Yalnız Mesajı Göster

Bilim Ve Teknoloji Dalları Hakkında Sırasıyla Bilgiler

Eski 10-15-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilim Ve Teknoloji Dalları Hakkında Sırasıyla Bilgiler




Fizik

Fizik veya Doğabilim, (Yunanca φυσικός (physikos): doğal, φύσις (doğa): Doğa) enerji ve maddenin etkileşimini inceleyen bilim dalıdır (bkz Kimya, Biyoloji) Enerjinin evreninin tarihindeki birincil rolü, her maddenin, özelliklerini açığa vurmak ve dönüşümlere katılmak için enerjiyle etkileşimde bulunması ve madde en temel bileşenlerine ayrışırken enerjinin en önemli öğe olması nedeniyle fizik, genellikle temel bilimlerin anası olarak bilinir Madde ve madde bileşenlerini inceleyen, aynı zamanda bunların etkileşimlerini açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır bkz daha geniş bilgiFizik genellikle cansız varlıklarla uğraşan, fakat çok zaman canlılarla ilgilenen bilimlere de yardımcı olan bir bilim kolu olarakta anılır Fizik kelimesi yunanca Doğa anlamına gelen terimlerden kaynaklanmaktadır Bu nedenle yakın zamana kadar fiziğe Doğa felsefesi gözüyle bakılmıştır Astronomi, Kimya, Biyoloji, Jeoloji,vs de birer doğa bilimi olmalarına rağmen, fiziğin en temel doğa bilimi ve aynı zamanda bu doğa bilimlerinin en önemli yardımcıları olduğu gerçektir Diğer taraftan Tıp, Mühendislikvs gibi uygulamalı bilimlerde çok kullanılan ve bazılarının temelini oluşturan Fizik, ilk bakışta hiç ilgisi olmadığı düşünülen arkeoloji, psikoloji, tarihvs konularında da önemli bir yardımcıdır Ancak konusu bakımından Fiziğe en yakın, hatta Fizikle içiçe olan bilim öncelikle kimyadır O halde Fizik hemen hemen tüm bilimlerin gelişmesine yardımcı olmakta ve birçok konuda onlarla iş birliği yapmaktadır Bu işbirliğinden şüphesiz fizikten yararlanmakta ve gelişmektedir Fiziğin en yakın yardımcısı ise Matematiktir Matematik bilimi kısaca Fiziğin dilidir Temel doğa bilimi olan Fizik, evrenin sırlarını, madde yapısını ve bunların arasındaki etkileşimlerini açıklamaya çalışırken Fiziğin başılıca iki metodu vardır; bunlar gözlem ve deneydir Doğa olaylarının çeşitli duyu organlarını etkilemeleri sonucuFizikte çeşitli kolların gelişmesi sağlanmıştır Bu sebeble görme duyusunu uyandıran ışıkla beraber Fiziğin bir kolu olan optik gelişmiştir Aynı şekilde işitme ile akustik, sıcak soğuk duygusu ile termodinamikvs fizik konuları ortaya çıkmıştırBunların yanı sıra elektromagnetima gibi doğrudan duyu organlarını etkilemeyen kollarıda gelişmiştir Fiziğin 19 yüzyılın sonuna kadar geçirdiği aşamalarda geçirdiği aşamalarda her ne kadar mekanik temel ise de, birbirinden bağımsız olarak incelenen Fizik konuları kalsik fizik altında toplanabilir 20 yüzyılın başından itibaren klasik fizik kurallarından daha değişik, ancak çok daha mantıklı ve mükemmmel sonuçlar elde edilmiştir Bu tür modellerle olayı açıklayan Fizik kolları ise Modern Fizik adı altında toplanmıştır Fizik eğitimi bugünde gerçeğe çok yakın sonuçlar veren Klasik Fizikle başlamaktadır

Fizik değişimin incelenmesi demektir Fiziğin çoğu alanı, durağan (statik) olanla değil, devinenle (dinamik olanla) ilgilenir Fiziğin amacı evrendeki "gözlenebilir" niceliklerin (enerji, momentum, açısal momentum, spin vs) "nasıl" değiştiğini anlamaktır "Niye" değiştiğini sorgulamak çoğunlukla felsefenin ****fizik dalı veya teoloji'nin işidir

