Johann Gregor Mendel Kimdir? (1822-1884)

Eski 04-25-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Johann Gregor Mendel Kimdir? (1822-1884)



Johann Gregor Mendel Kimdir? (1822-1884)

Johann Gregor Mendel 22 Temmuz 1822 Heinzendorf'ta doğdu (bugünkü Çek Cumhuriyeti), 6 Ocak 1884 Brünn'de öldü (bugünkü Çek Cumhuriyeti); genetik biliminin kurucusu, Avusturyalı botanik bilgini ve rahiptir

Kalıtım biliminin öncüsü botanikçi, bitkiler üzerine yaptığı çalışmalarda, bir türün özelliklerinin kalıtım yoluyla sonraki kuşaklara aktarıldığını bulmuştur Mendel'in öne sürdüğü ilkeler, 20 yüzyılın başlarında yapılan deneylerle doğrulandıktan sonra, kalıtım kuramının bütün canlılar için geçerliliği saptanarak, biyolojinin temel ilkelerinden biri haline gelmiştir


Johann Gregor Mendel Kimdir? (1822-1884)

Bilim adamı denildiğinde çoğunlukla gözümüzde laboratuarında çalışan beyaz önlüklü, gözlüklü bir tip canlanır Oysa bilim adamı aslında içinde bulunduğu şartların gereğince hangi ortam olursa olsun durmaksızın araştıran, içinde hiç bir zaman yenemeyeceği bir araştırma arzusu barındıran bilinçtir Bu bilinç özünden gelen sesi duyduğu sürece arayacak, arayacak, arayacaktır Ne zaman biter araştırma arzusu yerini dünyasal hırslar, kaygılar ve hatta kibir hali alır o zaman araştırma biter, o zaman bilim aşkı da biter, hazır ve ilerlemeyen bilgi haline dönüşür İşte o an bilimin kaybıdır, durağanlığın, cehaletin ve körlüğün ise haykırma anıdır İşte bu bakımdan günümüzde özellikle gelişmesini tamamlayamamış ülkelerde çok sık görülen bu "Bilgi adam"larının fark edilmesi ve "Bilim adamı"yla arasındaki farkların görülmesi açısından Genetik biliminin Kurucusu Gregor Mendel'in hayatını sunuyoruz

Gregor Mendel, Avusturya imparatorluğu dahilinde yer alan Çekoslovakya'da yoksul bir köylü olarak dünyaya gelir Kırsal kesimde halen feodal sistem yürüdüğünden yoksul ve topraksız köylüler için ırgatlık yapmaktan başka seçenek yoktu Tek kurtuluş seçeneği olabilecek eğitim de sadece ilkokulla sınırlıydı, daha ilerisi ise paralı olduğu için bir köylü için hayal bile edilmesi imkansızdı

Bu şartlar altında yaşayan Gregor'un en olası geleceği bir rençber olmaktan öteye gidemiyordu Ne var ki Gregorun ilkokulda gösterdiği olağanüstü yeteneği ve öğretmenlerinin de ısrarıyla ailesi ortaöğretimi için destek verir Ortaokulda botaniğe ilgisini keşfeden Mendel, bu konuda çalışmalarını sürdürebileceği bir mekan aramaya başlar Kız kardeşinin çeyiz parası bunu karşılamak için çok yetersizdir, burs olanağı da olmadığı için tek şansı kalıyordu; manastıra girmek

Botanik müzesi, bahçe bitkileri ve geniş kütüphanesiyle ünlü Brünn Manastırını seçti Buradan 25 yaşında papaz ünvanını alan Mendel'in artık tek amacı vardı, daha geniş araştırma olanakları bulabileceği bir ortaokula öğretmen olarak girmek Mülakat için girdiği kurulla uyuşmayan yöntemi ve tutumu sonucunda bunu başaramayan Mendel için artık tek bir seçenek kalıyordu, manastırda çalışmalarına devam etmek

