Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cenaze, dualar, namazında, okunacak

Cenaze Namazında Okunacak Dualar

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cenaze Namazında Okunacak Dualar






Cenaze namazında okunacak dualar
CENÂZE NAMAZINDA OKUNACAK DUALAR

Cenâze namazının tarifi (şâfiîlere göre):
Cenaze namazı kılan kişi, namaz müddetince dört tekbir alır Birinci tekbiri alınca eûzu besmele çeker ve Fâtiha sûresini okur İkinci tekbirden sonra “Allahümme salli alâ Muhammed’in ve alâ âli Muhammed” diye Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e salevât getirir Tamamını okuyarak “kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahîm inneke hamîdün mecîd” demesi daha iyi olur Halkın birçoğunun yaptığı gibi “innallâhe ve melâiketehû yusallûne ale’n-Nebiyy yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslimâ” âyetini okumaz Zira bu ayeti okumakla kalır da Hz Peygamber’e salevât getirmezse, namazı sahih olmaz Üçüncü tekbirden sonra ölüye ve bütün müslümanlara -inşallah biraz sonra zikredeceğimiz- hadislerdeki dualardan biri ile dua eder Daha sonra dördüncü tekbiri alır ve dua okur Şu dua, burada okuyacağı duaların en güzellerindendir: “Allahım! Bunun sevabından bizi mahrum etme Ondan sonra bizi fitneye düşürme! Bizi ve onu bağışla!”
İbn Ebû Evfâ hadisini esas alarak dördüncü tekbirden sonra yapılacak duayı -halkın çoğunun âdeti hılâfına- uzatmak Şâfiîler’in tercih ettiği bir uygulamadır (Hanefîler’e göre birinci tekbirden sonra Fâtiha okunmaz ve dördüncü tekbirden sonra da herhangi bir dua yapılmaz)
Üçüncü tekbirden sonra okunmak üzere Hz Peygamber’den nakledilen bazı (me’sûr) dualar şunlardır:

Hadisler
937 Ebû Abdurrahman Avf İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir cenaze namazı kıldı Onun şöyle dua ettiğini duydum ve ezberledim:
“Allahım! Onu bağışla, ona rahmet et, onu azap ve sıkıntılardan koru Kusurlarını affet Cennetten nasibini ihsan et, gireceği yeri(kabrini) genişlet! Onu su ile, karla ve buzla yıka Beyaz giysileri kirden (ve pisten) temizler gibi onu günahlarından arındır Kendi evinden daha güzel bir ev, ailesinden daha hayırlı bir aile, eşinden daha hayırlı bir eş ver Onu cennete koy, kabir ve cehennem azabından koru
İbni Avf diyor ki, bu güzel duaları duyunca “keşke ölen ben olsaydım” diye içimden geçirdim
Müslim, Cenâiz 85 Ayrıca bk Tirmizî, Cenâiz 38 ; İbni Mâce, Cenâiz 23

Aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır

938 Ebû Hüreyre, Ebû Katâde ve Ebû İbrahim el-Eşhelî’nin sahâbî olan babasından radıyallahu anhüm rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir cenaze namazı kıldı ve şöyle dua etti:
“Allahım! Dirilerimizi ve ölülerimizi, küçüklerimizi ve büyüklerimizi, erkeklerimizi ve kadınlarımızı, burada bulunanlarımızı ve bulunmayanlarımızı bağışla! Allahım! Bizden hayatta bırakacaklarını İslâm üzre yaşat Öldüreceklerini iman ile öldür Bizi bu cenazede bulunmanın sevabından mahrum etme ve ondan sonra bizi fitneye düşürme!”
Tirmizî, Cenâiz 38 (Eşhelî ve Ebû Hüreyre’den); Ebû Dâvûd, Cenâiz 56 (Ebû Hüreyre ve Ebû Katâde’den) Ayrıca bk Nesâî, Cenâiz 77; İbni Mâce, Cenâiz 23
Hâkim’e göre, Ebû Hüreyre’nin rivayeti, Buhârî ve Müslim’in şartlarına göre “sahih”tir Tirmizî, Buhârî’nin “bu hadisin rivayetlerinin en sahihi Eşhelî’ninkidir” dediğini nakletmiştir Yine Buhârî “Cenâze duaları konusundaki rivayetlerin en sahihi Avf İbni Mâlik’in hadisidir” demiştir
Açıklamalar
Görüldüğü gibi müellifimiz Nevevî, Şâfiî mezhebine göre cenaze namazını tarif ettikten sonra özellikle üçüncü tekbirin peşinden Hz Peygamber’in yaptığı dualarla ilgili iki rivayeti nakletmiştir
Öncelikle işaret edelim ki, Hanefîler’e göre, cenaze namazında birinci tekbirden sonra sübhâneke duası okunmak suretiyle Cenâb-ı Hakk’a senâ edilir (ancak Fâtiha sûresi okunmaz); ikinci tekbirden sonra salli-bârik duaları okunarak salevât getirilir Üçüncü tekbirden sonra iki ayrı örneğini yukarıdaki iki rivayette gördüğümüz dualardan biri, daha ziyade ikincisi okunur Dördüncü tekbirden sonra ise, bir şey okunmadan selâm verilir Elbette bu değişik uygulamalar, burada yer almayan bazı rivayetlere dayanmaktadır Her mezhep kendine göre daha sağlam bulduğu rivayetleri esas almıştır
Cenaze namazının dört tekbir ile kılınması konusunda mezhepler arasında hiç bir ihtilâf söz konusu değildir Sadece, birinci tekbirden sonra Fâtiha okuyup okumamak ve bir de dördüncü tekbirden sonra dua edip etmemekte farklılık bulunmaktadır Bu da neticeye tesir etmemektedir
Bu iki rivâyette görüldüğü gibi Resûl-i Ekrem Efendimiz, cenaze namazı kıldığı zaman, ölü için gerek öteki dünyadaki hayatı ve gerekse geride bıraktıkları bakımından büyük önem arzeden dileklerde bulunurdu Ayrıca, cenazeye iştirak eden etmeyen öteki müslümanlar için de dua ederdi Onun bu uygulaması, aynı zamanda yaşayanlara bir tebliğ ve öğüttür
Ölen bir müslüman için hatalarının bağışlanması, günahlarının affedilmesi, yeni yurdunda ilâhî ikram ve ihsanlara kavuşturulması, cennetle müşerref kılınması, azap edilmemesi, dünyada bıraktığı maddî ve beşerî imkân ve değerlerden daha iyileriyle ödüllendirilmesi konusunda dua ve niyazda bulunmak, herhalde ona ve yakınlarına yapılabilecek en büyük iyilik ve ikramdır Birinci hadiste Peygamber Efendimiz bu iyilik ve ikrâmı nasıl yapacağımızı bize öğretmiştir Özellikle bu duayı yapan Hz Peygamber olunca, râvi Avf İbni Mâlik’in “Keşke, ölen ben olsaydım” temennisine katılmamak mümkün mü?
İkinci hadiste de Sevgili Peygamberimiz hem ölen hem de yaşayanlar için fevkalâde önem taşıyan dileklerde bulunmaktadır Bağışlanma isteğini, İslâm üzere yaşamak, imanla ölmek gibi iki dilekle tamamlamaktadır Müslümanlar için hayatın ne anlama geldiğini böylece bir kere daha hatırlatmaktadır: Hayatı müslümanca yaşamak, dünyayı mü’min olarak terketmekHerhangi bir ölüm olayında yapılacak iş, bu iki konuda Rabbimiz’den yardım dilemektir
“Bizi onun sevabından mahrum etme ve bizi ondan sonra fitneye düşürme” dileğinin anlamına gelince; bilindiği gibi bu bölümün başından beri bir müslüman öldüğü zaman mezara konuluncaya kadar onunla ilgilenmenin ayrı ayrı sevap olduğu anlatılmaktaydı; işte bu hizmetlerin sevabından mahrum kalmamayı ve daha sonraki günlerde, değişik sebeplerle de olsa doğru yoldan ayrılmamayı dilemektir Bilhassa zamanımızda görüldüğü gibi, ölenin bıraktıklarını paylaşmak yüzünden yakınları arasında çıkan anlaşmazlık, hak ve adaletten sapmak, çeşitli haksızlıklar yapmak Allah’a sığınılacak birer fitne ve imtihan olsa gerektir
Hadislerden Öğrendiklerimiz
1 Cenaze namazında dua okumak Hz Peygamber’in sünnetiyle sabittir
2 Cenaze namazında sesli olarak dua edilebilir Çünkü râvi, Hz Peygamberin okuduğu duayı duyduğunu ifade etmektedir
3 Cenaze namazında bütün müslümanlar için dua edilir