Fiziğin evinimi anlatmak için, temel fizik kuramlarının formulasyonunda kullandığı temel araçlar Diferansiyel denklemler ve İntegro-diferansiyal denklemler olarak sıralanabilir Hatta çoğu temel fizik kuramı sadece diferensiyal denklemler kullanarak formule edilmiştir (örn Newton yasaları, Maxwell denklemleri, Einstein denklemleri, Kuantum Fiziği ya da Schrödinger denklemi, Dirac denklemi)

Fizik araştırmalarının türleri

Fizik araştırmaları genellikle Kuramsal fizik ve Deneysel fizik olarak ikiye ayrılır Bu iki alandaki araştırmalar ise temel ya da uygulamalı araştırmalar şeklinde ayrılır

Kuramsal fizik, evrenin yasalarını deneysel fiziğin gözlemlerini kullanarak açıklamaya çalışır Deneysel fizik, önerilen kuramlardan hangisinin doğru olduğuna karar vermek için tasarlanan deneyleri gerçekleştirir Deneysel fizik sıklıkla, hiçbir kuramı olmayan yepyeni doğa olayları da keşfeder: Elektromanyetizma ve Radyoaktivite bu şekilde keşf edilmiştir Fiziğin yeni alanları çoğunlukla deneylerde gözlenen çelişkili ya da açıklanamayan fenomenlere yanıt olarak geliştirilir Fiziğin yeni alanları bazen, deneysel olarak doğrulanmadan önce, tamamiyle kuramsal olarak ortaya atılır (örneğin Görelilik kuramı ya da son zamanda önerilen yeni kuramlardan M-Kuramı gibi)

Temel araştırmalar, yasaların pratikteki anlaşılabilirliği üzerinde yoğunlaşırken, uygulamalı fizik, adının da belirttiği gibi, varolan bilgiyi karmaşık sistemleri çözümlemek üzere pratik hayatta, ekonomide ya da başka fizik araştırmalarında kullanmaya gayret eder Hem temel araştırmaların hem de uygulamalı araştırmaların kuramsal ve deneysel yönleri bulunur Örneğin uygulamalı fiziğin çok verimli bir alanı Katı hal fiziğidir Bu alanda araştırmacılar, kuantum mekaniğinin ve elektromanyetizmanın temel yasalarına dayanarak, katı cisimleri oluşturan atomların davranışlarını çözümlemeye çalışır

Fizik araştırmalarındaki gelenek ve kültür kuramsal araştırmaları özelleşme/uzmanlaşma olarak kabul etmesi nedeniyle diğer bilimlerden ayrılır Biyoloji ve Kimya'da da kuramsal araştırmacılar bulunmasına karşın en başarılı kuramsal araştırmacılar aynı zamanda deneysel araştırmacı olmuştur ve bu bilimlerde salt kuramsal araştırmacılara karşı (bazen aleni olarak) büyük ön yargılar bulunur

Hukuk

Hukuk, toplumun genel menfaatini veya fertlerin ve toplumun ortak iyiliğini sağlamak maksadıyla konulan ve kamu gücüyle desteklenen kaide, hak ve kanunların bütünüdür Daha yaygın bir tanımıyla hukuk, adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzenidir

Kelime anlamı

Hukuk kelimesi Arapça "hak" kökünden gelir ve hak kelimesinin çoğulu olarak bilinmektedir (galat-ı meşhur) Arapçda "hak" kelimesinin çoğulu "ah'kak"tır Türk Dil Kurumu'na göre hukuk kelimesi, "Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünüdür" Bunun dışında hukukun "haklar" anlamı da vardır Mecazi anlamda ise, ahbaplık, dostluk anlamında da kullanılır

Teknik anlamı

Hukuk dönemden döneme değiştiği için hala doyurucu bir tanım yapılamamıştır Kant "Hukukçular hala hukukun tanımını aramaktadırlar" der Günümüzde en çok kabul edilen tanımı ise: "Belirli bir zamanda belirli bir toplumdaki ilişkileri düzenleyen ve uyulması devlet zoruna (müeyyide) bağlanmış kurallar bütünüdür"

