Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
günah, için, işletmek, mücadele, veriyor, şeytan

ŞEYTAN GÜNAH İŞLETMEK İÇİN NE KADAR MÜCADELE VERİYOR

Eski 08-26-2009   #1
b@ron
Icon4

ŞEYTAN GÜNAH İŞLETMEK İÇİN NE KADAR MÜCADELE VERİYOR



OKUDUM HAYRETLER İÇİNDE KALDIM ŞEYTAN GÜNAH İŞLETMEK İÇİN NE KADAR MÜCADELE VERİYOR
ŞEYTANIN HİLELERİ Muhyiddin´i Arabî
(Muhyiddin-i Arabi´nin "Seceret´ül Kevn" adlı eserinden iktibas edilmiştir)

Alemlerin Rabbi olan Allah´a hamd olsun Salat ve selam, efendimiz Emin Peygamber Muhammed´e Sonra, onun ak aline ve ashabının tümüne olsun

İbn-i Abbas (ra) Hz´inden naklen Mu-az b Cebel rivayet ediyor

- Bir gün Resülullah (sav) ile beraberdik Ensardan birinin evinde toplanmıştık Tam bir cemaat olmuştuk Sohbete dalmıştık Bu arada, dışarıdan bir ses geldi;

- Ev sahibi İçerdekiler Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileğim var Görülecek bir işim var

Bunun üzerine, herkes Resûlullah (sav) Efendimizin yüzüne bakmaya başladı Orada ve her zaman büyük oydu izin ondan çıkacaktı Resülullah (sav) Efendimiz, duruma vakıf oldu ve:

- "Bu seslenen kimdir, bilirmisiniz?" Buyurdu Biz hep birden şöyle dedik:

- En iyi bilen Allah ve Resulüdür Bunun üzerine Resûlullah (sav) Efendimiz:

- "O, laîn İblistir -Şeytandır- Allah´ın laneti onun üzerine olsun"

Buyurunca; hemen Hz Ömer:

- Ya Resülullah, bana izin veriniz onu öldüreyim

Dedi Resülullah (sav) Efendimiz bu izni vermedi; şöyle buyurdu:

- "Dur ya Ömer, bilmiyor musun ki; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiştir Öldürmeyi bırak"

Sonra şöyle buyurdu:

- "Kapıyı ona açın gelsin O, buraya gelmek için emir almıştır Diyeceklerini anlamaya çalışınız Size anlatacaklarını iyi dinleyiniz"

* * *

Bundan sonrasını ondan dinleyelim; yani Ravi´den Şöyle anlattı:

- Kapıyı ona açtılar, içeri girdi ve bize göründü Bir de baktık ki, şekli şu: Bir ihtiyar Şaşı Aynı zamanda köse Çenesinde altı veya yedi kadar kıl sallanıyor At kılı gibi Gözleri yukarı doğru açılmış Kafası, büyük bir fil kafası gibi Dudakları da, bir manda dudağına benziyordu

Sonra, selam verdi, onun bu selamına Resulullah (sav) Efendimiz şu mukabelede bulundu:

- "Selam Allah´ındır ya laîn"

Sonra ona şöyle buyurdu:

- "Bir iş için geldiğini duydum; nedir o iş?"

Şeytan şöyle anlattı:

- Benim buraya gelişim, kendi arzumla olmadı Mecburen geldim

Resulullah (sav) Efendimiz sordu:

- "Nedir o mecburiyet?" Şeytan anlattı:

- İzzet sahibi Rabbın katından bana bir melek geldi Ve dedi ki:

- Allah-ü Teala sana emir veriyor: Muhammed´e gideceksin Ama düşük ve zelil bir halde Tevazu ile Ona gideceksin ve ademoğullarını nasıl kandırdığını anlatacaksın Onları nasıl aldattığını söyleyeceksin bir bir ona Sonra o; sana ne sorarsa doğrusunu diyeceksin

