Erkek Üreme Sistemi

Eski 07-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Erkek Üreme Sistemi



Cinsel açıdan erkeğin üremedeki rolü kadına göre daha basittir Erkek sperm üretir ve döllenmenin gerçekleşebilmesi için bu spermleri kadının dölyoluna ( vajina ) boşaltır Erkeğin cinsel organları bu işlevi yerine getirecek biçimde oluşmuşlardır Sperm üretme sistemi iki erbezinden (testis ) oluşur Bu bezler aynı zamanda ergenlikte çeşitli bedensel değişikliklere yol açan hormonları da üretirler Spermi kadının dölyatağına ( uterus ) ulaştıran organa penis denir Penis aynı zamanda idrarın boşaltılmasını sağlar Spermi erbezlerinden penise taşıyan bir kanal sistemi vardır Bu sistem depolama bölgeleri içerir Bu yüzden erbezleri, yalnızca spermin boşaltıldığı orgazm anında değil, sürekli olarak sperm üretebilir Erkeğin cinsel organlarında spermlerin içinde yaşadıkları ve yüzdükleri sıvıyı üreten bir dizi salgı bezi daha vardır


Bütün bu organların üreme için en önemlileri erbezleridir Erbezleri, gövdenin dışında derisi kırışık bir torbanın içinde yer alır Erbezleri önce gövdenin içinde oluşur, daha sonra doğumdan kısa bir süre önce torbanın içine inerler Eğer bu gerçekleşmez ve zamanında tıbbi müdahale yapılmazsa erkek yaşamı boyunca kısır kalabilir

Hayvan türlerinin önemli bir bölümünde, erbezleri, insanlarınkinden farklı olarak gövdenin içindedir Sadece memelilerin bazı türlerinde erbezleri doğumdan belli bir süre önce, başlangıçta bulunduğu böbrekler yakınındaki bölgeden gövdenin dışına, erbezi torbalarının içine iner Bazı türlerde erbezleri yine aşağıya iner ama gövdenin dışına çıkmaz, karın boşluğunun alt kısmında kalır Bazılarındaysa daha değişik bir düzen görülür: erbezleri mevsimlerle birlikte yer değiştirirler Çiftleşme döneminde gövdenin dışına çıkarlar, dönemin kapanmasıyla da yine karın boşluğunun içine çekilirler Bu mevsimlik hareket de göstermektedir ki, canlıların çoğunda erbezlerinin etkinliği, gövdenin dışına çıkmalarıyla sağlanmaktadır Başka bir deyişle insanlarda olduğu gibi hayvanların çoğunda da sperm üretimi ancak gövdenin dışında bulunan ve dolayısıyla sıcaklığı gövde sıcaklığının biraz altında kalan erbezleri tarafından gerçekleştirilebilmektedir Erbezi torbaları yün kumaşla sarmalanan erkek farelerin kısırlaştığı deneylerle saptanmıştır


Buna karşılık ancak vücut sıcaklığındaki bir erbezinde sperm üretebilen türlerin sayısı da çoktur Üstelik, bunlar, erbezleri gövde dışında kalan türlere çok benzeyen, akraba türlerdir Birbirine çok yakın türlerin oldukça farklı ısı düzeylerinde üreme faaliyetini yürütebilmelerinin nedeni henüz anlaşılmış değildir


Erbezi torbasına sahip türlerde bu organın yeri de oldukça değişiktir İnsanlarda torbalar penisin arkasındadır; buna karşılık bazı keseli hayvanlarda penisin önünde ve şebeklerde de penisin yanında bulunur

Torba, birer erbezi içeren iki bölüme ayrılır Torbanın dışındaki ince çizgi bu ayrılma sınırını gösterir Erkeklerin çoğunda sol erbezi sağdakine göre biraz daha aşağıdadır Ancak her ikisi de küçük kaslar sistemiyle yukarı ve aşağı doğru hareket ederler Torbanın derisine bağlı olan bu kaslara dartos, erbezlerine bağlı olan kaslara ise kremaster denir Soğukta bu kaslar erbezlerini gövdeye doğru çeker Sıcakta ise kaslar gevşer ve erbezleri aşağıya sarkar


Bu karmaşık düzen gereklilikten doğmuştur Çünkü erbezleri yeterli ölçüde spermi, gövde sıcaklığının biraz altında, 35°C'de üretirler Eğer sıcaklık yüksekse sperm üretilemez, hatta baba olma yeteneği bütünüyle ortadan kalkabilir Uzun süre bisiklet sürmenin, sıkı kilotlann sperm üretimi üzerinde olumsuz etki yaptığı söylenmektedir Buna karşılık İskoçya türü etekliğin verimliliği artırdığı öne sürülmektedir


