|
|
Konu Araçları |
“güneş, anadil, dil, tartışmasına, teorisi”nden |
“Güneş Dil Teorisi”nden Anadil Tartışmasına |
06-18-2012 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
“Güneş Dil Teorisi”nden Anadil TartışmasınaTürkiye “anadilde eğitim”i tartışırken, aklıma şu meşhur “Güneş Dil Teorisi” düştü 1930’lu yıllarda Atatürk’ün talimatıyla üretilen köksüz ve mesnetsiz teoriye göre, Türkçe dünyadaki ilk dillerden biriydi “Bütün diğer diller Türkçe’den üremiş”ti Niyagara Şelalesi’nin ismi “ne yaygara”dan geliyordu Aslında Türk olan Kızılderililer, Bering Boğazı yoluyla Amerika Kıtası’na geçmiş, kıtayı keşfederken önlerine korkunç gürültüler çıkaran bir şelale çıkmıştı Bu durumdan çok etkilenen “Kızıl Türkler”, “Ne yaygara! Ne yaygara!” demişler, bu ilk tepki zamanla “Niyagara” şekline dönüşmüştü Amerika Kıtası’nı keşfe devam eden Türk boyları (yani Kızılderililer) Güney Amerika’ya kadar gelmişlerdi Burada ucu bucağı olmayan bir nehir gördüler Suyun geldiği istikamete doğru günlerce yürümelerine rağmen, çıkış noktasına bir türlü ulaşamadılar Hayretler içinde kalıp birbirlerine “Amma uzun!” dediler Zamanla bu söz “Amazon”a dönüşüp o nehre isim oldu Gülmeyin lütfen! Bunlar o dönemin gayetle ciddi “bilimsel” bulgularıdır! Sözünü etmişken, hepsinden daha da “bilimsel” bir “bulgu”dan söz edeyim Eski ders kitaplarımıza göre; Peygamber Efendimiz’i Medine’ye dâvet eden Medine halkı öz be öz Türk’tü! Çünkü bunlar, Arapların “Evs” ve “Hazrec” kabilelerine mensuptu Bu kabile isimleri eski yazıdaki yazılış biçiminden dolayı “bizimkiler” tarafından “Us” (Evs yerine) ve “Hazarç” (Hazrec yerine) şeklinde okundu “Us” kelimesinin Türkçe’de “akıl” anlamına geldiği, “Hazarç”ın da “Hazar Türkleri”nin adından bozma olduğu sanılmış, bu yanlış okumaya dayanılarak bir çırpıda “Arap” kabileler “Türk” oluvermişti! Bu konuda bir de harita çizilmişti “Us” ve “Hazar” boylarının Orta Asya’dan Medine’ye gelirken izledikleri yol, haritada renkli oklarla gösterilmişti “Bu kadar da olmaz” demeden önce hatırlatayım ki, o dönemde Peygamberimizi “Türk” ilân eden bir hayli yazı yazılmıştır Artık “Bu kadar da olmaz” diyebilirsiniz Kimler mi yazıyordu bu “bilimsel” makaleleri? “Beş halife devrinde Hazret-i Ömer, Hazret-i Ebubekir tarafından halifeliğe namzet (aday) gösterildi” (Cumhuriyet, 11 Ocak 1955 tarihli alıntı), diye Ve “Mimar Sinan, Ayasofya’yı yaparken Kanuni Sultan Süleyman bakmaya gelmiş” (Cumhuriyet, 17 Mart 1955) diye döktüren “allame-i cihan”larımız elbette “Hulefa-i Raşidin”in “Dört Halife” demek olduğunu, Doğu Roma’nın en büyük eseri Ayasofya’nın Fatih Sultan Mehmed tarafından camiye dönüştürüldüğünü bilmeden ahkâm kesen “devrim yobazları”ndan bu millet çok çekti Neyse; bir zamanlar “Güneş Dil Teorisi” ile “Türk Tarih Tezi” (bütün milletlerin Türk soyundan geldiği safsatasına dayalı iddiaların bütünü) beyinlerimizi kasıp kavurdu Bu konular o kadar önemsendi ki, TDK eski Genel Sekreteri İbrahim Necmi Dilmen’in söylediğine göre; bizzat Atatürk, Ulus gazetesinde konuyla ilgili imzasız makaleler dahi yazdı Tabii tutmadı Ölümünden sonra teori rafa kalktı Sonra da unutuldu gitti Ünlü tarihçimiz rahmetli Fuad Köprülü, Atatürk’ün emriyle hazırlanan “Türk Tarihinin Ana Hatları” isimli ders kitabının yazarlarından biridir Talimatla katkıda bulunduğu eseri 1940 yılında yayınladığı bir makalede, “Avrupa tarihçiliğinin Türkler aleyhinde yazılmış temelsiz ve olumsuz düşüncelerine karşı bir tepki olarak ortaya çıkan romantik nasyonalist bir tarih anlayışı” olarak eleştirmiştir “Güneş Dil Teorisi”nden nihayet “anadilde eğitim” tartışmalarına gelebildik Umarım “resmi tarih”ten “gerçek tarih”e doğru da hızlı bir geçiş yaparız Yavuz Bahadıroğlu
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
Cevap : “Güneş Dil Teorisi”nden Anadil Tartışmasına |
06-18-2012 | #2 |
VANDETTA
|
Cevap : “Güneş Dil Teorisi”nden Anadil TartışmasınaMilliyetçilik bu ülkenin bağrına saplanan en büyük hançer,ne yazık ki o hançeri bizzat kendi ellerimizle daha derinlere iten yine bizleriz Efendim,biz ki Çanakkale'de Türk'ü Laz'ı Kürt'ü Süryani'si hatta Arap'ı omuz omuza savaşmış bir milletiz Savaş sonrası;ne mutlu türküm diyene E omuz omuza savaştığın bu ülkenin topraklarına toprak için kanı akmış diğer etnik kökenliler ne olacak,türk olmadıkları için mutsuz mu? Ali tayyar önderin türkiyenin etnik yapısı diye bir kitabı var yazıyı okurken direkt o geldi aklıma kitabı okurken gayat rahat bir şekilde,Adem'i de ne zaman Türk ilan edecek diye bekleyebilirsiniz Bunlar gereksiz şeyler kimsenin kimseye uyma gibi zorunluluğu olamaz,MKemal bağlılığın türklüğe değil de devlete olması yönünde çalışmış olsaydı bugün pkk denen bir sorunumuz olmazdıİsteyen kendisini istediği gibi lanse etsin yeterki devlete isyan etmesin
__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar! Tek çare;Din birliğidir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|