Canlılarda özelliklerin kuşaktan kuşağa geçişi, Mendel'in öteden beri ilgisini çekmişti Herkes yeni doğan bir yavrunun özelliklerinin anasından babasından aldığı özelliklere bağlı olduğunu biliyordu ama bu aktarımın matematiksel bir izahı bir türlü açılamamıştı Mendel, bezelyeler konusundaki çalışmasına bu yanıtı bulmak amacıyla başlar Çalışmasını 2 çeşit bezelyenin sarı-yeşil, buruşuk -düzgün, yuvarlak- köşeli gibi yedi karşıt özelliği baz alarak yürütür Buna göre boylu ve bodur türleri çaprazladığında ilk kuşağın tamamen boylu olduğunu görür Melez ürünü kendi içinde çaprazladığında ise, bu sefer yeni nesil bezelyelerin 3/4'ünün büyük kısmının boylu bir kısmını ise, bodur olduğunu gözlemler Buna göre 1064 bezelyenin 3/4'ü boylu 1/4'ü ise bodur oranını vermektedir: Sayı büyüklüğünden kaynaklanan sapmaları çıkarttığında 3:1 oranı ortaya çıkar

Bu durumun iyi anlaşılması açısından bir kaç noktanın açıklık kazanması gerekmektedir:

1 Döllenmede bezelyelerin eril dişil cinsi önemli değildir

2 Dişi yada erkek her canlı taşıdığı her özellik için baskın ve saklı iki faktöre uyumlu olarak bir görünüş sergiler Mesela bezelyelerde ilk nesilde Bb melezinde ortaya çıkan B(boylu) baskın karakterdir, b(bodur) özellik ise, saklı olarak mevcuttur kendisini sergileyemez

3 Dişi ve erkekte her üreme hücresi faktörlerden yalnızca birini taşır Yani her yavru belli bir karakter bakımından iki özellikle gelir

4 Baskın ve saklı karakterler döllenme esnasında karışmaz her biri kendi özelliğini korur Baskın karakter Bb ve BB koşullarında saklı karaktere karşı güçlüdür Saklı karakter ise dişiden ve erkekten gelen genlerden ikisinde de b olması durumunda devreye girer Yani yavru bodur(b) ise bu anadan da babadan da gelen genlerin bb olmasını gerektirir Ama baskın karakter için Bir tanesinden B gelmesi yeterlidir

Mendel teorisi, Darwin'in evrim kuramının başlangıçta cevapsız bıraktığı önemli noktalara da cevap bulmaktadır Evrimi doğal seleksiyonla açıklayan Darwin de herkes gibi ana baba özelliklerinin yavruda kaynaştığını varsayıyordu Bu doğru olsaydı, doğal seleksiyonla üstünlük kazanan özelliklerin kuşaklar boyu zayıflaması gerekirdi Örneğin çok hızlı koşan biriyle normal hızda koşan bir birey çiftleştiğinde yeni neslin ikisinin arasında bir hızda koşması gerekirdi Darwin de bunun böyle olmadığını biliyordu Bu bakımdan özelliklerin önceki kuşaklardan olduğu gibi ve ayrı karakterler olarak yavruya geçtiği düşüncesi Mendel'in kanunlarının getirdiği bir açıklamadır

Mendel, bu kuramı 1865'de sundu Ancak maalesef hayattayken bu kuramın dikkate alındığını göremedi 35 yıl sonra kuramın özü Devries ve Wiessmann gibi bilim adamlarının çalışmaları olmasaydı, Mendel'in bu çalışmaları belki de sonsuza kadar kapalı kapılar ardında kalacaktı
Johann Gregor Mendel Kimdir'in Hayatı

Mendel'in Yaşamı

Küçük yaşlarda bahçe işleriyle uğraşmaya başlayan Mendel, üniversite öğreniminden sonra bir din adamı olarak Moravya'da yaşamını sürdürdü Bu arada bitkiler üzerinde pek başarıya ulaşamayan bazı incelemelerde bulundu

1854'te Brünn'e dönerek bir teknik lisede öğretmenlik yapmaya başladı Daha öncede öğretmenlik sınavlarına girmiş ancak başarılı olamamıştı 19 yüzyılın ortalarında Darwin'in doğal ayıklanma kuramının yayıldığı sıralarda canlı bir türün özelliklerinin kendisini izleyen döllere nasıl aktarabildiği sorunu yeni bir yoğunlukla ortaya çıkmıştı

