Yalnız Mesajı Göster

S Harfi İle Başlayan Deyimler Ve Anlamları

Eski 01-19-2011   #34
Şengül Şirin
Varsayılan

S Harfi İle Başlayan Deyimler Ve Anlamları



S HARFİYLE BAŞLAYAN DEYİMLER

Saat bu saat: Ele geçen fırsatı kullanmanın tam zamanı, en iyi, en elverişli an bu andır


Saati saatine uymamak: Bir kimsenin durumu, huyu sık sık değişir olmak”Ona güvenemem, çünkü saati saatine uymaz


Sabaha çıkamamak: Sabahtan önce ölmek, sabaha kadar yaşayamamak”Hastanın durumu ağır, sabaha çıkacağını sanmıyorum


Sabahı etmek (veya bulmak): Sabahlamak, bir sebeple sabaha kadar uyumamak, bir konu ile uğraşmak”Köye varmamız sabahı bulacak


Sabahın köründe: Çok erken, ortalık henüz ağarmadan, sabahın en erken vaktinde”Sabahın köründen beri yoldayız


Sabır taşı: Çok sabırlı kimse, türlü sıkıntılara katlanan”Ben sabır taşı mıyım?”


Sabrı taşmak: Katlanamaz, dayanamaz, sabredemez olmak; tahammül gücü kalmamak”Sabrımı taşırmadan çekip gidin buradan


Saç ağartmak: Bir işte uzun zaman çalışıp emek vermiş olmak


Saçı bitmedik (yetim): Doğalı çok olmamış, henüz yeni doğmuş çocuk (yetim)”Bu parada, saçı bitmedik yetimlerin de hakkı vardır


Saçına ak düşmek: Yaşlanmak, ihtiyarlamaya başlamak”Bizim de saçımıza ak düştü

Saçına başına bakmadan: İlerlemiş yaşına yakışmayacak biçimde davranan kimseler için kullanılır


Saçını başını yolmak: 1 Birini çok fazla dövüp hırpalamak 2 Çok üzülmek, üzüntüsünden dövünmek”Sinirinden saçını başını yolmaya başladı


Saçını süpürge etmek: (Kadın) çok büyük istekle çalışıp hizmet etmek, özveri ile birileri uğrana çalışmak”Sizi okutabilmek için saçımı süpürge ettim


Saç saça baş başa: (Kadınlar) kıyasıya kavgaya tutuşmak, birbirlerini hırpalayarak kapışıp dövüşmek


Saç sakal birbirlerine kırışmak: Üstü başı perişan, uzun süre saç ve sakal tıraşı olmamış, kendine çeki düzen vermemiş olmak”Onu, saç sakal birbirine karışmış görünce bayağı canım sıkıldı


Safra bastırmak: Açlığını yatıştırmak için az miktarda yemek yemek


Sağa sola bakmamak: Ortalığı kollamak, çevresi ile ilgilenmemek”Sağa sola bakmadan yürüyordu


Sağ gözünü sol gözünden sakınmak: Çok kıskanmak, üzerine titremek

Sağır sultan bile duydu: İşitmedik kimse kalmadı, hemen herkes işitti, duymayan kalmadı”Haklarında çıkan dedikoduyu sağır sultan bile duydu ama siz duymadınız öyle mi?”


Sağı solu (belli) olmamak: Bir durum karşısında nasıl davranacağı, ne tavır takınacağı belli olmamak”Dikkatli olun, onun sağı solu belli olmaz


Sağlam kazığa bağlamak: Bir işin aksamadan yürümesini sağlayacak önlemleri alarak güvenilir bir duruma koymak


Sağlam ayakkabı değil: Doğruluğuna, namusluluğuna güvenilmez; kişiliği kuşku veren”O mu? Hiç de sağlam ayakkabı değil


Sağlık olsun: “Bir zarara uğradık ama önemli değil, üzülmeye değmez, canımız sağ olsun, kapatırız” anlamında kullanılır


Sağmal inek: Kendisinden durmadan çıkar sağlanan, sömürülen, istismar edilen kimse


Sahip çıkmak: 1 Birini ilgilenip korumak 2 Bir şeyin kendisine ait olduğunu söylemek”Şu kimsesize sahip çıkalım


Sakalı ele vermek: Başkasının sözünden çıkmayacak bir duruma düşmek, birinin idaresine girmek


Sakız gibi yapışmak: Peşini bırakmamak, ayrılmamak, istediğini yaptırmaya çalışmak”Sakız gibi yapıştı yakama, bırakmıyor ki gideyim!”


