Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
100, 101, bölümü, hadisi, namaz, numaralı, riyâzü, sâlihînin

Riyâzü's Sâlihîn'in Namaz Bölümü 100 - 101 Numaralı Hadisi

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Riyâzü's Sâlihîn'in Namaz Bölümü 100 - 101 Numaralı Hadisi



Riyâzü's Sâlihîn'in Namaz Bölümü 100 - 101 Numaralı Hadisi




Bu konuyla ilgili olarak İbni Ömer radıyallahu anhüma'nın "Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte cumanın farzından sonra iki rek`at namaz kıldım" dediğine dair (72 numaralı) hadis daha önce geçmiştir
100 Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Biriniz cumanın farzını kılınca, ardından dört rek`at namaz daha kılsın"
Müslim, Cum`a 67-69 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Salât 238; Tirmizî, Cum`a 24; Nesâî, Cum`a 42; İbni Mâce, İkâmet 95


Bir sonraki hadisle beraber açıklanacaktır
101 İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem cumanın farzından sonra evine gitmedikçe namaz kılmazdı Sonra evinde iki rek`at namaz kılardı



Müslim, Cum`a 71 Ayrıca bk Buhârî, Cum`a 39; Nesâî, İmâmet 64; Cum`a 43


Açıklamalar
Cuma namazından sonra kılınacak sünnetle ilgili olarak yukarıdaki hadislerden iki şey öğrenmekteyiz
Biri Resûlullah Efendimiz'in, cumanın farzından sonra dört rek`at namaz kılmayı ümmetine tavsiye ettiğidir
Diğeri de kendisinin, cumanın farzından sonra mescidde hiçbir namaz kılmayıp evine gittiği ve orada iki rek`at namaz kıldığıdır
Peygamber aleyhisselâm'ın mescitte namaz kıldırdıktan sonra orada sünnet kılmamasının sebebi, mescidde sünnet kıldığını görenlerin, bu namazı mutlaka kılınması gereken bir farz sanacağı ve onu mutlaka kılmaya çalışacağı düşüncesidir Ümmetine külfet yüklemekten her zaman kaçmış olan Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, işte bu anlayış sebebiyle mescidde sünnet kılmamıştır
Yukarıdaki rivayetlerden farklı bir üçüncü rivayet daha vardır Buna göre İbni Ömer cumanın farzından sonra iki rek`at namaz kılmış, ardından dört rek`at namaz daha kılmıştır Bunların her birini savunanlar, cumanın farzından sonra dört rek`at sünnet kılınmalıdır veya herkes evinde iki rek`at sünnet kılmalıdır, diyenler vardır Hanefîler'in büyük imamı Ebû Yûsuf, cumanın farzından sonra dört, ardından da iki rek`at sünnet kılmayı uygun görmüştür Hanefîler'in görüşü de budur
Cumanın farzından sonraki sünnetleri evinde kılabilecek kimselerin, Resûl-i Ekrem'in sünnetine uyarak bu sünnetleri evlerinde kılmaları daha uygundur Ama evinde kılamayacak olanlar camide kılmalıdır Zira günümüzün değişen şartları buna mecbur etmiştir Öte yandan bu sünnetlerin farz zannedilmesi gibi bir korkunun kalmayışı da dikkate alınmış olmalıdır ki, öteden beri yaygın olarak câmide kılınagelmiştir Bazı sahâbîlerin uygulamasından öğrendiğimize göre cumanın son sünnetleri ya farz kılınan yerlerden ayrı bir yerde kılınmalı veya farzdan sonra hemen sünnete durulmayıp biriyle bir iki kelime konuşmalı, böylece farzla sünnet birbirinden ayrılmalıdır 105 hadiste bu konuda bir de örnek zikredilecektir
Cuma namazından önce sünnet kılınacağına dair kesin bir rivayet yoktur Fakat Hanefîler ile Şâfiîler cumanın farzından önce dört rek`at namaz kılınmasını uygun görmüşlerdir Delillerinden biri, 73 numara ile geçmiş olan "Her ezan ve kamet arasında namaz vardır" hadisidir Diğer delilleri de, İbni Ömer'in cuma namazından önce uzun uzadıya namaz kılması ve Resûlullah Efendimiz'in de böyle yaptığını söylemesi (Ebû Dâvûd, Salât 238), ayrıca Abdullah İbni Mes`ûd'un cumanın farzından önce dört, farzından sonra da dört rek`at namaz kılmasıdır (Tirmizî, Cum`a 24)



