Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Karadeniz Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
evleri, kültürü, trabzonda, yayla

Trabzon'da Yayla Kültürü Ve Yayla Evleri

Eski 08-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Trabzon'da Yayla Kültürü Ve Yayla Evleri





Dağlarla çevrili bölge, dört mevsim ılıman ve çok yağışlı bir iklime sahiptir Yaylalar bu yüksek dağ dizilerinin eteklerinde kurulmuşlardır Dağlar üzerinde, değişik çiçekler, ağaçlarla süslü ormanlar arasında obalar, yaylalar mevecuttur Bu yaylalar arasında Erikbeli, Derinoba, Karadağ, Sultan Murat yaylaları ünlüdür

Bölgedeki köyler, dağlardan denize doğru inen akarsuların vadileri üzerinde kurulmuşlardır Köylerde bulundukları coğrafi mevkiye göre çay, fındık, mısır tarımı ve hayvancılık yapılır Kış ayları, köylerde dinlenilerek mevsimlik işler ve el sanatlarıyaparak geçirilir İlkbahar gelince mart ve nisan aylarında tarlalar bellenir, Mayısta ekinler ekilir Mezrası olan aileler buradaki evlerine göç ederek bir ay kadar otururlar Özellikle sürüler mezraya göçürülür Haziran başından Eylül sonlarına kadar yaylaya göç edilir Yayla dönüşü 1-2 ay yine mezrada (güzlekte) oturulur Kar yağıp havalar iyice soğuyınca köye inilir

Yaylalar kışın tamamen ıssızdır İlkbaharda karlar erimeye başlayınca erkekler yaylaya gidip evlerini kontrol ederler Evierin kardan, rüzğardan bozulan, kırılan yerlerini, tamir ederler, çayırların çapalarını (çitlerini) düzeltirler Köylerde de yayla hazırlıklarına başlanır Yaylaya götürülecek eşyalar satın alınır İneklerin çırnakları (çanları) elden geçirilir, puruncaları (ineklere takılan püsküllü boncuklu başlık) dikilip boyatılır Göç günü, köylülerce ortaklaşa belirlenir Çünkü yaylanın taze otları birlikte otlatılacaktır Genellikle ekinler ekilmişse ve havalar uygunsa, haziranın ilk haftasında yaylaya göç edilir

Evden önce besmele ile evin büyüğü veya ananın ilki olan erkek çocuk çıkar Yükler katır ve eşeklere yüklenir, büyükler de sırtlarına denkler ve sepetlerle bazı eşyaları alırlar Bütün göçler köyün çıkışında birleşerek yola girilir

Yaylaya gideceğim
Yollara kona kona
Gelir bulursun beni
Evimi sora sora

Göç sırasında çalgıcılar yaylacılara eşlik eder Dinlenmeler sırasında kemençe, davul, zurna, eşliğinde horon tepilir, türküler söylenir; yaylası uzak köyler belirli obalarda veya mezralarda konaklar Bu sırada geceleri yine eğlenceler düzenlenir Trabzon Şalpazarı'nda hala birçok köy, yaylalara böyle topluca, büyük şenliklerle göçmektedir

Yaylalar yemyeşil, türlü çiçeklerle bezeli, kelebekierin uçuştuğu çayırlara, cana cankatan soğuk sulara, türlü ağaçlar, meşeler, çamlarla donanmış ormanlara sahiptir Ormanlarda otlaklarda kuş sesleri, çan sesleri, köyun kuzu meleyişleri insanı gerçcekten etkiler Günün her saati yayla bir başka tarif edilmez güzelliktedir Bölge halkı yüzlerce türkü ile bu güzellikleri ifadeye çalışmiştir

Yayla; ormanı, otlağı ve yerleşim alanı (obayı) içine alan bir bütündür Yayla hayatı belli işleri yapmayı gerektirir Kadınlar ev işlerini, hayvanlara ot temini ve ineklerin bakımını yaparlar Erkekler, kışlık odun ve orman işlerinde çalışırlar çocuklar yaşlarına göre çoğunlukla otlayan inekleri beklerler Yaylada arpa, çavdar ekimi, patates dikimi, bazı sebzelerin (lahana, soğan) tarımı da yapılır İneklerden sağılan sütlerden peynir, yağ, çökelek elde edilir Bazı aileler arı kovanlarını, tavuklarını da yaylaya getirirler Fide edilen ürünlerin bir kısmı satılır, bir kısmı tüketilir, bir kısmı da kışa saklanır Bu tür ekonomik faaliyetlerin yanı sıra kış için ot ve yakacak odun da hazırlanır

Bölgenin engebeli yüzey şekilleri, yağışlı iklimi yayla hayatını olumsuz yönde etkiler 1905 tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesi'nin yayla bölümünde bu husus şöyle anlatılıyor:
"Yaz mevsiminde sahil ahalisinin göçtükleri yaylalar birbiri ardına sıralanır İnsan herhangi bir tarafa gözunu gezdirmiş olsa böyle arızalı yerler görür ve bu yerde yaşayan halkın ne kadar çevik ve atik adamlar olmak lazım geleceğini anlar Bazı defa kesif duman yığınlarından bir dakika önce gözümüzün önünde bulunan tabiat güzellikierinden bir şey göremez olursunuz"

Coğrafyanın bu şartlarına rağmen yayla; serin havası, soğuk suları, yeşil çimenleri ile her zaman sevilmiştir

Trabzon'da yayla evleri küçük ebatlı olup birkaç ana mekandan teşekkül ettirilmiştir

Köy evlerinin küçük bir modeli şeklinde tasarlanmışlardır Yapı malzemesi ahşap ve taştır Örtüde, iç kısımlarda kalan ve ormanı az olan yaylalarda toprak, diğer kısımlarda ahşap (hartama-bedevra) kullanılır Son yıllarda orman varlığının tükenmesi sonucu ahşap malzeme yerini biriket, tuğla ve saca bırakmıştır