939 Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim” demiştir:
“Cenaze namazı kıldığınız zaman, ölen kimseye ihlâsla dua ediniz!”
Ebû Dâvûd, Cenâiz 56

Açıklamalar
Daha önce cenaze namazında okunacak iki dua örneğini gördük Burada, cenaze namazı kılındığı zaman, hiçbir ayırım yapmadan ölen için içtenlikle dua edilmesi gerektiğini görmekteyiz Bunlar Peygamber Efendimiz’in hem yaptığı hem de bize tavsiye ettiği birer sünnettir Ancak burada bir nokta daha dikkat çekmektedir O da, ölen kimsenin iyi veya kötü olduğuna bakılmadan onun bağışlanması için samimiyetle dua etmektir Günahkâr kimselerin duaya herkesten daha fazla ihtiyacı vardır Aslına bakılırsa iyi veya kötü herkesin duaya ihtiyacı vardır Vefat eden herkesin, cemaatin önüne getirilmesinin sebebi de budur
Esasen ölüm olayı karşısında samimi davranmak, ölen müslüman için duygulu bir gönülle dua etmek, şüphesiz ölen kadar o duayı yapan diri için de faydalı ve lüzumludur
Hadîs–i şerîfteki “ahlisû lehü’d-duâ” ifadesini, “duayı ölene tahsis edin, sadece onun için dua edin” şeklinde anlamak mümkün görünmekle beraber, daha önce okuduğumuz hadislerde görüldüğü ve yine biraz sonra gelecek hadislerde de açıkça görüleceği gibi, duaya bütün müslümanlar ortak edilmediği için bu ifadeden “duayı ölüye tahsis edin” anlamının çıkarılması isabetli değildir Belki de bu ikazı, “cenaze namazında cenazeyi unutarak sadece diriler için dua etmeyin Duanızda mutlaka ölüye bir yer ayırın” şeklinde anlamak daha doğrudur
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Duada esas olan ihlâstır
2 Cenâze namazında hem ölü hem de diriler için dua edilir
3 Cenaze namazı kılınan kimse için günahsız, günahkâr ayırımı yapmadan samimiyetle dua etmek gerekir

940 Yine Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem cenaze namazında şöyle dua etmiştir:
“Allahım! Bu cenazenin Rabbi sensin, onu sen yarattın, İslâm’a sen hidâyet ettin Şimdi onun ruhunu da sen aldın Onun gizlisini-açığını en iyi sen bilirsin Biz senin huzuruna, ona şefaatçi olarak geldik, onu bağışla!”
Ebû Dâvûd, Cenâiz 56

Aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır
941 Vâsile İbnü’l-Eska‘ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bize müslümanlardan birinin cenaze namazını kıldırmıştı Onun şöyle dua ettiğini duydum:
“Allahım! Falan oğlu falan sana emanettir ve senin güvencene sahiptir Artık onu kabir fitnesinden ve cehennem azabından koru Sen sözünde duran ve hamde lâyık olansın Allahım! Onu bağışla ve ona rahmet et Şüphesiz bağışlayan ve merhamet eden sensin
Ebû Dâvûd, Cenâiz 56; İbni Mâce, Cenâiz 23

