Kur'an'da İbadet Kavramının Kullanımı |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'an'da İbadet Kavramının KullanımıKur'an'da İbadet Kavramının Kullanımı Mumine Sitesi İBADET NEDİR? Kur'an'da İbadet Kavramının Kullanımı Kur'an'ı Kerim'e yöneldiğimizde söz konusu kelimenin çoğunlukla ilk üç manasının (köle, itaat ve kulluk) kullanılmış olduğunu görüyoruz I Kölelik ve İtaat Manasında İbadet İbadet kavramının birinci ve ikinci manaları ile ilgili misaller şunlardır: "Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve önde gelen çevresine gönderdikAncak onlar büyüklük tasladılarŞu iki adamın kavmi bize kölelik ederken,şimdi biz kalkıp bizim gibi iki insana mı inanacağız,dediler" (Müminun, 45-47) "(Firavun'un çocukluğundan beri besleyip büyütmekten bahisle HzMusa'yı nankörlükle suçlaması üzerine) Hz Musa şöyle dedi; "Başıma kaktığın bu nimet İsrailoğullarını köle kılmandan ötürüdür" (Şuara, 22) Bu iki ayette ibadet ile kastedilen kölelik,itaat ve emirlere uymaktır Firavun "Musa ve Harun'un kavmi bizim kölemizdir" demiştiYani "bizim kölemiz ve emirlerimize itaat edenlerdir" demek istemişti "Ey iman edenler,eğer siz bana ibadet ediyorsanız, size bağışlamış bulunduğumuz temiz şeylerden yiyin ve Allah'a şükredin" (Bakara, 172) Bu ayetin nüzul sebebi şudur: İslam'dan önceki Arap toplumu atalarından kalma örf ve adetlere ve önderlerinin koymuş olduğu yasalara uyarak yeme ve içmede çeşitli engeller ve yasaklar koyarlardıBu insanlar İslam'ı kabul edince Allah Teala şöyle buyurdu: "Eğer siz bana ibadet ediyorsanız,bütün o eski yasakları kaldırın ve benim size helal ettiklerimi hiçbir sakınca görmeden yiyin için" Bunun manası açıkça şudur; Eğer siz önderlerinize ve büyüklerinize kulluğu,boyun eğmeyi ve itaatı bırakıp ta yalnızca bana boyun eğip,kulluk ve itaat ediyorsanız, sizin için artık helal ve haram kılma hususunda onlara değil,bana uymanız,onların yasalarını tümüyle reddetmeniz gerekir Bu da gösteriyor ki,yukarıdaki ayette de ibadet kelimesi sadece kölelik ve itaat manasında kullanılmıştır "De ki; Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size söyleyeyim mi? Allah kim(ler)e lanet ve gazap etmiş,kimlerden maymunlar,domuzlar ve tağuta kulluk(ibadet) edenler kılmışsa,işte onların yeri daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır" (Maide, 60) "Andolsun ki biz her kavme 'Allah'a ibadet edin ve tağuta ibadetten kaçının' diye bir elçi gönderdik" (Nahl, 36) "Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjde varMüjdele kullarımı!" (Zümer, 17) Bu üç ayette de "tağuta ibadet"le kastedilen tağuta itaat ve köleliktirDaha önce de işaret ettiğimiz gibi,Kur'an terminolojisinde tağut kavramıyla,Allah'a isyan ederek Allah'ın mülkünde kendi buyruk ve yasalarını hakim kılmaya çalışan ve O'nun kullarını ya zorbalık ve terörle yada vaad,ulufe veya propaganda gibi aldatıcı yollarla kendisine itaat ve kulluğa çağıran her türlü devlet,hükümet,düzen,sistem,önder,kişi ve zümre ifade edilmektedir Kur'an'a göre bu tür sistem, kişi yada zümrelere boyun eğmek ve ona itaat ederek onun koyduğu buyruk ve yasalara bilerek isteyerek uymak açıkça tağuta kulluk,tağuta ibadet etmek demektir II İtaat Anlamında İbadet Aşağıdaki ayetlerde ibadet kelimesi sadece ikinci anlamda yani itaat anlamında kullanılmıştır "Ey Ademoğulları, Ben size şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır diye bildirmedim mi?" (Yasin, 60) Grupsal cinnetlerin bir türü olarak günümüzde nadiren rastlanan küçük,gizli şarlatanlıkların dışında dünyada hiç kimsenin şeytana tapmadığı açıktırBilakis, her taraftan ona lanet yağmaktadırBu nedenle Allah Teala, hesap günü Ademoğlunu şeytana tapmasından dolayı suçlamayacaktırFakat O, şeytanın vesvesesine uymakla, onun telkin ettiği emirlere itaat etmekle ve işaret ettiği yollara koşuşturmakla suçlanacaktır "(Kıyamet günü Allah Teala şöyle buyurur) Zulmedenleri, onlarla işbirliği edenleri ve Allah'ı bırakıp ta taptıklarını bir araya getirip toplayınOnları cehennem yoluna koyun" (Saffat, 22-23) "Birbirlerine dönüp sorgulamaya başlarlar (Tabi olanlar tabi olduklarına) 'Doğrusu siz bize hayır yoluyla gelenlerden idiniz' deyince (onların tabi oldukları) 'hayır siz inanmış kimseler değildinizSizin üzerinizde bizim bir nüfuzumuz yoktuBilakis siz,azmış bir kavimdiniz' derler" (Saffat, 27-32) Bu ayet-i kerimelerde Allah'tan başkalarına kulluk edenlerle, kendilerine kulluk edilenler arasında geçen temsili söyleşide aktarılan soru ve cevaplar açıkça göstermektedir ki, bu ikinciler tanrı yerine konulan sembolik varlıklar yada putlar değil, insanların önüne kurtarıcı yada yol gösterici kılığında çıkıp onları Allah'ın yolundan çeviren, onlara Allah'ın dininden başka dinler öneren lider konumundaki nüfuzlu kimseler,kavim,kabile,aşiret büyükleri yahut din adamlarıdırSöz konusu önderler,tesbih,cübbe,seccade vs ile Allah'ın kullarını aldatarak kendi amaçlarına ulaşmış,ıslah ve yardımseverlik iddialarıyla kötülük ve bozgunculuğu yaymışlardırBu gibi kimseleri körü körüne taklit etmek, hiçbir sorgulamaya tabi tutmadan buyruklarına boyun eğmek bu ayette ibadet kavramıyla ifade edilmektedir: "Onlar, Allah'ı bırakıp ta bilginlerini ve din büyüklerini rabler edindilerAynı şekilde Mesih ibn-i Meryem'i deHalbuki tek tanrıdan başkasına ibadet etmekle emrolunmamışlardı" (Tevbe, 31) Burada bilgin ve din büyüklerini rabler edinip, onlara ibadet etmekten kasıt, onları emir ve yasaklamaya (nehiy) yetkili görmek, Allah ve peygamberden gelen hiçbir delili olmadan onlara itaat etmektirPeygamber Efendimizden nakledilen sahih rivayetlerde bu anlamın doğrulandığını görüyoruz; Peygamber Efendimize "biz bilgin ve din büyüklerimize katiyen ibadet etmedik" diye bildirilince O şöyle cevap vermişti; "Onların helal kıldıklarını helal, haram kıldıklarını da haram olarak görmüyor muydunuz?" III Tapınma Anlamında İbadet Şimdi ibadet kavramını, tapınma anlamındaki üçüncü anlamıyla ifade eden ayetleri inceleyelimAncak bunu yaparken, Kur'an'ı Kerim'e göre, ibadet kavramının tapınma anlamında kullanılmasında iki şeyin belirleyicisi olduğunu iyice bilmemiz gerekir 1 Herhangi bir kimse için yapılan secde,rüku,elleri bağlayıp dikilme,tavaf,kabri öpme,bir şey adama ve kurban kesme gibi merasimler genellikle tapınma amacıyla yapılmaktadırBu merasimler sunulan ve böylece kendisine tapılan kişi veya nesne, bizzat en büyük bağımsız mabud kabul edilse yada ona yaklaşmak ve şefaatini kazanmak için bir vesile sayılsa veya o,en büyük mabudun denetimi altındaki ilahlık (uluhiyete) düzenine ortak görülse de bir şey fark etmez 2 Herhangi bir kimseyi sebepler aleminde yetki sahibi zannedip kendi ihtiyaçlarını gidermek için ona niyazda bulunmak,sıkıntı ve belalara uğrayınca ondan yardım dilemek, tehlike ve zarardan kurtulmak için ona iltica etmek Bu iki tür eylemin ikisi de Kur'an'ın tapınma tanımına uymaktadırAşağıdaki Kur'an ayetleri bunun örnekleridir "De ki; Bana Rabbimden apaçık belgeler gelince sizin Allah'tan başka ibadet ettiklerinize kulluk etmekten kesin olarak men edildim ve alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum" (Mümin, 66) "(İbrahim dedi ki) Sizden de Allah'tan başka yalvardıklarınızdan da ayrılıyorum ve yalnız Rabbime dua ediyorumUmarım ki Rabbime yakarmakla (sizin gibi) bahtsız olmam (İstediklerimden mahrum bırakılmam) "İşte onlardan ve onların Allah'tan başka (taptıklarından) ibadet ettiklerinden ayrılınca O'na İshak'ı ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u armağan ettik ve hepsini de Peygamber yaptık" (Meryem, 48-49) "Allah'ı bırakıp ta kendisine kıyamet gününe kadar cevap vermeyecek olan şeyleri çağıranlardan, yalvarandan daha sapık kimdir? Oysa onlar, bunların çağrılarından, yalvarmalarından habersizdirlerİnsanlar haşrolunduğu zaman Allah'tan başka yalvardıkları onlara düşman kesilirler ve onların (kendilerine) ibadet etmelerini de inkar ederler" (Ahkaf, 5-6) Kur'an-ı Kerim bu üç ayette de açıkladığı gibi, ibadet kavramı (ilah) tanrı yerine konulan şeylere dua,yakarma ve onlardan yardım istemek anlamında kullanılmaktadır "Bilakis onlar cinlere tapıyorlardı ve çoğu onlara iman etmişti" (Sebe, 41) Burada cinlere ibadet ve onlara iman etmeyi Cin Suresinin şu ayeti açıklamaktadır: "Doğrusu insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların (şımarıklıklarını ve) azgınlıklarını artırırlardı" (Cin, 6) Bu iki ayette "cinlere sığınmak", "cinlere ibadet etmek" deyimleriyle anlatılmak istenen onlara sığınmak, tehlike ve zarara karşı onlardan korunma isteğinde bulunmaktırCinlere iman etmek deyimiyle de cinlerin koruma ve kendilerine sığınanları muhafaza etme gücüne sahip olduklarına dair inançları belirtiliyor "(Rabb'in) onları ve Allah'tan başka taptıklarını topladığı gün, (tapılanlara) de ki: Bu kullarımı siz mi azdırdınız, yoksa kendileri mi yolu sapıttılar? Derler ki; Seni tenzih ederiz senden başka dostlar (veliler) edinmek bize yaraşmaz" (Furkan, 17-18) Bu ayetin üslubundan açıkça anlaşılmaktadır ki; mabudlar ibaresiyle veliler ve Salihler kastedilmektedir "Onlara ibadet etmek" teriminden maksat ise, onları kulluk sıfatından yüce,ilahlık sıfatlarıyla muttasıf görüp, gaybi yardım,hacetleri görme,yardıma koşmaya kadir zannetme ve tapınma derecesine ulaşacak derecede onlar için saygı ve tazim ifade eden amellerde bulunmaktır "O gün hepsini bir araya toplar; sonra meleklere; Bunlar size mi tapıyorlardı (ibadet ediyorlardı) diye sorarOnlar da; Seni tenzih ederizBizim velimiz sensinOnlarla bir bağımız, bağlantımız yok bizimHayır, onlar cinlere tapıyorlardıÇokları onlara inanıyorlardı" (Sebe, 40-41) Bu ayette "meleklere ibadet" etmekten gaye, melekler için türbe,ziyaretgah ve hayali heykeller yaparak onlara tapmaktırBu tapınma yoluyla, onları razı ederek, onların inayet ve himmetlerini elde etmek,böylece dünyaya yönelik işlerinde onların yardımını kazanmak amaçlanmaktadır "Allah'ı bırakıp da kendilerine ne zarar ne de fayda verebilenlere ibadet ederler ve bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir derler" (Yunus, 18) "Allah'ı bırakıp da başkalarını veli (dost) edinenler; 'biz bunlara ancak bizi Allah'a yaklaştırmaları için ibadet ediyoruz' derler" (Zümer, 3) Bu ayetlerde de ibadetten kasıt, tapmaktır ve tapınma gayesi de açıklanmıştır IV Kulluk, İtaat ve Tapınma Manasında İbadet Yukarıda verdiğimiz örneklerden açıkça anlaşılmaktadır ki ibadet kavramı Kur'an-ı Kerim'de bazen kulluk ve itaat manasında bazen de sadece itaat manasında kullanılmaktadırİbadet kavramının söz konusu üç manasını da bünyesinde toplayan örneklere geçmeden önce kafalarımıza iyice yerleştirmemiz gereken önemli bir nokta var Yukarıda naklettiğimiz tüm ayetlerde Allah'tan başkalarına ibadet anlatılmaktadırSöz konusu ayetlerde ibadet kavramıyla kulluk ve itaat kastediliyor, mabut ise ya şeytandır yada Allah'ın kullarını Allah'a değil, kendisine itaat ve kulluk ettirerek tağutlaşan asi insan veya Allah'ın kitabını bir tarafa bırakarak kendi uydurduğu usullerle halkı yöneten önder ve liderlerdirİbadetin tapınma anlamıyla kullanıldığı ayetlerde ise mabud,ideolojiler (öğretiler) ve yönlendirmeler sonucu mabudlaştırılan veli,nebi ve salihler ile sırf yanlış anlama nedeniyle metafizik anlamda rububiyete ortak koşulan melek ve cinler veya şeytanın iğvası yoluyla tapınma odağı haline gelen hayali güçlerin put ve resimleridirKur'an bütün bu mabud türlerini -değil mi ki, onlara kulluk yada itaat ediliyor veya tapılıyor- batıl olarak nitelemekte ve onlara ibadetin sapıklık olduğunu bildirmektedirKur'an'ın ifadesi şudur: "Sizin bu ibadet edegeldiğiniz mabudlarınız hepsi Allah'ın kulu ve kölesidirNe onların ibadet edilmeye hakları vardır ve ne de onlara ibadet etmekle elinize hüzün,zillet ve rezillikten başka bir şey geçerGerçekte onların ve tüm kainatın maliki sadece Allah'tırTüm yetkiler Onun elindedirBu yüzden bir tek Allah'tan başka hiç kimse ibadet edilmeye layık değildir "Allah'ı bırakıp çağırdıklarınız (yalvardıklarınız) da sizin gibi kullardırEğer doğru sözlü kimselerseniz, onları çağırın da size cevap versinler bakalım Allah'tan başka çağırdıklarınız ne size ve ne de kendilerine herhangi bir yardımda bulunmaya güç yetirebilirler" (A'raf, 194-197) "Rahman çocuk edindi dedilerO (bu yakıştırmadan) münezzehtirHayır, melekler şerefli kılınmış kullardırOnlar sözle (bile olsa) O'nun önüne geçmezler ve ancak O'nun emriyle amel ederlerAllah, onların zahirlerini de batınlarını da bilirOnlar Allah'ın hoşnut olduğundan başkasına şefaat de edemezlerO'nun korkusuyla titrerler" (Enbiya, 26-28) "Onlar, Rahman'ın kulları olan melekleri de dişi (ilahe) saydılar"(Zuhruf, 19) "Onlar, cinlerle Allah arasında bir soy bağı kurdularOysa andolsun ki, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler" (Saffat, 158) "Mesih (Hzİsa) de mukarreb (Allah'a en yakın) melekler de Allah'a kul olmaktan asla çekinmezlerKim O'na kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki O, hepsini huzurunda toplayacaktır" (Nisa, 172) "Göklerde ve yerde olan her şey Rahman'a baş eğmiş kul olarak gelecektirAndolsun ki onların hepsini hesaba katmış, teker teker saymıştırKıyamet günü hepsi O'na yapayalnız tek başlarına geleceklerdir" (Meryem, 93-95) "De ki; Ey mülkün sahibi Allah'ım,dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü alırsınDilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsınİyilik (hayr) senin elindedirGerçekten Sen her şeye güç yetirensin" (Al-i İmran, 26) Böylece Kur'an-ı Kerim, herhangi bir şekilde kendisine ibadet edilen bütün kimse ve nesnelerin, hiçbir yetki ve otoriteye sahip olmayan Allah'ın kulları ve yaratıkları olduğunu ispatladıktan sonra, dinlerin ve insanların hepsinin tüm anlamlarıyla ibadetlerini sadece Allah'a yapmaları, O'na özgü kılmaları ve O'na tahsis etmeleri gerektiğini vurgulamaktadırKulluk edilecekse Allah'a edilmeli, itaat edilecekse yine O'na edilmeli, tapılacnenksa yine O'na tapılmalıdırBu ibadet şekillerinden hiç birini Allah'tan başkası için akıldan geçirmek bile doğru değildir "Andolsun ki, her ümmete 'Allah'a ibadet edin tağutlara ibadetten kaçının' diyen bir peygamber gönderdik" (Nahl, 36) "Tağuta ibadetten kaçınıp da Allah'a yönelenlere müjdeler olsun" (Zümer, 17) "Ey Ademoğulları, ben size 'şeytana ibadet etmeyin, o sizin için apaçık bir düşmandır' diye bildirmedim mi? Yalnız bana ibadet edinİşte doğru yol budur" (Yasin, 60-61) "Onlar, Allah'ı bırakıp da bilginlerini ve din büyüklerini rabler edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de: Halbuki tek ilahtan başkasına ibadet etmemekle emrolunmuşlardı" (Tevbe, 31) "Ey iman edenler! Eğer siz bana ibadet ediyorsanız, size bağışlamış bulunduğumuz temiz şeylerden yiyin ve Allah'a şükredin" (Bakara, 172) Bu ayetlerde yalnızca Allah'a yapılması istenen ibadetin kulluk,kölelik,itaat ve boyun eğme manalarına geldiği hükme bağlanmıştırBu itibarla ibadet kavramının içeriği daha da netleşmiş, ibadetin işlevi belirginleşmiştirKısacası Allahu Teala, büyükleri (Ahbar ve ruhban)ile ata ve ecdada itaat ve kulluktan kaçınmayı emretmiş, itaat ve kulluğu yalnızca Allah'a yapmak gerektiğinin kesin hükmünü belirtmiştir "De ki; Bana Rabbimden apaçık belgeler gelince, sizin Allah'tan başka ibadet ettiklerinize kulluk etmekten kesin olarak men edildim ve Alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum" (Mümin, 66) "Rabbiniz buyurdu ki; Bana dua edin ki, duanıza icabet edeyimBana ibadet etmekten büyüklenenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir" (Mümin, 60) "(Allah) Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin Güneşi ve ayı buyruğu altına almıştır OHer biri belli bir vakte kadar akıp giderİşte budur Rabbiniz olan AllahHükümranlık yalnız O'na mahsusturO'nu bırakıp da tapmakta olduğunuz diğer varlıkların zerre kadar bile yetkisi yokturOnları çağırsanız, çağrınızı duymazlar, duysalar bile icabet etmeye güçleri yetmezKıyamet gününde ise sizin onları Allah'a ortak koşmanızı kendileri reddederler" (Fatır, 13-14) "De ki; Allah'ı bırakıp da size fayda da zarar da vermeyecek olanlara mı ibadet ediyorsunuzAllah işitendir, bilendir" (Maide, 76) Bu ayetlerde tapınma manasına gelen ibadetin Allah'a has kılınması hükmü verilmektedirBurada ibadet kavramı, dua ile eş anlamda kullanılmıştırÖnceki ve sonraki ayetlerde ise, rububiyetin metafizik manasıyla Allah'a ortak koşulan mabudlar zikredilmiştir Kur'an'da Allah'a ibadetin zikredildiği her bir ayetin anlam ve kapsam itibariyle içeriğinde ibadet kavramının yukarıda anlatılan anlamlarından herhangi biri özellikle vurgulanmıyorsa böylesi bütün ayetlerde ibadet kavramı üç anlamın hepsini birden yani kulluk, itaat ve tapınma anlamlarını kapsamaktadırMisal olarak şu ayetlere bakalım; "Şüphesiz ben Allah'ımBenden başka ilah yokturÖyleyse bana ibadet et" (Taha, 14) "İşte budur Rabbiniz olan Allah O'ndan başka ilah yokturHer şeyin yaratıcısıdır OÖyleyse yalnız O'na ibadet edinO her şeye de vekildir" (En'am, 102) "De ki; Ey insanlar, eğer benim dinimden yana bir kuşku içerisindeyseniz; ben sizin Allah'tan başka ibadet ettiklerinize ibadet ettiklerinize ibadet etmiyorum, ancak ben sizin hayatınıza son verecek olan Allah'a ibadet ederimBen, müminlerden olmakla emrolundum" (Yunus, 104) "Siz, Allah'ı bırakıp, sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım isimlere tapıyorsunuzAllah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştirHüküm yalnızca Allah'ındırO yalnız kendisine kulluk etmenizi emretmiştirİşte doğru din budurNe var ki, insanların çoğu bilmezler" (Yusuf, 40) "Göklerin ve yerin görünmeyen/bilinmeyeni Allah'a aittirBütün işler O'na arz edilmektedirÖyleyse sen de O'na kulluk et ve O'na dayan, tevekkül et ki, Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir" (Hud, 123) "Biz ancak Rabbimizin emriyle inerizBizim önümüzde, arkamızda ve bunların arasında varolan her şey O'na aittirSenin Rabbin asla unutkan değildir" (Meryem, 64) "Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunan her şeyin RabbidirÖyleyse O'na kulluk et ve O'na kullukta devamlılık ve direnç (sebat) gösterHiç O'nun adıyla anılan birini biliyor musun?" (Meryem, 65) "De ki; Ben de sizin gibi bir insanımYalnız ilahınızın tek ilah olduğu vahyediliyor banaBunun içindir ki, kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak koşmasın!" (Kehf, 110) Bu ayetlerde veya benzeri diğer bütün ayetlerde ibadet kavramının sadece tapınma veya sadece kulluk ve itaat manasına alınması için hiçbir sebep yokturAslında bu ayetlerde Kur'an-ı Kerim tüm çağrısını ortaya koymaktadırKur'an'ın daveti gayet açıktır;ister kulluk,ister itaat,isterse tapınma olsun hepsi Allah'a has kılınmalıdırBu yüzden, yukarıdaki ve benzeri diğer ayetlerde ibadet kavramını tek bir anlamı ile sınırlamak, gerçekte Kur'an'ın bütün bir davetini sınırlamaktırBu durum ise şöyle kaçınılmaz bir netice doğurur; Kur'an'ın davetini sınırlı bir düşünceyle anlayıp, iman eden kimseler, O'na eksik bir şekilde tabi olurlarİbadet kavramının diğer anlamlarını Allah'tan başka kişi, güç ve nesnelere hasretme tehlikesini bünyelerinde sürekli taşırlarBu da onlar için şirke açılan bir kapıyı ifade etmektedirDolayısıyla Tevhid inancı sürekli tehlike içindedir ALINTI |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|