Her bir erbezi 250 kadar bölmeden oluşur Bu küçük, sıkı sıkıya birbirine geçmiş borular ersuyu üreten kanalcıklardır 800 kadar kanalcıkta her gün yüz milyonlarca sperm üretilir Kanalcıklar birbirlerine bağlıdırlar ve hepsi birden daha geniş bir toplama kanalına açılırlar Erbezinin üstünde sarılmış biçimde bulunan bu toplama kanalına "epididimis" adı verilir Yaklaşık 6 metre uzunluğundaki epididimis içinde spermler hareket etmeye alışırlar


Kanalcıklarda yeni spermaların üretilmesiyle birlikte daha önceden üretilmiş spermler, epididimis'e itilir Eski spermler burada bir süre beklerler Boşaltım için on-on beş gün kadar bekleyen spermler boşaltım olmazsa ölürler Epididimis, "vas deferens" (sperm kanalı) adı verilen ve kalın kas duvarlarıyla çevrili bir başka kanalla bağıntılıdır Kan damarları ve sinirlerle birlikte bu kanal sperma kordonunu oluşturur Her bir erbezinden çıkan sperma kordonu bir kavis çizerek penisin tabanına kadar gelir Kasık kemiğinin ön ve üst tarafından dolanan kordon böbreklerden idrar torbasına giden idrar yolunu çevreler, döner ve sonunda, idrar torbasının arkasından aşağıya doğru iner


İki sperm kanalının son bölümleri diğer bölümlere göre daha geniştir Buralarda spermler depolanır sperm keseleri adı verilen iki küçük bezden gelen kanalları birleştiren sperm kanalı ; prostat bezinin çevresine ulaşır Burada iki kanal birleşir ve idrar yoluna girerler İdrar kanalı, penis boyunca idrar torbasında uzayan kanaldır Prostatın altında bazı bezler idrar yoluna salgı yapar Bunlara Cowper ve Littre bezleri adı verilir


Bu bezler cinsel birleşme sırasında penisin ucunun ıslanmasını sağlarlar; ayrıca spermin içinde yüzdüğü sıvıyı da salgılarlar Bu sıvı sperm için gerekli olan oksijen ve besini verir Sıvının içinde bir pervane görevini yapan kuyruk hareketleri yoluyla yüzen spermler bu sıvılarla birlikte meniyi oluşturur Bezlerden gelen salgıların kimyasal bileşimleri o kadar belirgindir ki, giysilere bulaşmış olan meni üzerinde yapılan kimyasal deneyler, tecavüz suçlarında kanıt olarak gösterilebilmektedir


Prostat bezinin ürettiği kimyasal maddeler arasında bulunan bir dizi maddeye prostaglandinler denir Bu maddeler kadının dölyatağında birleşme sırasında görülen kasılmaları kolaylaştırır ve spermin kadının üreme organlarına doğru yol almasına yardımcı olabilirPenis idrarın dışarıya atılmasını sağlarİdrarın boşaltılması sırasında penisin inik ve yumuşak olması en uygunudur Ama yumuşak bir penis spermleri kadının dölyatağının derinlerine taşımak açısından hiç elverişli değildir Bu yüzden bir erkek cinsel açıdan uyarıldığında penisi de sertleşir ve dikleşir Bu yolla cinsel ilişki daha kolaylaşır


Peniste gözenekli dokulardan oluşan üç sütun yer alır Üstte ve yanlarda iki Korpora kavernoza bulunur Bu tabakalar tabanda kasık kemiğine bağlıdırlar Alt tarafta ise daha küçük olan Korpus spongiozum tabakası yer alır Bu tabaka penis başındaki dokuları da oluşturur Her üç sütuna da kan damarları bağlıdır Bir erkek cinsel açıdan uyarıldığında kan hızla bu dokulara dolar Mantar biçimindeki dokular kanı çabucak emerler ve şişerler Penisin sertleşme olayı da buna bağlıdır Sertleşme omurilikten gelen sinirsel uyarılar aracılığıyla meydana gelen otomatik bir olaydır Sertleşmeye pek çok şey yol açabilir Karşı cinse hiç dokunulmaksızın bir koklama ya da görme de penisin sertleşmesini sağlayabilir Öte yandan, beyinden gelen mesajlar sertleşmeyi engelleyebilir Penisin başında çok duygun sinirler vardır Dölyatağının içindeki penisin sürtünmesi sonucunda baştaki sinirlerin uyarıcı etkileri erkekte orgazmı sağlar


Hayvanlarının çoğunun penisinde, os penis adı verilen bir kemik (veya kıkırdak) bulunmasına rağmen, insanda böyle bir şeye rastlanmaz Hayvanlarda bu kemiğin işlevi, penisin sertliğini sağlamaktır Bütün etoburlar (köpekler, kediler, fokbalıkları, ayılar), yarasalar ve maymunlarda bir os penis vardır Buna karşılık toynaklılarda (at ve inek gibi hayvanlar), kanguru gibi keseli hayvanlarda ve balinalarda böyle bir kemik yoktur İnsanda koni biçiminde olan penis başı ( glans ) da çeşitli hayvan türlerinde çok farklı biçimler almıştır Bazı keselilerde olduğu gibi iki parçalı veya çatallaşmış da olabilir, bütün diğer memelilerdeki gibi tek parçalı da olabilir Bazı maymun türlerinde penis başı çok küçüktür Buna karşılık insanda oldukça büyüktür ; penisin toplam uzunluğunun dörtte biri kadardır ve penisin en duyarlı kısmıdır


Orgazm aşamasına ulaşılmadan önce Cowper ve Littre Bezleri'nden belirli ölçüde sıvı salgılanır Bu sıvı penisin başını ıslatır ve uyarıcı etkileri artırır Sıvının bir başka önemli görevi de idrar yolunda spermlere zararı dokunacak maddeleri işe yaramaz hale sokarak spermin idrar yolundan geçişini sağlamaktır Bundan sonra, sinirsel uyarılar meni kanalı, meni bezleri ve prostat bezi çevresindeki kasları harekete geçirirler Bu hareketler bir pompa işlevini görerek spermlerin ve öteki bezlerden gelen sıvıların idrar yoluna boşalmasını sağlar Penisin süngerimsi dokularının çevresindeki bir dizi kasın kasılmasıyla birlikte meni idrar yolunda ilerler ve dışarıya atılır Bu arada kaslar idrar torbasına giden kanalı kapatırlar Böylece idrarın meniye karışması önlenmiş olur


Sünnet, yani penisin başındaki derinin alınması dünyanın en eski adetlerinden birisidir Özellikle Müslüman ülkelerde uygulanan sünnet sağlık açısından yararlı bir işlemdir Çünkü sünnetsiz kişilerin sürekli yıkanmamaları durumunda, baş derisinin altında smegma adı verilen bir salgı birikebilir Görülen bir başka durumda sünnetli kişilerde ya da eşlerinde penis ve rahim kanserlerine çok az rastlanmasıdır Bu elverişli durumların bir sonucu olarak sünnet çeşitli ülkelerde giderek yaygınlaşan bir olay haline gelmektedir Sünnetli erkeklerin cinsel açıdan doyuma daha çok ulaştıkları inancı ise yanlıştır Bir görüş, açıkta kalan penis başının bütün gün pantolona sürtünmesinin cinsel duyarlığı azalttığı yolundadır Bu yüzden erkekler orgazma ulaşmak için uzun sürelere gereksinim duymaktadırlar Ne var ki yapılan araştırmalar sünnetli ve sünnetsiz kimseler arasında orgazma ulaşma açısından bir fark olmadığını ortaya koymuştur


Penisin boyutları üzerine pek çok yanlış kanı yaygındır Kimi erkekler penislerinin kısalığından dolayı çeşitli karmaşık ruhsal durumlara girmektedirler Oysa penisin büyüklüğü ya da küçüklüğüyle cinsel ilişkide başarı arasında bir ilişki yoktur Penisin büyük olması kişinin "daha erkek" olmasını gerektirmez Cinsel ilişkide doyuma ulaşma penisin büyüklüğü ya da küçüklüğüyle değil, cinsel teknikle ve esas olarak da psikolojik uyumla ilgilidir


Erkeğin sertleşme ve sperm üretme yeteneği, kadının menapoz dönemini tamamlamasından çok sonra da devam eder


ABD'de yapılmış bir araştırmaya göre, erkeklerin %90'ı ; 50 yaşına geldiğinde sertleşme yeteneğini korumaktadır Altmış yaşındayken sertleşme yaşayabilenlerin oranı yüzde 80'in biraz üzerinde, yetmiş yaşındakilerin oranı yüzde 70 ve seksen yaşındayken sertleşme yeteneklerini sürdürenlerin oranı da yüzde 25'tir Ancak bu oranların orgazm yeteneğiyle doğrudan bir ilişkisi yoktur Kinsey ve çalışma arkadaşları tarafından yapılmış bu araştırmaya göre, elli yaşındaki ABD'li erkekler ortalama haftada iki kez, yetmiş yaşındakiler de bir kez orgazm yaşamaktadırlar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.