Şecereddür Sultan

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şecereddür Sultan



Şecereddür Sultan

Hürrem'den bile hırslı olan Şecereddür'ü tabunyalarla döve döve öldürdüler

İslam tarihinin en hırslı kadınlarından olan Şecereddür, tahtına ortak ettiği kocası Aybek'i hamamda boğdurtmuş, yakalandığında mücevherlerini başkalarının eline geçmemesi için havanda unufak etmiş ve öldürttüğü kocasının diğer karısı ve cariyeleri tarafından takunyalarla dövülerek öldürülmüştü

Mısır-Suriye coğrafyasında kurulan Memlük Türk Devleti'nin ilk sultanı, Eyyubi hükümdarı es-Salih Necmeddin Eyüb'ün bir süre cariye olarak kullandığı, sonra da aşık olup evlendiği Şecereddür Sultan idi
"İnci ağacı" manasını taşıyan isminden de anlaşılacağı üzere dillere destan bir güzelliğe ve kıvrak bir zekaya sahip olan Şecereddür Sultan, ülkesinin hassas siyasi durumu yüzünden kocasının 1249'daki vefatını bir süre gizli tuttuZira, Kudüs'ü ele geçirmek için Yedinci Haçlı Seferi'ni düzenleyen Fransa Kralı Dokuzuncu Louis, doğuda Eyyubiler'in elinde bulunan Dimyat'a göz koymuş, şehri kısa sürede ele geçirdikten sonra Mısır'ı hedef seçmişti

SADECE 80 GÜN

Böylesine karışık bir dönemde kocasının ölümünü herkesten gizleyerek zaman kazanan sultan, Necmeddin Eyüb'ün diğer eşinden olan oğlu Turanşah'ı derhal başkent Kahire'ye çağırdı ve tahta geçirdi Ancak yeni hükümdar hem üvey annesine, hem de o sırada devlet yönetiminde etkili olan Bahri Memlükler'e çok kötü davranınca, Baybars'ın başında bulunduğu bir grup tarafından öldürüldü
Devlet yönetimindeki güçlerini kullanan Bahri Memlükler, kendileri gibi Bahri kökenli bir Türk olan Şecereddür'ü tahta çıkardılar, "Atabek el-Asakir", yani "ordu komutanı" görevine de Aybek'i atadılar Ancak, İslam aleminin bir kadının hükümdar olmasını hoş karşılamaması üzerine Şecereddür Sultan Memlük tahtında 80 günden fazla oturamadı
Şecereddür Sultan'ın hükümdarlığını tanımayan Bağdat'taki Abbasi Halifesi Musta'sım, tepkisini Mısır emirlerine yolladığı mektubunda, "Eğer orada erkek kalmadıysa bize söyleyin, size buradan gönderelim" diyerek açıkça gösterdi Ayrıca bazı emirler de, sultanı Fransa Kralı Dokuzuncu Louis ile anlaşma yapmakla suçladılar
Gösterilen tepkiler üzerine tahtta fazla kalamayacağını anlayan Şecereddür, 1250'de akıllıca bir hamleyle hayatını ordu komutanı Aybek ile birleştirdi, kocasını tahta geçirdi ve devleti eşinin vasıtasıyla bir süre daha idare etti Lakin, aybek devlet idaresine ağırlığını koydu ve zamanla kararları karısına danışmadan tek basına almaya başladı

