Doğu İran, Orta Asya Ve Hindistan Seferleri, Geri Dönüş Ve İskender’İn Ölümü Ve Eseri |
09-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Doğu İran, Orta Asya Ve Hindistan Seferleri, Geri Dönüş Ve İskender’İn Ölümü Ve EseriDoğu İran, Orta Asya ve Hindistan Seferleri, Geri dönüş ve İskender’in ölümü Ve Eseri Doğu İran, Orta Asya ve Hindistan Seferleri, Geri dönüş ve İskender’in ölümü Ve Eseri Doğu İran, Orta Asya ve Hindistan Seferleri, Geri dönüş ve İskender’in ölümü Dareios Gaugamela yenilgsinden sonra Media dağlarını geçerek Ekbatana’a gitimişti İskender, Persis’in krllarına mahsus otrma yerleinde dört ay kaldı Daha sonra Darieos’un peşinden gittmek üzere ordusyla beraber hareket etmiştir Ancak yukarıda bahsedildiği gibi Pers kralını anckak ölü olarak ele geçirebilmiştir Dareios’un ölümünden beri o zamana kadar Perslere ait bulunmuş olan memlektlerde artık düzenli bir savaş kuvveti mevcut değildi Savaşın bundan sonraki devreleri, esas itibariyle gelişigüzel bir araya toplanmış, gevşek ve noksan teşkilatlı yığınlara karşı çarpışmalar ve bunları dağıtmak ve çabukça kovalamak gibi çete muharebelerinden ibaret olacak, daha kapsamlı hareketlere girişmeğe lüzum kalmayacaktı Buna göre tedbirler almak gerekiyordu Ordunun birliklerini öyle bir düzenlemek gerekiyorduki bunlardan istenildiği zaman küçük ordular oluşturulabilsin Birlikler daha çabuk hareket edebilir, şimdiye kadarkinden daha çok sarsıcı bir tabiye kullanılabilir bir hale getirilmeli, hafif kıtalar daha çoğaltılmalı idi Gelecek seferin ise Oksos boylarına yapılması gerekyordu Kral tacını giymiş ve Artaserkes adını almış olan Bessos, orada Makedonyalılara karşı durabilmek için bütün gayretiyle çalışarak geniş ölçüde hazırlıklar yapmıştı Bessos, dağların kuzey yamaçlarını, günlerce yürüyüş uzaklığındaki toprakları yakıp yıktırmıştı Bununla herhangi bir düşman ordusunun memleketine girişini önlemek istiyordu İskender ilerlemesine devam ediyorudu ancak bu arada Areia’lıların Satibarzanes adında bir Satrap öncülüğünde ayaklandıklarını haber aldı Komutanlarından birini bu ayaklanmayı bastırma amacıyla gönderdi Kendisi ise Hindikuş dağlarının eteklerine vardı Burada “Kafkasya Aleksandria”sı adlı bir şehir kuararak kış dinlenmesine çekildi Soğuk günler biter bitmez tekrar yoluna devam etmeye koyuldu Dağları aşması gerekiyordu ve bu çok zor bir hareket olmuştu ancak bunu başararak Hindikuş Dağları’nın arkasındaki Baktria memleketine ulaşmayı başardı Drapsaka adlı şehirde kısa bir mola veridkten sonra tekrar yola koyuldu Baktria memleketinin bereketli ovalarından geçerek başkent Baktra şehrine girdi Buraya kadar kendisine karşı koyan olmamıştı Bessos ise Makedonya’luılardan uzakta kaldığı sürece kendini güvende sayıyor, dağların ve kuzey bölgesine yaptığı tahripten dolayı Oksos bölgesini koruyacağını umuyordu 329 yılının ilkbaharında Oksos ırmağının öteki taraflarında kalan memleketleri itaat altına almaya girişmek için her şey hazırdı Böylece Bessos’u yoketmek için Baktria’dan harekete geçti Düşman ordusunun yaklaşmakta olduğunu haber alan Sogdiana’lı Spitamnes Bessos’a ihanet etmek suretiyle İskender’in gözüne girme zamanın geldiğine karar verdi Bessos’u İskender’e teslim etmek üzere yakaladı ve İskender’e onu teslim edeceğini bildirdi Ancak daha sonra korkusundan olsa gerek bu fikirden caydı ve Bessos’u bırakar kaçtı İskender’in kuvvetleri Bessos’u ele geçridiler Bessos yargılanmak üzere Baktra’ya gönderildi İskender bundan sonra doğya doğru yol aldı ve