Can Kıtap Tanıtımı

Eski 11-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Can Kıtap Tanıtımı



Can kıtap tanıtımı

Andrey Platonov, devrim sonrası Rus edebiyatının en önemli yazarlarından biriydi Stalinin, yazdığı bir hikâyeyi beğenmemesi üzerine kaderi değişti 90larda yeniden keşfedilen yazarın en önemli eserlerinden Can, Türkçede



CAN, ANDREY PLATONOV,
ÇEV: GÜNAY ÇETAO KIZILIRMAK,
METİS YAYINLARI,
152 SAYFA, 12,5 TL

kuyanlar hatırlayacaktır, Dostoyevskinin Karamazov Kardeşlerinin en genci Aleksey Fyodoroviç Karamazov, kısaca Alyoşa, romanın sonunda genç arkadaşlarına hayatı kucaklamalarını öğütler Karamazov Kardeşlerin iyilik sembolü, meleksi karakteri Alyoşa gibi Andrey Platonovun etkileyici romanı Canın başkahramanı, bir azizi hatırlatan Nazar Çagatayev de Orta Asya bozkırlarında karşılaştığı unutulmuş insanları hayatın yaşamaya değer olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyor Bu her zaman çok kolay olmasa da

İdealist genç adam Nazar Çagatayev, yazarı Andrey Platonov ile karşılaşsa onu bu konuda ikna edebilir miydi? Platonov, tüm yaşadıklarından, sistemin ve düzenin ona yaptıklarından sonra yine hayata tutunur muydu? Bu sorunun cevabı yazarın kısa hayat öyküsünde saklı Platonov, Can romanının kahramanı Çagatayevi kendi deneyimleriyle yaratmış, onu kendi hamurundan yoğurmuş Kahramanı aracılığıyla umut vermeyi, yaşama duyulan inancın dönüştürücü gücünü hafife almamayı öğretiyor Açlığın, bitmeyen acıların, yokluğun, bir kenara itilmişliğin kader olmadığını bir halkın uyanışıyla anlatan Platonov insana, doğaya, hayata olan sevgisini ve merhametini okuyucularına da aşılıyor

Yasaklı yıllar

Andrey Platonov, kalemiyle, dönemi ve konuları ele alış biçimiyle dikkat çeken devrim sonrası Rus yazarlarından biri olmasına rağmen yakın zamana kadar neredeyse unutulmuştu Devrime yürekten inanan ama devrim düzenini kıyasıya eleştirmekten de geri kalmayan Platonov, 24 Ekim sonrasının tanıdık yüzlerinden, çağdaşları Gorki ve Şolohov gibi adını yaşarken geniş kitlelere duyuramadı Stalin rejiminin baskıcı politikaları nedeniyle dünya edebiyat sahnesine çıkışı da çok geç oldu

1899 yılında dünyaya gelen Platanovun yazı macerası 18 yaşında başladı Eğitimini bir mühendis olarak tamamladı, Kızıl Orduda savaştı Gorkiden destek gördü ama onun yürüdüğü yolu tercih etmedi Devrimin resmî yazarı olmak yerine eksiklerini düzeltmeye çalışan bir yazar olmak istedi Yola çıktığında devrimin tutkulu bir savunucusuydu, ama çok geçmeden yıkım, açlık ve zulümle karşılaştı ve inandığı değerlerin büyük bir hayal kırıklığına dönüşmesini izledi Komünizm ve sanayi tarafından inşa edilecek altın geleceğe olan inancını kaybederken, bu durum onun edebiyatına nüfuz ederek daha derin bir anlayışla yazmasına neden oldu Kaderi Stalinin, yazdığı bir hikayenin üzerine düştüğü notla değişti: “Süprüntü!” Rejim düşmanı damgasını yemişti bir kere

Platonov, yaptıklarının ideolojik bir hata olarak kabul edilmesi için özür diledi ancak bu, işe yaramayacaktı Cezası, onun yerine henüz 15 yaşındaki oğlu Gulagın rejim muhalifliği suçuyla toplama kamplarına gönderilmesi oldu Hastalanan Gulaga refakat eden Platonov da oğlu gibi tüberküloza yakalandı, iyileşemedi ve 1951 yılında öldü Kruşçev döneminden itibaren ülkesinin büyük yazarlarından biri olarak kabul edilse de dünya onu ancak 1990lı yıllarda Sovyetler Birliğinin yıkıntıları içinde keşfetti

Yoksulun aklı, hayal gücüdür

Platonov, yine de görece olarak Batıda pek bilinmiyor Bunda onun nitelikli, kendine has nesrini hakkıyla çevirmenin zor oluşunun payı büyük Platonov, çevrilmesi zor bir yazar ve içinde yaşadığı sosyalist ütopyayı eleştirmek için kullandığı yoğun sembolizm nedeniyle bu 150 sayfalık kısa romanı çevirmek meşakkatli olmuş gibi görünüyor Çevirmen Günay Çetao Kızılırmak, iyi bir iş çıkarmış Yazarın şaşırtıcılığını, dilinin tazeliğini, kendine has tarzını aktarmış Sovyet Döneminin bu önemli eserini ilk kez Türkçeye kazandıran Metis Yayınlarının rolünü de unutmamak lazım Eserin İngilizceye ilk olarak 2003 yılında çevrildiğini de bir not olarak aktaralım

1930larda, Puşkin ve Tolstoyun ayak izlerini takip eden Platonov, Orta Asyaya gitmişti Karşılaştığı dramatik manzara, eski uygarlıkların kalıntıları, hayatın buradaki tuhaf akışı ona ilham verdi Bu deneyim ona “can”ı öğretti Ruhu ve hayati bir güç olarak yaşamı anlatan bu kelime ve uçsuz bucaksız stepler ona Canı yazmanın yolunu açtı

İdealist, etkileyici, insanları peşinden sürükleyen, fedakâr, merhametli Nazar, daha iyi bir gelecek için oğlu Nazarı uzaklara gönderen yaşlı annesi, açlık yüzünden gözlerini kaybeden ve 11 yaşındaki kızını bir eşeğe karşılık satmak isteyen molla, babasız bir çocuğu dünyaya getirmeye hazırlanan Vera Bu epik anlatıda unutulmaz karakterler yaratan Platonov “yoksulun aklı hayal gücüne”, yolculuklara, tercihlere, yeni bir hayat arzusuna, aşka, yaşama tutunmaya, halkın ortak mutluluğu bir elden kurmasına yer veriyor

Can, özetle modern insanın güçlüklerle dolu mutluluğu arama yolculuğunun hayatı ve aşkı anlayıp kabul etmesinde yattığını anlatıyor gözükse de mistik derinliği olan, Hıristiyanlığa özgün sembolleri varoluşçulukla harmanlayan, Feridüddin Attarın Mantık-al Tayr adlı eserine, Dantenin İnfernosuna atıfta bulunan, 150 sayfada çok şey anlatan bir roman

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.