Sonra Allah-ü Teala buyurdu ki:

- Söylediklerine bir yalan katarsan, doğruyu söylemezsen seni kül ederim; rüzgar savurur Düşmanların önünde, seni rüsvay ederim

İşte böyle; ya Muhammed, o emir üzerine sana geldim

Arzu ettiğini bana sor Şayet bana sorduklarına doğru cevap vermezsem; düşmanlarım benimle eğlenecek Şu muhakkak ki, düşmanlarımın eğlencesi olmaktan daha zor bir şey yoktur

* * *

Bundan sonra, Resüiullah (sav) Efendimiz şöyle sordu:

- "Madem ki, sözlerinde doğru olacaksın O halde bana anlat: Halk arasında en çok sevmediğin kimdir?"

Şeytan şu cevabı verdi:

- Sensin, ya Muhammed Allah´ın yarattıkları arasında senden daha çok sevmediğim kimse yoktur Sonra, senin gibi kim olabilir ki? Resulullah (sav) Efendimiz sordu:

- "Benden sonra, en çok kimlere buğuzlusun ve sevmezsin?" Şeytan anlattı:

- Müttaki bir gence ki varlığını Allah yoluna vermiştir

Bundan sonra, sual cevap aşağıdaki şekilde devam etti Resülullah (sav) Efendimiz sordu; şeytan anlattı:

- "Sonra kimi sevmezsin?"

- Kendisini sabırlı bildiğim, şüpheli işlerden sakınan alimi

-"Sonra?"

- Temizlik işinde yıkadığı yerleri üç defa yıkamaya devam eden kimseyi

-"Sonra?"

- Sabırlı olan bir fakiri ki; ihtiyacını hiç kimseye anlatmaz Halinden şikayet etmez

- "Peki, bu fakirin sabırlı olduğunu nereden bilirsin?"

Ya Muhammed, ihtiyacını kendi gibi birine açmaz Her kim ihtiyacını kendi gibi birine üç gün üst üste anlatırsa, Allah onu

sabredenlerden yazmaz Sabırlı kimselerin işi buna benzemez Hasılı, onun sabrını; halinden, tavrından ve şikayet etmeyişinden anlarım

- "Sonra kim?"

- Şükreden zengin

- "Peki, ama o zenginin şükreden olduğunu nasıl anlarsın?"

- Onu görürsem ki, aldığını helal yoldan alıyor ve mahalline harcıyor Bilirim ki:

O şükreden bir zengindir

* * *

Resülullah (sav) Efendimiz bu defa mevzuu değiştirdi ve ona başka bir sual sordu:

- "Peki, ümmetim namaza kalkınca, senin halin nice olur?"

- Ya Muhammed, beni bir sıtma tutar Titrerim

- "Neden böyle olursun; ya laîn?"

- Çünkü bir kul, Allah için secde edince bir derece yükselir

- "Peki, ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun?"

- O zaman da bağlanırım Taa, onlar iftar edinceye kadar

- "Peki, ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun?"

- O zaman da, çıldırırım

- "Peki, ya Kuran okudukları zaman nasıl olursun?"

- O zaman da, eririm Tıpkı ateşte eriyen bir kurşun gibi eririm

- "Peki, ya sadaka verdikleri zaman halin nasıldır?"

- Ha, işte o zaman halim pek yaman olur Sanki sadaka veren, bir testere alır eline ve beni ikiye böler

Resülullah (sav) Efendimiz sebebini sordu:

- "Neden öyle testere ile ikiye biçilirsin, ya Eba mürre?"

