Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
besinlerin, nelerdir, taşları, taşı, yapı

Besinlerin Yapı Taşları Nelerdir? Besinlerin Yapı Taşları Nedir? Besinlerin Yapı Taşı

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Besinlerin Yapı Taşları Nelerdir? Besinlerin Yapı Taşları Nedir? Besinlerin Yapı Taşı



Besinlerin Yapı Taşları Nelerdir? Besinlerin Yapı Taşları Nedir? Besinlerin Yapı Taşı
Besinlerin Yapı Taşları Nelerdir? Besinlerin Yapı Taşları Nedir? Besinlerin Yapı Taşı
Canlıların hayatlarını idame ettirmek, büyümek, gelişmek ve sağlıklı yaşamak için dışarıdan almaları gerekli maddeler Vücudumuzda cereyan eden metabolik olaylara ve her türlü faaliyetimize kaynak teşkil edecek enerji, besinlerle sağlanır Metabolik hadiselerde gerekli iç ortamı meydana getiren yardımcı rol oynayan mineraller ve vitaminler ile büyümeyi, gelişmeyi ve eskiyen hücrelerin yerine konmasını sağlayacak yapı taşları besinlerle vücuda alınır
Bugün kanserden damar sertliğine kadar pekçok hastalığın meydana gelmesinde veya ilerlemesinde
beslenmenin etkileri anlaşıldığından, yeterli ve dengeli beslenme çok önem kazanmıştır Besinlerde bulunan gıda unsurları şu gruplara ayrılmaktadır:
1 Karbonhidratlar (Nişasta, şeker, selüloz, vs),
2 Yağlar (Bitkisel ve hayvansal),
3 Proteinler (Yumurta, et ve süt),
4 Mineraller (kalsiyum, demir, fosfor gibi),
5 Vitaminler (A-B-C-D-E-K-P vitaminleri gibi),
6 Su
Vücutta; 1 gr karbonhidratın yanması 4,1 kalori, 1 gr yağın yanması 9,3 kalori, 1 gr proteinin yanması 4,1 kalori verir En çok enerjiyi yağların yanması verirse de, asıl enerji kaynağımız karbonhidratlar olup, bunu yağlar takip eder Vücudun yapı taşlarını meydana getiren proteinler ise ancak ihtiyaç duyulduğunda enerji sağlamak üzere harcanırlar
Karbonhidratlar: Besinlerle aldığımız karbonhidratlar nişasta, sellüloz gibi kompleks veya çay şekeri (sakkaroz), süt şekeri (laktoz), meyve şekeri (früktoz) gibi daha basit şekerlerden meydana gelir Nişasta, bitkilerin depo şekeridir ve bizim en önemli enerji kaynağımızdır Yine bitkisel kaynaklı kompleks bir karbonhidrat ve yapı maddesi olan sellüloz, insan vücudunda sindirilemediği için besin değeri taşımaz Ama, sindirilmeyen bu karbonhidratlar posa olduğundan barsakların düzenli çalışmasına yardım ederler
Kompleks veya tekli, ikili şekerler halinde alınan karbonhidratlar tükürük bezleri ve pankreastan salgılanan enzimlerle tekli yapı taşlarına (glikoz, galaktoz, früktoz) parçalanıp emilirler Kan dolaşımında bulunan ve hücrelerin en önemli yakıtını meydana getiren şeker ise glikozdur Kan glikoz seviyesi beyin gibi bazı dokular için hayati önem taşığıdından, az miktarda glikoz, karaciğerde glikojen şeklinde depo edilir Bu sayede kanda glikoz seviyesi belli sınırlar içerisinde sabit tutulmaya çalışılır Çok kısa sürede tükenen bu depodan başka, kaslarda da yedek yakıt ihtiyacını karşılayacak glikojen deposu bulunur Fazladan alınan karbonhidratlar ise, yağlara dönüşerek, yağ şeklinde depo edilirler Karbonhidratlar günlük enerji ihtiyacının asgari % 40nı karşılayacak miktarda alınmalıdır Bu oran gelişmiş memleketlerde ortalama % 50 iken, az gelişmiş ve gelişmekte olan memleketlerde karbonhidratlar günlük enerjinin % 60-70ini teşkil etmektedirler
Karbonhidrat metabolizmasının ön planda bozulduğu şeker hastalığında (Diabetes mellitus) günlük alınan karbonhidrat miktarı kadar, karbonhidratların cinsi de önem taşımaktadır Uzmanlar şeker hastalarına patates gibi nişasta ihtiva eden besinler ve barsaktan şeker emilimini azalttığı için bol kepekli (selülozlu) gıdalar almalarını teklif etmektedirler
Yağlar: Yağlar diğer besin maddelerinden farklı olarak, kimyasal yapıları çok değişik maddelerin birarada bulunduğu bir gruptur (Yağ asitleri, trigliseritler, kolesterol, fosfolipitler, vs) Kaynaklarına göre hayvansal ve bitkisel diye sınıflandırılabileceği gibi, yapılarında bulunan karbon atomlarının doymuşluk derecelerine göre katı ve sıvı yağlar diye de ayrılabilir Margarinler; bitkisel yağların suni olarak hidrojen ile doyurulmaları ile elde edilir Yağlar enerji kaynağı olmalarının ötesinde, hücre zarlarının temel yapısını teşkil ederler Doku ve organların etrafında onları koruyucu bir yastık görevi yaparlar Vücut için çok önemli bazı vitamin ve hormonların yapımında kullanılırlar (D vitamini, steroid hormonlar gibi) Yağda eriyen vitaminlerin barsaktan emilmesini sağlarlar Sinirlerin etrafında miyelin adı verilen kılıfı meydana getirerek iletimin aksamamasını sağlarlar Vücudumuza alınan enerjinin fazlası da yağ şeklinde depo edilir
Bugün uzmanlar, günlük alınan toplam kalorinin % 30unun yağlardan teminini tavsiye etmektedirler Aşırı mikdarda ve özellikle katı yağlarla beslenme ve kandaki yağ mikdarının fazlalığı (hiperlipidemi), batıda en önemli ölüm sebebi olan damar sertliği (arterioskleroz) hastalığının husulünde rol oynayan risk faktörlerinden birisidir Bu sebeple, günümüzde hem alınan yağ mikdarında bir azaltma yapılırken hem de tercih edilen yağ türü değişmektedir Katı- doymuş, margarin yağlarının yerine sıvı, doymamış, bitkisel kaynaklı ayçiçek, mısırözü ve zeytinyağı tercih edilmektedir Yiyeceklerin yağda kızartılması da kalori değerini arttırırken, meydana gelen yanmış yağ asidleri mide-barsak sistemini fazlaca tahriş etmekte ve çeşitli mide barsak sistemi, safra kesesi hastalıklarına yol açabilmektedir
Proteinler: Vücudumuzun en önemli yapı taşları olup, çok sayıda amino asidin birleşmesinden meydana gelmiş organik moleküllerdir Metabolizmanın en önemli maddeleri olan enzimler (ferment, maya) ve vücudun iç dengesinin sağlanmasında önemli rolleri olan hormonların büyük kısmı da protein yapısındadır Et, süt, yumurta gibi hayvani gıdalar en önemli protein kaynaklarımızdır Ayrıca soya fasülyesi, mercimek, kuru fasülye ve baklagillerde de önemli oranda protein bulunur
Alınan proteinler mide ve barsaklarda bulunan enzimlerle yapı taşları olan aminoasidlere kadar parçalanırlar ve ince barsaklardan emilirler Bu aminoasidler kullanılarak, hücre çekirdeklerinde bulunan genetik şifreye uygun olarak, her insanı diğerlerinden ayırt ettirici özellik veren vücut proteinleri ve enzimler sentez edilir Çocukluk ve ergenlik döneminde büyüme ve gelişme için çok gerekli olan proteinler; erişkinlerde eskiyen hücrelerin yenilenmesinde, enzimlerin ve hormonların yapılmasında kullanılırlar Treonin, Lösin, İzolösin, valin, lizin, metiyonin, fenilalanin, triptofan ve ayrıca çocuklar için serin, arginin ve histidin aminoasidleri, alınan proteinlerin içinde bulunmaları gerektiğinden, bunlara esansiyel aminoasidler denir Proteinlerin ihtiva ettikleri aminoasit türleri ile birlikte vücut tarafından rahat sindirilebilmeleri ve kullanılabilmeleri de önem taşır (Proteinlerin biyolojik değeri) Bu yüzden, vücudumuz biyolojik değeri yüksek proteinlerin (mesela anne sütü) aynı miktarından, biyolojik değeri düşük proteinlere oranla daha fazla faydalanır
Proteinler; karbonhidrat ve yağlara oranla daha pahalı gıda maddeleri olduğundan, beslenmenin sık aksayan bölümünü meydana getirirler Süt ve süt ürünleri ile yumurta gibi biyolojik değeri çok yüksek proteinler ile, biyolojik değerleri nisbeten düşük de olsa ucuz protein kaynakları olan soya fasülyesi, mercimek gibi besinler dengeli ve şuurlu olarak kullanılırsa, yeterli bir beslenme sağlanabilir
