Essahtan Mı Oğul

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Essahtan Mı Oğul



Aysel AKSÜMER yazıları


Açılmak, hem de yanı başındakine yüreğindekileri pay etmek nasıl da rahatlatır insanı Şimdilerde bağımsız olan salonlar bilselerdi kendilerine açılan bir odanın tüm sıcaklığını içlerinde hissettireceğini müteahhitlere yalvarmazlar mıydı “beni ne olur tek bırakmayın” diye İşte öyle zamanlardan biriydi


Pınar, salona açılan küçük odadan ayak parmak uçlarına bir balerin narinliğinde basarak çıktı ve kapının kolunu yavaşca kendine doğru çekti Gerçeklerden rüyalara geçmek üzere olan Bilal, yattığı üçlü koltuktan doğruldu Bakışları Pınar’ın gözlerindeydi "Uyudu mu?" diye fısıldadı Pınar, işaret parmağını dudağının üstüne usulca koydu

Kocasının sorusunu başıyla onayladı ve kocasının ayak ucuna iğreti bir biçimde oturdu Özgürlüklerini bir toka yardımıyla kelepçelediği topuzundan bir tutam saç firar etmiş, yüzünü boydan boya kapatmıştı Dermansız ellerini kaldırdı ve saçlarını küçük kulaklarının arkasına zar zor sıkıştırıverdi Bu vesileyle süt kadar beyaz yüzü olduğu gibi ortaya çıkmıştı Seyrek ve kısa kirpikleri kendiliğinden aşağı doğru iniyor sonra tekrar yukarı doğru güçlükle çıkıyordu


- Bugün çok gazı vardı Bayağı zor daldı Sallamaktan o da ben de sarhoş gibi olduk

dedi kocasına bakarak Bilal’in "İyi iyi Fırsat bu fırsat sen de biraz dinlen Hatta kalkayım da buraya sen uzan" sözüyle Pınar’ın solgun dudaklarının arasından inci gibi dişleri çıkıvermişti Sırt üstü yatarak başını kocasının dizlerine koydu İkisinin de gözleri birbirine odaklanmıştı Her ne kadar dudakları kıpırdamasa bile yüreğine konan kelebek gözlerinde kanatlanmış ve "sen dünyanın en iyi insanısın İyi ki karşıma çıktın Seni çok seviyorum" diyordu sanki Bilal usulca eğilip Pınar’ın alnına küçücük bir öpücük kondurdu Bir yandan da uzun ve güçlü parmaklarını Pınar’ın saçlarında gezdiriyordu Kısa bir süre sonra Pınar yerinden fırlayıverdi Aklına mutfaktaki bulaşıklar, makineye atılacak çamaşırlar gelince huzursuz olmuştu Bilal, başını iki yana salladı ve salondan telaşla çıkan karısına uzun uzun baktı Beş yıldır aynı yastığa baş koyduğu karısını o kadar iyi tanıyordu ki Yarım kalmış bir işi varsa Pınar’ı hiçbir kuvvet uyutamazdı

Bilal’in de uykusu kaçmıştı Damağının kuruduğunu hissetti bir an Sehpanın üzerindeki sürahinin kulpunu tam kavramıştı ki çalan telefonun sesiyle bırakması bir oldu "Hayırdır inşallah Kim acaba? Beni genelde hep cep telefonumdan ararlar" diyerek ayağa kalktı Telefondaki ses ilçede oturan en büyük ağabeyine aitti Bilal, yüreğinin atışını ağzında hissediyordu


-Musa ağabey! Anneme bir şey mi oldu yoksa?


- Ne şom ağızlısın Bilal Küçükken de böyleydin Bebe sahibi oldun yine değişmedin Duymak istediğini söyleyeyim de rahatla Seksen yaşına geldi ve hala inadına yaşıyor işte!


- Ağabey Allah uzun ömürler versin de yaşasın


- Tamam tamam! Biraz da sende yaşasın ne dersin? Vallahi yengen de bunaldı iyice Biz tatile gideceğiz Hem karın da artık doğurdu Yine eski usul devam etsin Bu ara, bir de kulağım ağrıyor deyip duruyor Bağıra bağıra konuşuyoruz yine de duymuyor İki gözü iki çeşme ağlıyor Bu yaşta benim gibi duyacak değil ya Gel de anlat işte Hep geçen götürdüğüm doktorun suçu Deneme maksatlı bir işitme cihazı taktı Seninki duymaya başladı Doktorun tavsiyesine uydum bir fiyat edineyim dedim Edinmez olaydım Neredeyse benim maaşım kadar Şurda kaç günlük ömrü var Çocuklarımın rızkından kesip bir ayağı çukurda anama işitme aleti alacak halim yok tabi Anlayacağın suratı beş karış ananın


- Canım ya! Kıyamam ona Yarın gelip alırım Sen merak etme


- İyi olur kardeş! Biraz başımızı dinleyeceğiz Geç kalma emi


- Tamam ağabey


Bilal, ahizeyi sert bir biçimde yerine bırakıp, iki eliyle şakaklarını ovmaya başladı Yüzü kıpkırmızıydı "Senin gibi evlat da, ağabey de olmaz olsun!" diye içinden geçirdi Yüreği öyle sıkışmıştı ki pencerenin önüne zor attı kendini ve camı sonuna kadar açtı


