Osmanlı Devletinde İsyanlar |
07-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Devletinde İsyanlarOsmanlı devletinde isyanlar ve nedenleri - Osmanlı devleti isyanları 1) İstanbul İsyanları 2) Tasra isyanları a) Celali isyanları b) Eyalet isyanları TAŞRA İSYANLARI: İstanbul dışında meydana gelen isyanlardır CELALİ İSYANLARI: Anadolu'da meydana gelen isyan ve karısıklıklara "Celali İsyanları" denilmistir Celali kelimesi Yavuz döneminde Yozgat ve çevresinde ayaklanan "Bozoklu Celal" adından gelir Baslıca Celali dsyanları: Karayazıcı, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Katırcıoğlu, Abaza Mehmet Pasa, Tavil Ahmet, Gürcü Nebi, deli Hasan, isyanlarıdır Celali dsyanlarının Sebepleri: * Devlet yönetiminin bozulması * Ekonominin bozulması ve vergilerin artması * Tasrada bulunan yöneticilerin, kadıların ve askerlerin halka olumsuz davranısları * Özellikle beylerbeyi ve sancak beylerinin devşirme kökenli olması nedeniyle Türk halkıyla gereken duygusal bağları kuramamaları Celali İsyanlarının Sonuçları: Bu isyanlar bazen taviz verilerek, bazen de siddet kullanılarak bastırılmıslardır Ancak isyanlar sonucu Anadolu'da dirlik ve düzen bozulmus, ekonomik hayat felce uğramıstır İSTANBUL İSYANLARI: Bu isyanlar dstanbul'daki Kapıkulu Ocakları (özellikleri yeniçeri ve sipahiler) tarafından çıkarılan isyanlardır Bu ayaklanmalara zaman zaman halk ve ulema sınıfı da katılmıstır Sebepleri: * Devsirme sisteminin bozulması * Devlet yönetiminin bozulması (iktidara gelmek isteyen vezirler, saray entrikaları) * Ulufe ve cüluslerin zamanında verilmemesi veya ayarı bozuk parayla verilmesi EYALET İSYANLARI: Yemen, Bağdat, Kırım, Eflak, Boğdan ve Erdel'de meydana gelen isyanlardır Sebepleri: * Devlet otoritesinin zayıflamasıyla eyaletlerdeki yerel yöneticilerin devletten ayrılma istekleri, * Yöneticilerin olumsuz tutum ve davranıslarına halkın tepki göstermesi A - CeLâLî İsYaNLaRı I- Genel olarak Celâlî isyanları ve sebepleri Celâlî, Celâl’e mensup demektir Yavuz Sultân Selim zamanında Bozok’da 1519 yılında isyan eden Kızılbaş Şeyh Celâl’in isyanı üzerine, daha sonra meydana gelen isyanlara hep Celâlî isyanları ve âsilere de Celâlîler denmiştir O halde, celâliği, geniş anlamda, devlete isyan yani bağy veya hurûc ales-sultân diye de isimlendirebiliriz Celâlî isyanlarını iki ayrı safhada incelemek mümkündür: Birinci safhada, Safevi Devleti’nin himayesinde, bir mezhep mücadelesi tarzında başlayan ve daha ziyade İran’ın tahrikleri sonucu Osmanlı Devleti’ne fırsat buldukça isyan eden Şi’î Türkmenlerin hareketleridir Bunlara Alevî veya Kızılbaş isyanları da denmektedir Bu manada en önemli isyan II Bâyezid devrinde Antalya taraflarında başlayan Şahkulu isyanı idi Çaldıran Zaferi bu tip isyanları ortadan kaldırmaya yetmedi ve 1519’da Yavuz tarafından bastırılan Şeyh Celâl isyanı ile, artık memnun olmayan kitlelerin hareketine adını veren olay meydana gelmiş oldu Kanuni’nin zamanında da Şehzâde Mustafa’nın idamıyla fırsat bulan Celâlîler, Düzmece Mustafa diye birinin etrafında toplanarak devlete isyan ettiler Şehzâde Bâyezid’in durumu ise, İran Şahının da tahrikiyle tam bir isyana dönüştü Alevîlik davasıyla isyan eden Celâliler arasında Sülün, Baba Zünnun, Domuzoğlan, Karaisalı