Bunun üzerine İblis:

- Onu da anlatayım

Dedikten sonra anlatmaya başladı:

- Çünkü sadakada dört güzellik vardır Şöyle ki:

1- Allah-ü Teala, sadaka verenin malına ihsan eyler

2- O sadaka, veren kimseyi halkına sevdirir

3- Allah-ü Teala, onun verdiği sadakayı, cehennemle arasında bir perde yapar

4- Allah-ü Teala, belayı, sıkıntıyı ve ahları ondan defeder

* * *

Bundan sonra, Resülullah (sav) Efendimiz ashabı hakkında ona bazı sorular sordu:

- "Ebubekir için ne dersin?" İblis buna şu cevabı verdi:

- O bana, cahiliyet devrinde bile itaat etmedi İslam?a girdikten sonra nasıl bana itaat eder?

- "Peki, Ömer b Hattab için ne dersin?"

İblis buna da şu cevabı verdi:

- Allah´a yemin ederim ki, her gördüğüm yerde ondan kaçtım

- "Peki Osman b Affan için ne dersin?"

- Ondan utanırım hem de çok Nasıl ki, Rahman´ın melekleri de ondan utanırlar

- "Peki, Ali b Ebutalib için ne dersin"İblis onun için de şöyle dedi:

- Ah, onun elinden bir kurtulsam O, kendi başına kalsa; ben de kendi başıma kalsam O, beni bıraksa ben de onu bıraksam Ben onu bırakırım; ama o beni bırakmaz

Resülullah (sav) Efendimiz, yukarıdaki soruları sorduktan ve şeytanın verdiği cevaplar da kısmen bittikten sonra, şöyle buyurdu:

- "Ümmetime saadet ihsan eden; seni de taa, belli bir vakte kadar şaki kılan Allah´a hamd olsun"

Resülullah (sav) Efendimiz o cümlesini duyan laîn İblis şöyle dedi:

- Heyhat, heyhat Ümmetin saadeti nerede? Ben, o belli vakte kadar diri kaldıkça, sen ümmetin için nasıl ferah duyarsın?

Ben, onların kan mecralarına girerim Etlerine karışırım Ama onlar, benim bu halimi göremez ve bilemezler, beni yaratan ve baas gününe kadar bana mühlet veren Allah´a yemin ederim ki:

Onların tümünü azdırırım Cahillerini ve alimlerini Ümmilerini ve okumuşlarını Facirlerini ve abidlerini Hasılı, bunların hiçbiri elimden kurtulamaz

Fakat Allah´ın halis kullarını Evet, bunları azdıramam

Bunun üzerine Resülullah (sav) Efendimiz sordu:

- "Sana göre ihlas sahibi olan muhlis kullar kimlerdir?"

Bu suale İblis şu cevabı verdi:

- Bilmez misin? ya Muhammed, bir kimse ki, dirhemini ve dinarını sever O Allah için bir ihlasa sahip değildir

Bir kimseyi görürsem ki; dirhemini ve dinarını sevmez; övülmekten, medh edilmekten hoşlanmaz bilirim ki o: İhlas sahibidir Hemen onu bırakır kaçarım

Bir kul, malı ve övülmeyi sevdiği süre, kalbi de dünya arzularına bağlı kaldığı müddet, o size vasfım yaptığım kimseler arasında bana en çok itaat edendir

Bilmez misin ki; mal sevgisi, büyük günahların en büyüğüdür

Bilmez misin ki; ya Muhammed, baş olma sevgisi yine büyük günahların en büyükleri arasındadır

İblis, anlatmaya devam etti:

- Ya Muhammed, bilmez misin? Benim yetmiş bin tane çocuğum var Bunların her birini bir başka yere tayin etmişimdir Sonra o her çocuğumla birlikte yine yetmiş bin tane şeytan vardır

Onların bir kısmını ulemaya gönderdim

Bir kısmını gençlere yolladım

Bir kısmını da, meşayiha saldım

Bir kısmını da, ihtiyar kadınlara musallat ettim

Gençlere gelince; aramızda hiçbir anlaşmazlık yoldur Onlarla gayet iyi geçiniriz

Çocuklara gelince onlarla da, bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar

Bizimkilerin bir kısmını da, abidlerin başına dert ettim Bir kısmını da zahidlerin