Biyoloji bilginleri özellikle bitkibilimciler harcadıkları çabalara karşın bu sorunu aydınlatamıyorlardı Daha sonraları genetiğin babası olarak kabul edilecek Mendel, aynı sorunla ilgili deneylere 1858’de başladı ve araştırmalarının ancak 8 yıl sonra sonuca ulaştırabildi Başarısı, incelediği konuya elverişli olan yönteminden kaynaklandı Mendel bir yandan farkların az ve son derece belirgin olduğu bitki çeşitlerini (dev ya da cüce, düz ya da kırışık bezelyeler) ayırmayı öte yandan aktarılan özelliklere göre sayısal ilişkileri araştırmada istatistiğin henüz yerleşmiş bir bilim dalı olmadığı bir dönemde istatistik yöntemini benimsemeyi bildi

Bezelyelerle yaptığı deneylerde bitkinin uzun boylu ya da cüce, çiçeklerin ve yaprak koltuklarının renkli ya da renksiz, tohumlarının sarı ya da yeşil, düzgün ya da buruşuk olması gibi karşıt özelliklerden birini kuşaklar boyu taşıyan saf soylar elde etmeyi başardı Ardından bunları kendi aralarında çaprazladı Sonuçta gözle görülür ölçüde belirgin olan bu iki seçenekli özelliklerin saf soylar ile melez döllerde temel kalıtım birimleri aracılığıyla ortaya çıktığını ve her özellik için bir çift genin bulunduğunu öne sürdü

Mendel tüm bunları basit istatistiklerle değerlendirdi Bu Mendel yasaların temel ilkesi melez döllerin üreme hücrelerinde yarısı anadan yarısı babadan alınmış kalıtım birimlerinin bulunmasıdır
Johann Gregor Mendel Genetiği Nedir?

Mendel genetiği, Mendelizm ya da Mendel kanunları, Avusturyalı bir papaz olan Gregor Mendel'in genetik bilimiyle ilgili olarak bulduğu klasik genetik kanunlarıdır

Mendel, manastırın bahçesinde bezelyeleri birbirleriyle çaprazlayarak (eşleştirerek) kalıtım için ilgi çekici sonuçlar buldu Çalışmalarını yaptığı dönemde kromozom ve genlerin varlığı bilinmemesine rağmen, özelliklerin "faktör" adını verdiği birimlerle nesilden nesile aktarıldığını söyledi Bahçe bezelyeleriyle yıllarca yapmış olduğu çalışmalarının sonuçlarını 1865'te yayınladığı Bitki Melezleri Üstüne Denemeler isimli eseriyle genetiğin kurucusu olarak kabul edildi

Mendel'in en önemli deneylerinin konusu bezelye idi Adi bezelye tanelerinin bazıları düz yuvarlak, bazıları buruşuktur, bazı taneler sarıyken, diğerleri yeşildir, bazı bezelye bitkileri uzun, bazıları kısadır Bu bitkileri düzenli tozlaşmalara tabi tutan Mendel, yukarıdaki özelliklerin dölden döle nasıl aktarıldığını göstermiştir İki özelliğin bir araya gelmesi sonucunun bir karakteristik ortalaması olabileceği düşünülebilir Bazı saf karakterlerin birleşmesinden, gerçekte de bu sonuçlar alınabilir; ama Mendel'in deneylerine göre, iki saf karakterin çaprazından, mesela uzunluk ve kısalıktan melez uzunlar çıkmaktaydı Uzunluk karakteri, kısalık karakterine baskın olduğundan sonuçta melez bireyler uzun görünümdeydi Bu tip iki uzun melezin çaprazı sonucunda ise, % 25 oranında saf uzun, % 25 saf kısa, % 50 melez uzun çıkmaktaydı İki eş saf özellik çaprazlandığında, sadece bu saf özellik ortaya çıkmaktaydı Mendel kanunlarının esası buna dayanmaktaydı