Marakanda’ya vardı Buradan Tanasis’in kıyısına ulaşmak için yönünü kuzeye doğru değiştirdi Burada dağlarda barbarlarla yaptıkları çatışmalar sırasında İskender bacağından yaralandı Baktira’dan sonra İskender Sordiyan’ı, Afganistan’ın kuzey bölgelerini, Buhara ve Türkistan’ı Sir Derya’ya kadar gerek bölgenin yerel kavimleriyle yaptığı çatışmalarla, gerekse de bölgeleri anlaşma yoluna vararak teslim almakla ele geçirdi Bu süre içerisinde İskender’in Zariaspa’da geçirdiği 328-329 kışı dikkate değerdir Baktria büyüklerinin toplanmaları, batıdan taze savaş kuvvetlerinin gelmesi, Avrupa ve Asya milletlerinin gönderdiği bir çok elçiler, üstelik daima yenmiş, savaş içinde pişmiş olan bu ordunun içinde hiç eksik olmayan faaliyet, Makedonya askeri hayatıyla Pers tantananasının ve Hellen formasyonun karışmasıyla meydana gelen çok renkli ve çok taraflı bir yaşayış, bütün bunlar henüz genç kralın sarayını garip olduğu kadar karakteristik bir şekilde vasıflandırmaktadır Bu dönemde aynı zamanda Bessos bizzat İskender tarafından yargılanmış ve Hellen geleneklerine uygun olarak cezalandırılmıştır Bu dönem içerisinde ise başka bir dikkate değer olay ise İskender’in Oksyartes’in güzel kızı Roksane ile evlenmesi olmuştur 327 senesinde ise İskender, bütün dünyayı fetetmek üzere, Hindistan üzerine yürüdü İçinde Makedonya’lılar yanında yukarda değinildiği gibi doğulu askerlerin de yer aldığı120000 kişilik bir orduyla, Kabil nehri vadisini takip etmek ve bir takım tehlikeli muharebeler verdikten sonra, Hayber geçidini aşmak suretiyle Pencap bölgesine girdi Böylece Yunanlarla, Hindular ilk defa doğrudan doğruya temasa geçmişlerdi Bu bölgede Yunanlılar hiç bilmedikleri yeni bir dünya ile karşılaşmışlardı 326 senesinde İskender İndos nehrini geçerek Taksiles’in başkenti Taksila’ya geldi Buradan güneye doğru ilerleyerek Poros’un üzerine yürüdü ve aynı sene içinde Hidaspes nehri kenarında dördüncü büyük meydan savaşını verdi Bu savaşta İskender daha önceki savaşlarından daha değişik bir taktik kullandı Bu savaş ile Paros İskender’in eline esir düştü Bu başırdan sonra İskender doğuya ilerlemeye devam etti Fakat bundan sonra tropik iklim ve sürekli yağmurlardan çok fazla yıpranmış olan askerleri daha fazla ileri gitmek istemediler ve Makedonya kralını geri dönmek zorunda bırktılar İskender Hipades’e kadar geldikten sonra burada büyük bir donanma yaptırdı ve onunla 326 senesinin sonbaharında İndos’tan aşşağı inmeye başladı Yerli kavimlerle küçük çatışmalardan sonra 325 senesinin Ağustosun’da Hind denizine vardılar Bundan sonra İskender İran üzerinden Babil’e geri döndü Kendinin beş senedir doğuda oluu nedeniyle çıkan karışıklıkları çözüp, ayaklanan satrap’ları cezalandırararak refah ve güvenliği tekrar sağladı İskender, devletinin Ön Asya’daki sınırlarını güvenlik altına almak ve belki ikinci bir Hind seferine girişmek üzere Arabistan’a karşı büyük bir sefer hazırlamakla meşgul olduğu sırada birdenbire hastalandı ve 13 Haziran 323’de Babil’de gözlerini hayata yumdu Kral o zaman henüz 33 yaşını doldurmamıştı VII Sonuç: İskender’in Eseri İskender’in çok genç yaşta ölmesi ortaya çıkardığı eser hakkında kesin bir hüküm verilemsine engel olmaktadır Çünkü bu hükümdarın ortaya koymuş olduğu eser, bütün büyüklüğüne rağmen bitmemiş olarak kalmıştır İskender’in yalnız askeri sahadaki eseri bir bütün olarak karşımıza çıkmaktadır Çünkü İskender hayatı boyunca girdiği bütün savaşları kazanmıştı Bunda babasıınn eğittiği ve devrinin en modern ordusuna sahip olmasının