Bilimsel bir disiplin olarak hukuk, kendi içinde temel olarak ikiye ayrılır Genel olarak hukukun kişiler arası ilişkileri konu alan kısmına Özel Hukuk, kişiler ile devlet veya devleti oluşturan kurumlar arası ilişkileri düzenleyen kısmına ise Kamu Hukuku adı verilir Bu ayırım roma hukukundan kalma bir ayrımdır (ius privatum-ius publicum) Medeni Hukuk, Ticaret Hukuku ve Devletler Özel Hukuku özel hukukun, buna karşılık Anayasa Hukuku, Ceza Hukuku ve İdare Hukuku kamu hukukunun başlıca alt dallarıdır

Hukuk kuralları ve özellikleri

Hukuku diğer toplumu düzenleyici kurallar olan örf ve adetler, gelenekler ve dinlerden ayıran özellik devlet tarafından güvenceye alınmış ve cebri yaptırımlara sahip olmasıdırHukuk kuralları insan davranışlarını düzenler ve bulunduğu toplumun değer yargılarını taşırSoyutluk ve genellik özelliği sayesinde benzer nitelikteki bütün durumlarda uygulanması sağlanır

Yaptırım (müeyyide):

Hukuk alanında yaptırım kamu gücü ile uygulanırHukuka uymayı zorlama, uymayanları cezalandırma ve uyulmadığı durumlardaki zararları en aza indirmek için kullanılırHukuk düzenini sağlamayı ve korumayı amaçlayan yaptırımlar gene hukuk düzeninin öngördüğü şekilde yerine geitirilir

Maddi ve manevi yaptırımlar olarak ikiye ayrılırMaddi yaptırımlar hukuka aykırı durumlarda uygulanırken manevi yaptırımlar bu durumları engellemek için kullanılır

Ceza hukukunda ölüm, hapis ve para cezaları; anayasa hukukunda siyasetten men, parti kapatma; vergi hukukunda vergi ve kaçakçılık cezaları gibi değişik hukuk dallarında değişik yaptırımlar vardır

Hukukun dayanağı

Hukukun dayanağı ile ilgili çeşitli dönemlerde kuramlar üretilmiştirBunları sıralamamız gerekirse; bilinçi bir irade olarak gören kuramlar, irade dışı olarak gören kuramlar ve pozitivist kuramlarBu kuramların bazılar felsefik değil ortaya konduğu dönemin sorunlarını çözmek veya politik görüşleri hukuk biliminde dile getirme ihtiyacından ortaya çıkmıştır
Hindistan Anayasası, Dünya'da şimdiye kadar yazılmış en uzun anayasadır
Hindistan Anayasası, Dünya'da şimdiye kadar yazılmış en uzun anayasadır

Dayanağı bilinçli irade

* Genel irade kuramı'na göre hukuk toplumdaki insanların karşılıklı olarak birbirleriyle anlaşmalarını dayanak alır ve bunun sonucunda hukuka, toplumsal sözleşme olarak bakarİnsanların anlaşarak ortaya çıkardığı bu toplumsal sözleşmeye uymaları kendileri için ödev olarak görülür
* Tansırsal irade kuramı hukuku Tanrı'ya dayandırır ve ancak onun istemesi dahailinde ortadan kalkarHukuka uyma zorunluluğu, onu Tanrı'nın yansıması olarak gördükleri içindir
* Kişisel irade kuramı ise Devletin iradesine dayandırırHukuk devlet ve onu temsil eden güçler içindir
* Her yaptığımızdan kendi öz ve hür iradelerimiz sorumludurAncak günümüze kadar bu kuramları tamamen çürüten ve yok sayan birçok olay olmuşturBu olaylardan ötürü yeni verilen hükümlerde iyiniyet şartına bakılmaktadırEğer bir durum olduğunda kişinin ehliyeti bulunuyorsa vede ortada bir yanlışlık varsa en son olarak iyiniyet durumunun olup olmadığına bakılır ve gerekli duruma göre işlemler yapılır

Dayanağı Bilinçdışı irade

* Tarihsel hukuk kuramı, hukuku ulusların tarihlerine dayandırırHukuk bir ulusl doğar yaşar ve gelişir, bir yasa koyucunun iradesine bağlı değildir

* Doğal hukuk kuramı'na göre ise doğal hukukun insan var olmadan önce de var olduğunu ve insnaların yaptığı hukukun bu doğal hukuka uygun olması gerekirİnsan hakları doğal hukuk kuramına göre değerlendirilirÖrnek olarak insanların doğal olarak sahip olduğu yaşam hakkı değiştirilemez veya kaldırılamazlar