Mendel bahçe bezelyeleriyle yaptığı çaprazlamalarda bazı belirli özelliklerin değişmediğini tesbit etti Bezelyelerin bir kısmı kısa ve çalı tipli (bodur) olduğu halde, bazıları uzun ve tırmanıcı idiler Yine, bazıları sarı tohum ürettiği halde, bir kısmı yeşil tohum üretirdi Bazıları renkli çiçeklere sahip olduğu halde, bazıları da beyaz çiçek ihtiva ederdi

Mendel bahçe bezelyelerinin topu topu yedi özelliğinin değişmediğini keşfetti Ayrıca bezelye çeşitlerinde özelliklerin nesilden nesile kendi kendilerine sürdürdükleri tozlaşma sayesinde korunduğunu gördü

Melezleme tozlaşmasında ise çiçeğin erkek organlarından diğer bitkinin dişi organına çiçek tozu (polen) aktarılarak kolaylıkla üretilmekteydi

Farklı yedi özellik (uzunluk, kısalık, sarı tohum, yeşil tohum vs) görüldüğünden ve melezleme tozlaşması kolaylıkla icra edildiğinden Mendel'in seçtiği konu idealdi Onun ilk işi, kendisinin takip ettiği ve anne babadan evlatlara devamlı aktarılan yedi özelliği, olsa da olmasa da keşfetmekti Mendel farklı bitki çeşitlerinin her birinden tohumlar toplayarak onları bahçesinde fidan olarak dikti Deneylerle ortaya çıkan yedi özelliğin zürriyet meydana getirmede ebeveynlerden (anne babadan) evlatlara aktarıldığını göz önüne almıştı Bezelye çiçekleri, ancak kendini dölleyebilecek bir yapıya sahip olduğundan saf soylarını devam ettirmeye müsaittir Mendel ilk deneylerinde bezelyelerin arı döl olup olmadığını araştırmaya başladı Bunun için aynı bitkiyi birkaç defa arka arkaya tozlaştırarak birçok döl elde etti Her dölde elde ettiği bireyleri birbirine ve ebeveynlerine benzeyip benzemediklerine göre ayırdı Böylece özellikleri farklı yedi saf döl elde etti Bu özelliklerin her birine saf karakter adını verdi Mendelin deneyinde bezelye kullanılmasının sebebi bezelye çiçeklerinin uzun ve geniş taç yapraklarının çiçeğin erkek ve dişi organı tamamen dış dünyaya kapatmasıdır
Johann Gregor Mendel'in Dominantlık (Baskınlık) Kanunu Nedir?

Baskınlık Kanunu

Mendel'in bundan sonraki işi, iki farklı karakterli bitkiyi tozlaştırdığında ne olacağını görmekti Buna uygun olarak bir uzun ve bir kısa ebeveyn bitki seçti Uzunundan çiçek tozu alarak kısanın dişicik borusunun üzerine serpti Kısa bitkide tohumlar olgunlaştığında çaprazlamanın sonucunu keşfetmek için tohumları ekti Acaba yeni bitki kısa ebeveyne mi, uzun ebeveyne mi benzeyecekti? Yoksa her iki ebeveynin karakterinin tesiriyle orta uzunlukta mı olacaktı? Üreyen fidanların hepsinin, çaprazlamayı yapmak için çiçek tozu aldığı bitkiler gibi uzun olduğunu gördü

Mendel'in ikinci adımı, hangi bitkinin farklılığa sebep olduğunu bulmaktı Çiçek tozunu kullandığı mı, yoksa üretimde tohumlarını kullandığı bitki mi?

Buna uygun olarak tozlaşma işlemini ters tatbik ederek polen için kısa bitkileri, tohum üretimi için de uzun bitkileri kullandı Sonuçlar önceki gibi olup bütün yavru bitkiler uzun meydana gelmişti

Mendel sonra diğer karakterleri çaprazlayarak deneyler yaptı Sarı tohumlu bitkilerle yeşil tohumlu bitkileri çaprazladı Çaprazlamanın birinci dölünde (F1 dölünde) hepsinin sarı tohumlu olarak ürediğini gördü Bunun gibi yuvarlak tohumlu türlerle buruşuk tohumluların çaprazlamasından yuvarlak tohumlular üretti Mendel yedi farklı karakteri tahlil edene kadar çaprazlama deneylerini tekrar etti ve şaşırtıcı sonuçlar elde etti Çaprazlama döllerini dikkatle takip ederek birinci çaprazlamada kullandığı ebeveyn bitkileri "P" olarak adlandırdı Adı geçen dölün çaprazlama sonucuna (ürününe) F1 olarak ad verdi F1 ilk evladı temsil ediyordu İki uzun bezelyenin F1 döllerinin çaprazlamasıyla, F2 dölünü (torunları) üretti Üretimde önceki yolu takip etti Her ikisi de uzun olan iki F1 bitkisi seçti Onları çaprazlayarak tozlaştırdı ve F2 dölünü vermesi için tohumları dikti Bu çaprazlamanın sonuçları gayet dikkat çekiciydi Bitkilerin bazıları uzun olmasına rağmen diğerleri ise kısaydı İkisi arası uzunlukta (orta boy) hiçbir bitki meydana gelmemişti Üretilen bitkilerin 3/4'ü uzun, 1/4'ü ise kısa idi F2 dölünde kısa bitkilerin tekrar ortaya çıkışı Mendel için büyük bir anlam taşımaktaydı Demek ki F1 bitkileri görünmeyen kısalık karakterine sahipti Diğer karakterlere sahip olan F1 neslinin çaprazlamalarıyla da aynı sonuçlar elde edildi Sarı tohumlu ile yeşil tohumlu ebeveyn bitkileri (P) birbirleriyle çaprazlandığında F2 dölünde 3/4 oranında sarı ve 1/4 oranında yeşil bezelyeler üredi Mendel bu sonuçlardan "Dominantlık Kanunu"nu kurdu

Mendel'in ikinci kanunu olarak bilinen Dominantlık (Baskınlık) Kanunu açık bir ifade ile şöyle tanımlanabilir: "Aynı genetik yapıya sahip iki benzer melez çaprazlandığında meydana gelen dölde, ana-babadan gelen karakterler belirli oranlarda (baskın karakter % 75, çekinik % 25) ortaya çıkar"

Mendel'in ilk kalıtım kanunu: Uzun bezelyelerin kısalarla melezlenmesinden (çaprazlanmasından) uzun F1 nesli üredi ve kısa bezelyeler F2 dölünde tekrar ortaya çıktılar Mendel, karakterlerin meçhul faktörler tarafından kontrol edildiğini ileri sürdü Bugün bu faktörlere "gen" denilmektedir Mendel bu temel üzerine kalıtımın birinci kanununu yani Eştiplilik = İzotipi Kanunu'nu kurdu

Eştiplilik (izotipi) Kanunu

Bu kanun, çeşitli kalıtsal karakterlerin faktörleri (genler) tarafından kontrol edildiğini ve bu faktörlerin çiftler halinde bulunduğunu ifade etmektedir Mendel'in yaşadığı zamanda gen ve kromozomlar bilinmediği halde onun "Eştiplilik Kanunu" bugün genetiğin temel kurallarını meydana getirmektedir Eştiplilik (İzotipi) Kanunu açık bir ifade ile şöyle tarif edilebilir: "Bir karakter bakımından farklı iki saf (homozigot) birey çaprazlandığı zaman meydana gelen F1 dölünün bireylerinin hepsi melez ve birbirine benzer olur" Uzun saf bezelye ile kısa saf bezelyelerin çaprazlanmasından % 100 uzun melezler meydana gelir

Mendel uzun F1 dölü bitkilerinin saf uzun ebeveyn bitkileri gibi olmadıklarını ortaya çıkardı Bu bezelyeler görünmediği halde kısalık faktörünü taşımaktaydılar Bu faktör bir sonraki dölde tekrar ortaya çıkacaktı Bu muhakeme, onun kalıtımın ikinci kanununu, yani Baskınlık (dominantlık) Kanunu'nu keşfetmesine öncülük etti Bu kanuna göre, çiftler halinde bulunan faktörlerden (genlerden) biri diğerini maskeleyebilir veya varlığını göstermesine mani olabilir