Devletin zirvesinde gergin günler yaşanırken, Suriye'de Eyyubiler'e mensup emirler varlıklarını hala sürdürüyorlardı Bahri Memlükler, kendilerinden olmayan Aybek'in durumunu zayıflatmak için Eyyubi Meliki Mesud'un küçük yaştaki oğlu el-Eşref Musa'yı tahta geçirmeyi önerdiler ve Aybek'in ülkenin başına geçmesinden yalnızca beş gün sonra el-Eşref Musa "ortak sultan" ilan edildi
Memlük Devleti'nin aynı anda iki hükümdar tarafından yönetilmeye başlandığı günlerde Halep ve Dimaşk, yani Şam hakimi olan en-Nasır Yusuf el-Eyyubi, ordusuyla Mısır üzerine yürüdü Bu gelişme üzerine Aybek, Bahri Memlükler'i ve tüm emirleri bir bayrak altında topladı ve 1252'de Abbase'de yaşanan savaşı kazandı
İki taraf arasında düşmanlık hüküm sürerken, ufukta beliren Moğol tehlikesi karşısında Suriye'deki Eyyubiler ile Mısır'daki Memlükler arasında ittifak yapıldı ve Mısır'daki Memlük Devleti, Eyyubiler tarafından resmen tanındı
Daha sonra saltanat ortağı çocuk sultanı da hapsedip yönetime tam anlamıyla hakim olan Aybek, Bahri Memlükler'in önemli emirlerinden Aktay'ın gittikçe güçlenip saltanatına göz diktiğini gördü 1254'ün 25 Eylül'ünde birşeyler konuşmak bahanesi ile Aktay'ı kaleye davet etti ve rakibini tuzağa düşürerek öldürttü Bu gelişme üzerine başta en yakın dostlarını kaybeden Baybars ile Kalavun olmak üzere Bahri Memlükler'in en büyükleri, sıranın kendilerine geleceği endişesiyle Kahire'den ayrılarak Suriye'ye kaçtılar

KOCASINI AŞAĞILADI

Memlük sultanı, artık önündeki bütün problemleri aşarak iktidarını tamamen sağlamlaştırmış, ancak kendinden önce kısa süre ülkeyi yöneten eşi Şecereddür ile ciddi sorunlar yaşamaya başlamıştı Zira, Şereceddür, Aybek ile evlenip tahtını kocasına teslim ederken, devleti eşinin vasıtasıyla yönetmeyi planlamıştı Kocasını her fırsatta "Eğer ben olmasaydım sen sultan olamazdın" diyerek aşağılanıyordu İdare kavgası yetmezmiş gibi bir de kocasının Musul Hakimi Bedreddin Lülü'nün kızıyla nişanlandığını öğrenmiş ve çılgına dönmüştü
Kocasının her hareketini kontrol atına almak isteyen Şecereddür, eşi ile üvey oğlu Ali'nin annesi olan diğer karısının görüşmelerini yasakladı ve aralarında sert tartışmalar yaşandı Tahta oturmasını sağladığı kocasının vefasızlığına daha fazla tahammül edemeyen güzel kadın, en sonunda Aybek'i öldürtmeye karar verdi

PENCERENİN ALTINDA

Bu sırada Aybek, Bahri Memlükler'den bazı emirleri zindana kapatmaya teşebbüs etmişti Özgürlüğünü kaybetmek üzere olan Emir Aytekin, birgün kalede Şecereddür'ün oturduğu pencerenin altına gidip, güzel kadının kendisini duyduğunu bilerek ve Türkçe konuşarak şu şikayetleri dile getirdi:

"Biz merhumun, yani Şecereddür'ün eski kocası Eyyubi Sultanı Necmeddin Salih Eyüb'ün ve sizin himayeniz ve terbiyeniz altında yetiştik Aybek, şimdi bize karşı çok değişti, neler yaptığını siz de görüyorsunuz"

Emirin sözlerine kulak veren Şecereddür, herşeyi duyduğunu göstermek için mendilini pencereden aşağı attı Bunun üzerine emir, "Eğer o bizi hapsederse Aybek'i öldürürüz" diyerek oradan ayrıldı Duyduklarından sonra iyice cesaretlenen Şecereddür, kölesi Nasre'l-Azizi'yi, hediyelerle donatarak Halep ve Dimaşk hakimi el-Melik en-Nasır Yusuf'a gönderdi ve Aybek'i öldürmeye niyetlendiğini, kendisiyle evlenip Mısır'a sahip olmasını teklif etti Ancak, el-Melik en-Nasır Yusuf tuzağa düşürülmekten çekinerek güzel kadına cevap bile vermedi

SARAYINI DEĞİŞTİRDİ

Şecereddür'ün el-Melik en-Nasır Yusuf'a gönderdiği elçiden ve teklifinden haberdar olan Bedreddin Lülü, gelişmeleri bir haberci vasıtasıyla Aybek'e anlattı ve karı-koca arasındaki sorunlar had safhaya ulaştıBütün bunlar yetmezmiş gibi, bir müneccim de Aybek'e "ölümünün kadın eliyle olacağını" söylediAybek bu haberden o derece etkilendi ki, hemen Kalatü'l-Cebel'deki sarayından ayrılarak bir süre Dare'l-Vüzera'da, daha sonra da Nil Nehri'nin kenarındaki Menazire'l-Luk'da bulunan sarayında kalmaya başladı

