Wilhelm Wildelband Kimdir? (1848-1915)

Eski 04-24-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Wilhelm Wildelband Kimdir? (1848-1915)



Wilhelm Wildelband Kimdir? (1848-1915)

Felsefe tarihçisi olarak büyük ün yapmıştır Ayrıca felsefe tarihçiliğinde “problem tarihçiliği” olarak anılan bir tarzın başlatıcısıdır Buna göre, felsefe tarihçiliği, filozofların ve felsefe okullarının temel kavram, görüş ve sistemlerini anlatan bir tarz yanında, esasen problemleri anlatan ve filozofların görüşlerine problemlere getirdikleri çözüm önerileri olarak yer veren bir tarzı benimsemelidir Kendisini bu yolda izleyen ve daha sonra Okul’dan ayrılan Nicolai Hartmann’a göre de, felsefe tarihinin gövdesini filozofların görüşleri ve felsefe sistemleri değil, tersine felsefe problemleri oluşturur

Filozofların görüşleri ve sistemler, gövdeye tutunan dal ve yapraklar gibidir; bazıları solar, çürüyüp gider; fakat problemler hep ayakta kalır Windelband’ın Handbuch der Philosophiegeschichte, 1892 (Felsefe Tarihi El Kitabı) adlı yapıtı, günümüzde de sık sık yeni baskıları yapılan bir yapıt olmuştur Bunun gibi Einführung in die Philosophie, 1914 (Felsefeye Giriş) adlı kitabı da, felsefenin bir arkitektoniğini sunmakla, yine günümüzde, bir temel başvuru kaynağı olmayı sürdürmektedir Windelband, Kant’ın önemini, Marburg Okulu’nda olduğu gibi, onun bilim ve felsefe arasındaki bağı yeni bir şekilde kurmasında bulur Ne var ki, aynı anda, Kant’ı matematiksel doğa bilimlerini öne çıkardığı, buna karşılık kendisinden sonra büyük bir gelişme gösteren tarih/tin/kültür bilimlerinin hakkını vermediği için eleştirir ve bu onun Marburg Okulu’nun doğabilimciliğini de eleştirdiği nokta olur

Windelband, bu eleştiriyle birlikte ve Kant felsefesinin bir açığını kapatmak amacıyla, tarih/tin/kültür bilimlerinin (pozitivist bilim felsefesi geleneğindeki adıyla: “sosyal bilimler”in) özgül yapısını ve metodiğini ele alır ve Kant’tan bilinçli olarak uzaklaşarak bu bilimlere bir felsefi temel arar Windelband’a göre, “Mantık düşünmenin etiğidir”; nasıl düşünmemiz gerektiğini bir ahlaksal buyrukmuş gibi bize dikte eder Mantık ilkelerine dayalı olarak düşünmek sadece bir bilişsel zorunluluk değil, aynı zamanda bir ahlaksal gereklilik, bir buyruktur da Bunun gibi evreni algılayışımız da sadece bilişsel bir hal değildir; evreni aynı zamanda mantık kalıplarına göre kavrama gerekliliği yani buyruğu da bu algılayışa eşlik eder Öyle ki, her türlü bilgisel ve ahlaksal yapı, esasen bizim oluşturduğumuz, bizim geçerlilik kazandırdığımız bir yapıdır Bilgisel ve ahlaksal, her türlü geçerliliğin kaynağı biziz Ve her şey bize kendi ürünümüz olan geçerlilik kalıpları içinde açıktır Mantık ilkeleri bile ahlaksal buyruk kipinde olduklarına göre, tüm geçerlilik kalıpları aynı zamanda değer kalıplarıdır da

Windelband insan düşünmesinde ve yaşamında dört “geçerlilik kipi” ve dört “değer kalıbı”ndan söz eder Mantık ilkeleri ve bunların geçerliliği en ilksel ve evrensel olanlarıdır Daha sonra sırasıyla bilgisel (Doğru), ahlaksal (İyi) ve estetik (Güzel, Yüce) değer kalıpları gelir Bu durumda felsefe esasen bir değerler bilimi veya bir değerler felsefesinden başka bir şey olmaz Öyle ki, felsefe, bir yandan evrensel/rasyonel ilişkilerin (mantıksal, bilgisel değerlerin), öbür yandan tüm kültürlerin temellerinde yatan ve hepsi de değer kaynaklı olan ahlaksal ve estetik düşünüş ve duyuş/seziş biçimlerinin a priori kaynaklarını araştırma etkinliği haline gelir “Felsefenin tümü bir değerler bilimidir” savıyla yola çıkan Windelband, Doğru, İyi, Güzel, Yüce başlıkları altında, mantıksal, bilgisel, ahlaksal, estetik değerlerin dünyayı kavrayış tarzımızı öncelediklerini, zaten felsefenin de tam da bu nedenle bir “değerler bilimi” olması gerektiğini tekrarlar İşte, tarih/tin/kültür bilimlerinin konusu da, insanların ve toplumların değerlere bağlı olarak gerçekleştirdikleri bir dünya, bir kültür dünyasıdır