Beş kardeşin içinde en küçüydü Bilal ve aynı zamanda da en merhametlisi Allah’tan eşi de öyleydi ki evlenirken yaşlı annesiyle beraber oturmayı sorun etmemişti Pınar, çok güç bir doğum yaşamış, bir süre hastanede yatması gerekmişti Bilal, o koşuşturma esnasında annesini evde yalnız bırakmamak için kısa süreliğine ağabeyine bırakırken, bu kadar çabuk isyan bayrağını çekeceğine ihtimal vermemişti Ne de olsa bir tek kendinin değil diğer kardeşlerinin de annesiydi Bedia Hanım


Önünde bulaşık önlüğü, elleri ıslak bir biçimde salona giren Pınar, Bilal’in yüzünü görünce heyecanlanmıştı


- Hayırdır Bilal! Kimdi arayan? Önemli bir şey yoktur inşallah


- Ağabeyimdi Tatile gideceklermiş de onun için arıyor


Pınar, gözleri dolu dolu olan Bilal’in sıkıntısını anlamıştı Boynuna sarıldı ve "Yazıklar olsun! Bir on gün annelerini misafir edemediler değil mi? Allah evladın da hayırlısını versin" diye söylendi Sonra "Ne zaman getireceksin annemi?" diye sordu Bilal’in gözlerinden bir kaç damla düşüvermişti


- Sen bir meleksin! Senin hakkını nasıl öderim


diyebildi boğuk bir sesle ve ardından "Yarın" diyerek sözünü tamamladı


Ertesi gün olmuş Bilal arabasıyla yola çıkmıştı Ağabeyinin evine gelip zile bastığında sinirleri oldukça gergindi Sürekli “sakin ol Bilal” diyordu kendine Ama açılan kapının hemen önüne konmuş valiz damarlarındaki kanı beynine hücum ettirmeye yetmişti bile Ağabeyiyle hiç konuşmadan içeri girdi Kendisini dört gözle bekleyen annesinin dizlerine çöktü ve elini öpüp alnına koyduktan sonra "Anacığım, bak ben geldim Bize götüreceğim seni" dedi gülümseyerek


Bedia Hanımın feri gitmiş gözleri, Bilal’i görünce yeniden canlanıvermişti Dişsizlikten iyice içine göçmüş olan dudakları ve çenesi tir tir titriyordu Küçülmüş bedeninde yüreğinin oğlu Bilal için kocaman attığı bakışlarından o kadar belliydi ki Gözyaşları pınarlarından kupkuru ve kırışmış cildine doğru sicim gibi akıyordu Bilal, elleriyle annesinin gözyaşlarını usul usul sildi Annesinin "oğlum beni bir daha yanınızdan ayırmayın olur mu?" deyişi Bilal’in yüreğini daha bir yakmıştı Bilal "Kurban olayım anam! Akıtma sen gözyaşlarını! Söz bir daha asla seni yanımdan ayırmayacağım Ben neredeysem sen de oradasın tamam mı!" dedi ağlayarak


Birlikle yavaş yavaş dış kapıya doğru ilerlerken Musa, dik dik annesi ve Bilal’e bakıyordu Musa’nın "Anne hadi güle güle Yine gel" deyişi o kadar yapmacıktı ki Bilal’in dilinin ucuna bir süre söz geldi ama sonra değmez diye düşündü ve ağır ağır merdivenleri indiler Bilal bir an önce arabaya binerek ağabeyinin evinin önünden uzaklaşmak istiyordu Arabanın ön kapısını açıp annesini oturttuktan sonra direksiyona geçti


Bedia Hanım biraz sakinleştikten sonra "Torunumun adını ne koydunuz?" diye sordu Bilal’e


Bilal bir yandan yolu takip ediyor bir yandan da gülümseyerek annesine bakıyordu Kulakları zor işiten annesinin duyacağı biçimde “Rahmetli babamın adını koydum anne Ahmet!” dedi Bedia Hanım belli ki duymamıştı Bilal daha yüksek sesle bir kez daha söyledi Annesi nihayet duymuştu Bunu gözlerinden anlayabiliyordu “Allah uzun ömürler versin Adıyla yaşayın oğul” dedi sesi titreyerek Evlerine geldiklerinde Pınar’ın güler yüzüyle karşılaşmışlardı Bedia Hanım çok mutluydu En rahat ettiği yer Bilal ve Pınar’ın yanıydı

Bilal, Pınar’ın elinden tutarak mutfağa götürdü İçeride kısa bir süre konuşup el ele içeri girdiler Bilal “Anne sana iyi bir haberimiz var Bizim biraz birikmiş paramız vardı Onunla sana işitme cihazı alacağız Torunun Ahmet’in konuşmaya başlayınca sana babaanne dediğini işitmek istemez misin?”


Bedia Hanım’ın gözlerinden yaşlar, dudaklarından ise “Essahtan mı oğlum” sözü dökülüvermişti Bilal annesinin elini öptükten sonra “Essahtan anacığım essahtan” dedi gür bir ses tonuyla


Bazı mutlulukların ne yaşı ne de tarifi mümkün olmuyordu Tıpkı görmek, işitmek, dokunmak ve hissedebilmek gibi


Aysel AKSÜMER


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.