Baskınlık (Dominantlık) Kanunu

Bahçe bezelyelerinde olduğu gibi, uzunluk bir çift gen tarafından kontrol edilir Uzunluk geni kısalık genine baskındır (dominanttır) Kısalık genine çekinik (resesif) denir Mendel'in çaprazlamalarında ebeveynin biri saf uzun olup, her iki uzunluk genine de sahipti Diğeri de saf kısa olup, her iki kısalık genine sahipti Bunların çaprazlama ürünü olan F1 dölünün bireylerinin hepsi uzun, fakat melezdiler Bunlar bir uzunluk ve bir kısalık geni taşımalarına rağmen, uzunluk geni kısalık genine baskın olduğundan uzun olarak ortaya çıktılar Mendel, çalışma sonuçlarını tablolar halinde göstermeyi başardı Günümüzde her karakter en az iki genle ifade edilir Genetikte her gen bir harf ile temsil edilir Dominant (baskın) genler büyük harfle, resesif (çekinik) genler aynı harflerin küçükleri ile ifade edilir Eğer uzunluğu T harfiyle gösterirsek, saf uzun bitki TT olarak yazılacaktı ve uzunluk karakterinin her iki geni böyle gösterilecekti Büyük T, uzunluğun zıt karakter olan kısalığa baskın olduğunu ifade etmektedir Aynı usulle, küçük t, kısalığı temsil etmektedir ve yalnız başına saf kısa, tt olarak gösterilecekti Bu özelliği heterozigot olarak taşıyan birey ise Tt olarak gösterilir ve fenotipte T özelliğindedir (uzun boyludur)

Bütün vücut hücreleri diploit sayıda (2N) kromozom ve gen ihtiva etmelerine rağmen, gametler (cinsiyet hücreleri) mayoza uğrayarak kromozom ve gen sayılarını yarıya indirgediklerinden haploit sayıda (N) kromozom ve gen taşırlar İnsanın vücut hücrelerinde 23 çift (46 adet), gametlerinde ise 23 adet kromozom bulunur

Sonuç olarak bezelyenin tohum taslağındaki yumurta hücresi ve polen tanesinden meydana gelen sperm çekirdekçiği her karakter için yalnız birer gen taşırlar Saf uzun bezelye bitkisinde, yumurta ve sperm çekirdekleri olgunlaştığında biri T'nin birini, diğeri de diğer T'yi alır Aynı şekilde bütün vücut hücrelerinde tt genlerini taşıyan saf kısa bitkinin genleri mayoz sonucu t ve t'ye bölünerek şekillenen yumurta veya spermlere geçerler

align="top" width="32" | t !rowspan=2 valign="top" width="32" | t |- !♂ ! |- !colspan=2 align="left" | T ! Tt ! Tt |- !colspan=2 align="left" |T ! Tt ! Tt |} Mendel Ayrılma Kanunu adı ile kalıtımın üçüncü kanununu kurdu Bu kanuna göre, bir melezde bulunan gen çiftleri birbirinden bağımsız ayrılarak gametlere gider Bu demektir ki, gen çiftinin bir tanesini bir gamet, diğerini ise başka bir gamet taşır Ayrıca bir melezde, dominant genle beraber bulunan resesif gen değişmez Eğer melezin sonraki döllerinde, iki resesif bir araya gelirse resesif karakter tekrar ortaya çıkar

Mendel çaprazlamalarının çizim metodları: Mendel'in bezelyelerle olan melezleme çalışmaları, dama tahtasına benzeyen tablolarla daha açık olarak gösterilebilir Gametler, üst ve dikey karelere yerleştirilir Gametlerin birbiriyle eşlenmesi, diğer karelerde işaretlenir Saf uzun TT ve saf kısa tt bitkinin çaprazlamasını tablo 1´de görülürAma bazen bu döllenmeler çocuk yapa biliyorBunu gerektirerek bunuı alıp sokuyoruz

Tt meydana gelen uzun melez bitkileri ifade eder T (uzunluk) geni, kısalık (t) genine dominant olduğundan, bireyler uzun olarak gözükür