Yayla evleri, köy evleri gibi iki katlıdır Zemin katın yarısına ahır yerleştirilmiştir ve duvarları taştır I kat tamamen yaşama alanı olarak değerlendirilmiştir Trabzon'un doğusunda ve batısındaki yayla evlerinin bölümlerinde farklılık görülür

Akçaabat, Vakfıkebir ve Tonya yaylalarında evin aşhanasına iki yandan iki kapı açılır Bu kısmın zemini toprak olup ortasında ocak bulunur Ocak yanında ihtiyarların yatmasına yarayan sedir-peyke yer alır Aşhanada yemek pişirilir, iş yapılır ve oturulur Aşhananın bir köşesinde kap kacak koyulan bir dolap, raf ve suluk bulunur Aşhanadan bir kapı kapak ile ahıra inilir Aşhana ile kiler arasında ahşap bir seki olan tahta üstü bulunur Kilerde gençler, gelinler kalır, süt, peynir burada saklanır

Trabzon'un doğusundaki yayla evlerinde, evlerin girişinde otana olarak adlandırılan bir bölme bulunmaktadır Buradan aşhana veya göçevine girilmektedir Aşhananın veya göçevinden doğrudan kilere , odaya geçilmektedir Aşhananın bir kısmı tahta döşeli, bir kismi topraktır Yine ocak ve suluk bulunmakta, aşhanaya açılan bölme sayısı bazen ikiye çıkmaktadır Bu odalara süt ve peynir koyulmaktadır

Her yayla evinin belirli, çevrili bir çayırı vardır Bu çayırın ev eyakın olan bir yerinde küçük bir bahçe yapılır Burada lahana, soğan gibi sebzeler üretilir Koyun sürüsü olan evlerin ağılı da evin yakınlarında kurulur İnekler ve koyunlar obanın dışında yaylımlarda otlarlar

Yaylalarda halkın ihtiyaçlarını karşılayabileceği birkaç dükkan kahvehane, fırm, han, cami gibi yapılar bulunur Büyük obalarda cuma günleri pazarlar kurulur Çevre obalardan gelen halk burada alış veriş yaparlar, buna yayla haftası denir

Yaylada birlikte yapılan işlerin başında ot biçimi gelir Köydeki tarla işleri bitince, bütün yetişkinler, gençler-gelinler yaylaya çayırları kesmeye çıkarlar Güzel hava olunca hemen otları kesip kaldırmak gerekir Ot biçimi sırasında obaların nüfusu artar Gündüzleri ot biçen gençler geceleri sabaha kadar eğlenir

Yaylalarda büyük şenlikier, toplantılar "dernekler", ha la, sürdürülmektedir Bu dernekierin ilk kuruluş tarihieri yüzyıllarca eskiye gitmekte ve efsaneleşmiş bulunrnaktadır Günümüzde daha çok eğlence şeklinde yaşatılan bu yayla dernekierinden bazılarına kısaca değinmek istiyorum

1-Kadırga-Otçular Haftası: Akçaabat-Tonya-Maçka-Torul ilçelerinin sınırlarında Kadırga denilen eğimli mevkide düzenlenir Derneğin kurulduğu çarşı, 'dükkanların' yakınında büyük bir namazgah bulunur Mayıs ayından itibaren Kadırga'nın dükkanları açılır

Kadırga'da büyük şenlik ve eğlence Temmuzun üçüncü cumasında düzenlenir Her köyden ve obadan eğlenceye katılmak üzere büyük gruplar yola çıkar Geleneksel kıyafetleri içerisinde kemençe, davul, zurna eşliğinde horon teperek, türkü söyleyerek gidlir Bu gruplarda önde erkekler, arkada kadınlar yer alır Yürüyüş ve oyunları atlı veya yaya yöneticiler idare eder Kadırga düzlüğüne topluluklar horon oynaya oynaya gireler ve belirli alanlarda oyunlarına devam ederler Böylece çok sayıda horon halkaları oluşur Daha sonra yemekler yenilir, içilr Akşam üstü alış veriş yapılır Yine çala söyleye obalara ve köylere dönülür

2- Hıdırnebi-Karadağ Derneği: Akçaabat'ın Hıdırnebi Dağı'nda yapılır Eski takvimle her yıl orak ayının yedisinde (20 Temmuz'da) kutlanır Akçaabat, Tonya ve Vakfıkebir'in civar obaları tarafından kurulur Hıdır-Hızırnebi eski bir yatır olmalıdır Buradaki dernekte de tıpkı Kadırga gibi topluca eğlenilmekte, yiyilip, içilmektedir

3- Sis Dağı Derneği: Vakfıkebir'in, Şalpazarı köylerince Sis obasında her yıl Temmuz sonu Ağustos başlarında kurulur Sis Dağı şenliklerine Beşikdüzü, Şalpazarı, Eynesil, Görele ve Tonya obalarından çok sayıda ziyaretçi katılır

Ah Sis Dağı Sis Dağı
Eritmedin Karı
Bu yıl da böyle gitsin
Yüreğimin efkarı

4- Yayla Ortası Derneği: Çaykara'nın Sultanmurat Yaylasında 20 Temmuz'da yapılır Şenliklere Of ve Sürmeneliler de katılır Günümüzde bu derneklerden başka Honefter, Karaptal, İzmis (Sivri Tepesi) gibi derneklerde yapılmaktadır

Çaykara'da Sultanmurat yaylasında her yıl 23 Haziran'da I Dünya Savaşı şehitleri halkın da katıldığı bir törenle anılmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.