Aklındaki suikast planının ortaya çıkmamasını isteyen Şecereddür ise, kocasına iyi davranarak hiçbirşey hissettirmemeye çalıştı Kölelerinden Muhsin el-Cevceri, Nasre'l Azizi ve Sencer ile görüşerek çeşitli vaatlerde bulunduktan sonra kendilerini Aybek'i öldürmeye ikna etti ve kaledeki hamam suikastin mekanı olarak seçildi Şecereddür'ün planına göre, köleler ve bazı hizmetkarlar silahlı halde hamamda saklanacaklar ve Aybek içeri girdiğinde öldüreceklerdi Ancak, planın uygulanabilmesi için sultanın bir şekilde kaleye getirilmesi gerekiyordu

Şecereddür, 1257'nin 2 Nisan'ında Taceddin adındaki kölesini Aybek'e göndererek kaleye davet etti, Aybek de aynı gün kalenin yanındaki meydanda "cevgan", yani polo benzeri bir oyundan sonra akşam saatlerinde kaleye gittiBaşına geleceklerden habersiz olan Aybek, karısının kendisini güleryüzle karşılamasını hayra yorarak aralarındaki buzların eridiğini sandı ve geceyi kalede, Şecereddür'ün yanında geçirmeye karar verdi

Plan işledi, önce yıkanmak istediler ve hamamdan içeri girdikleri anda Şecereddür'ün güçlü kuvvetli beş adamı kapıyı kapatıp ellerindeki kılıçlarla Aybek'in üzerine atıldılarDüştüğü tuzağı anlayan Aybek, karısının ayaklarına kapanarak hayatının bağışlanması için yalvarınca, Şecereddür insafa geldi ve adamlarına kocasını affettiğini söylediFakat, Muhsin el-Cevceri'nin, "Eğer onu bu durumda serbest bırakırsak ne sizi yaşatır, ne de bizi!" demesi üzerine dönülmez bir yola girdiğini anladı ve kocasını oracıkta boğdurdu

Suikastin ardından sultanın cansız bedeni yatağına taşınmış, sabah olduğunda da Aybek'in gece yarısı hamamda baygınlık geçirdiği ve aniden öldüğü söylentisi yayılmıştıAncak, sultanın köleleri bu yalana inanmadılar ve Emir Sencer, sıkı bir soruşturma ile suikastçilerden Muhsin el-Cevceri'yi, Nasıreddin Halave'yi ve Sadreddin el-Baz'ı yakaladı Hasre'l-Azizi ise Suriye'ye kaçmayı başardı

MÜCEVHERLERİNİ EZDİ

Yakalananların sorgulanması ile itiraflar da ardarda geldi, Aybek'in karısının verdiği emirle öldürüldüğü ortaya çıktı ve ele geçirilen suikastçiler kale kapısına çivilenerek öldürüldüler Şecereddür ise, Aybek'in oğlu Ali ve köleleri tarafından kıskıvrak ele geçirildi

Kendine ne yapılacağını soran güzel kadın, Aybek'in diğer karısına teslim edileceğini öğrendi ve sonunun geldiğini anlayıp hazırlanmak için müsaade istedi Ölmeden önceki son dakikalarında bütün mücevherini ve değerli taşlarını sultanın diğer karısının eline geçmemeleri için oracıkta bir havanın içerisinde ezerek unufak etti ve celladlarına huzur içinde teslim oldu

Kadınlar Şeceredddür'ü takunyaları ile saatlerce döverek öldürdüler ve bir rivayete göre üzerinde iç çamaşırlarıyla, diğer bir söylentiye göre ise şalvarı ve gömleğiyle kale burçlarından hendeğe attılar Cesed birkaç gün burada kaldıktan sonra alındı ve kendisi için daha önceden yaptırdığı türbeye defnedildi


Kaynak: HT Tarih

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.