Onlar, bunların yanına girer; halden hale sokarlar Bir tepeden öbürüne hep dolaştırıp dururlar Öyle bir hal alırlar ki; başlarlar, sebeplerden herhangi birine sövmeye

İşte böylece, onlardan ihlası alırım Onlar, bu haller ile, yaptıkları ibadeti, ihlassız yaparlar gayrı Ama, bu hallerinin farkında olamazlar

İblis, bundan sonra, aldattığı bir rahibin hikayesini anlatmaya geçti Ve şöyle dedi;

- Bilmez misin, ya Muhammed, Rahip Barsisa; tam yetmiş yıl ihlas ile Allah´a ibadet etti

Bu ibadetleri sonunda, ona öyle bir hal ihsan edilmişti ki: Her dua ettiği hasta, duası bereketi ile şifayap oluyordu

Onun peşine takıldım; hiç bırakmadım Zina etti Katil oldu Sonunda da küfre girdi

Bu o kimsedir ki; Allah-ü Teala aziz kitabında, ona şöyle anlatır:

- " Şeytanın hali gibidir ki; o insana:

-Kafir ol

Dedi Vaktaki o kafir oldu; bu defa ona şöyle dedi:

- Ben, senden uzağım Ben alemlerin

Rabbi olan Allah´tan korkarım" (59/16)

* * *

İblis, bundan sonra, bazı kötü huylar üzerinde durdu Ve onların her birinden nasıl istifade ettiğini anlattı

YALAN:

- Bilmez misin ya Muhammed, yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim

Her kim yalan söylerse o benim dostumdur

Her kim yalan yere yemin ederse o da benim sevgilimdir

Bilmez misin ya Muhammed, ben Adem´e ve Havva´ya yalan yere Allah adına and içtim

- "Muhakkak, ben size nasihat ediyorum" (7/16)

Dedim Bunu yaparım; çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir

GIYBET- KOĞUCULUK:

Gıybet ve koğuculuğa gelince Onlar da, benim meyvelerim ve şenliğimdir

NİKAH ÜZERİNE YEMİN ETMEK:

- Her kim, talak üzerine yemin ederse günahkar olacağından endişe edilir İsterse bir defa olsun İsterse doğru bir şey üzerine olsun

Her kim, talakı ağzına alırsa taa, hakikat belli oluncaya kadar karısı ona haram olur Onlar bu halleri ile, kıyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar, hep zina çocuğu olur Ağza alınan o talak kelimesi yüzünden, hepsi cehenneme girer

NAMAZ:

- Ya Muhammed, namazı an bean tehir edene gelince onu da anlatayım

O, her ne zaman ki, namaza kalkmak ister; tutarım Ona vesvese veririm

Derim ki:

- Henüz vakit var Sen de meşgulsün Hele şimdilik işine bak Sonra kılarsın

Böylece o: Vaktinin dışında namazını kılar Ve bu sebepten onun kıldığı namaz yüzüne atılır

Şayet o kimse, beni mağlup ederse ona insan şeytanlanndan birini yollarım Böylece onu vaktinde namaz kılmaktan alı koyar

O, bunda da, beni mağlup ederse bu sefer onun hesabını namazından görmeye bakarım O namazın içinde iken:

- Sağa bak sola bak

Derim O da, bakar O ki böyle yaptı yüzünü okşar alnından öperim Bundan sonra ona:

? Sen, ebedi yaramaz bir iş yaptın

Derim ve böylece onun huzurunu bozarım

Sen de bilirsin ki ya Muhammed, her kim namazda sağa ve sola çokça bakarsa, Allah onun namazını kabul etmez

Bunda da ona mağlup olursam Yalnız başına namaz kıldığı zaman yanına giderim Ve ona: Çabuk namaz kılmasını emrederim O da, başlar; namazını çabuk çabuk kılmaya Tıpkı horozun, gagası ile, yerden bir şeyler topladığı gibi