Vâsile İbnü’l-Eska‘
Bu ikinci hadisin râvisi Vâsile, Medine’deki, Hazreç kabilesine mensup ve Suffe ehlinden olan meşhur bir sahâbîdir Tebük Seferi öncesinde müslüman olmuş, o savaşa katılmış ve daha sonraki dönemde Dımaşk ve Humus’un fethinde bulunmuştur Bir süre Şam’da ikamet ettikten sonra Küdüs yakınlarında bir yere yerleşmiştir Hz Peygamber’den 56 hadis rivayet etmiş olup rivayetleri Kütüb-i Sitte’de yer almıştır
98 yaşında iken hicrî 85 veya 86 yılında Şam’da vefat etmiştir Kendisi Şam’da en son vefât eden sahâbî olarak tanınmaktadır
Allah ondan razı olsun
Açıklamalar
939 numaralı hadiste ölen kimseye samimiyetle dua edilmesini tavsiye eden Resûl-i Ekrem Efendimiz’in bu iki hadiste o tavsiyesini bizzat uyguladığını görmekteyiz
Birinci hadiste Hz Peygamber, Allah Teâlâ’nın kulu üzerindeki tasarruflarını ve mutlak hâkimiyetini dile getirdikten sonra, “Bizler onun için senden yardım dilemeye geldik, onu bağışla!” diye duasını bitirmektedir Görüldüğü gibi Resûl-i Ekrem Efendimiz burada, ölü için Allah Teâlâ’dan bir tek şey istemekte, bağışlanmasını dilemektedir Bu da kul için önemli olan şeyin Allah’ın bağışlamasına kavuşmak olduğunu, bağışlandıktan sonra kaygılanacak hiçbir şeyin kalmadığını ifade eder Ayrıca, kulların âhirette mutlu olabilmelerinin, ebedî nimetlere kavuşabilmelerinin ancak Allah Teâlâ’nın ihsan ve ikramına bağlı olduğunu da gösterir Bu sebeple kimse kendi ameliyle yakasını kurtaracağını sanmamalıdır
Hadisteki “Şimdi onun ruhunu da sen aldın” cümlesi akla takılabilir Ruhları alma işinin Allah’a nisbet edilmesi gerçek anlamdadır Zira bir âyet-i kerîmede “ Allah, nefislerin ölüm zamanı gelince canlarını alır” [Zümer sûresi(39),42] buyurulmaktadır Can alma işinin meleklere nisbet edilmesi mecazî anlamdadır Nitekim “ De ki, sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra da rabbinize döndürüleceksiniz” [Secde sûresi(32), 11] âyetinde bu durum açıkça görülmektedir
İkinci hadiste de hemen hemen aynı gerçekler daha özlü ifadelerle dile getirilmiştir “Falan oğlu falan senin korumanda ve tamamen senin hâkimiyetinin geçerli olduğu âhiret sahasındadır Kabir ve cehennem azabından onu koru!” Bu hadisteki habli civârik ifadesi, bir çeşit güvennâme, sözleşme ya da pasaport anlamındadır Bildirildiğine göre eskiden Arap kabileleri arasında dolaşabilmek için her kabilenin reisinden ahidnâme yani kendisine dokunulmamasını isteyen bir vesika alınırdı İşte bu vesikaya “hablü’l-civâr” denirmiş Hz Peygamber, bu ifadesinde “Bu kimse, senin dokunulmazlık berâtına, Kur’an’a ve iman sözleşmene sahiptir” demek istemiştir
Yine bu hadiste geçen ehlü’l-vefâ ve’l-hamd, (Ebû Davûd’daki rivayette “ehlü’l-vefâ ve’l-hak” şeklindedir) ifadesi de, Allah Teâlâ’nın ahdine sâdık ve her türlü övgüye lâyık olduğunu, verdiği emânı geri almayıp gereğini yerine getirdiğini, iyi davrananları mükâfatlandırdığını, hakkı ve haklıyı daima gözettiğini anlatmaktadır Yani bu sözleriyle Hz Peygamber, Allah’a olan güvenini belirtmekte ve sonunda da ölmüş olan müslümanın bağışlanmasını dilemektedir Bu tarz bir nitelendirme “Huve ehlü’t-takvâ ve ehlü’l-mağfireh (sakınılmaya layık olan da bağış sahibi de O’dur” [Müddessir sûresi (74), 56] âyetindeki tavsife uygun bir nitelendirmedir
Bu tür ifadeler, aynı zamanda bizlere dua üslûbunu öğretmektedir Duada önce, istenecek olan şeye uygun nitelikleriyle Allah’ı anmak, O’na olan inanç ve güveni belirtmek, sonra da isteğini söylemek gerekmektedir Bu, dua edeni isteğine kavuşturacak yoldur Zira Allah, “Kulum beni nasıl düşünürse ben ona öyle tecellî ederim” (bk Buhârî, Tevhîd 15, 35; Müslim, Tevbe 1, Zikir 2, 19) buyurmaktadır
Hadislerden Öğrendiklerimiz
1 Cenaze namazında sadece ölen kimse için dua edilebileceği gibi, bu duaya bütün müslümanlar da dahil edilebilir
2 Hz Peygamber, cenaze namazını kıldığı müslümanların bağışlanması için dua ederdi
3 Peygamber Efendimiz’in dualarını ve o dualarda Allah Teâlâ için kullandığı ifadeleri örnek almalı ve onun gibi dua etmeye çalışmalıdır