Zuhr-i Âhir Meselesi
Yeri gelmişken, burada, zuhr-i âhir (son öğle namazı) diye bilinen namaza kısaca temas etmekte fayda görüyoruz Cuma namazının sahih olması için şart koşulan bazı esaslar vardır Bu şartların gerçekleşmediği korkusuyla bazı kimseler, cumanın dört rek`at son sünnetinden sonra, zuhr-i âhir adıyla dört rek`at daha namaz kılınmasını uygun görmüşlerdir Zuhr-i âhiri gerekli görenlerin, gerçekleşmediğinden korktukları en önemli şart, birden fazla câmide cuma namazı kılınmasıdır Zira bir yerleşim bölgesinde, cuma namazı bir yerde kılınmalıdır Şayet bir şehir halkını bir yerde toplamak mümkün değilse, cuma namazı için gerektiği kadar cami tahsis etmelidir Gerektiğinden fazla cami varsa, oralarda kılınan cuma namazı sahih olmaz Şâfiî ve Hanbelî âlimlere göre, cumayı ilk önce kılanların namazı sahih olur, geç kalanlarınki ise sahih olmaz Cumayı geç kıldığını bilenler, zuhr-i âhir kılmalıdır
Kıldığı cuma namazının sahih olmaması ihtimalini göz önünde bulunduranlara göre, zuhr-i âhir öğle namazı yerine geçer Onlara göre zuhr-i âhire şöyle niyet etmelidir: "Vaktine yetiştiğim halde henüz edâ etmediğim son farzı kılmaya niyet ettim"



Zuhr-i âhire karşı olan âlimler iki kısımdır
Bir kısmına göre "Şüphe ibadeti geçersiz kılar" görüşünden hareketle, "cuma namazı sahih olmamışsa, bari öğle namazının farzını kılayım" diyerek zuhr-i âhir kılmak mekruhtur, hatta zuhr-i âhir kılmak cuma namazını geçersiz kılar, demişlerdir
Zuhr-i âhire karşı olan diğer âlimlere göre, kılınan o cuma namazının sahih olduğuna inanılıyorsa, öğle namazı kılmaya gerek yoktur Sahâbe, tâbiîn ve müctehid imamlar devrinde kılınmayan zuhr-i âhiri kılmak, dinde olmayan bir ibadeti âdet haline getirip dine yamamaktır ki, bu bir bid'attir, günahtır



Ülkemizde Cuma Namazı Meselesi Türkiye'nin İslam yurdu değil dârülharp olduğu veya şartlara uygun devlet başkanı bulunmadığı gibi iddiaları ileri sürerek ülkemizde cuma namazı kılınamayacağını söyleyen kimseler zaman zaman ortaya çıkmaktadır Bunlar İslam âlimlerinin büyük çoğunluğunun görüşünü bir yana atarak, kendi anlayışlarına uygun buldukları fikirlerin arkasına düşen kimselerdir Bu memlekette İslam ve müslüman gerçeğini en canlı şekilde ortaya koyan ibadet cuma namazıdır İslam aleyhtarlarını ister istemez susmaya veya en azından seslerini kısmaya mecbur eden böyle bir imkânı ve gücü kaldırıp atmaya kimsenin hakkı yoktur Ayrıca müslümanların haftada bir toplanmasına, kendi meselelerini görüşmesine, İslam kardeşliği şuurunu pekiştirmesine vesile olan bu fırsatı gözden çıkarmayı ancak akıldan nasibi olmayanlar düşünebilir
Cuma namazının vazgeçilmezliği, kitabımızın 121-132 numaralı hadislerinde Peygamber Efendimiz'in beyanlarıyla açıkça görülecektir Cuma namazı kılmak için aranan şartların birer ictihad konusu olduğunu düşündüğü anlaşılan Hindistanlı şöhretli âlim Sıddık Hasan Hân'ın şu sözleri, ülkemizde cuma namazı kılınabilmesi için yeterli şartların bulunmadığını iddia edenlere güzel bir cevap teşkil etmektedir: "Cuma namazı için devlet başkanı, şehir, muayyen sayı, câmi ve tek câmide kılınma gibi şartların aranacağına dair Kitap ve Sünnet'ten hiçbir delil yoktur" (er-Ravdatü'n-nediyye, Beyrut 1410/1990, I, 174-185; Cuma konusunda geniş bilgi için bk Hayreddin Karaman, İslam'ın Işığında Günün Meseleleri, İstanbul 1982, I, 14-63)



Hadislerden Öğrendiklerimiz
1 Cumanın farzından önce dört, buna imkân bulamayanlar ise iki rek`at sünnet namaz kılmalıdır
2 Cumanın farzından sonra en az iki veya dört yahut altı rek`at sünnet namaz kılmak sevaptır Hanefîler cumanın farzından sonra önce dört, sonra iki rek`at sünnet kılmayı daha uygun görmüşlerdir Bu namazlar evde de, camide de kılınabilir
3 Cumanın farzından sonra câmide iki rek`at, oradan ayrılıp evine gidince, evinde de ayrıca iki rek`at namaz kılmak sünnettir Herkes durumuna uygun olanı yapabilir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.