İnkarcıların Çaresizliği |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnkarcıların ÇaresizliğiInkarcıların çaresizliği Hakkında Inkarcıların çaresizliği İNKARCILARIN ÇARESİZLİĞİ İnkarcı o gün kendisinden her isteneni yapmak ister, ama başaramaz; gücü, kuvveti alınmıştır Secdeye davet edildiğinde secde etmek ister, ancak bunu bile başaramaz Tıpkı insanın kabus görürken bir şeyi yapmak isteyip de yapamaması, bağırmak isteyip de sesinin çıkmaması gibi Eli ayağı tutmaz hale gelir Korku, dehşet ve çaresizlikten adeta felç olmuştur: Ayağın üstünden (örtünün) açılacağı ve onların secdeye çağrılacakları gün, artık güç yetiremezler Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp-kuşatmış Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi (Kalem Suresi, 42-43) Kafirin secdeye davet edilmesinin amacı onun, bunu dünyadayken yapmamasından dolayı üzüntü ve pişmanlığının artması, bir daha da sonsuza kadar, ne kadar çok istese de bunu yapıp telafi etmesinin imkansız olduğunu görmesi, bunun keder ve ümitsizliğini ebediyen içinde taşıması içindir Kuran'da mahşer günü müminlerin ve kafirlerin nasıl bir çehreye sahip olduklarından da haber verilir Müminlerin içlerindeki coşku yüzlerine yansımış, ışıl ışıl bakmaktadırlar İnkarcılar ise yaptıkları nankörlüğün ve akılsızlığın farkına varır ve kendilerine isabet edecek azabı beklerler Müminlerin coşkulu, ışıltılı ifadelerine karşılık onların yüzlerine karartı ve pislik çökmüştür: Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz Ve ahireti terkedip-bırakıyorsunuz O gün yüzler ışıl ışıl parlar Rablerine bakıp-durur O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış-ekşimiştir Kendisine, beli büken işlerin yapılacağını anlamaktadır (Kıyamet Suresi, 20-25) |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|