942 Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre o, kızının cenaze namazında dört defa tekbir aldı Dördüncü tekbirden sonra, iki tekbir arasında durduğu kadar durup kızının bağışlanmasını diledi ve ona dua etti Sonra da “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle yapardı” dedi
Bir başka rivayette şu ifadeler yer almaktadır: “Dört tekbir aldıktan sonra o kadar bekledi ki, biz onun beşinci defa tekbir alacağını sandık Sonra sağına ve soluna selâm verdi Namazdan sonra; “Bu yaptığın nedir?” dedik O da bize, “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığını gördüğüm şeye bir ilave yapmış değilim,” ya da “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle yapardı” diye cevap verdi
Hâkim, el-Müstedrek, I, 360 (Hâkim, “hadis sahihtir” der) Ayrıca bk İbni Mâce, Cenâiz 24
Açıklamalar
Müellifimiz Nevevî, başlangıçta verdiği cenaze namazı tarifine uygun bulduğu bu rivayeti, Şâfiîler’in konuya dair görüşlerini tasdik ve tasvip etmek üzere zikretmiş olmalıdır Sahâbe tatbikatını, dördüncü tekbirden sonra dua yapılmasına delil göstermektedir Tabiî asıl delil, sahâbînin bu davranışını Hz Peygamber’den gördüğünü belirtmesidir Ancak, zikri geçen cenaze namazına iştirak edenlerin, bu davranışı hayretle karşılamaları (İbni Mâce’deki rivayete göre süphanellah diyerek imamı uyarmaya çalışmaları) ve tabiî namazın bitiminde “bu da ne oluyor?” diye sormaları, Şâfiîler’in görüşünü ciddî biçimde tartışılır kılmaktadır
Nevevî merhum bu rivayeti Hâkim’in Müstedrek’inden almış ve her nedense Kütüb-i Sitte içinde sadece İbni Mâce’nin Sünen’inde bulunmasına rağmen ona işâret etmemiştir Hadisin râvîlerinden İbrahim İbni Müslim el-Hecerî, Süfyan İbni Üyeyne, Yahya İbni Mâin, Nesâî ve başka bazı münekkitlerce “zayıf” kabul edilmiştir Zehebî de Hâkim’in “sahih” demesine iştirak etmemekte el-Hecerî’nin zayıf bir râvi sayıldığını belirtmektedir
Ancak bu rivayette Abdullah İbni Ebû Evfâ’nın, “Resûlullah da böyle yapardı” veya “Resûlullah’ın yaptığını görmediğim bir şeyi ilâve edeceğimi mi sandınız?” şeklindeki sözleri, sahâbîlerin, her işlerinde Hz Peygamber’i örnek aldıklarını göstermesi bakımından çok önemlidir Onların ölçüleri, Hz Peygamber’in sünnetiydi Savunmaları ve açıklamaları hep sünnetten delil göstermek şeklinde gerçekleşirdi Gösterdikleri delillerin değerlendirilmesi ya da tartışılması ayrı bir konudur Asıl üzerinde durulması gereken Ashâb-ı kirâm’ın, hayatlarını sünnete ayarlamış olmalarıdır Günümüzde de sünnetin her işimizde ölçü alınmasına, delillerin ve tartışmaların sünnete sarılmak amacına yönelik olmasına geçekten çok büyük ihtiyaç vardır Zira kimlik ve kişiliğimiz ve müslümanlıktaki kalitemiz sünnete uyma oranımıza bağlıdır
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Cenaze namazında dördüncü tekbirden sonra dua edilebilir
2 Sahâbîler her işlerinde sünnete uymaya ve onu izlemeye son derece dikkat gösterirlerdi
3 İslâm ümmeti, sünnete uyabildiği ölçüde ümmet olma özelliklerini ispat edebilir
Riyazüs Salihin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.