Bu işi, ona yaptırmakta da, başarı kazanamazsam; bu sefer cemaatle namaz kılarken onun yanma varırım

Orada onun başına bir gem takarım Başını imamdan evvel secdeden ve rukû´dan kaldırırım İmamdan evvel de, secde ve rukû yaptırırım

işte o böyle yaptığı için, kıyamet günü Allah onun başını eşek başına çevirir

O kimse, bunda da beni yenerse Bu defa, ona namazda parmaklarını çıtlatmasını emrederim Böylece o: Beni teşbih edenlerden olur Ama bu işi ona namaz içinde yaptırmaya muvaffak olursam

Bunda da, ona mağlup olursam Bu sefer ona tekrar giderim Namaz içinde iken burnuna üflerim Ben üfleyince, o esnemeye başlar

Şayet o, bu esneme esnasında elini ağzına kapamazsa onun içine küçük bir şeytan girer, dünya hırsını ve dünyevî bağlarını çoğaltır

İşte bundan sonra o kimse: Hep bize itaat eder Sözümüzü dinler Dediklerimizi

yapar

* * *

Şeytan bundan sonra, konuşmasına devam etti:

- Sen, ümmetin hangi saadetinden ferah duyarsın ki?

Ben onlara, ne tuzaklar kurarım ne tuzaklar

Miskinlerine, çaresizlerine ve zavallılarına giderim Namazı bırakmalarını emrederim Ve onlara derim ki:

- Namaz size göre değil O, Allah´ın afiyet ihsan ettiği ve bolluk verdiği kimseler içindir

Sonra da hastalara giderim:

- Namaz kılmayı bırak Derim Çünkü Allah-ü Teala:

- "Hastalara zorluk yok" (24/61)

Buyurdu İyi olduğun zaman çokça kılarsın Ve böylece o, namazını bırakır Hatta küfre de gidebilir

Şayet o, hastalığında namazını terk ederek ölüp giderse Allah´ın huzuruna çıkarken, Allah-ü Teala´yı öfkeli bulur

Sonra şöyle dedi:

-Ya Muhammed, eğer bu sözlerime yalan kattımsa, beni akrep soksun Sonra eğer yalan varsa Allah (CC) beni kül eylesin

İblis bundan sonra, konuşmalarına devam etti ve şöyle dedi:

-Ya Muhammed, sen ümmetin için ferah mı duyuyorsun? Halbuki ben onların altıda birini dininden çıkardım

* * *

Bundan sonra Resulullah (sav) Efendimiz ona, yani İblis´e aşağıdaki şekilde kısa kısa bazı sorular sordu O da bunlara cevap verdi:

- Ya laîn, senin oturma arkadaşın kim?"

- Faiz yiyen

- "Dostun kim?"

- Zina eden

- "Yatak arkadaşın kim?"

- Sarhoş

- "Misafirin kim?"

- Hırsız

- "Elçin kim?"

- Sihirbazlar

- "Gözünün nuru nedir?"

- Karı boşamak

- "Sevgilin kim?

- Cuma namazını bırakanlar

* * *

Resulullah (sav) Efendimiz bu defa başka bir mevzua geçti ve şöyle sordu:

- "Ya laîn, senin kalbini ne kırar?"

- Allah yolunda cihada koşan atların kişnemesi

- "Peki, senin cismini ne eritir?"

- Tevbe edenlerin tevbesi

"Peki, ciğerini ne parçalar, ne çürütür?"

- Gece ve gündüz, Allah´a yapılan bol bol istiğfar

- "Peki, yüzünü ne buruşturur?"

- Gizli sadaka

- "Peki, gözlerini kör eden nedir?"

- Gece namazı

- "Peki, başını eğdiren nedir?

- Çokça kılınan cemaatle namaz

* * *

Resûlullah (sav) Efendimiz tekrar bir başka mevzua geçti ve şöyle sordu:

- "Sana göre insanların en saadetlisi kimdir?"

