Üçüncü Dalga Kitap Özeti |
10-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Üçüncü Dalga Kitap ÖzetiÜçüncü Dalga kitap özeti Alvin Toffler, çağımızın önemli yönetim ve gelecek bilimcileri arasındadır Yazdığı kitaplar tüm dünyada önemli bir okuyucu kitlesi tarafından takip edilmekte ve bir çok şirket ve yöneticiye geleceğe dönük planların yapılması aşamasında ışık tutmaktadır Yazar bu yapıtının hazırlanmasında çok çeşitli kaynaklardan yararlandığını açıklamıştır Bunlardan bir bölümü; çeşitli ülkelerde yayımlanan 534 kitap, gazete, dergi, rapor vb Yazar dünyanın dört bir yanında değişikliğin yaratıcısı olan kişilerle yaptığı görüşmelerin kitabın hazırlanmasında önemli bir yer tuttuğunu belirtmektedir Aile uzmanları, fizikçiler, şirket yöneticileri, generaller, meclis ve hükûmet temsilcileri, başbakanlar ve de toplumun çok geniş ve çeşitli kesitlerinden gelen kimselerle yapılan görüşmeler neticesinde varılan tespitler olarak ortaya çıkan bu kitap, dünyayı şekillendiren yaratıcı insanların mevcut, geçmiş ve geleceğe bakış açılarını, değerlendirmelerini ortaya koyarak, bir anlamda geleceğimizi şekillendirecek olan bu insanların görüşlerinden yararlanarak kendi geleceğimize hazırlık yapabilme yeteneğimizi arttırmayı hedeflemektedir Alvin Toffler, dünya tarihini bütüncül bir bakış açısıyla tarihin ilk sayfalarından başlayarak günümüze kadar getirmekte, böylece sistem anlayışının bireysel bazda önemli bir yararına dikkat çekmektedir Şöyle ki; Alvin Toffler tarihin her safhasında, bireyin içinde bulunduğu global ve daha dar çevredeki değişkenlerin neler olduğunu bilmesinin, yaptığı faaliyetler üzerindeki verimlilik etkisini önemli bir şekilde arttıracağını, güzel ve anlaşılır bir ifadeyle ortaya koymaktadır Alvin Toffler, bu yaklaşım çerçevesinde tarihi üç safhada ele almakta ve kendi deyimiyle bunları dalgalar olarak nitelendirmektedir Bu dalgalar şunlardır; § 1nci dalga : Tarım Toplumu § 2nci dalga : Sanayi Toplumu § 3ncü dalga : Bilgi Toplumu Alvin Toffler, birinci dalga olarak tarım toplumunu almaktadır Çünkü tarihin ilk sahnesinden bu yana tarım, insan ihtiyaçlarının giderilmesinde önemli bir yer tutmuş ve tarımın temel dayanak noktası olan toprak için milletler arasında mücadeleler verilmiştir Tarım toplumlarının temel özellikleri olarak, tüm yaşama biçimlerini toprağa dayandırmaları olmasıdır Bu kendini yönetme şekillerinden gelenek ve göreneklere kadar çeşitli biçimlerde göstermekte olup, tarım toplumlarının başarısının içinde bulunulan ortamın değişkenlerinin iyi anlaşılması ve kullanılmasıyla mümkün olacağı belirtilmektedir Tarih sahnesine bakıldığında, dünya 1 nci dalga içindeyken toprağını en verimli şekilde kullanabilen toplumların diğerleri üzerinde bir güç alanı oluşturdukları görülmektedir Bu güç alanının oluşturulmasındaki temel prensip sadece tarım toplumları için değil, sanayi ve bilgi toplumları için de geçerli olup, bu prensip; içinde bulunulan dalganın değişkenlerinde sinerjik bir şekilde yararlanabilmektedir Bu ise yönetim temel fonksiyonları olan planlama, teşkilatlandırma, emir-komuta, koordinasyon ve kontrolun ülke bazında içinde bulunulan dalganın değişkenleriyle bir sistem anlayışı içinde bütünleştirilmesiyle mümkün olabileceğidir Ancak bu şekilde sinerji prensibi gerçekleştirilmiş olacaktır Alvin Toffler, ikinci dalga olarak sanayi toplumlarını belirtmekte olup, bu toplumların dayanak noktasının ise makineleşme olduğunu söylemektedir Sanayi toplumlarının başarısının da, gene aynı prensiple, sanayi toplumunun içinde bulunduğu değişkenlerin, makro yönetim felsefesinde dikkate alınmasıyla mümkün olabileceğini belirtmektedir İkinci dalganın başlangıç zamanı olarak İngiltere’de 1830′lu yıllarda başlayan sanayi devrimini ve bu devrimle ortaya çıkan toplumsal değişmelerin içinde bulunulan ortamın yanıltıcı körlüğü dikkate alınmadan anlaşılabilmesi ön plana çıkarılmaktadır Alvin Toffler, son olarak üçüncü dalga yani bilgi toplumundan bahsetmekte ve halen içinde bulunduğumuz bilgi çağının değişkenlerinin, ilk iki dalga ve bunların özelliklerine bütünsel bir bakış açısıyla bakarak başarı kriterlerinin tespiti ve dolayısıyla da bireysel ve toplumsal analojiler yaparak ortamsal körlükten kurtulunmasını, kalite ve verimlilikte ulusal rekabet avantajının elde edilebilmesini sistemsel bir bakış açısıyla ortaya koymaktadır Üçüncü dalganın ortaya çıkışında 1 ve 2nci dalganın dinamik bir evrimleşmesi söz konusudur İşte bu yüzden “Üçüncü Dalga” ana çizgileriyle bir sentezi dile getiren bir kitaptır Yazara göre çoğumuzun içinde büyüdüğü eski uygarlığı anlatır ve burnumuzun dibinde yeşermekte olan yeni uygarlığın geniş çaplı ve ihtiyatla çizilmiş bir tablosunu sunmaktadır Yazara göre yeni uygarlık o denli farklı ki, doğrudur diye bellemiş, benimsemiş olduğumuz bütün eski görüşlerimizi zorlar Eski düşünce tarzları, eski formüller, öğretiler, ideolojiler, geçmişte ne denli yararlı olmuş olurlarsa olsunlar, artık bugünün gerçeklerine uymamaktadır Yeni değerler ve teknolojilerin yeni jeopolitik ilişkilerin, yeni yaşam biçimleri ve haberleşme yöntemlerinin etkisiyle ortaya çıkan bu dünya, yeni fikirleri, yeni benzetmeleri, yeni sınıflandırmaları ve kavramları da gerektiriyor Yarının embriyon halindeki dünyasını dünün kalıpları içine sıkıştıramayız Üçüncü dalga yukarıda sıralanan bu olanakları anlatacaktır Yazara göre kitabın savı şudur: Bütün bu yıkıntıların, çöküntülerin ortasında yeni doğuşların, yeni yaşamların belirtilerini şimdiden görebiliriz Açıkça tartışmaya yer bırakmayacak biçimde görülecektir ki, aklımızı kullanırsak ve biraz da talihimiz yaver giderse, yeni ortaya çıkacak uygarlık, şimdiye dek gördüklerimizden çok daha sağlıklı, çok daha mantıklı, çok daha dürüst, çok daha demokratik olabilir Alvin Toffler’ın belirttiğine göre kitabın bu temel savı doğruysa, önümüzdeki geçiş yılları fırtınalı ve bunalımlarla dolu olsa bile, uzun dönemde iyimser olmamız için bir çok neden vardır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|