Eğer Tt melezleri birbiriyle çaprazlanırsa gen birleşimlerinin dört ihtimali rahatlıkla tabloda işaretlenebilir Durum tablo 2´de gösterildiği gibi olur

Melez ebeveynlerden T ve t genlerinin birleşme ihtimallerinin sonucunda, F2 dölünde: 1/4'ü saf uzun TT, 1/2 melez uzun Tt ve 1/4'ü saf kısa tt yavru meydana gelir

Tablo 2 ♀ T t ♂ T TT Tt t Tt tt


Kobaylarda dominant ve resesif genler

Mendel'in uzun ve kısa bezelyeleri çaprazlayarak elde ettiği aynı sonuçlar kobayların renk verasetinde de ispatlandı Bu durumda siyah renk, beyaz renge dominanttır Saf bir siyah kobay BB ile, saf bir beyaz kobayı bb çaprazladığımızda ne olacağını görelim F1 dölünde bütün bireyler (yavrular) siyahtır Genetik yapılarında ebeveynlerden farklılık arz ederler Çünkü onlar melez siyahlar Bb'dir İki melez çaprazlandığında F2 dölü 1/4 oranında saf siyah BB, 1/2 oranında melez siyah Bb ve 1/4 oranı saf beyaz bb olarak gözükebilir F1 dölünün iki melezi Bb arasındaki çaprazlamadan ortaya çıkan F2 dölü, tablo 3´ün içindeki gibi dağılım gösterir

Tablo 3 ♀ B b ♂ B BB Bb b Bb bb


Mendel’in, çaprazlama deneyleri için özellikle bezelye bitkisini tercih etmesinin, nedenleri vardı Tozlaşmanın kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesi ve de kendi kendine tozlaşmanın engellenebilmesi, basit yöntemler uygulanarak sağlanabiliyordu Kalıtımın, biraz karmaşık ilkelerini çözebilmek için fenotipik karakterleri zengin olan bitkiler seçilir Özellikle bezelye bitkisinin 7 farklı fenotipik karakteri olması çalışmalara kolaylık getirmiştir Tohumun biçimi (düzgün-buruşuk), tohumun rengi (sarı-yeşil), meyve kabuğu biçimi (şişkin-dar), meyve kabuğu rengi (sarı-yeşil), gövde boyu (uzun-kısa) gibi özellikler fenotipik karakterlere örnek gösterilebilir

Çaprazlama; genetikte, hayvanlarda çiftleştirme, bitkilerde tozlaştırma şeklinde organizmalar arasında yapılan kontrollü döllenme çalışmalarıdır Asırlar boyunca, kalıtımın, çocuklarda, anne ve babanın karakterlerinin bir karışımı olarak ortaya çıktığına inanılmış, Mendel bu fikri reddederek kendi adıyla belirlenen yasaları belirlemişti Mendel bir karaktere ait fenotiplerden birinin diğerinden daha baskın olduğunu, çeşitli varyetedeki bezelye tohumları arasında, karşılıklı çaprazlamalar yaparak göstermiştir Sarı ve yeşil bezelye bitkilerini dişi ve erkek olarak ayrı ayrı kullandı Çaprazlama sonucundaki ilk dölün (F1 dölü) ana ve babadan sadece birine benzediği görüldü Bu keşif karakterlerin karışım esasına göre dağılım görüşünü yıkmıştır

Notlar

Vücut hücrelerimizin kromozom sayısı 2n dir Gametlerde (eşey hücreleri) ise bu sayı mayoz bölünme gereği yarıya düşer ve n olur Anne ve babadan sperm (n) ve yumurta (n) hücreleri (eşey hücreleri) ile taşınan kromozomlar birleşerek 2n sayıdaki zigot hücresini oluşturur Böylece kromozom sayısı mayoz ile korunmuş olur Zigotun ergin bireyi oluşturmasına dek sürdürdüğü hücre bölünme programı artık mitozdur Bu bölünme tipinde kromozom sayısı hep sabittir Bitkilerde de aynı kural geçerlidir Eşey hücreleri, polen ve embriyo kesesindeki yumurtadır

