İnsan Hakları |
05-28-2009 | #1 |
yesimciwciw
|
İnsan Haklarıİnsan Hakları Özgürlük:İnsanın doğuştan sahip olduğu hak ve özgürlükler Başkasına zarar vermeden yapılacak her şey İlk başlarda insanın doğuştan hak ettiği haklar olarak görülmüş din, dil, ırk, mezhep fark etmeksizin Bugün demokrasi adına 2 önemli gelişme var: 1Özgürlük soyut olmaktan çıkmış, sosyal ve ekonomik hakları da içeren somut kurallara dayanmış 2İnsan hakları çoğulcu demokrasilerde, kanunlarda ve anayasalarda beyanla kalmayıp bu hakların ihlaline karşı yargısal yolla korunma imkanı verilmiştir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ihlal olduğunu onaylarsa; 1Tazminat ödenmesi (Bakanlar Komitesi denetliyor, ödenmezse Avrupa Konseyi’nden ihraç söz konusu) 2İç hukukta bazı değişiklikler yapılması söz konusudur İncal Kararı: Önceden DGM’lerde askeri savcılar vardır AİHM 6kararına göre “bağımsız ve tarafsız hakim tarafından yargılanma ilkesine karşı olduğu için düzeltme zorunluluğu doğmuştur Ancak hakimlere karşı değil, hakimlerin seçiminde askeriyenin müdahalesi olduğu için bu kararı almışlardır İnsan Haklarının Çeşitleri Gerçek haklar-biçimsel haklar ayrımı koruyucu,katılma,isteme hakları Gerçek haklar-biçimsel haklar ayrımı Marksist öğretiye dayanıyor Bu öğreti klasik insan haklarını (toplantı, yürüyüş gibi) biçimsel hak olarak nitelendirir Bunların soyut özgürlükler olduğu, gereksiz bireye hiçbir yarar sağlamadığı söylenmektedir Bu tür özgürlüklerin toplumdaki eşitsizlikleri ve sosyal sömürüyü önlemeye cevap vermediği iddia edilir Bencil insanın özgürlükleri olduğunu ve özel bir keyfilikten başka bir anlam taşımadığını iddia eder Marksizm, biçimsel hak olarak nitelendirdiği ve reddettiği klasik insan hakları yerine, gerçek özgürlük, iş sahibi olma, sosyal sömürüden kurtulma, saygın yaşam hakkı gibi gerçek hakları koyacağını iddia etmekte ve bu hakların işçi sınıfını sömürücü sınıfın elinden kurtaracağını savunmaktadır Bu amaçla Marksist öğreti, bu hakların gerçek Anlamda değer kazanabilmesi için sömürücü sınıfın ihtilalle yıkılacağını ve tüm malların halka geçeceğini söyler Bu görüş iflas etmiştir Ancak bu görüşün ortaya koyduğu klasik anlayışa eleştiriler Avrupa’nın İnsan Hakları konusunda gelişimine yardımcı olmuştur Sınıfsız rejimin olması istenirken diktatörlük oluşmuştur Marksist görüşün yıkılışının nedeni olmuştur Marksizm de insanların iyi niyetli, mükemmel olmaları gerekir ki sistem işlesin Katılma hakları Bireyin siyasi iktidarı kullanmasını, aktif bir şekilde katılmasını sağlayan haklar Seçme Seçilme Vatandaşlık Siyasi parti kurma Siyasi partiye üye olma Kamu kuruluşlarında çalışma İsteme hakları Kişilere, devletten olumlu bir davranış, yardım ve hizmet isteme hakkı Devlet aktif olursa ancak işe yarar Ailenin korunması Eğitim-öğretim hakkı Çalışma hakkı Dinlenme hakkı Sendika kurma hakkı Toplu iş yapma hakkı Grev yapma hakkı Konut kurma Koruyucu haklar Liberalizmin klasik insan hakları çerçevesinde ele alınacaktır Kişi güvenliği Doğal hakim güvenliği Cezaların kanuniliği Kişi dokunulmazlığı Haberleşme özgürlüğü Özel hayat özgürlüğü Din özgürlüğü Düşünce, inanç özgürlüğü Gösteri, toplantı özgürlüğü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’ye Karşı Açılan Davalar Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 25maddesine göre 1985 tarihinden beri bireysel başvuru hakkını kabul etmişiz Başvuruyu yapanlara göre: Eğer başvuru Avrupa Konseyi’ne üye devlet ya da devletlerce yapılırsa devlet başvuru, bireyler tarafından yapılırsa bireysel başvuru deniliyor Devlet başvurusu; 15 devlet 12 Eylül darbesine ilişkin dava açmış 2Kıbrıs Rum Hükümeti 4 dava açmış( 1974 