|
|
Konu Araçları |
anlatımla, bağlı, metinlerin, oluşturulmuş, söyleşmeye, özellikleri |
Söyleşmeye Bağlı Anlatımla Oluşturulmuş Metinlerin Özellikleri |
10-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Söyleşmeye Bağlı Anlatımla Oluşturulmuş Metinlerin ÖzellikleriSöyleşmeye Bağlı Anlatımla Oluşturulmuş Metinlerin Özellikleri 1Jest ve mimikler anlatımın gücünü arttırır 2Sohbet, mülakat ve diyalog, monolog metinleri söyleşmeye bağlıdır 3Karşılıklı konuşmalar, bağlama ve konuşulan kişiye göre değişebilir 4Görme ve işitmeyle kurulan iletişim önemlidir 5Vurgu ve tonlama önemlidir 6Hikâye, Roman, Tiyatro, Röportaj, Monolog söyleşmeye bağlı anlatımın kullanıldığı metin türleridir 7Roman, hikâye ve tiyatrolardaki karşılıklı konuşmalara diyalog, iç konuşmalara ise monolog denir 8Tekrarlar söyleşmeye bağlı anlatımlarda ifadeyi kuvvetlendirir 9Söyleşmeye bağlı metinlerde anlatımın süresi sınırlandırılmalıdır Örnek Metin: GELDİĞİ GİBİ Şu kış günleri yok mu sevemiyorum bir türlü Her yıl boyunca: İnsanların çalışırken en çok düşündükleri, en çok eğlendikleri mevsim kıştır Uzun gecelerde ocak başına büzülüp ne yapacağını şaşıran kişioğlu aklını işletmiş; hakikatleri, sırları araştırmış; masallar uydurmuş; insanlar, yasalar koymuş Medeniyeti kışın getirdiği ihtiyaçlar yaratmış değil mi?" derim ama olmuyor işte, boşuna Ta gençliğimde Remy de Gourmont (Römi dö Gurmon)'un bilmem hangi kitabında okuduklarımdan kalma bu yankı kandıramıyor beni Doğru sözler, doğru ya, beni avutmaya, güz sonu içimi sarmaya başlayan o korkuyu andırır perişanlığı gidermeye yetmiyor Soğuktan yakınacak değilim Ne yalan söyleyeyim, öyle çok üşümedim ömrümde, serinlikler basınca sırtımı pekiştirmenin, oturduğum yeri ısıtmanın bir çaresini bulurum Üşümenin, şöyle biraz üşümenin de bir tadı vardır doğrusu Kar altında beş-on dakika, yarım saat yürüdükten sonra sıcak bir odaya girip parmaklarını hohlamanın zevkine doyulur mu? Gözlerinizin içi parlar "Vuuuu! Üşüdüm!" diyerek mangala sobaya yaklaşırken gülümsememek, gülmemek elinizde midir? Keyifle hatırlarsınız üşüdüğünüzü Kışı, gündüzleri kısacık olduğu için sevmem Sabahleyin bir türlü doğmak bilmeyen güneş çekip gider Hele şimdi! Saat dördü biraz geçti mi, ortalık kararıveriyor Ne anladım ben ondan? Penceremden bakıyorum, tertemiz bir hava, berrak Bir çekicilik vardır Ankara'nınki İstanbul'unki gibi öyle baygın değildir; yarı sevdalı, yarı hüzünlü hülyalar kurmaya sürüklemez, insanı çıkıp gezmeye çağırır Ama nereye gideceksin? Sen daha biraz yürümeden sular kararacak, çevreni seçemez olacaksın Lambaların ışığı ne kadar parlak olursa olsun, gezmelere elverişli değildir "Yaşlandın sen artık, kocadın, yarım saat dolaşsan yoruluveriyorsun, dizlerin tutmuyor, bir de gezme sözü mü edeceksin?" diyeceksiniz Haklısınız Evet, yürüyemiyorum artık, çabucak bir kesiklik geliyor Ama yaşlandım diye benim gezme, uzun uzun gezme hülyaları kurmamı da yasak edecek değilsiniz ya! Bırakın, unutuvereyım yaşlandığımı, unutayım da yaz gelince, o uzun günlerde dilediğimce gezebileceğimi umayım Hem ben ışığı, ışıklı günleri yalnız gezmek, yürümek için sevmem ki! Bir yerde oturup çevrenize, ta uzaklara bakmanın da tadı yok mu? Gözlerinizin görebildiği bütün yerler sizindir, şu tepelerdeki ağaçlar, bir sıraya dizilmiş şu renk renk evler, şu uzaklaşan insan, şu yaklaştıkça yüzü beliren gölge, hepsi hepsi sizindir; sizindir de değil, sizsiniz onlar Onlara baktıkça, onları gördükçe benliğimizin genişlediğini, zenginleştiğini duyarsanız Yalnız değilsiniz, çevrenizde, gözünüzün görebildiği kadar uzaklarda hayat var, hepsini sevebilir, hepsini düşünebilirsiniz Kışın ise öyle mi? Daralıverir, küçülüverir çevreniz O kısacık günler, bu yeryüzünün varlıklarıyla beslenmenize yetmez, uzun gecelerde ise kendi kendinizle baş başa kalır, gündüz toplayabildiğiniz azıcık şeyi de çabucak tüketirsiniz Ah, kış geceleri, bitmek bilmeyen, insanı kendi kendine, hep kendi kendini düşündürmeye sürükleyen kış geceleri! Size hep kendi kendinizi düşündürdüğü için de benliğinizi gözünüzde büyütür, büyütür İçinizde tükenmez hazineler bulunduğunu sandırır Evet, medeniyeti belki kışın getirdiği ihtiyaçlar yaratmıştır, kış geceleri belki hakikatleri araştırmaya, sırları çözümlemeye, masallar uydurmaya, araştırmaya, yasalar kurmaya elverişlidir ama bizi kendi kendimizle uğraşmaya, benliğimizi beğenmeye sürükleyen de odur Neye yazdım bu satırları? Hiç Işığa hasretimi, ışıklı yaz günlerine hasretimi söylemek istedim, işte o kadar Böyle geldi, böyle yazdım Nurullah ATAÇ alıntı |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|