Cemâatinden Veli Halife ve nihayet Hacı Bektaş-ı Veli’nin neslinden olduğunu iddia eden Âsi Kalender bulunmaktadır İkinci safha ise, Osmanlı Devleti’nin hukukî, sosyal ve iktisâdî hayatının bozulması ve bunun neticesinde devlet teşkilâtında kayırmaların, baskıların, zulümlerin ve rüşvetin artması üzerine, bu sebeplerden biriyle devlete kırgın olanlarla daha evvel Celâlî isyanlarının temelini teşkil eden mezhep mücadelesinin birleşmesi safhasıdır Bu ikisi başlayınca, Osmanlı devleti kontrolü çok ciddi manada kaybetmiştir Bu kontrolün kaybı, hem hukukî alanda ve hem de malî alanda yanlışlıkların ve zulümlerin yaşanmasına sebep olmuştur Biraz evvel gördüğümüz gibi, artık düzenli bir hukuk sisteminin devamı olmak üzere yeni çıkarılan kanunlar ve bunlara göre verilen tezkireler değil, meydana gelen haksızlıkları önlemek ve kanunların tatbik edilmezliklerini ortadan kaldırmak için çıkarılan adâletnâmeler gündemdedir İşte bu noktada devletin idaresinden hoşlanmayan gruplar, bu öfkelerini ortaya koymak üzere bir çıkış yolu aramışlar ve devlete baş kaldıran her reisin maalesef arkasında yer almaya başlamışlardır Bunlara Safevi devletinin tahriklerini ve de seferlerde alınan kötü neticeleri de ekleyince, Osmanlı Devleti’nin en az 200 yılına damgasını vuran Celâlî isyanları ortaya çıkmıştır Bu sebeplerden bazılarını şöylece özetlemek mümkündür: 1) Osmanlı Devleti’ni yücelten hukuk ve adalet sistemindeki bozulma bu isyanların birinci sebebidir Zira devlet görevlileri, adaleti arka plana itince ve re’âyâya ağır vergiler salmaya başlayınca, vatandaş devletinden her geçen gün soğumuştur Bir taraftan idarecilerin zulmüne ve diğer taraftan Celâlilerin baskısına dayanamayan halk, celây-ı vatan ederek yani evini yurdunu terk ederek çoğunlukla bir başka Celâli grubuna karışıyordu 2) Osmanlı iktisâdî hayatındaki bozulma önemli bir isyan sebebiydi Bir tarafdan refah ve lüks ve diğer tarafdan da buna ulaşmak için başvurulan rüşvet yolu, bunların yanında vatandaşın vergi ve fakirlik kıskaçları arasında kalması, insanları isyana teşvik ediyordu III Murad devri Osmanlı Devleti’nde enflasyonun yaşandığı ilk dönemdir Bu yüzden yeniçeri isyanları da başlamıştır 3) Osmanlı Devleti’nin savaşlarda zafer yerine mağlubiyetler alması da isyanların önemli sebepleri arasındadır Mesela uzun süren Osmanlı Avusturya savaşları, halkı bıktırmış ve psikolojik açıdan insanları devletten soğutmuştur Bu arada bir ateşli silah olarak tüfeğin Anadolu’da bol miktarda bulunması da, tarihçiler tarafından, savaşlar kadar isyanlara sebep olarak gösterilmektedir 4) İlmiye sınıfının bozulması ve devlet işlerinde ehliyet yerine yakınlara ve dostlara görev verilmesi, devlete isyan edenlerin maalesef kalitesini yükseltmiştir Yani Celâlîler, eskisine nazaran daha güçlü reisler çevresinde toplanmaya başlamışlardır Devlet hayatında yanlış uygulamalardan rahatsız olan bazı vasıflı devlet adamları da, maalesef patlamaya hazır bomba gibi duran isyancı grupların başlarına geçebiliyorlardı Karayazıcı, Deli Hasan, Tavil Ahmed ve Canboladoğlu isyanları bunlara misâl olarak verilebilir II- III Mehmed devrindeki belli başlı Celâlî isyanları III Mehmed devrinde Osmanlı Devleti’ni perişan eden bazı Celâlileri kısaca