Kalıtsal molekülde (DNA) bulunan ve canlının karakterlerinin belirlenmesinde rol oynayan kalıtsal birimlere gen adı verilir Bir genin DNA molekülünde kapladığı fiziksel alan için lokus deyimi kullanılır Örneğin bezelyedeki tohumun, rengini belirleyen genin kapladığı alan bir lokustur Bir lokusta mevcut renk bilgilerinin her birine de allel adı verilir Sarı renk bir allel, yeşil renk bir allel Daha genel bir tarifleme ile bir genin değişik biçimlerine allel adı verilir

Mendel, fenotipik karakterlerin çaprazlanması sırasında alleleri, alfabenin bir harfi ile simgelemiştir Dominant (baskın) karakterleri büyük harf, resesif (çekinik) karakterleri de küçük harfle göstermiştir Çaprazlamadaki saf soylara ait bitkiler için, ana-baba (parental) kuşağı anlamında P simgesi, bunların çaprazlanmasından meydana gelen birinci kuşak için F1 simgesi kullanılmıştır Çaprazlamanın devamında meydana gelen döller F2, F3 vb simgeler kullanılmıştır

Saf soylara (arı ırk) ait sarı bezelye tohumları SS, yeşil bezelye tohumları ise ss olarak gösterilir Çift harf kullanılmasının nedeni bir lokusta iki karakterin (allel) mevcut olmasıdır Bu allellerden birisi anneden diğeri babadan gelmiştir Sarı allel yeşil allele dominanttır bu nedenle Ss allel durumunda gözlenecek fenotipik karakter sarı olacaktır

Mendel’in 1 yasası:

Allellerin ayrışım prensibi = Bağımsız ayrışım prensibi
P: SS (anne) X ss (baba) kromozom sayısı:2n

Bu karakterler çaprazlanır

Muhtemel aleller:

G: S (anneden) ve s (babadan) kromozom sayısı: n
F1: Ss

Çaprazlama sonucu oluşan karakter sarı renk tohumdur

Birbirlerinden belli bir karakterin farklı iki çeşidiyle ayırt edilen (iki allel) iki saf soyun aralarında çaprazlanması sonucu F1 dölünde, ana ve babadan yalnız birine benzeyen homojen bireyler ortaya çıkar

Mendel bu bulgulara göre şu açıklamaları yapmıştır:

1 Belli bir karakteri belirleyen kalıtsal belirleyiciler vardır (günümüzde gen adı verilen birimler)

2 Her ergin bireyin hücrelerinde bir karaktere ait 2 belirleyici (2 allel) bulunmaktadır F1 de bunlardan biri dominant diğeri resesiftir

3 Kalıtsal belirleyiciler gamet hücreleri aracılığı ile dölden döle nakledilir Eşey hücreleri oluşumu sırasında, ayrılan allellerin taksimi tamamen bağımsız ve eşit şekilde gerçekleşir Örneğin Ss allel çifti taşıyan bir annenin allelleri S ve s ‘dir Oluşacak eşey hücresine, bu karakter belirliyicisinin S alleli iletilir, diğer hücreye de s alleli iletir Her eşey hücresi her bir karaktere ait sadece bir allel taşıyabilir İşte bu Mendel’in birinci yasasının temelidir

Mendel’in 2 yasası:

Bireylerin ilk hücresini (zigotu) oluşturmak üzere eşey hücrelerinin birleşmesi tamamen rastlantıya bağlıdır F1 döllerin kendi aralarında çaprazlanmasıyla elde edilen döl F2 dölüdür Belli bir karakterin her iki çeşidini gösteren bireyler her zaman belirli ve sabit oranda çıkarlar

P: Ss X Ss
F1 döller kendi aralarında çaprazlanır
G: S s S s

Eşey hücrelerine taksim edilen muhtemel alleler

F2: G S s
S SS Ss
s Ss ss

%25 SS
%50 Ss
%25 ss

Oranları hiçbir zaman değişmez --> 3:1
Sarı renkli tohumların yeşil renklilere oranıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.