Babama Mektup |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Babama Mektupbabaya mektup - kızından babaya mektup Can babam, Şimdi babalar günü dolayısıyla sana övgüler dizeceğimi düşünebilirsin Ne kadar mükemmel bir insan ve baba olduğundan bahsedeceğimi, birbiri ardına iltifatlar sıralayacağımı bekliyor olabilirsin Öyle olmayacak Yıkama yağlama, yapış yapış, abartılı yazıları sevmem bilirsin Senin de sevdiğinden şüpheliyim Yalın, paldır küldür, senden öğrendiğim gibi, konuşur gibi yazacağım Sana dair ilk anımı anımsamaya çalışıyorum, çabalıyorum da aklıma bir şey gelmiyor “Hah, tamam bu ilk işte” diyemiyorum Daha 2 yaşındayken, annemin anneannesi Tuntul nenenin, hasta yatağında bana lokum vermesini hatırlıyorum da, sana dair ilk anı diyebileceğim bir şey yok belleğimde Birlikte çok zaman geçirdiğimizden olsa gerek Hafızam hep Ardahan Göle’ye yönlendiriyor beni Kış geceleri kaşların ve bıyığın donmuş bir şekilde eve gelişin, köyde istediğimiz zaman alamayız diye kutu kutu aldığın Halleyler, hayvan resimli sakızlar Üstümü başımı kirlettiğimde ve annem kızdığında, ona karşı beni koruman Sonra kendi yapımın el arabasıyla kilometrelerce öteye su götürmeye gittiğinde; litrelerce bidona rağmen, arabaya kurulan Özge’yi, Celal’i ve beni gık’ın çıkmadan taşıman En çok sevdiğim şeyse banyolardan sonra saçımı kurutmandı Ne keyifliydi o zamanlar! Şimdi anımsadım: bir gün Göle’ye gitmiştin, “akşam lahmacun getireceğim” demiştin Gün boyu düşünmüştüm “bu lahmacun da ne ola ki?” diye Bildiğim iki macun vardı, biri dişmacunu, diğeri de pencere kenarlarına çekilen kahverengi bir macun İkisi de iğrençti bana göre, o yüzden adı lahmacun olup da yenebilecek bir şey düşünemiyordum Neyseki lahmacuna yumulunca bütün şüphelerim yerle bir oldu, hâlâ en sevdiğim yiyeceklerden biridir Son bir şey hatırladım, Göle’ye gitmiştik beraber, tam anımsamıyorum, annemin uyarılarına rağmen saçımı erkek saçı kestirmeye götürmüş olabilirsin El ele yürüyorduk, nasıl oldu anlamadım, elini bırakmışım, herhalde çevreye bakınıyordum Minicik bir köyden sonra, ufak bir ilçe bile nasıl kocaman görünür bir çocuğa bilirsin Birden fark ettim ki sen görüş alanım içinde değilsin, hayatta yaşadığım ilk büyük korkuydu Seni kaybetmiştim! Birden 20 m ilerde seni gördüm, sırtın bana dönüktü, koştum elini tuttum ama sen değildin Ağlamaya başladım, sonra biri geldi yanıma, seni tanıyan bir esnaf olsa gerek “Yaşar Hocanın kızı mısın sen? Bak baban ilerde” dedi, sana bağırdı Koştun geldin, sen de beni arıyormuşsun İçim ışıdı, sıkıca tuttum elini, yürüdük gittik Çocukken her şey güzeldi de, hep öyle devam etmedi Benim sorunlu ergenliğim, senin pek esnek olmayan tavrın, sürekli bir kavga içinde olmamıza neden oldu Yıllarca sürdü bu durum Annem hep arabulucuydu En içten paylaşımlarımız kavgalarımız oldu bu sürede belki de Ben büyüdükçe, sen yıllandıkça törpülendik, daha uyumlu olduk Ne yazık ki, biz seninle asla o “arkadaş gibi” baba ve kızlardan olmadık Hep bir mesafe oldu aramızda Ben her başım sıkıştığında derdimi paylaşmak için sana koşmadım Öyle uzun saatler süren sohbetlerimiz de olmadı Bilmiyorum bunun gerçekten imkanı var mıydı? Her şey bir yana, hayata ve kendime dair en çok şeyi senden öğrendim Aslında beni ben yapan bir çok şeyi senden devraldım En çok sevdiğim özelliklerinden biri, kötü bir şey olduğunda hemen barışmayı bilmen ve konuyu uzatmaman Bu bir bardak kırılması kadar basit bir mevzu da olabilir, kanlı bıçaklı bir kavga da Bunu senden öğrendim can babam Sen her zaman “dediğim dedik”tin, her şeyin en iyisini sen bilirdin Her ne kadar tartışmaya açık olsan da düşüncelerin zor değişir hep Bazı yönlerden de olumlu bir durum aslında, özellikle insanın kendisini ilgilendiren konularda Bana hep “Kim olursa olsun, kimseye kendini ezdirme, kimseyi de ezme” derdin “hep kendi bildiğini yap” Bu iş yerinde de geçerliydi, arkadaş ilişkisinde de, evlilikte de Büyüyüp, çeşitli örnekler gördükçe daha da iyi anladım bunun ne kadar doğru olduğunu Tutumlu olmayı, kendi hayatını kazanmanın güzelliğini de senden öğrendim “kimseye muhtaç olma” dedin hep İnsanın kendi parasını alın teriyle kazanmasının haklı gururu küpe oldu kulağıma Hayatım boyunca da orda duracak “İnsan isteyince her şeyi yapar” demedin hiç, ama bunu yaptıklarında gösterdin can babam Kendi kendine su tesisatı kurmayı, duvar örmeyi, sıva yapmayı, fayans döşemeyi öğrendin Ve yaz tatillerini boş boş yatarak geçireceğine hep çalıştın, durmadın Başkalarına da örnek oldu bu davranışın, senden sonra başladı ve yayıldı ailede ustalık Farkındasın değil mi? Zaten bunu daha 9 yaşındayken gittiğimiz bir Uludağ gezisi sırasında anlamıştım Sen bir kayak hocasını dinlemiş, ardından bana kayak kiralamış ve kayak yapmayı öğretmiştin Bir de olumsuz özellikler var tabi Senden aldığım, genlerime işlemiş gelgitlerim, sürekli duygu değişimlerim Annemin sürekli eleştirdiği bir kararsızlık ve özü sözü bir olmama durumu Dedikodu severlik, öfke patlamaları, aklına geleni söyleme, karşıdaki insanı altını dolduracak kadar korkutan öfkeyle büyüyen gözler Sonra sürekli bir herkesle ve her şeyle alay eder durumda olma hâli Daha niceleri Dün doğum günümdü, 25 yaşındayım şimdi Sen de beni kucağına aldığında 25 yaşındaydın O yaşta baba olmaya hazır mıydın bilmiyorum Ben anne olmaya hazır değilim henüz Her şeye rağmen doğrularınla, yanlışlarınla canımın içisin, babamsın Babalar günün kutlu olsun Seni seviyorum Şule Tomkinson |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|