Salkım saçak: Dağınık, düzensiz bir durumda; parçası bir yana ayrılmış


Sallantıda kalmak: Bir çözüme bağlanamamak, nasıl olacağı bilinmeden öylece kalmak”İşler sallantıda kaldı; bu, bizi biraz düşündürüyor


Saltanat sürmek: 1 Bolluk, verimlilik içinde yaşamak 2 Hükümdarlık etmek”Üzülme, saltanatı çok sürmeyecek


Saman altından su yürütmek: Hiç kimseye sezdirmeden iş çevirmek, ortalığı birbirine karıştırmak”Saman altından su yürütenleri hiç sevmem


Saman gibi: Tatsız, yavan
Sapı silik: Serseri, başı boş, kişiliksiz


Sarı çizmeli Mehmet Ağa: Kim olduğu, nerede oturduğu bilinmeyen kimse


Sarmaş dolaş olmak: Birbirine sarılıp kucaklaşmak, birbirini iyice kucaklamak”Anne oğul sarmaş dolaş oldular meydanda


Sarpa sarmak: Bir iş, çözülmesi çok güç bir durum almak; zorluklar belirmek”İşler iyice sarpa sardı, nasıl kurtulacağız bundan


Satıp savmak: Eldeki malı veya eşyaları yok pahasına satmak, ucuza satıp tüketmek”Ne varsa satıp savacak, öyle gelecek


Sayıp dökmek: Ne var ne yok hepsini söylemek, arka arkaya sıralamak”Ne sözler sayıp döktü ama kimse anlamadı
Sebil etmek: Bolca vermek, dağıtmak


Sedyelik olmak: Ayakta duramayacak hâle gelmek”Adam bir vuruşta sedyelik oldu

Seferber olmak: Bir işe eldeki tüm imkânları kullanarak girişmek”Yanan evi söndürmek için herkes seferber oldu


Selâmı sabahı kesmek: Dostluğu, arkadaşlığı, ahbaplığı kesmek, her türlü ilişkiye son vermek; selâmına bile karşılık vermemek”Onunla selâmı sabahı kesmişsin diyorlar, doğru mu?”


Selâm verip borçlu çıkmak: Küçük bir ilgi göstermek karşılığında hemen kendisine bir iş yüklenilmek


Senet vermek: 1 Yazılı, imzalı belge vermek 2 “Bu işin böyle olduğuna inanmanı istiyorum” anlamında kullanılır


Sen giderken ben geliyordum: “Ben bu oyunları senden daha iyi bilirim, ben daha tecrübeliyim, beni aldatamazsın” anlamında kullanılır


Seninki (tatlı) can da benim ki (elinki) patlıcan mı?: “Senin canın kıymetli de benimki kıymetli değil mi?” anlamında kullanılır


Senli benli olmak: Çok samimi, içten, teklifsiz biçimde olmak”O kadar senli benli olma yabancılarla


Sen sağ ben selâmet: İş sonuçlandı, artık yapacak bir şey kalmadı”Nihayet bütün mallar satıldı, bundan sonra sen sağ ben selâmet


Sepet havası çalmak: Birini işten çıkarmak, yol vermek, yanından uzaklaştırmak”Demek bize de sepet havası çalacakmış, görürüz bakalım!”


Sere serpe: Rahatça, sıkışık olmayarak, açılıp saçılarak, çekinmeden, serbestçe”Yolda sere serpe yürürken korkunç bir ses duydum


Sermayeyi kediye yüklemek: Parasını yiyip bitirmek, işini ve parasını kaybetmek, batırmak”Desene sermayeyi kediye yüklemişsin sen!”


Ser verip sır vermemek: Dürüst, güvenilir, ağzı sıkı olmak; ne kadar zorlanırsa zorlansın kimseye sırrını söylememek”Bu ordunun ser verip sır vermeyen yiğitlere ihtiyacı vardır


Ses çıkarmamak: 1 İtiraz etmemek, hoş görerek karşı çıkmamak 2 Hiç konuşmamak, susmak”Kendisine söylenen o kötü sözlere nasıl ses çıkarmadı şaşıyorum

Sesini kesmek: 1 Söylemekte iken susmak, bir şey söylemez olmak 2 Bir kişiyi söylerken susturmak, artık söyletmemek”Şunun sesini kesin, yoksa çıldıracağım!”

Ses seda çıkmamak: 1 Hiçbir tepki görülmemek 2 Haber çıkmamak”Ses seda çıkmadı hiçbir komşudan


Ses vermemek: 1 Herhangi bir sesi çıkarmamak 2 Bir çağrıya kulak vermemek”Adam evdeydi ama hiç ses vermedi


Seyirci kalmak: Bir olay karşısında hiç tepki göstermemek, işe karışmamak”Öğrencilerin birbirine girmesine polis seyirci kalamazdı

Sıcağı sıcağına: Hemen, olayın üzerinden fazla zaman geçmeden, unutulmadan”Sıcağı sıcağına gidip onları barıştırmayı düşündü

Sıcak kanlı: Sevimli, cana yakın, sempatik”Ne kadar sıcak kanlı bir çocuk

Sıcak yüz göstermek: Yakınlık göstererek karşılamak”Biraz sıcak yüz gösterseydin günaha mı girerdin?”


