söyle yazmıştı, "Teddy´nin annesinin ölümü onun için çok zor oldu Teddy elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor, ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evdeki yasamı yakında onu etkileyecek" Teddy´nin dördüncü sınıf öğretmeni söyle Yazmıştı, "Teddy içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi göstermiyor Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor" Şimdiye kadar, Bayan Thompson problemi kavradı ve kendinden utandı Öğrencileri ona güzel kurdelelerle ve parlak kâğıtlarla sarılmış Noel hediyeleri getirdiğinde bile çok kötü hissetti, Teddy´nin ki hariç Teddy´nin hediyesi bir marketten aldığı kalın, kahverengi ambalaj kâğıdı ile beceriksizce sarılmıştı, Bayan Thompson onu diğer hediyelerin ortasında açmaktan acı duydu Bayan Thompson paketten taslarından bazıları düşmüş yapma elmas taslı bir bilezik ve çeyreği dolu olan bir parfüm şişesi çıkarınca çocuklardan bazıları gülmeye başladı Ama o bileziğin ne kadar güzel olduğunu haykırdığında çocukların gülmesini engelledi, bileziği taktı ve parfümü bileklerine sürdü Teddy Stoddard o gün okuldan sonra öğretmenine şunu söylemek için kaldı, "Bayan Thompson, bugün aynı annem gibi kokuyordunuz" Çocuklar gittikten sonra, Bayan Thompson en az bir saat ağladı O günden sonra, okuma, yazma ve aritmetik öğretmeyi bıraktı Bunun yerine, çocukları eğitmeye başladı Bayan Thompson Teddy’m özel dikkat gösterdi Onunla çalışırken, zihni canlanmaya başlıyor görünüyordu Onu daha fazla teşvik ettikçe, daha hızlı karşılık veriyordu Yılın sonuna kadar, Teddy sınıftaki en zeki çocuklardan biri oldu ve tüm çocukları ayni derecede sevdiği yalanına rağmen, Teddy onun gözdelerinden biri idi Bir sene sonra, Bayan Thompson kapısının altında Teddy´den bir not buldu, ona hala tüm yaşamında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu söylüyordu Altı yıl sonra Teddy´den bir not daha aldı Liseyi bitirdiğini, sınıfında üçüncü olduğunu ve onun hala hayatındaki en iyi öğretmen olduğunu yazmıştı Bundan dört yıl sonra, bazı zamanlar zor geçmesine rağmen okulda kaldığını, sebatla çalışmaya devam ettiğini ve yakında kolejden en yüksek derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup aldı Yine Bayan Thompson´un tüm yaşamındaki en iyi ve ne favori öğretmen olduğunu yazmıştı Sonra dört yıl daha geçti ve başka bir mektup geldi Bu kez fakülte diplomasini aldıktan sonra, biraz daha ilerlemeye karar verdiğini açıklıyordu Mektup onun hala karsılaştığı en iyi ve en favori öğretmen olduğunu açıklıyordu Ama simdi ismi biraz daha uzundu Mektup söyle imzalanmıştı, Theodore F Stoddard, MD (tip doktoru) Öykü burada bitmiyor Görüyorsunuz, ortaya çıkan başka bir mektup var Teddy bir kızla tanıştığını ve onunla evleneceğini söylüyordu Babasının birkaç hafta önce vefat ettiğini açıklıyordu Ve evlenme töreninde Bayan Thompson´un damadın annesine ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu Şüphesiz Bayan Thompson bunu kabul etti Ve tahmin edin ne oldu? Tasları düşmüş olan o bileziği takti Dahası, Teddy´nin annesinin süründüğü parfümden sürdü Birbirlerini kucakladılar ve Dr Stoddard, Bayan Thompson´un kulağına şöyle fısıldadı, "Bana inandığınız için teşekkür ederim Bayan Thompson Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark yaratabileceğimi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim" Bayan Thompson, gözlerinde yaslarla fısıldadı, söyle dedi, "Teddy, yanlış şeylere sahiptin Bir fark yaratabileceğimi bana öğreten sensin Seninle tanışıncaya dek, nasıl öğreteceğimi bilmiyordum" ( Teddy Stoddard, Deş Moines´teki Stoddard Kanser Binası olan Iowa Methodist´te doktordur) |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|