Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı > Tarih Musahabeleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kuran, lozan

Kuran ve Lozan

Eski 11-25-2008   #1
VANDETTA
Varsayılan

Kuran ve Lozan



On dokuzuncu asrın son yıllarında İngiliz Parlamentosunda kürsüye çıkan Müstemlekeler Bakanı Gladstone elindeki Kur’ân-ı Kerimi göstererek şunu söyler: “Bu kitap Müslümanların elinde kaldıkça biz onlara hakikî hakim olamayız Ne yapıp yapmalıyız; ya Kur’ân’ı ortadan kaldırmalıyız veya onları Kur’ân’dan soğutmalıyız
O sırada ilim tahsili için Van’da bulunan Bediüzzaman, Vali Tahir Paşanın konağına gelen gazetelerde bu haberi okuduğunda şöyle der: “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez manevî bir güneş hükmünde olduğunu ben dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim
Gladstone’a göre Türkler, “insanlığın dev bir insanlık dışı numunesi”dir “Türk hükümeti” olarak adlandırdığı Osmanlı hükümeti için ise “hiçbir hükümetin işlemediği kadar günah işlemiş, hiçbir hükümet onun kadar günahkarlığa saplanmamış, hiçbiri onun kadar değişime kapalı olmamıştır” der
Aradan yıllar geçer İ’lâ-yı kelimetullah sancağını altı asır boyunca cihanın ufuklarında dalgalandıran Osmanlı, son döneminde bu misyon ve mânâdan uzaklaştığı için dağılır ve çöker
Yerine Anadolu ve Trakya topraklarında yeni bir devlet kurulur Bu devletin, devrin dünyaya hakim güçleri tarafından tanınması, Lozan’da yürütülen gizli pazarlıklarla şartlara bağlanır
Orada Türkiye’den istenen, İngiliz Murahhas Heyeti Reisi Lord Gürzon’un ifadesiyle şudur:
“Türkiye İslâmî alâkasını ve İslâmı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs birliği etmiş olur Biz de kendisine dilediğini veririz” (Büyük Doğu, sayı 29, Emirdağ L, s 277)
Dikte edilen bu şartın yeni Ankara yönetimi tarafından kabulü üzerine anlaşmanın imzalanmasını müteakip İngiltere Avam Kamarasında “Türklerin istiklâlini niçin tanıdınız?” diye yükselen itirazlara Lord Gürzon şu karşılığı verir:
“İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır Zira biz onları maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz
Sonrasında Ankara merkezli olarak Türkiye yeni ve çok sıkıntılı bir sürece girer Lozan’da verilen söz çerçevesinde birer birer tatbik sahasına konulan icraatın hedefi şöyle ifade edilir:
“Otuz sene sonra gelecek neslin kendi eliyle Kur’ân’ı imha etmesini intac edecek (netice verecek) bir plan yapalım” (Tarihçe, s 137)
Kur’ân’ın ve hadislerin—hâşâ—“ne mal olduğunu” gösterip mukaddes kitabımızı ve Peygamberimizi (asm) halkın ve bilhassa genç nesillerin gözünden düşürme niyet ve kastıyla yaptırılan tercümeler; ezanın Türkçeleştirilmesi ve okullarda başlatılıp bütün hızıyla sürdürülen inançsızlık propagandası, planın parçalarıdır
Eşref Edib’in o kara dönemdeki bazı uygulamaları anlattığı Kara Kitap’ta geçen ve yıllardır dilden dile dolaşan çok çarpıcı örneklerden biri:
Öğretmen, sınıftaki küçük çocuklara “Benden şeker isteyin” der İsterler, hemen cebinden çıkarıp verir Sonra “Bir de Allah’tan isteyin bakalım” diye devam eder Bu defa şeker gelmeyince de, “Demek ki—hâşâ—Allah yokmuş, olsaydı istediğinizi verirdi” diyerek zehrini kusar
O dönemde eğitimin nasıl bir zihniyetin eline geçtiğini gösteren son derece ilginç bir örnek de, o günün Türkiye’sini anlatan Turkey To-Day (1928) adlı kitabın yazarı Grace Ellison’a konuşan bir maarif müfettişinin söyledikleridir:
“Bizim peygamberimiz Gazimizdir Biz o Arabistanlı şahıs ile ilişkimizi sona erdirdik Muhammed’in dini Arabistan’a uygundu; ama bize yaramaz” (Şükrü Hanioğlu, Zaman, 231108)
İngiliz yazarın, “Ama sizin hiç mi inancınız yok?” sualine müfettişin verdiği cevap da “Evet var Gazi’ye, bilime, ülkemin geleceğine ve kendime” şeklinde olmuştur (Hanioğlu, agg)
Dünyasında dinî inanca kesinlikle yer vermeyen müfettiş, yeni dönemde dizginleri ele geçiren zihniyetin “ideal” bir örneği ve prototipidir
Ama vaktiyle deklare edilen “Müslümanları Kur’ân’dan soğutma” planı İlâhî bir tavzifle dile getirilen “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülemez bir manevî güneş olduğunu dünyaya gösterme” kararına takılınca hesap bozulmuş ve Allah, nurunun söndürülmesine yine izin vermemiştir
(Kazım Güleçyüz, Yeni Asya, 11-2008)


__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.