Windelband, 1894’de Strassburg Üniversitesi rektörü olarak yapmış olduğu ve Geschichte und Naturwissenschaft (Tarih ve Doğa Bilimi) başlığını taşıyan ünlü rektörlük konuşmasında, doğa bilimleri ile tarih/tin/kültür bilimlerini aşağıdaki kriterlere göre birbirinden ayırır Windelband “sosyal bilimler” terimine, Comte pozitivizminin bir terimi olması nedeniyle başvurmak istemez O “nomotetik bilimler” (yasa ortaya koyucu bilimler) ve “idiografik bilimler” (bir defalık olanı anlayıcı bilimler) terimlerine başvurur ki, ilk kez onun kullandığı bu terimler, günümüz bilim felsefesi çalışmalarında en sık kullanılan klasik terimler haline gelmişlerdir Windelband’ın bilim felsefesi tarihine mal olmuş bu ayrım tablosu şöyledir:

Nomotetik Bilimler

1 Genel, zorunlu (apodiktik) yargılarla çalışırlar
2 Genelin bilgisine yönelirler
3 Gerçekliğin aynı kalan, tekrar eden formunu dikkate alırlar
4 İde (modern bilimde: doğa yasası) peşindedirler; bilgisel amaçları yasalara ulaşmaktır
5 Soyutlamacı bir tutumla çalışırlar
6 Nomotetik çalışırlar; yasalar ortaya koymak isterler
7 Yasa bilimidirler
8 Konuları doğadır

İdiografik Bilimler

1 Tekil, yalın (assertorik) yargılarla çalışırlar
2 Özgül olanın bilgisine yönelirler
3 Gerçekliğin bir defalık, tekrar etmeyen, bir anlık içeriğini dikkate alırlar
4 Tekil bir durum, şey, olay peşindedirler Bilgisel amaçları bir defalık hallerin bilgisine ulaşmaktır
5 Görüye, sezgiye, empatiye ve anlamaya dayalı bir tutumla çalışırlar
6 İdiografik çalışırlar; tekil ve tekrar etmeyeni anlamak isterler
7 Olay bilimidirler
8 Konuları insan, tarih ve kültürdür

Bu tablonun ayrıntılı bir değerlendirmesi için lütfen bakınız: Özlem, D Max Weber'de Bilim ve Sosyoloji, 1990, 3 baskı: İnkılap Yayınevi, 2001

Windelband, tarih/tin/kültür bilimlerinin temellendirilmesinde tekil/tarihsel nesnenin seçimini şart koşan değersel bakış açısında yoğunlaşır Şüphesiz, olup biten her şey tarihsel olay niteliği taşımaz Tarihsel olay, herhangi bir anlama sahip, herhangi bir anlama göre olup bitmiş olaydır Fakat bu, tarihsel bakımdan “anlamlı olma”nın ne olduğunu belirtmeyi, onun bir ölçütünü ortaya koymayı gerektirir Bu tür ölçütler de, ancak, felsefenin yerini alacak olan genelgeçer bir değerler sisteminden çıkarılabilir Çünkü anlamlı olma, değer-bağımlı olma demektir Ve insan ve kültür dünyasında değer-bağımlılık alanından başka bir anlam alanı yoktur

Felsefenin yerini alacak böyle bir değerler sisteminin temel taslağı, değerlerle hiç ilgilenmemiş olsa da, zaten Kant tarafından Üç Kritik’te insan tininin edimleri olarak verilmiştir: Düşünme, İsteme, Hissetme En yüksek değerler, bu üç temel edime koşut olarak, Doğru, İyi ve Güzel’dir Marburg Okulu filozofları gibi Windelband da dine özel bir yer ayırır Windelband’a göre, daha önce de belirtildiği gibi, insanın değere bağlı edimlerinin çerçevesi, mantıksal, etik ve estetik değerlerle ortaya çıkar Din ise özel bir kültür alanı değildir Bu yüzden Doğru, İyi ve Güzel gibi genelgeçer değerler (veya değerler sınıfı) yanında Kutsal gibi bir özel değer (veya değerler sınıfı) yoktur

Tersine, duyularüstü bir gerçeklikle ilgili oldukları kadarıyla, bunlardan, doğruca adı geçen değerler kastedilir aslında Buna bağlı olarak Windelband, değerlerin statüsünü, hocası Lange’nin etkisiyle, var olmayan ama geçerli olan şeyler olmalarında bulur Onların bir normal bilinçte kendi aşkın yerlerini buldukları kabul edildiğinde, değer teorisinin tüm özgüllüğü ortaya çıkar Değerler öznel edimselliğin ideal temelleridir; fakat onların herhangi bir teolojik, dinsel veya metafizik kökeni yoktur Windelband sadece tarih/tin/kültür bilimlerinin temellendirilmesi bakımından bir kültür felsefesinin dayanacağı bir değer teorisi taslağı ortaya koymakla ilgilenmez; aynı zamanda son yıllarında teolojik ve metafizik içermelerinden arındırılmış bir Hegelciliğin yenilenmesine de çalışır ve Kantçı çizgiden çok Yeni Hegelciliğe yakın bir çizgi izler

KAYNAK

Kant ve Yeni Kantçılık; Doğan Özlem; Cogito Sayı: 41-42 2005; Yapı Kredi Yayınları

Ek Bilgiler

Alman, filozof Yeni-Kantçı Baden Okulu'nun kurucusudur

11 Mayıs 1848'de Postdam'da doğdu, 22 Ekim 1915'te Heidelberg'te öldü Ortaöğrenimini doğduğu kentte bitirdikten sonra önce tarih okudu, sonra filozof Lotze ve Kuno Fischer'den esinlenerek, bütün çalışmalarını, felsefe alanında topladı Kant'ın yapıtlarını inceleyince, onun düşünce yöntemini benimsedi, nesnelerin bağımsız birer varlık olmadığı görüşünden yola çıkarak Yeni-Kantçı Baden Okulu'nu kurdu 1876'da Zürich, 1877'de Freiburg, 1882'de Strasburg, 1903'ten sonra da Heidelberg üniversitelerinde felsefe profesörü olarak görev yaptı

Windelband'ın düşüncesinin odağını tümel geçerlik taşıyan değerlerin açıklanması oluşturur Ona göre felsefenin konusu insan başarılarının kaynağı olan ve kültür varlıklarının yaratılmasına olanak sağlayan değerleri belli bir dizge içinde toplayıp bütünleştirmektir Felsefe yeni değerler yaratamaz, ancak var olan değerleri dağınıklıktan kurtarmayı, açıklığa kavuşturmayı amaçlar Sorunlara çözüm aranırken, karşılıklı bağlantılar göz önünde tutulmalı, nesneler birbirinden soyutlanmamalı, tasarımla eylem, güzelle haz arasındaki varlık ilişkisi düşünülmeden soruna çözüm aranmamalıdır Einleitung in die Philosophie ("Felsefeye Giriş") ve Prdludien ("Giriş") adlı yapıtlarından nesnel bilginin tümellik ve gerekimlilik kuralına dayandığını, onda toplum ve ahlak öğeleriyle uzlaşımcı bir özelliğin bulunduğunu ileri sürer Onun ortaya attığı bu düşünce Yeni-Kantçılık öğretisine Baden Okulu'nun getirdiği yeniliği gösterir

Windelband'ın üzerinde durduğu önemli bir konu da tarihtir Ona göre tarihte olayların yinelenmesi, söz konusu değildir Bu nedenle tarihte genel geçerlik taşıyan, değişmeyen bir yasa da yoktur Öte yandan doğada ilerleme, yetkinleşme gibi evrimle ilgili gelişmeyi gösteren süreçler de yoktur, oysa tarihte vardır Bundan dolayı ancak tarih insan varlığına dayanılarak açıklanabilir, doğa değil İnsan, çevresinde tarih olaylarının gerçekleştiği, bir odaktır, onun bir tarih varlığı olmasının nedeni de budur Tarihsel kültürü oluşturan öğeler insan değerlerinin de kurucu ilkeleridir, bu bakımdan toplumbilimin de tarihe dayanması gerekir Toplumbilimin kapsadığı bütün sorunlar insanla bağlantılıdır

Toplumbilim, değişmeyen, bütün çağlar için geçerli sayılabilecek yasalar aramayı değil, her dönemi kendi kültür varlıklarının biçimlendirdiği değerler bütünü olarak görmelidir Her dönem ancak kendi değerleriyle anlaşılabilir Gerek toplumbilimin, gerek tarih felsefesinin ilgi alanına giren değerler birer ahlak kuralı değil, bireylerin yaşadıkları dönemlere göre, biçimlendirdikleri varlıklardır Birey, geçmişten aldığını, kendi yaşama ortamına uygun olanı bularak, değiştirir Çünkü her değer, ortaya konduğu dönemle sınırlıdır Bu durum insan doğasının devingen oluşundan kaynaklanır

Windelband'ın geliştirdiği kuram H Rickert, E Troeltsch gibi filozoflarca benimsenerek, din ve felsefe sorunlarının açıklanmasına uygulanmıştır

YAPITLARI

Gescbichte der neueren philosophie, 2 cilt, 1878-1880, ("Yeni Felsefenin Tarihi"); Geschichte und Natunvissenschaft, 1894, ("Tarih ve Doğabilim") ; Platon, 1900, ("Platon"); Über Wllensfreiheit, 1904, ("İstenç Özgürlüğü Üstüne"); Prâludien, 1905, ("Giriş"); Einleitung in die Philosophie, 1914, ("Felsefeye Giriş")

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.