Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Köşe Yazıları

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
başsavcının, laiklik, tanımı

Başsavcı'nın Laiklik Tanımı

Eski 06-10-2008   #1
VANDETTA
Varsayılan

Başsavcı'nın Laiklik Tanımı



Nazlı Ilıcak / Sabah

Laikliğin bekçileri

Anayasa Mahkemesi, 1970'lerden beri, içtihat yoluyla, yargı alanını genişletiyor Yetki tecavüzünü önlemek için gerçekleştirilen anayasa değişiklikleri de, istenen sonucu sağlayamıyor
1961 Anayasası, 12 Mart müdahalesinden sonra değiştirilirken, Yüksek Yargı organının, anayasa değişikliğinin sadece şekil şartlarına uygunluğunu denetleyebileceği hükmü getirilmişti Ama buna rağmen, Anayasa Mahkemesi, cumhuriyetin niteliklerinin içini boşaltmak söz konusu olduğunda, anayasa değişikliklerini esastan inceleyebileceği kararını verdi 1982 Anayasası'yla bu kural daha da pekiştirildi: Şeklen inceleme, "değişiklik teklifi ve oylamanın yeterli çoğunlukla yapılıp yapılmadığı ve ivedilikle görüşme yasağına uyulup uyulmadığı" konularıyla sınırlandırıldı (Madde 148)
Nafile! 1970'lerden beri, Anayasa Mahkemesi, kurucu iradenin çizdiği çerçeve içinde kalmıyor; içtihat yoluyla ve kendine göre yorumlarla, sürekli anayasayı çiğniyor Aynı 1930'larda Amerikan Federal Mahkemesi'nin yaptığını yapıyor O tarihte, Amerikan Federal Mahkemesi baş hâkimi Hughes, "Biz Anayasa'nın altındayız; ancak, anayasa hâkimlerin dediğidir" biçiminde bir yorum getirmemiş miydi? ABD Başkanı Roosevelt, hâkimlerin emeklilik yaşını 70'e indireceğini açıkladı Çok sayıda federal mahkeme üyesi bundan etkilenecekti; kendilerine çekidüzen verdiler ve böylece, Amerikan ekonomisini düze çıkaran New Deal politikaları uygulanabildi
Bugün Türkiye'de yapılacak şey, kapsamlı bir anayasa değişikliğiyle, kendilerini laikliğin bekçisi ilân eden bazı kurumların yapısını değiştirmektir
Büyük çoğunluk, laik cumhuriyetten yana Ama, kimi, meselâ, başörtülü kızın üniversitede okumasını laiklik karşıtı bir eylem gibi görüyor Kimi, tam tersine, din ve vicdan hürriyetinin gereği olarak mütalâa ediyor
Militan laiklik
Hepimiz, Yargıtay Başsavcısı'nın zihnindeki laiklik tarifine uymak zorunda mıyız? Bakın ne diyor Abdurrahman Yalçınkaya: "Laiklik, insanı, kul olmaktan çıkarıp birey haline getiren, bireye kişiliğini geliştirmesi için özgür düşünme olanaklarını veren bir ilkedir; uygar bir yaşam biçimidir; toplumun düşünsel ve örgütsel evriminin son aşamasıdır"
Oysa, bize göre laiklik, toplumun veyahut bireyin değil, devletin bir niteliğidir Farklı inançlara eşit mesafede duran bir barış şemsiyesidir
Anayasa Prof Mustafa Erdoğan, Türkiye'de uygulanan laikliği eleştirirken, başsavcıdan farklı bir anlayış sergiliyor: "Türkiye'ye, dindarları görünmeyen bir model empoze edilmektedir Laiklik, özünde birey özgürlüklerini koruyan bir ilkedir Laiklik, dini kurallara dayanan zorunlu düzenlemeler yapılmasına engeldir Buna mukabil, dinden etkilenmiş bile olsa, vatandaşların tercih imkanlarını arttıran hükümler (resmi nikâhın yanı sıra dini nikâhın kıyılabilmesi, Ramazan ayında mesai saatlerinin iftara göre ayarlanması, faizsiz bankacılık, üniversitelerde başörtülü talebelerin okuyabilmesi) bırakınız laiklik ilkesine ters düşmeyi, aksine bu prensibin gereğidir"
Bizden, bir nevi toplum mühendisliği gibi kullanılan militan laiklik anlayışını benimsememiz bekleniyor

Mürteciler
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, iddianamesinde, din adamlarını irtica yanlısı gibi göstererek, maalesef, belki de istemeden, din ile laikliği karşı karşıya getiriyor Kurtuluş Savaşı'ndan bahisle, "İşgalcilerin en büyük yerli destekçisi Sait Molla isimli bir mürtecidir Kuvayı Milliyecilerin idamına fetva veren bir başka mürteci, Dürrizade Abdullah isimli şeyhülislamdır Cumhuriyet kurulduktan sonra, Şeyh Saitler, Derviş Vahdetiler, şeriat devleti-hilafet çığlıklarıyla ayaklanmışlardır" diyor
Derviş Vahdeti'nin, Abdülhamit döneminde yaşadığı ve Volkan gazetesindeki yazılarıyla 31 Mart ayaklanmasına yol açtığı gerçeğini dahi, Başsavcı Yalçınkaya, din adamlarını "mürteci" gibi gösterme telâşına düştüğü içingözden kaçırmış Milli mücadelede görev yapan, halkı düşmana karşı ayaklandırıp örgütleyen yüzlerce din adamını niye unutmuş dersiniz? İddianamenin "tutarlılığı" açısından mı?

__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.