Sıdkı sıyrılmak: Birinden soğumuş olmak, tiksinmek”Bir kez sıdkım sıyrıldı o adamdan


Sıfıra sıfır, elde var sıfır: “Hiçbir şey elde edemedik, bütün çalışmalar boşa gitti” anlamında kullanılır


Sıfırı tüketmek: 1 Elinde avucunda bir şey kalmamak, malı ve parayı bitirmek 2 Gücü kalmamak”Bu kadar düşüncesiz davranmasaydı sıfırı tüketmezdi


Sık boğaz etmek: Bir şey yaptırmak için birini zorlamak, baskı altına almak”Tamam yapacağız, sık boğaz edip durmayın


Sıkı durmak: Güçlü, dayanıklı olmak; güçlü görünerek dikkatli bulunmak”Sıkı dur, şut çekeceğim


Sıkı fıkı: Çok samimi, birbirine çok bağlı, içten ve teklifsiz”Onlar kadar sıkı fıkı insan görmedim


Sıkıntı basmak: Çok daralmak, sıkılmak, can sıkıntısı duymak, ruhen boşlukta olmak”Otobüste beni bir sıkıntı bastı, dokunsalar patlayacaktım hani!”


Sıkıntı çekmek: 1 Zorluk, darlık ya da yoksulluk içinde yaşamak 2 Ruhen tedirginlik duymak”Hiç sıkıntı çekmedim desem yalan olur


Sıkıntıya gelememek: Kendini dara düşürücü işlere dayanıklı olamamak, bu işleri yapma yeteneği bulunmamak


Sıkı tutmak: Önem vermek”İşleri sıkı tutmazsan böyle olur işte
Sır küpü: Çok şey bilen, çok şey bildiği hâlde kimseye söylemeyen


Sır olmak: Aklın eremeyeceği biçimde ortadan kaybolmak


Sırra kadem basmak: Bir kimse ortalıktan yok olmak”Sırra kadem bastı adam!”

Sırım gibi: İnce yapılı olmasına mukabil güçlü, dayanıklı”Sırım gibi delikanlı olmuş

Sırtı kaşınmak: Söz ve davranışları ile dayak yemeyi hak etmiş bulunmak

Sırtından geçinmek: Asalak yaşamak, birinin kesesinden sağlamak”Yeter artık onun bunun sırtından geçindiğin, biraz da sen çalış çabala!”

Sırtını dayamak: 1 Güçlü bir yere veya birine güvenmek 2 Bir yere dayanmak ya da yaslanmak”Sırtını babasına dayamış atıp tutuyor, her dilediğini yapıyor

Sırtını yere getirmek: 1 Üstün gelmek 2 Güreşte rakibi sırt üstü yere yatırarak yenmek”Onun sırtını kimse kolay kolay yere getiremez

Sıygaya çekmek: Sorgulamak, yapıp ettiklerinin hesabını sormak

Sil baştan: Yapılan işi beğenmeyerek yeniden yapmak

Silip süpürmek: 1 Ortada ne varsa hepsini yemek 2 Hepsini alıp götürmek, yok

etmek 3 Ortalığı temizlemek”Evi çarçabuk silip süpürdüm

Sinek avlamak: Satış yapamamak, iş ve müşteri olmadığından boş oturmak, iş yapamaz olmak”Sabahtan beri sinek avlayıp duruyoruz

Sinekten yağ çıkarmak: Hemen her şeyden, olmayacak şeyden bile çıkar sağlamaya çalışmak; yarar ummak”Öyle açıkgözdü ki sinekten bile yağ çıkarırdı

Sineye çekmek: Bir zarara, hoş olmayan bir duruma, bir kötü söz veya davranışa ister istemez katlanmak”Uzun yıllar kocasının geçimsizliğini, kabalığını sineye çekti; durdu

Sinirleri alt üst olmak: Haddinden fazla sinirlenmek; ne yapacağını şaşırmak, bilememek


Sinirleri boşanmak: Kendini tutamayarak gülmek, ağlamak ya da bağırmak

Sinirleri yatışmak: Öfkesi veya kızgınlığı geçmek, sakinleşmek”Çok şükür öfkesi yatıştı, şimdi konuşabilirsiniz


Sinirlerini bozmak: Kızdırmak, öfkelendirmek
Sinirleri gergin olmak: En ufak bir olay çıktığı anda tepki gösterecek kadar sinirleri bozuk olmak”Sinirleri çok gergin, üstüne varmayın


__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla