Konu: Mimar Sinan
Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Mimar Sinan

Eski 06-05-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Mimar Sinan







MİMAR SİNAN (1489-1588)


, Osmanlı Devleti'nin en görkemli döneminde yetişmiş ve bu döneme yapıtlarıyla katkıda bulunmuş bir mimanmızdır Sinan'ın 360'ı aşan yapılan arasında camiler, mescitler, türbeler, medreseler, okullar, imaretler, darüşşifalar (sağlık yurdu), sukemerleri, köprüler, kervansaraylar, saraylar, hamamlar ve köşkler vardır Çoğu İstanbul ve Trakya'da olan bu yapılar Erzurum, Hatay, Halep, Hicaz, Hersek, Rusçuk, Budin (bugün Budapeşte) gibi Osmanlı Devleti'nin topraklarının dört bir köşesine dağılmıştı
Kayseri'nin Ağırnas köyünde doğan Sinan, Yavuz Sultan Selim'in padişahlığı döneminde bir çeşit asker toplama yöntemi olan devşirme yoluyla 1512'de İstanbul'a getirildi (bak

OSMANLI İMPARATORLUĞU)

Alındığı Acemi Oca-ğı'nda dülgerliği öğrenerek ordunun yapı gereksinimini karşılayan birimlerinde görev aldı İlk eğitimini de bu birimlerde geleneksel bir biçimde sürdürülen usta çırak ilişkisi içinde gerçekleştirdi Orduyla birlikte gittiği yerlerde değişik yapılar görme olanağı buldu Bu da eğitiminin bir parçası oldu Acemi Ocağı'ndayken 1514'te Çaldıran Savaşı'na, 1516-20'de ise Mısır seferlerine katıldı İstanbul'a dönüşünde Yeniçeri Ocağı'na alındı Kanuni Sultan Süleyman'ın birçok seferine katılarak subaylığa yükselen Sinan 1526'daki Mohaç seferinden sonra zemberekçibaşılığa (başteknisyen) yükseltildi Tebriz seferi sırasında Van Gölü'nü geçmek için üç tekne yaptı ve haseki unvanını aldı Sürekli olarak Osmanlı ordusuyla seferlere katılan Sinan 1538'de Boğdan (Moldavya) seferi sırasında Prut Irmağı üzerinde 13 günde kurduğu köprüyle dikkatleri üzerinde topladı Ertesi yıl mimar Acem Ali'nin ölümüyle boşalan saray başmimarlığına getirilen Sinan yaşamının sonuna kadar bu görevde kaldı


Çeşitli kaynaklar Sinan'ın 84 cami, 51 mescit, 57 medrese, 7 darülkurra (hafız yetiştiren okul), 22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa, 7 suyolu ve sukemeri, 8 köprü, 18 kervansaray, 35 saray ve köşk, 8 mahzen, 46 hamam olmak üzere 360 dolayında yapının mimarı olduğunu yazmaktadır 50 yıla yakın Osmanlı Devleti' nin bayındırlık işlerinin yöneticisi durumundaki saray başmimarlığını yürüten Sinan mimarlardan, ustalardan oluşan büyük bir yardımcılar topluluğu ile çalışmıştır Bu yapıların bir bölümünü öğrencileri ya da ona bağlı mimarlar örgütünün yaptığı sanılmaktadır








Mimar Sinan'ın gelişme sürecinin aşamaları üç büyük yapı ile belirlenebilir Bunlardan ilk ikisi İstanbul'da bulunan ve kendi tanımıyla çıraklık yapıtı olan Şehzade Camisi, kalfalık yapıtı olan Süleymaniye Camisi ve ustalık yapıtı olan Edirne'deki Selimiye Camisi'dir
Sinan Şehzade Camisi'ni 1543-48 arasında yapmıştır Merkezi kubbe denemelerine yeni boyutlar kazandıran ve bu camide dört ayağa oturan kubbe yanlardan yanm kubbeler, köşelerden de küçük kubbelerle desteklenmiştir Dış görünüşlerin kütlesel etkisi azaltılmıştır İçerideyse daha aydınlık bir mekân oluşturulmuştur Şehzade Camisi Mimar Sinan'ın yarattığı büyük camilerin ilkidir Sinan'ın aynı yıl bitirdiği Üsküdar'daki İskele Camisi de denen Mihrimah Sultan Camisi ise üç yarım kubbe ile desteklenen ana kubbesiyle değişik bir tasarımdır Giriş kapısının önündeki yarım kubbeyi kaldırarak enine açılan geniş bir mekân kazanmıştır
Mimar Sinan 70 yaşına ulaştığında yoğun bir çalışma içindeydi Süleymaniye Camisi ve Külliyesi'nin tamamlanması da bu yıllara rastlar İstanbul'un Halic'e bakan tepelerinin birinin üzerinde Kanuni Sultan Süleyman adına gerçekleştirdiği bu yapıt döneminin simgesi olan anıtlardandır Kalfalık yapıtı saydığı Süleymaniye Camisi'nde ana mekânı örten merkez kubbe, Ayasofya'da olduğu gibi giriş ve mihrap yönlerinden iki yarım kubbe ile desteklenmiştir Yapıda, yükseltilmiş olan merkez kubbe ile yarım kubbeler daha ferah bir ortam sağlamıştır Anıtsal avlu ve yapıya bağlı minarelerle bir bütünlüğe ulaşılmıştır Darülkurrası, darüşşifası hamamı, imareti, altı medresesi, dükkânları ve Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan'ın türbeleriyle büyük bir alana yayılmış olan külliye Türkler' in dinsel yapılarla toplumsal hizmet veren yapıları iç içe düşünmelerinin örneklerindendir {bak SÜLEYMANİYE CAMİSİ)









Mimar Sinan Selimiye Camisi'ni 80 yaşında yaptı Bu caminin kubbesinin 31 metreyi geçen çapı Sinan'ın mimarlık açısından ulaştığı düzeyi gösteren en önemli örnektir Ayrıca bu caminin eşsiz mekânı o döneme kadar yarattığı yeniliklerin toplu bir sonucu olarak görülebilir Tasarımı, mimarlığı, çini bezemeleri, taş işçiliği ile Selimiye Camisi'nde Mimar Sinan sanatının doruğuna çıkmıştır

{bak SELİMİYE CAMİSİ)
Sinan'ın özgün ürünler verdiği bir başka mimarlık alanı da türbelerdir Şehzade Külliyesi içinde yer alan Şehzade Mehmed Türbesi, cephesindeki süslemeler ve dilimli kubbesiyle dikkat çeker, Hüsrev Paşa Türbesi klasik üslupta çok güzel bir yapıdır İlginç denemelerinden birisi olan Kanuni Sultan Süleyman' in türbesi sekizgen gövdeli, basık kubbelidir Kare planlı II Selim Türbesi Türk türbe mimarlığının en güzel örneklerinden biridir Süleymaniye Külliyesi'nin kuzeydoğusunda yer alan kendi türbesi ise yalın bir yapıdır












Sinan'ın köprülerinde sanat ile işlevselliğin ustaca kaynaştırıldığı görülür Bu türdeki yapıtlarının en büyüğü yaklaşık 635 metre uzunluğundaki Büyükçekmece Köprüsü'dür Silivri Köprüsü, Lüleburgaz Çayı üzerindeki Lüleburgaz (Sokullu Mehmed Paşa) Köprüsü, Ergene Irmağı üzerindeki Sinanlı Köprüsü, Yugoslav yazar İvo Andriç'in ünlü romanına adını veren Drina Köprüsü bu türdeki önemli örneklerdir
Sinan İstanbul'a su getirme düzenini elden geçirirken kentin çeşitli yerlerinde sukemerle-ri yaptı Alibey Deresi üzerindeki 257 metre uzunluğunda, 35 metre yüksekliğinde, üst üste iki sıra gözlerden oluşan Mağlova Kemeri bu yapı türünün en güzel örneklerinden biridir


Osmanlı-Türk mimarlığı Sinan'dan önce Bursa'da Yıldırım Camisi, Edirne'de Üç Şe-refeli Cami, İstanbul'da Fatih ve Bayezid külliyeleri gibi anıtsal yapıları gerçekleştirmeyi başarabilecek düzeydeydi Ama mimarlık alanında evrensel ölçülerde örnekler verilebilmesi için o dönemde gücünün doruğunda bulunan Osmanlı Devleti'nin









olanaklarıyla Sinan'ın dehasının bir araya gelmesi gerekmistir Kendinden önceki deneyimleri özümseyen ve bilinçli olarak kullanan Sinan, kubbeli yapı geleneğini en üst gelişme aşamasına ulaştırmıştır Sinan'ın mimarlığında kubbe, öteki mimarlık öğeleriyie üstün bir düzen anlayışı içinde birleştirilmiş, boyutları büyük ama doğal bir oluşum gibi ortaya çıkmıştır Kubbeler, yarım kubbeler, ağırlık kuleleri, revaklar, kemerler, pencere dizileri gibi mimarlık öğeleri yapının bütünlüğü içinde ustaca kullanılmıştır Böylece insanı etkileyen anıtsal yapılar ortaya çıkmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla