Numan Kurtulmuş Sanayi Ötesi Dönüşüm |
11-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Numan Kurtulmuş Sanayi Ötesi DönüşümKİTABIN ADI: Sanayi Ötesi Dönüşüm KİTABIN YAZARI: Numan KURTULMUŞ BASIM TARİHİ: 1996 YAYINEVİ VE ADRESİ: İz Yayıncılık, Büyükdere Cad Rıza Sok10/5 Mecidiyeköy-İstanbul KİTABIN YAYIM MAKSADI: Sanayi ötesi ekonomilerde özellikle çalışma hayatında ortaya çıkan değişmeleri, sanayi- ötesi dönüşüm sürecinin getirdiği gelişmeleri okuyucuya ulaştırmaktır KİTABIN ÖZETİ : Kitap iki bölümden oluşmaktadır; Birinci bölümde konunun teorik arka planı ele alınmış, ikinci bölümde ise sanayi ötesi dönüşüm ile endüstri ilişkileri arasındaki alaka incelenmiştir Birinci Bölüm: Teorik Plan Bu bölümde iktisadi düşünce ekolleri, işçi-işveren veya daha geniş anlamda çalışanlar ve yönetim ilişkilerini inceleyen farklı analizlerin gelişimi ve bu sürece etki eden değer yargıları açısından incelenmiştir Tarihsel süreç içerisinde sırasıyla klasik iktisat ekolü, neo-klasik iktisat ekolü, kurumsal ekol ve davranışçı iktisadi ekol birbirini takip etmiştirİşçi-İşveren (endüstri ilişkileri) ilişkileri açısından bu ekollerin hakim olduğu dönemlerde farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır Neo-klasik iktisat ekolü çalışma ekonomisi disiplinin, kurumsal ekonomi, endüstri ilişkileri disiplininin ve davranışcı iktisat ekolleri de davranış bilimlerinin doğmasına ve gelişmesine imkan vermiştir Endüstri ilişkilerinin kurumsal ekonomi anlayış ve uygulamalarının hakim olduğu dönemde ortaya çıktığını ifade eden yazara göre, bu sistemi etkileyen üç grup dış çevre faktörü vardır: Pazarın (emek piyasası), kurumsal kuvvetlerin ve sosyolojik güçlerin etkisi Bu üç faktörün etkisi toplumsal yapılara göre değişmektedir Sanayi ötesi ekonomilere geçişle birlikte endüstri ilişkilerini çevreleyen bu üç dış çevre unsuru da değişmiştir Bu yeni dış çevre faktörleri Özellikle ekonomide globalleşme, işgücünün değişen niteliği ve yeni teknolojilerdir Bu faktörler sebebiyle endüstri ilişkileri son yıllarda giderek daha çok mikro düzeye (işyeri) inme eğilimine girmiştir Bir bütün olarak süreç içinde sırasıyla bireysel akit dönemi, sendikaların etkilerinin yoğun olduğu dönemleri geçiren endüstri ilişkileri 1980lerden bu yana bireyi yeniden öne çıkaran ve kurumların etkisini azaltan, insan kaynakları yönetiminin öneminin arttığı bir döneme girmiştir İkinci Bölüm: Sanayi Ötesi Dömüşüm ve Endüstri İlişkileri Kitabın esas mesajının yer aldığı bu bölümde sanayi-ötesi topluma dönüşümle endüstri ilişkileri arasındaki münasebetler incelenmiştir Yazara göre sanayi ötesi toplumu ortaya çıkaran faktörler şunlardır: Ekonomide güç dengesinin Atlantikten Pasifike kayması; Piyasaların globalleşmesi ve rekabetin küreselleşmesi; teknolojik değişmeler; istihdamın sektörel dağılımındaki değişme (sanayi sektöründen hizmetler kesimine yönelme); işgücünün niteliğindeki değişme (nitelikli işgücüne talebin artması, işgücünün yaş ortalamasının artması, mesleklerin yapı ve niteliklerindeki değişmeler); yönetim ve organizasyondaki değişmeler (yönetimde endüstriyel demokrasiye yönelme, Japon yönetim sisteminin etkisi, yönetimde esneklik ve esnek uzmanlaşma) Dış çevre faktörlerin etkisi sonucunda toplumsal yapılar ve endüstri ilişkileri sanayi-ötesi bir nitelik kazanmıştır Endüstri ilişkileri ve istihdam piyasaları açısından sanayi ve sanayi-ötesi toplumların nitelikleri karşılaştırıldığında şu sonuçlara varılmaktadır: Sanayi toplumlarında ekonomik kaynakların kıtlığı, yabancılaşmış mavi yakalı işçilerin, ürün esaslı stratejilerin varlığı, bireysel ihtiyaçların tatmini ve sanayi sektörünün ağırlığı sözkonusu iken sanayi-ötesi toplumlarda ekonomik kaynakların çokluğu ve çeşitliliği, yüksek nitelikli beyaz yakalı işçiler, pazar esaslı stratejiler, kompleks ihtiyaçların tatmini ve hizmetler setörünün ağırlığı söz konusudur Sanayi-ötesi topluma geçişle birlikte, endüstri ilişkilerindeki değişmelerin niteliklerini yazar şu şekilde karşılaştırmalı olarak ortaya koymaktadır: Sanayi toplumlarında üretim türünde “mekanize kitle üretimi”; endüstri ilişkilerinde “mavi yakalı işçilerin ve sendikaların ağırlığı” ve sözleşmelerde ise “toplu sözleşme”ler hakim özellikler olmalarına karşılık, sanayi-ötesi toplumlarda üretim türünde “megateknolojiler, mikro-prosesörler, robotlar, telekomünikasyon ve stratejik endüstriler”; endüstri ilişkilerinde “üstün vasıflı işçiler, sendikaların azalan önemi ve endüstri ilişkilerinin yeniden yapılanması çerçevesinde sendikasızlaşma, micro-corporatizm, mikrodüzeyde toplu pazarlık ve insan kaynaklarının öneminin artması” ve sözleşmelerde ise “bireysel akitlere dönüş eğilimi” hakim özellikler olarak ortaya çıkmaktadır Analizinin sonuçunda yazar geleneksel endüstri ilişkileri sisteminin yeniden yapılanma süreçine girdiğini, endüstri ilişkileri kurumlarının -özellikle sendikaların- rol ve etkinliklerinin değiştiğini ve son olarak da kurumların önemlerinin azalmalarıyla ters orantılı olarak “birey”in öneminin artmakta olduğunu ifade etmektedir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|