müdahalesi sonrasına vatandaşlarının mülkiyet hakkını kullanamadıklarını söylüyor) 3Danimarka tarafından (vatandaşı terör suçlusuymuş, yargılamışız) İç yargı yollarının tükenip tükenmemesine göre; Bireysel başvuru için iç yargı yolları tükenmeli ve en fazla 6 ay geçmiş olmalı Olayın özelliklerine göre iç hukukta yeri yoksa direk başvuru yapılabilir Hangi gerekçelerle açılıyor davalar? Güney Kıbrıs’taki mülkiyet haklarının ihlal edildiğin söyleyen Rumlar Köy yakma ve boşaltma Kamulaştırma bedellerinin geç ödenmesi Gözaltına işkence davaları Gözaltında kayıp ve faili meçhul olaylar Düşünce özgürlüğüne karşı açılan davalar Makul sürede yargılanma hakkını ihlali Parti kapatma davaları İşkence!! Sur kararı: Abdullah Sur kuyumcuda çalışan bir işçi Biri hurda altın veriyor külçe altın yapması için o da bakır ilave dip değerini düşürüyor 11 Mayıs 1992:gözaltına alınıyor 12 Mayıs 1992:ifadesi alınıp İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderiliyor Tutuklanıyor 13 Mayıs 1992:nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi serbest bırakıyor 14 Mayıs 1992:”işkence gördüm!!” diyerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor 29 Mayıs 1992: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sanıkları tanıyamadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı veriyor Şimdi 15 gün içinde en yakın Ağır Ceza Mahkemesine itiraz etme hakkı var, o da öyle yapıyor 21 Ekim 1992:reddedilmiştir Tüm iç hukuk yolları tükenmiştir!! 15 Mart 1993:Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruyor Komisyon başvuruyu kabul etmiş ve mahkemeye göndermiş Yargılama devam ederken Türkiye barışçıl yolla sonuçlandırma istemiş, ve böyle çözülmüş Sur’a 1997 yılında 100000, avukatına 15000 Fransız frangı ödenmiş Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) 1992 yılında alınmış bir karar 135 madde; 1susma hakkı 2talebi halinde avukat tutma hakkı 3aleyhine sürülen delilleri çürütebilme hakkı( savunma hakkı) Bu haklar hatırlatılmazsa 254maddeden “bu deliller hükme alınamaz” deniliyor %99 sanık avukat istemiyor(isteyemiyor!!) Sorgu tutanağının üst kısmında bu haklar yazılı ancak okutulmadan imzalatıyorlar, böylece hatırlattıklarını belgelemiş oluyorlar Gözaltı süresi uzarsa işkence izleri kaybolur o yüzden 24 saat Aynı suçtan 2kez alınması 1998’de yasaklanmış Toplu işlenen suçlar için 4+3 gün Tek başına polis suçlu değil Polis, savcı, dr,avukat, haklarını bilmeyen vatandaş, dayağı onaylayan aile Düşünce Özgürlüğü Bizde 25madde; düşünce özgürlüğü 26madde; düşünceyi açıklama özgürlüğü AİHS+ Almanya;ifade özgürlüğü diyor sadece Zana kararı: Mehdi Zana başka bir suçtan dolayı 1987’de cezaevine giriyor Gazetecilerle yaptığı bir konuşmada “PKK’nın hareketini destekliyorum, ancak kadınlar ve çocuklar yanlışlıkla ölüyor” demiş Bu beyan Cumhuriyet gazetesinde yayınlandıktan sonra Cumhuriyet Başsavcılığı’na dava ediliyor 312 madde; 1fıkra:suç sayılan fiili övmek 2fıkra:halkı kin ve düşmanlığa tahrik Sonuç:Diyarbakır DGM’si 1991’de 12 ay ceza veriyor AİHM’ye başvuruyor Karar: 1cümlede PKK destekleniyor2cümleyle çelişki var deniliyor ve kararı onaylıyor Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Düşünce Özgürlüğü Anlayışı 10madde:herkes ifade özgürlüğüne sahiptir, düşünceyi yaymak da buna dahildir AİHM’ye göre müdahaleyi gerektiren durumlar; 1hukuken öngörülebilir olma(yasanın olması) 2izlenen amacın meşruluğu(ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin, ülke bütünlüğü ve suçların önlenmesi meşru amaçlarını taşımalı) 3müdahalenin gerekli olması(demokratik bir toplumun temelini oluşturma) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Başvuru Koşulları SÜRE:Başvuru iç hukuk yolları tükendikten (kesin karardan sonraki) sonra 6 ay içinde olmalı Hem bireysel hem devlet başvuru için geçerlidir İç hukuk yollarının tükenmesi gerekçesi biçimsel değildir, AİHS iç hukuk yollarının ardından tamamlayıcı olmuştur İç hukukta etkililik yoksa direk başvuru yapılabilir BİREYSEL BAŞVURULAR:AİHM’ye gönderilen dilekçeler şu durumlarda kabul edilmez Dilekçe imzasız ise Daha önce yapılmış başvuru varsa Başka bir soruşturma ya da çözüm organına gidilmemişse Yapılan başvuru sözleşme hükümleriyle bağdaşmaz nitelikteyse; taraf olmayan bir devlet aleyhine yapılmışsa, sözleşmede öngörülmeyen bir hak içinse Açıkça dayanaksız, kanıtsız ise Kötüye kullanma;karalayıcı bir dil kullanma, siyasi kullanma, asılsız iddia olması Ön incelemeyi komisyon yapıyor, koşular gerçekleşmiş, kabul edilebilir derse mahkemeye gidiliyor ZAMAN:Bireysel başvuru zaman bakımından sınırlı Devlet sözleşmeyi ne zaman kabul ettiyse ondan sonra geçerlidir (biz 1987 de kabul etmişiz, zorunlu yargı yetkisini ise 1996’da) Ancak ihlal süreklilik gösteriyorsa (Kıbrıs sorunundaki gibi) yine kabul ediliyor Diyelim ki dava 1985’de başladı 1995’de bitmiş olsun Yargılama süresinin makul olup olmadığına bakıldığında kabul tarihinden sonra da devamlılık olduğu için başvuru kabul ediliyor YER:Taraf devletin sınırlarında gerçekleşmesi gerekiyor KİM: Kimlerin başvuracağı konusunda sınırlama yok O ülkede yaşıyor olmak yeterli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Özellikleri Bireyi uluslar arası hukukta hak sahibi, söz sahibi yapmıştır Taraf devletlere bazı yükümlülükler getirdiği gibi kişilere de hak veriyor, kişiler sözleşmeye dayanarak hak isteyebilir Bireysel başvuru yolunu kullanabilir Bireysel başvuru hakkı, sözleşmenin belkemiğidir, temel özelliğidir Önceleri bireysel başvuru hakkı, taraf devletin bunu tanıması durumunda söz konusuydu ancak 11nolu protokol ile zorunluluk haline getirildi Sözleşme ile getirilen güvence tamamlayıcı niteliktedir Önce iç yargı yolları tüketilmeli sonra başvurulmalı Sözleşme karşılılık ilkesine dayanmaz(karşılılık: bir devlet imzasını attığı sözleşme gereğince insanlarına hakkın başka devletlerce de verilmesini isteyemez Bu sözleşme ile sağlanan haklardan yabancılar da yararlanabilir Sözleşme ile sürekli görev yapan AİHM’si kurulmuştur Merkezi Fransa’dadır Sürekli görev yapıyor İç hukuku doğrudan etkilemektedir Her bir taraf devlet sözleşme uyarınca belli standartlara uymak zorundadır Savaş ya da tehdidi olduğunda bazı yükümlülükler askıya alınabilir Hak ve özgürlükler kötüye kullanılamaz Demokratik bir toplum oluşturma hedeftir Demokratik rejimi yıkma yolundaki girişimler engellenecektir 11 nolu protokol ile yapılan değişiklikler(1991) 90’lı yılların başıyla beraber doğu bloğunun çökmesiyle beraber bu bloğa dahil bazı devletlerin Avrupa Konseyi’ne üye olmaya başladığı görülüyor Bu konseye üye olan devletlerin hemen hemen hepsi AİHS’ye imza atıyor ve üye sayısı 2’ye katlanıyor Önceki şeklinde bireylerin başvuru hakkı taraf devletin kabulüne bağlıydı artık zorunluluk halinde Mahkeme süresinde yapılan değişikliler; Önceden 1komisyon(başvuruyu kabul edilebilir olduğunu inceler) 2divan(mahkeme) 3bakanlar komitesi(siyasi) bu 3 makamın varlığı işin yavaşlamasına sebep oluyordu Komisyon kaldırıldı, bakanlar komitesinin görevi sadece verilen kararların yerine getirilip getirilmediğini kontrol oldu Ön inceleme 3 kişilik komisyonca yapılacak 11nolu protokol sadece inceleme mekanizması açısından değişiklik yapıyor, hak ve özgürlükler açısından değişiklik yok alıntıdır
__________________
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|