Pozitivist kuramlar

Bazı pozitivistler hukukun devlet iradesinden doğduğunu bazıları ise sosyal bir durum olduğunu söylerlerMarks'ın hukuk alanında ki düşünceleri de pozitivist kuramlar arasına girerOna göre tüm toplumsal olaylar ekonomik olaylara dayanmakta, dolaylı olark hukuku toplumsal olaylara dayandırmaktadır

Hukuk sistemleri

Hukuk biliminde biçim, öncelikler ve ilkeler doğrultusunda bazı sistemler ortaya çıkmıştır

Roma hukuku

Kara Avrupası ülkelerinin yanında Türkiye'nin de uyguladığı sistemdirBu sistemde hukuk, yurttaşlar arasındaki ilişkileri düzenlemeyi öncelikli hale getirmiştirBu sebeple Medeni Hukuk diğer sistemlere göre çok daha ileri düzeydedirBu sistemlerde hukuk özel hukuk ve kamu hukuku olarak ikiye ayrılırHukuku yaratan yasa koyucular yapar Continental-law da denir

Ortak hukuk

Anglo-Amerikan ülkelerinde uygulanan sistemdir XI yüzyılda İngiltere'de gelişmiştirRoma hukuk sistemi gibi hukuku bölümlere ayırmaz ayrıca hukuk yaratıcısı olarak yargıçları görürler Fakat gelişme ve teknolojinin getirdiği yenilikler yüzünden ortaya çıkan eksiklikler çıkarılan yasalarala giderilmeye çalışılmıştır Hukuk fakültelerinde Common-law adıyla anılır

İslam hukuku

Dinsel ilkelere dayanır ve hukukun yaratıcısı olarak Kur'an görülür ayrıca çıkan bazı eksikliklerde Peygamberin sözleri ve davranışları (Sünnet) dikkate alınır Kıyas (analoji) ve İcma (mahkeme içtihatları ve bilimadamlarının görüşleri) hukukun oluşumunda önemli paya sahiptir Osmanlı İmparatorluğunda da uygulanan bu sistem 1926'da çıkarılan Medeni Kanun ile Türkiye'de son bulmuştur

Osmanlı imparatorluğunda uygulanan hukuk sistemi bir padişahın varlığından dolayı batıdaki gibi monarşik algılansa da şeyhulislamın bir padişahı görevden alabilme yetkisinin varlığı islam hukukunun ne derece de uygulandığını gösterir

Günümüzde İslami kuralların uygulandığı ülkeler olmakla birlikte, hukuk olarak İslam Hukukunun uygulandığı bir ülke yoktur

İslam hukuku, içtihatlar ile en parlak zamanını yaşadıktan sonra bu (içtihat) kapının kapatılmasıyla pasifleşmiştir

Sosyalist hukuk

Rusya komünist devriminden sonra sosyalist ülkelerde uygulanan sistemdirDaha çok ekonomik koşullara dayanır ve en önemli dayanağı mülkiyet hakkının kişilere değil topluma ait olmasıdırBireyler arasındaki özel hukuktan çok toplum çıkarları gözetilmiştirAyrıca Marksist ve Leninist düşünceye göre sosyalist hukuk geçici bir durumdur ve toplumu düzenlemek içindir ve toplum komünist düzene geçtiği zaman yaptırıma dayanan bir hukuk sistemine gerek kalmayacaktırKomünizmin Avrupa'da çökmesinden sonra sosyalist hukuk sistemide olumsuz yönde etkilenmiştir

Devletler hukuku

Devletleri birbirleri arasındaki ilişkiyi düzenleyen hukuk dalıdırKaynağı temel hukuk ilkeleri, uluslararası andlaşmalar ve uluslararası yargı makamlarının verdikleri kararlardırRealist anlayışa göre uluslararsı hukukun aktörleri devletlerdirAncak özellikle Avrupa insan Hakları Sözleşmesi ile devletler, vatandaşlarının da uluslararası mahkemelere başvurmasına izin vermişler ve bu mahkemelerin kararlarına uyacaklarını ilan etmişlerdir

özellikle ikinci dünya savaşından sonra kurulan birçok uluslararası örgüt kendi hukuklarını evrensel ilkeler doğrultusunda yapmakta ve uygulamaktadırBunun en somut örneği Birleşmiş Milletler'dir


Alıntı Yaparak Cevapla