Kuşaklar |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
KuşaklarKuşaklar Hikayesi - Kuşaklar İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları Mahalleye yeni taşınan komşularının kimler olduğunu çok merak ediyormuş Anlatılanlara göre 15 yaşında bir kızları ve 17 yaşında bir oğulları varmış Annesine merakla "Kızlarını gördün mü?" diye sormuş Annesi "evet gördüm demiş "Kızları senden daha güzel" Yıllar geçmiş olmasına rağmen annesinin bu sözünü hiç unutamamış arkadaşım Hâlâ neden böyle söylediğini anlamaya çalışıyor "Üstelik sözü edilen kız o kadar da güzel değilken bir anne neden çocuğuna böyle bir şey söyler?" diye soruyor kendine Kimin haberi var bakalım?! Şımarmasını istemiyordur, böyle görmüştür, gerçekten öyle düşünüyordur vs "Ana babalarımız bizi iyi ve güzel şeylere hazırlamadılar galiba" dedi "Çünkü onlar da öyle yetiştirilmişti" Bir süre önce televizyonda bir programa katılmıştı çok sevdiğim Ayşe Özgün Sunucu Ayşe Hanım'a kendisinin nasıl bir anne olduğunu sordu Çocuklarını nasıl yetiştirdiğini anlatmasını istedi Ayşe Hanım "Benim annem ne yaptıysa tersini yaptım" dedi "Çok büyük bir disiplin ve otorite ile büyümüştüm Bu kadar baskının hata oluğunu kabul etti ailem yıllar sonra Ama bu tabii iyi örnekler yok demek değil Annem seni de biz yetiştirdik diyor ki haklıdır sanırım" Her kuşak evet, bir öncekinden farklı yetiştiriyor çocuklarını 50'lerde doğanların kaderinde baskı varmış ne yazık ki Yetmişlerde doğan bizlerse yarış atları gibiydik Durmadan kıyaslanan ve durmadan yeni bir yarışa hazırlanan çocuklardık 80'lilerin bizden pek bir farkı yok Hatta onlar biraz daha talihsizler sanki Kura çekerek başlayan eğitim yaşamları sonu gelmez sınavlar ve durmadan değişen yeni yöntemlerle bir çileye dönmüş durumda sanki İlkokul öğretmenim Semire hanımı bugüne kadar olduğu gibi şimdi de minnetle anıyorum Her sabah sınıfta yoklama yaptıktan sonra "Günün haberlerinden kimin haberi var?" diye sorardı Allahım o parmaklar havaya nasıl kalkarlardı sanki tavana değecekler O sabah yeni bir haber söyleyebilmek için bir gece önce haber izleyişim ve o sabah kapıya bırakılan gazeteye herkesten önce bakışımı düşünüyorum da Ya da "Dayımgile gittik denmez Dayımlara gittik diyeceksiniz İleride bir milletvekili olursanız kürsüde böyle mi konuşacaksınız?" derdi İnanırdık yarın bir gün mecliste olacağımıza Kimse Meclis'e girmedi ama İnandırmıştı bizi ileride iyi bir şeyler olacağımıza O 38 çocuğa kendisi inanıyordu çünkü "Bugün okula gelene dek çevrende ne gördün?" diye sorardı Yollarda gördüğümüz evlerin, arabaların, insanların kedilerin, yaprakların, çamurların bile bir anlamı vardı Mevsimleri anlatırlardı çünkü, hiçbir şey anlatmasalar bile Şemsiyeli bir adam, kuru yapraklar, duvar dibindeki kediler sonbahar demekti örneğin Neyse Kediler ve şemsiyeli adamın pek önemi kalmadı Çözülecek testlerin önüne hiçbir şey geçemiyor Güzellik ne yazık ki hâlâ çok önemli Olacak da Bizim sınıftan kimse Meclis'te değil Meclis'te olanların bir kısmı dayısıgile gidiyorlar İclal Aydın |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|