- Namazlarını bilerek kasten bırakanlar

- "Peki, sana göre insanların en şakisi kim?"

- Cimriler

- "Peki, seni işinden ne alı koyar?"

- Ulema meclisleri

- "Peki, yemeğini nasıl yersin?"

- Sol elimle parmaklarımın ucu ile

- "Peki, sam yeli estiği zaman ve ortalığı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin?"

- İnsanların tırnakları arasında

* * *

Resûlullah (sav) Efendimiz bundan sonra, bir başka mevzuu sordu İblis de cevap verdi

- "Rabbinden neler talep ettin?"

- On şey talep ettim

- "Nedir onlar, ya laîn?"

- Şunlardır:

1- Allah´tan diledim ki, beni adem-oğullarının malına ve evladına ortak ede Bu, ortaklık talebimi yerine getirdi Ki bu:

- "Onlara ortak ol Mallarına ve çocuklarına Onlara vaad et Halbuki şeytan onlara en çok gurur vaad eder" (17/64) Ayet-i Celilesi ile sabittir

Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim faiz ve haram karışan yemekten de yerim

Şeytandan Allah´a sığınılmayan malın da ortağıyım

Cinsi münasebet anında; Allah´a şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim Ve o birleşmeden hasıl olan çocuk, bize itaat eder Sözümüzü dinler

Her kim hayvana binerken, helal yola gitmeyi değil de, aksini isteyerek binerse, ben de onunla beraber binerim Yol arkadaşı ve binek arkadaşı olurum

Bu da Ayet-i Kerime ile sabittir Allah-ü Teala bana şu emri verdi:

- "Onlar üzerine süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkart" (17/64)

2- Allah-ü Teala´dan diledim ki: Bana bir ev vere Bu dilediğim üzerine hamamları bana ev olarak verdi

3- Diledim ki; bana bir mescid vere Pazar yerlerine bana birer mescid yaptı

4- Benim için bir okuma kitabı vermesini istedim Şiirleri bana okuma kitabı yaptı

5- İstedim ki; benim için bir ezan vere Mezmurları verdi

6- Diledim ki; bana bir yatak arkadaşı vere Sarhoşları verdi,

7- Diledim ki; bana yardımcılar vere Bunun için de kaderiye mensuplarını verdi

8- İstedim ki; bana kardeşler vere Mallarını boş yere israf edenleri verdi Bir de masiyet yoluna para harcayanları Bunlar da şu Ayet-i Kerime ile sabittir:

- "O kimseler ki; mallarını boş yere harcarlar Onlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır" (17/27)

Bir ara Resûlullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu:

- "Eğer söylediklerini, Allah´ın kitabındaki ayetlerle isbat etmeseydin Seni tasdik etmezdim"

Bundan sonra İblis devam etti:

9- Ya Muhammed, Allah´tan diledim ki, ademoğullarını ben göreyim; ama onlar beni göremeyeler Bu dileğimi de yerine getirdi

10- Diledim ki; ademoğullarının kan mecralarını bana yol yapa Bu da oldu Böylece ben, onlar arasında akıp giderim gezerim hem nasıl istersem

Bütün bu isteklerimi verdi

- Hepsi sana verildi

Buyurdu Ve ben bu hallerimle iftihar ederim Sonra Şunu da ekleyelim ki; benimle beraber olanlar, seninle beraber olanlardan daha çoktur İşte böylece kıyamete kadar, ademoğullarının ekserisi benimle beraber olurlar

Bundan sona İblis şöyle anlattı:

- Benim bir oğlum vardır Adı: ATEME´dir Bir kul, yatsı namazını kılmadan uyursa gider; onun kulağına bevl eder Eğer böyle olmasaydı; imkan yok, insanlar, namazlarını eda etmeden uyuyamazlardı

Benim bir oğlum daha vardır ki; onun adı da; MÜTEKAZİ´dir Bunun vazifesi de; yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır

Mesela: Bir kul, gizli bir taat işlerse ve bu yaptığını da gizlemeye çalışırsa MÜTEKAZÎ onu dürter En sonunda o gizli amelin yayılmasına ve açığa çıkarmaya muvaffak olur Böylece: Allah-ü Teala o amel sahibinin yüz sevabının doksan dokuzunu imha eder biri kalır Çünkü, bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir

Sonra benim bir oğlum daha vardır ki; onun adı da KÜHAYL´dir Bunun işi de insanların gözlerini sürmelemektir Bilhassa, ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken´ Bu sürme onların gözüne çekildi mi uyuklamaya başlarlar Ulemanın sözlerini işitemezler Böylece hiç sevap alamazlar

Bundan sonra İblis şöyle anlattı:

- Hangi kadın olursa olsun Onun kalktığı yere şeytan oturur Sonra her kadının kucağında mutlaka bir şeytan durur Ve onu, bakanlara güzel gösterir Sonra o kadına bazı emirler verir Mesela:

- Elini kolunu dışarı çıkar; göster Der O da, bu emri tutar Elini, kolunu açar, gösterir Bundan sonra, o kadının haya perdesini tırnakları ile yırtar

iblis, bundan sonra Resûlullah (sav) Efendimize kendi durumunu anlatmaya başladı:

- Ya Muhammed, bir kimseyi delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur

Ben, ancak vesvese veririm ve bir şeyi güzel gösteririm o kadar

Eğer delalete sürüklemek elimde olsaydı; yeryüzünde:

- Allah´tan başka ilah yoktur ve Muhammed Allah´ın resulüdür

Diyen herkesi, oruç tutanı ve namaz kılanı hiç bırakmazdım Hepsini dalalete düşürürdüm Nasıl ki, senin elinde de, hidayet nevinden bir şey yoktur Sen ancak Allah´ın resûlüsün Ve tebliğe memursun Şayet hidayet elinde olsaydı; yeryüzünde tek kafir bırakmazdın

Sen, Allah´ın halkı üzerinde bir huccetsin ben de, kendisi için ezelde şekavey yazılan kimselere bir sebebim

Said olan kimse, taa, ana karnında iken saiddir Şaki olan da, yine ana karnında iken şakidir

Saadet ehli kılan Allah Şekavet ehli kılan da Allah

Bundan sonra Resülullah (sav) Efendimiz şu iki Ayet-i Kerimeyi okudu:

- "Bunlar, taa, sonuna kadar böyle değişik şekilde devam edecek Ancak Rabbın esirgedikleri hariç" (11/119)

- "Allah´ın emri behemehal yerini bulan bir kaderdir" (33/38)

Bundan sonra, Resülullah (sav) Efendimiz, İblis´e şöyle buyurdu:

- "Ya Ebamürre, acaba senin bir tevbe etmen ve Allah´a dönmen mümkün değil mi? Cennete girmene kefil olurum Söz veririm"

Bunun üzerine İblis şöyle dedi:

- Ya Resûlullah, iş verilen hükme göre oldu Kararı yazan kalem de kurudu Kıyamete kadar olacak işler olacaktır

Seni peygamberlerin efendisi kılan, cennet ehlinin hatibi eyleyen ve seni halkı içinden seçen ve halkı arasında bir gözde yapan, beni de şakilerin efendisi kılan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah´tır Ve o: Bütün noksan sıfatlardan münezzehtir

Ve İblis, cümlelerini şöyle tamamladı:

- İşte bu söylediklerim, sana son sözümdür Ve bütün söylediklerimi de doğru söyledim

Evvel, ahir, zahir, batın, alemlerin Rabbı olan Allah´a hamd olsun

Efendimiz Muhammed Nebiye Allah salat eylesin Keza onun aline de ashabına da Amin!

Bütün peygamberlere selam Alemlerin Rabbı olan Allah´a da, -tekrar- hamd olsun

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.