Vitaminler: Çok az miktarları bile; vücuttaki metabolik olaylardaki katalizör ve düzenleyici görevleri için yeterli olan vitaminlerin eksiklikleri de önemli hastalıklara yol açabilmektedir Süt ve sütlü gıdalar, et, unlu gıdalar, meyve ve sebzelerle beraber az da yağ ihtiva eden bir beslenme; vücut için gerekli olan A,B, C, D, E ve K vitaminlerinin hepsinin karşılanmasına yeterli olur Suda erimeyen A, D, E, K vitaminlerinin emilimi için diyette az miktarda da olsa yağa ihtiyaç vardır Bu gruptaki vitaminler vücutta depolanabildiklerinden, özellikle A,D ve K vitamininin yanlış intiba ile aşırı olarak alınması (genellikle vitamin hapları, iğneleri ile) vücut için toksik (zehirli) etkilere yol açabilir Suda eriyen vitaminler ise idrar yolu ile atılabildiklerinden vücutta depolanamazlar; fazla alındıklarında toksik etki hasıl olmaz ve yine aynı sebeple yağda eriyen vitaminlere oranla vücudun ihtiyacı daha fazladır Yemeklerin yüksek ısıda pişirilmesinden yağda eriyen vitaminler fazla etkilenmezken, özellikle B ve C vitamini bozulmaktadır Besinlerin uygun olmayan şartlarda ve uzun süre saklanması ise, hem yağda eriyen, hem de suda eriyen vitaminlerin bozulmasına yol açmaktadır
Mineraller: Mineraller toplam vücut ağırlığının % 4ünü meydana getirir Na, K, Mg, Ca, Kl, PO , SO
44
gibi önemli mineraller iyon halinde, su ile birlikte vücutta cereyan eden metabolik olaylar için uygun iç
ortamı meydana getirir Bu iyon dengesinde ufak da olsa görülen sapmalar, hücrelerin bütün işleyişini
alt üst edebilir Fe, Ca, P, Co gibi bir kısmı da ferment sistemleri ve özel taşıyıcı sistemlerin yapısına
girerler Son zamanlarda, eser elementler adı verilen ve vücutta çok az miktarda bulunan ve günlük
ihtiyaç duyulan miktarları da bu oranda az olan, çinko, bakır, kobalt, iyot, flor, kadmiyum, arsenik gibi
bazı minerallerin vücut için önemleri ve çeşitli hastalıklara katkıları üzerinde çalışmalar yapılmaktadır
Dengeli bir beslenmede mineraller için bir eksiklik söz konusu olmaz
İnsan hayatının farklı dönemlerinde besin maddelerine olan ihtiyaç da değişmektedir Mesela; yeni doğan bir bebeğin ilk dört-altı aydaki besin ihtiyaçlarının tamamı anne sütü tarafından karşılanabilmektedir Çocukluk ve ergenlik dönemlerindeki enerji ihtiyacı aynı ağırlık, cins ve faaliyetteki bir erişkinden daha fazladır Yaşlandıkça, metabolizma yavaşladığından ve hareketler azaldığından vücudun kalori ihtiyacı azalmakta, yaşlıların erişkin yaşlarındaki beslenme alışkanlıklarını sürdürmeleri ise giderek şişmanlamaları ile sonuçlanmaktadır Hamilelik ve emzirme dönemleri de vücudun mineral ihtiyacının çok arttığı dönemlerdir
Tarih boyunca beslenme ile sağlık arasındaki alaka insanları meşgul etmiştir Perhiz, klasik yani vazgeçilemeyen tedavilerin temelini oluşturmuştur Bugün çeşitli yöntemler kullanarak, farklı boy, cins ve yaşlar için ideal kilolar hesap edilmeye çalışılmakta, insanların yaptıkları işlerle uygun kaloride beslenmeleri sağlanarak ideal kilolarını muhafaza etmeleri, bu sayede beslenme ile ilgili hataların getirebileceği hastalıklardan, risk faktörlerinden korunmaları istenmektedir İnsan, iyi bir eğitim ve iradesini kullanarak beslenmesini kontrol altına alabilir ve kendi şartlarına uygun, ekonomik ve ideale uygun bir beslenmeyle sağlıklı olmak için gerekli şartların en önemlisini yerine getirebilir


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Besinlerin Yapı Taşları Nelerdir? Besinlerin Yapı Taşları Nedir? Besinlerin Yapı Taşı

Eski 09-28-2017   #2
Kayıtsız
Icon7

Cevap : Besinlerin Yapı Taşları Nelerdir? Besinlerin Yapı Taşları Nedir? Besinlerin Yapı Taşı



neden sordunuzki
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.