anlatalım: Karayazıcı İsyanı: III Mehmed devrinde devam eden Osmanlı-Avusturya savaşları sırasında ilk büyük Celâlî isyanını başlatan Karayazıcı Abdülhâlim, aslında Osmanlı Devleti’nde sekbanbaşılık ve subaşlık gibi görevlerde bulunan ve eşkıyayı sindirmek üzere Malatya tarafında il erlerine yiğitbaşı olarak tayin edilen bir şahıstır İsyan ettikten sonra çevresine topladığı levent ve sekbanlarla, Urfa civarını yağmalamış (1596); Cığala-zâde Sinan Paşa’nın yanlış siyâsetinden rahatsız olan 30000 kapıkulu da kendisine katılınca iyice azıtmıştır Urfa’yı zapteden Karayazıcı, Hâlim Şah adıyla fermanlar bile göndermiştir Sokullu-zâde Hasan Paşa’nın takipleri sonucunda Samsun taraflarına çekilen Karayazıcı vefat ettikten sonra, teşkilâtın başına oğlu Deli Hasan geçmiştir Sadrazam Yemişçi Hasan Paşa’nın kendisini Bosna Beylerbeyisi ve çevresindeki ileri gelenleri de belli görevlere getirip Avusturya Seferine göndermesiyle bu büyük gaile ortadan kalkabilmiştir (1603) Avusturya ve İran seferleri yüzünden devlet Celâlilere karşı tam bir varlık gösteremiyor ve vatandaşını bu asilere karşı koruyamıyordu 1608 yılına kadar Anadolu’da büyük kaçgunluk denilen bıkkınlık dönemi yaşandı ve halk perişan oldu Tavîl Ahmed İsyanı: Sekbanlıktan yetişme olan Tavîl Ahmed de, 1605 yılında çevresine topladığı eşkıya ile Gezdehan Ali Paşa ve Nasuh Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu mağlup edecek kadar güçlenmiştir Buna çok üzülen I Ahmed, başa çıkamadığı Tavil Ahmed’i Şehrizor Beylerbeyliğine tayin ederek bu sıkıntıdan kurtulmuştur Ancak oğlu Mustafa, babasının isyanını devam ettirerek Bağdad’ı teslim almıştır (1607) Daha sonra Kuyucu Murad Paşa bunu sindirmekte muvaffak olmuştur Canboladoğlu Ali Paşa İsyanı: Maalesef Celâlîlerin en güçlüsü bu idi Dedesi Canbolad Bey, Yavuz zamanında kendisine yurtluk verilen Kürt Beylerindendi Cığala-zâde Sinan Paşa’nın kardeşi (bazı kaynaklarda yeğeni) Hüseyin Paşa’yı idam etmesiyle birlikte, Kilis ve çevresinde isyan bayrağını çekti Bağımsızlığını ilan etti ve ordu tertip ettirdi Adına hutbe okutup para bastırdı Çok tehlikeli hale gelen bu isyan da 1607 yılında yine Kuyucu Murad Paşa tarafından bastırıldı Kısaca Celâlî isyanları, bataklıkta üreyen sivrisineklerdi ve maalesef zikredilen sebeplerle, Osmanlı Devleti’nin beyni olan Anadolu, idarî, sosyal, hukukî ve iktisadî sebeplerden dolayı Celâlî üreten bir bataklık haline gelmişti III- Kuyucu Murâd Paşa ve Osmanlı tarihinde zulmün kötü misâli olarak gösterilmesi nedenleri Peçevî, bu büyük devlet adamını, “Bu ol vezir-i azamdır ki, Memâlik-i Âl-i Osman’ı eşkıyadan temizlemişdir ve 500 yıl önce Şeyh-i Ekber Hazretleri (Muhyiddin-i Arabî) Kuyucu Koca diye ona işaret ile kitabına yazmıştır” şeklinde kısaca anlatmakta ve daha fazla izahın gerekli olmadığını ilave etmektedir Aslen Hırvat olan bu devlet adamı, sırasıyla kethüdâ, sancak beği ve ardından Diyarbekir, Anadolu ve Rumeli Beylerbeyiliği ve nihayet 1015/1606 yılında vezir-i azam olmuştur Anadolu’daki eşkıyayı katletmiş ve katlettiği eşkıyayı kuyuya attırdığı için de Kuyucu lakabını almıştır 90 yaşına kadar istikametli bir hayat yaşamış ve Padişah’ın Baba iltifatına mazhar olmuşlardır O halde neden bu devlet adamının aleyhinde fazlaca konuşulmaktadır? Bilindiği gibi, III Murad devrinde Anadolu’da başlayan Celâlî isyanları, III Mehmed devrinde artarak devam etmiş ve özellikle mezhep mücadelesini esas alan Kalenderoğlu’nun isyanı ile, Anadolu yakılıp kavrulmaya başlamıştır İşte Anadolu’nun isyanlarla kıvrandığı ve bu sebeple de Osmanlı Devleti’nin tarihinde bir ilke imza atarak 1606 yılında Zitvatorok Andlaşmasını imzalamaya mecbur kalması üzerine, Kuyucu Murad Paşa, Osmanlı padişahının fermanıyla aşağıdaki başarılara imza atmıştır 1) Murad Paşa’nın ilk üzerine yürüdüğü Celâlî, Konya’daki Saracoğlu Ahmed’dir ve çevresine 30000 kişi toplayacağını söyleyen bu eşkıya hemen idam edilmiştir Bunu Silifke ve Adana’yı işgal eden Cemşid ve Muslı Çavuş eşkıyalarını temizlemek takip etmiştir 2) İkinci önemli işi, bir türlü durdurulamayan Canbolad Oğlu ve de Lübnan ile Suriye taraflarında baş kaldıran Dürzi eşkıyalardır Canbolad Oğlu ile 1607 yılında İskenderun yakınlarında yaptığı muharebeyi kazanan Murad Paşa, Canbolad Oğlu’nun İstanbul’a teslim olmaya ve Dürzi liderlerini de kaçmaya mecbur etmiştir 3) Asıl problem olan Kalenderoğlu Pîrî veya Mehmed’e gelince, aslında eski bir çavuş, kethüda ve hatta mütesellim olarak görev yapan bu şahıs, 1604’de isyan etmiş ve Anadolu Beylerbeyini mağlup ederek Manisa ve çevresini hâkimiyeti altına almıştı Üzerine yürüyen Murad Paşa’dan çekinen Kalenderoğlu önce Ankara sancak beyliğini kabul etmiş, ancak halk kabul etmeyince yeniden isyan ederek ve de Canboladoğlu kuvvetlerinden kaçanları da çevresine toplayarak 30000 kişilik bir kuvvetle Bursa ve çevresini yakıp yıkmıştır (1607) Bu olay İstanbul’da duyulunca büyük heyecan uyandırmıştır İstanbul’a gelmesinden korkulan Kalenderoğlu’nun üzerine gönderilen Osmanlı kuvvetleri bozguna uğramış ve komutanları öldürülmüştür Bu bozgun Ege’deki bir çok şehrin de yakılıp yıkılmasına sebep olmuştur Kovalamacalar sonunda Murad Paşa, 1608 yılında Göksun taraflarında Kalenderoğlu ile karşı karşıya gelmiş ve kuvvetlerini dağıtınca Kalenderoğlu destek aldığı İran’a sığınmıştır Nitekim ona destek veren Tavil’in kardeşi Meymun ve benzeri eşkıyalar da neticede İran Şah’ına iltica etmişlerdir 4) Murad Paşa’nın görevi bununla da bitmemektedir Bayburt’ta Murad Hânîler ve Beyşehir’de ise Emîr Şâhî denilen eşkıyayı tamamen ortadan kaldırmıştır Kısaca bir asra yakın Osmanlı Devleti’ni alt üst eden Celâlî isyanlarını Murad Paşa sona erdirmiştir Tarihlerin kaydettiğine göre, Kuyucu Murad Paşa’nın üç sene süren bu eşkıya temizleme hareketi sırasında, 50000 küsur eşkıya öldürülmüştür Elbette ki bunlar arasında masum olanlar da vardır ve bulunabilir Ancak aleyhteki ithamlar tamamen, mezhep taassubundan kaynaklanan ve tek taraflı olan abartmalardır IV Cağaloğlu (Cigala-zâde) Sinan Paşa’nın dönme ve hâin olduğu ve Celâlî isyanlarına onun sebep olduğu şeklinde iddialar ve ve bu iddiaların gerçek yönü Cigala, İtalyan asıllı büyük bir komutan olan Visconte di Cicala’dır Oğlu Scipione Cicala 1560 yılındaki Cerbe zaferi sırasında İslâm gazileri tarafından esir edilmiş ve Kanuni’nin döneminde Enderun’a verilmiştir Daha sonra Yeniçeri ağalığı, beylerbeyilik ve kaptan-ı deryalık gibi görevlere gelen ve adı da Müslüman olması hasebiyle Cigala-zâde Sinan Paşa olan bu zat, Lala Mustafa Paşa zamanında vezirlik makamına getirilmiş ve özellikle İran ile yapılan savaşlarda büyük bahadırlıklar göstermiştir III Murad zamanında 1596 yılında kazanılan Haçova Zaferinde gösterdiği kahramanlıklar sebebiyle, Hoca Sa’deddin Efendi ve Kızlarağası Gazanfer Ağa’nın etkisi ile vezir-i azam olur Ancak 45 gün süren bu görev, tekrar İbrahim Paşa’ya iade edilir Tarihçilerin kaydettiklerine göre, Cigala-zâde Sinan Paşa’nın tenkit edilen üç önemli kusuru bulunmaktadır: Birincisi, Haçova zaferinden kısa bir süre önce ordu bozgunla karşı karşıya gelme ihtimali üzerine önemli sayıda askerler kaçmıştı Zaferden sonra kaçanları tesbit etmek üzere yoklama yaptırması ve 30000 askerin dirliğini kesmesi ve hatta bir kısmını öldürmesi, asker içinde büyük kargaşalara sebep oldu İkincisi, Haçova Savaşına gelmediğini ileri sürerek Kırım Hanı Gâzî Giray’ı azlederek yerine acemi olan kardeşi Fetih Giray’ı getirmesi ve bunun da Kırım’da büyük kargaşalara vesile olmasıdır Üçüncüsü ve bizce en önemlisi, sert mizaçlı ve fazla tenkitçi birisi olması ve makamına uygun düşmeyecek şekilde, “Yakın geldin, uzak durdun” gibi sudan sebeplerle insanları çokça tenkit etmesidir Özellikle Osmanlı Devleti’ni Türk düşmanı dönmelerin istila ettiğini iddia eden ve Osmanlı Devleti’nin ümmet anlayışını tenkit eden bazı araştırmacılar, Cigala-zâde’nin, Türk düşmanı Papa VII Clement’in ajanı olduğunu, bu konuda Rinieri adlı bir müellifin 1898 yılında VIII Clement ve Cağaloğlu Sinan Paşa adlı eser yazarak bunu belgelerle ispatladığını ileri sürmektedirler Osmanlı tarih kaynaklarında, onun ahlakı ile alakalı güzel şeyler söylenmese de, ajanlığı ve Hıristiyanlığı ile ilgili tek kelime zikredilmemektedir Bu tür iddiaların ve hatta adı geçen kitabın, Papa’nın Fâtih’e gönderdiği mektuplar gibi olması da mümkündür Yani Papa, böyle bir Osmanlı devlet adamını kullanmak istemiş olabilir Ancak kullandığına ve bu zatın da Hıristiyanlıkta devam ettiğine dair Osmanlı kaynaklarında bilgi bulunmamaktadır Ancak 1593’de kardeşi Carlo’nun İstanbul’a gelmesi ve ertesi yıl da kendisinin doğum yeri olan Messina’ya gitmesi bu çeşit dedikoduların çıkmasına sebep olmuştur |
Osmanlı Devletinde İsyanlar |
07-25-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Devletinde İsyanlar17 yüzyılda uzayıp giden Avusturya ve İran ile savaşlar devleti uğraştırıyordu Osmanlı Devleti'ni uğraştıran bir başka konu da iç isyanlardı İSYANLAR 1) İstanbul İsyanları 2) Taşra İsyanları a) Celali İsyanları b) Eyalet İsyanları 1)- İSTANBUL İSYANLARI: Bu isyanlar İstanbul'daki Kapıkulu Ocakları (özellikleri yeniçeri ve sipahiler) tarafından çıkarılan isyanlardır Bu ayaklanmalara zaman zaman halk ve ulema sınıfı da katılmıştır Sebepleri: * Devşirme sisteminin bozulması * Devlet yönetiminin bozulması (iktidara gelmek isteyen vezirler, saray entrikaları) * Ulufe ve cüluslerin zamanında verilmemesi veya ayarı bozuk parayla verilmesi NOT: Askeri isyanların başlangıcı Fatih dönemine kadar giderDuraklama Dönemindeki isyanların en önemlileri IIIMurat, IIOsman, IVMurat ve IVMehmet zamanlarında çıkanlardır IIIMurat Döneminde(1574-1595), ulufelerin ayarı bozuk para ile ödenmesi üzerine yeniçeriler ayaklanarak, isteklerine