katkısı büyüktü ancak bu roduyu yönetmek gerek İssos grek Tyros gibi zaferlerde olsun büyük bir dehanın işiydi İskender hakkında bir devlet adamı olarak kesin bir hüküm vermenin imkanı yoktur Çünkü bu konudaki kaynaklar çok azdır İskender Pers devletini satraplık teşkilatı olarak kabul etmiş ancak bu teşkilatı mahalli ihtiyaçlara göre değiştirmiş ve bütün ülkesi için gelişmeye uygun bir yapıya sokmuştur Satrap olarak Makedonya’lılardan başka Persleri ve doğuluları çoğunlukla göreve getirmiştir Ayrıca Pers krallığının hazinlerinde biriken altın ve gümüşlerden para bastırarak Ön Asya ekonomisinin gelişmesini sağlamıştır Aristo’nun öğrencisi olan İskender bilim alanında da büyük rol oynamıştır Yanında bulundurduğu bilim adamlalrına fethetttiği ülkerin coğrafi durumunu, iklimi, hayvanları ve bitkilerine dair tetkitler yaptırmıştır Ancak bütün bunlardan önemlisi İskender doğu ve batı arasındaki tezadı ve mücadeleyi ortadn kaldırmak ve bir tek imparatorluk kurmak ve dünya barışını temin emek istemiştir Bunun için ik iş olarak ırkları birbiriyle karıştırmaya çalışmıştır Çünkü kan karışmasının, imparatorluğu teşkil eden milletler arasındaki anlaşma için en iyi araç olcağına inanmıştır: Bu fikirden hareket eden İskender başta Perslerle makedonya’lılar arasında bir ırk kaynaşması meydana getirerek, eski ve yeni iki hakim milletin ortak kralı olmak istemiştir Aynı zamanda ordu elemanlarını karıştırmak suretiyle, müşterek bir imparatorluk ordusu meydana getirmeyi tasarlamıştır Bütün bunları Roksane ile evlenerel ilk örnek olarak kendisi gerçekleştirmiş ve diğerlerine örnek olmuştur Başka bir deyişle İskender bu gayelerle insanları ve milletleri birbiriyle kaynaştırıp, galiple mağlup arasındaki farkı , Batı ile Doğu arasındaki eski tezadı ve düşmanlığı ortadan kaldırmak suretiyle , ortak yeni bir dünya devleti kurmak istemiştir Bu planda bir tür dünya kardeşliği, dünya akrabalığı hedef tutulmuştur Ayrıca Makedonya’lılarla İran’lılar arasındaki özel kaynaşma yanında böyle bir birleştirme, tamamiyle dünya imparatorluğu gayesinin zorunluluğuydu Bütün bunlar dışında Ön-Asya tarihinde devir açan bir olay da, büyük fatihin kurmuş olduğu Yunan şehirlerdir Bu şehirlerle İskender hem kendi ordusu için askeri üsler, hem de Yunan kültürünü etrafa yayan merkezler elde etmiştir İskender dünya devleti ile şahıslar yahutta milletler arasındaki münasebetleri hiç düşünmedi Burada otokratik bir devlet söz konusudur ki, diğer bütün haklar buna feda edilmiştir Bütün dünyayı siyasi bir birlik altında toplama projesi, o zaman için çok ileri bir şeydi 2300 yıl önce, İskender’in bu düşünsel eseri gerçekten muazzamdır Bu itibarla İskender, dünya barışı ve dünya kardeşliği fikrinin de öncüsü olmuştur En son olarak, dinlerin ve kültürlerin birleşmesi ve kaynaşması da İskender’in dünya devletinde büyük bir rol oynamıştır Biblioyografya Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara, 1947 Peter Green, Alexander Of Macedeon, 356-323 BC, California, 1992 Dr Phil ME Bosch, Hellenizm Tarihinin Ana Hatları, I Kısım Büyük İskender İmperatorluğu, İstanbul, 1942 Ulrich Wilcken, Alexander The Geat, New York, 1967 NGL Hammond, Alexander The Great, King, Commander and Statesman, Bristol, 1989 Eski Çağ Tarihi Hakkında Dört Konferans, Büyük İskender ve Dünya Devleti, İstanbul, 1984 Büyük İskender I, Droysen, Ankara, 1945 Büyük İskender II, Droysen, Ankara, 1946 Büyük İskender III, Droysen, Ankara, 1949 |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|