![]() |
Hz. Peygamber Ve Yapıcı Muhalefet |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hz. Peygamber Ve Yapıcı MuhalefetPeygamber (a ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Zaten bu sayılan hususlarda bir peygambere muhalefet eden ALLAH'a muhalefet etmiş olur ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat "muhalefet" ile "yapıcı muhalefet" kastediliyorsa, o başka ![]() Hz ![]() Bu önemli soruya "evet" cevabı verecek olursak, bu kez de karşımıza bir o kadar önemli ikinci soru çıkıyor: Hz ![]() Nur suresinin 62 ![]() "Gerçek mü'minler, ancak ALLAH ve Rasulüne yürekten inanıp güvenenler; ve cemaatle ilgili bir mesele görüşüldüğünde ondan izin istemeden farklı bir görüş geliştirmeyenlerdir ![]() ![]() ![]() Ayetteki "lem yezhebû hattâ yeste'zinûhu" ibaresine, klasik tefsir genellikle "izin istemeden toplantıdan ayrılıp gitmezler" manası vermiş ![]() ![]() Fakat "zehebe" fiilinin sadece mekansal anlamda "bir yeri terk etti" anlamına değil "mezhep"den de anlaşılacağı gibi "bir görüşe vardı" anlamına da geldiği bilindiğinde, ayet canlanıyor ve tüm zamanlara hitap etmeye başlıyor ![]() ![]() Durumu özetleyelim: İslam cemaatiyle ilgili sosyal meselelere ilişkin hayati kararlar alınıyor: Savaş ve barış kararları, anlaşma ve sözleşmeler, güvenlik ve vatandaşlık hak ve sorumlulukları? Karar alma mekanizmasının başında Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tecrübe ve birikiminden yola çıkarak vardığı sonuçlarda bazen isabet ediyor, bazen edemiyor ![]() ![]() ![]() ![]() Onun vahiyden değil de bilgi, birikim ve tecrübesinden yola çıkarak vardığı sonuçlara muhalif görüş beyan edenler olmuş mu, olmuşsa hangi usul ve üslupla olmuş? Evet, olmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "-Ya Rasulallah! Bu mevziyi seçmeniz vahyin emri mi, yoksa sizin kendi düşünceniz mi?" Bu soruda üç şey gizli: 1) Vahye itaatte zerrece kusur yok ![]() 2) ALLAH Rasulü'ne nezaket ve saygıda titizlik var ![]() 3) Doğru bildiğini söyleme hususunda özgüven ve akla hürmet var ![]() Sonuçta bunun bir vahiy değil içtihat olduğu ortaya çıkıyor ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı şey Berire isimli bir gelinin kocasından boşanmak istemesi üzerine gerçekleşiyor ![]() "-Ya Rasullah! Kocama dönme ricasının arkasında vahiy mi var, yoksa ona şefaatçi mi çıkıyorsun?" Berire, Rasulullah'ın bu talebinde vahyin değil ayrılmak istediği kocasının ricasının rol oynadığını öğrenince, "Ben kararımı verdim ya Rasulallah!" diyor ve ALLAH Rasulü'nün mukabelesi ise, sadece genç kadının ardından şefkatli bir tebessüm oluyor ![]() Sözün özü: Vahye hakkı olan itaati gösteren şahsiyetler, akla hak ettiği hürmeti de gösterirler ![]() ![]() Mustafa İslamoğlu |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|