kavuşmuşlardır Genç Osman Döneminde(1618-1622), yeniçeriler IIOsman'ın Yeniçeri Ocağını kaldırmak istediğini anlayarak ayaklanmışlar ve Padişahı tahttan indirerek Yedikule zindanlarında boğarak öldürmüşlerdir (1622) NOT: IIOsman bir isyan sonucu öldürülen ilk padişahtır Bu olay Yeniçerilerin devlet içindeki gücünü artırmıştır IVMurat Döneminde(1623-1640), İki kez saraya yürüyen Yeniçeriler padişahın gözü önünde sadrazamı öldürdüler IVMehmet Döneminde(1648-1687): Haremağaları ve saray kadınlarının devlet işlerine karışmasına kızan sipahiler ayaklandı Padişahtan 30 kadar devlet adamını istedilerİstekleri kabul edildi Bu kişilerin cesetleri Sultan Ahmet Meydanında Çınara asıldı Bu yüzden bu olaya VAKA-İ VAKVAKİYYE (Çınar Vakası) denir(1656) IV Mehmet Yeniçeriler tarafından bir başka ayaklanma sonucu tahttan indirilmiştir(1687) 2) TAŞRA İSYANLARI: İstanbul dışında meydana gelen isyanlardır a) CELALİ İSYANLARI: Anadolu'da meydana gelen isyan ve karışıklıklara Celali İsyanları'' denilmiştir Celali kelimesi Yavuz döneminde Yozgat ve çevresinde ayaklanan ''Bozoklu Celal'' adından gelir Başlıca Celali İsyanları: Karayazıcı, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Katırcıoğlu, Abaza Mehmet Paşa, Tavil Ahmet, Gürcü Nebi, Deli Hasan, isyanlarıdır Celali İsyanlarının Sebepleri: * Devlet yönetiminin bozulması * Ekonominin bozulması ve vergilerin artması * Taşrada bulunan yöneticilerin, kadıların ve askerlerin halka olumsuz davranışları * Özellikle beylerbeyi ve sancak beylerinin devşirme kökenli olması nedeniyle Türk halkıyla gereken duygusal bağları kuramamaları Celali İsyanlarının Sonuçları: Bu isyanlar bazen taviz verilerek, bazen de şiddet kullanılarak bastırılmışlardır Ancak isyanlar sonucu Anadolu'da dirlik ve düzen bozulmuş, ekonomik hayat felce uğramıştır b) EYALET İSYANLARI: Yemen, Bağdat, Kırım, Eflak, Boğdan ve Erdel'de meydana gelen isyanlardır Sebepleri: * Devlet otoritesinin zayıflamasıyla eyaletlerdeki yerel yöneticilerin devletten ayrılma istekleri, * Yöneticilerin olumsuz tutum ve davranışlarına halkın tepki göstermesi NOT: Bu isyanları Fransız ihtilalinden sonra başlayan ''Milliyetçilik'' hareketleriyle karıştırmamak gerekir Çünkü bu dönemde MİLLİ DEVLET kurma fikri ortaya çıkmamıştır |
Osmanlı Devletinde İsyanlar |
07-25-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Devletinde İsyanlarXVII Yüzyıl İç İsyanları İsyanların Genel Nedenleri 1 XVII yüzyıl ile birlikte idari, askeri ve mali yapının bozulması 2 Merkez ve taşra yönetiminin bozulması ile devlet otoritesinin zayıflaması 3 Eyaletlerde yaşanan denetim güçlüğü 4 Beylerbeyi ve sancak beylerinin bu yüzyılda yapılan savaşların uzun sürmesi ile yönetmek zorunda kaldıkları topraklarda bulunması 5 Tımar sisteminin dejenere olması nedeniyle üretimin azalması, fiyatların artması, dolayısı ile ekonominin bozulması 6 Ordu ve memurların disiplinsizliği yüzünden halkın devlete karşı güveninin zedelenmesi İstanbul İsyanları Özellikleri 1 XVII yüzyılda meydan gelen İstanbul isyanlarının elebaşları Yneiçeriler ve sipahilerdi 2 İsyanların çıkmasında bazı devlet adamları ve saray kadınlarının rolü de vardı 3 Bazı isyanlar ulema sınıfı ve halk tarafından da desteklendi 4 İsyanların temel nedeni, kapıkulu askerlerine verilen ulufelerin gecikmesi ya da değeri düşük akçe ile ödenmesi, cülus bahşişinin kimi zaman dağıtılmamasıdır 5 Ordudaki bozulmanın temel nedeni Kapıkulu ocaklarına kural dışı asker alınması 6 İsyancılar zamanla her isyanda istediklerini elde etmeye başladılar “Ocak devlet içindir” anlayışının yerini “Devlet ocak içindir” anlayışı aldı Önemli İsyanlar 1589 yılında, III Murat zamanında yeniçeri ulufelerinin düşük ayardan ödenmesi üzerine isyan çıktı Sarayı basan yeniçeriler defterdarı öldürdüler 1620 yılında, Hotin seferi sonunda disiplinsiz davranışlarından rahatsız olduğu için yeniçeri ocağını kaldırmayı planlayan Genç Osman’a karşı isyan eden yeniçeriler sarayı basıp II Osman’ı tahttan indirerek Yedikule Zindanları’nda boğdular IV Mehmet döneminde, ulufelerin zamanıda ödenmediğini ve saray adamlarının devlet işlerine karıtığını öne süre sipahiler isyan ettiler Padişahtan sarayda bulunan otuz devlet adamının idamını istediler İdam edilen bu kişilerin cesetleri Sultanahmet Meydanı’nda bir çınara asıldı 1656 tarihinde meydana gelen bu olay “Vaka-yı Vakvakiye” olarak bilinir Her isyanda istediklerini yaptıran askerler, önemli bir güç durumuna geldiler İstanbul’da huzur ve güvenlik bozuldu Anadolu (Celali) İsyanları Özellikleri 1 Miri topraklarının iltizama çevrilmesi sonucu daha önce sipahilerin elindeki dirlik gelirlerinin hazineye aktarılması 2 Taşradaki yöneticilerin halka zulmetmesi ve devlet gelirlerinin artırılması için vergilerin yükseltilmesi 3 Rüşvetin yaygınlaşması ile taşra yönetimine alakasız kişilerin atanması 4 Savaşların uzun sürmesi ile taşrada görevli yöneticilerin görev yerlerine dönememesi 5 Avarız vergisinin toplanamaması 6 Hakkı yenen devlet adamları ve işsiz kalan medrese öğrencileri ile leventlerin isyanlara katılması Önemli İsyanlar Karayazıcı İsyanı : Haçova Savaşı’ndan kaçarak Anadolu’ya gelen Karayazıcı, ortamın elverişli olmasıyal Urfa dolaylarında isyan etti İsyanı Sokullu Mehmet Paşa bastırdı Deli Hasan isyanı : XVII yy’da Osmanlı Devleti’nin Avusturya savaşları ile uğraşmasını fırsat bilerek isyan etti İsyan bastırıldı Canbolatoğlu, Kalenderoğlu ve TavilAhmet de isyan ettiler fakat isyanları bastırıldı 1622 yılında Genç Osman’ın öldürülmesiyle kanını dava eden Erzurum valisi Abaza Mehmet Paşa ve Sivas Valisi Vardar Ali Paşa isyan etti Bu isyanlar da bastırıldı Anadolu’da çıkan Celali isyanları, Anadolu’nun yakılıp yıkılmasına sebep oldu Ekonomik hayat durgunlaştı, üretim azaldı, köyden kente göç başladı Eyalet İsyanları Eyalet isyanlarının öncülüğünü, bu eyaletlerin başındaki hanedena üyeleri, ya da bu beyliklerin başında bulunan beyler yaptı Osmanlı Devleti’nden ayrılıp bağımsız olma ve ya yeniçerilerin halktan keyfi vergiler toplaması nedeniyle isyan ettiler XVII yüzyıl eyalet isyanlarının en önemlileri; Kırım, Eflak, Boğdan, Erdel gibi bağlı eyaletlerle, Yemen ve Bağdat gibi Arap eyaletlerinde çıkan isyanlardır Bu isyanlar sonunda devletin eyaletlerdeki etkisi azaldı Vergilerin toplanması imkansızlaştı İsyanların bastırılmasında şiddet ve kullanılması, eyalet halkında Osmanlı yönetimine karşı güvensizlik başlamasına neden oldu Alinti// |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|