Yalnız Mesajı Göster

Bolu Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bolu Hakkında Bilgi



Bolu Cami ve Mescitleri


Ulu Cami (Merkez)

Bolu Büyük Cami Mahallesi’nde, Şehit Nazım Sokağı’nda bulunan Ulu Cami’yi Yıldırım Beyazıt yaptırmıştıYapıldığı tarih belli olmayan ilk yapı yıkılmış ve yerine bugünkü cami l901 yılında Sultan IIAbdülhamit tarafından yaptırılmıştır

Bugünkü Ulu Cami kesme taştan olup, içerisine doğu ve batı yönündeki kapılardan girilmektedir Bu girişlere yedi basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır Bunların altına da ab dest alma muslukları konulmuştur Caminin asıl girişi kuzey yönündedir Buradaki son cemaat yerinin ortasında bir kubbe iki yanında da beşik tonozlu bölümler yer almaktadır Ancak burası dışa açık olmayıp altlı üstlü dört pencere ile adeta bina cephesi görünümündedir Buradaki mermer kapı söveleri olan kemerli bir kapıdan içeriye girilmektedir Oldukça aydınlık olan ibadet mekanının önünde büyük, arkasında da üç küçük kubbe bulunmaktadır Merkezi kubbeyi dört payenin taşıdığı pandantif ve tromplar taşımaktadır Mihrap iki ayrı renk taştan yapılmıştır İki yanında yarım sütunların bulunduğu mihrabın üzeri yarım kubbe ile örtülmüştür Minberi de mermerden olup güzel bir taş işçiği bulunmaktadır Kapı ve dolap kapakları ceviz ağacından, üzerlerine geometrik desenler yapılmıştır Caminin içerisi kıvrık dallar ve madalyonlardan oluşan kalem işleriyle bezenmiştir Ancak bunlar yakın tarihlerde yapılmıştır

Ulu caminin iki minaresi olup, bunlar 1944 depreminde yıkılmış ve sonradan yenilenmiştir


Kadı Camisi (Merkez)

Bolu Büyük Cami Mahallesi’nde, Atatürk Caddesi’ndedir Kitabesi olmadığından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Ancak Bolu Livası Salnamesin’de banisinin Demirtaş Paşazade Mehmet Bey olduğu yazılıdır Yapı üslubundan da XVIyüzyıl eseri olduğu anlaşılmaktadır Caminin yanında Osmanlı döneminde, kadılık binası bulunduğundan bu cami Kadı Camisi ismi ile tanınmıştır

Cami dikdörtgen planlı olup, doğu ve güney cephelerinde arazinin alçak oluşundan ötürü iki katlıdır Doğu, batı ve güney cephelerinde arazinin yüksekliğinden ötürü bir bodrum kat meydana gelmiştir Bu nedenle de ibadet mekanı beden duvarlarından dışa taşmıştır Son cemaat yerinin caminin ilk yapılışında dört kalın sütunun taşıdığı kubbeli ve revaklı olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır Bugün caminin son cemaat yeri bulunmamaktadır

Temelinden itibaren kesme taştan yapılan caminin girişi, saçak hattına kadar yükselen sivri kemerli, l50 m derinliğinde bir niş içmesindeki basık kemerli bir kapıdandır Kapı söveleri ile kemeri mermer olan girişin üzerinde Kur’andan alınma bir ayet yazılıdır Ayrıca bunun üzerinde de yuvarlak bir pencere bulunmaktadırBeş kenarlı küçük mihrapçıklar giriş kapısının iki yanına yapılmıştır Girişin ahşap kapıları kündekari tekniğindedir Üç bölümden meydana gelen kapıda tüm yüzeyler geometrik şekiller ve yıldız motiflerinden oluşturulmuştur Bunların üzerine de küçük çerçeveler içerisine alınmış kitabeler yerleştirilmiştir

İbadet mekanı kare planlıdır İlk yapılışında kubbeli olduğu pandantif izlerinden anlaşılmaktadır Ayrıca caminin ağır taş duvarları da bunu kuvvetlendirmektedir Bugünkü üst örtü ahşap çatılıdır ve bu çatının sonradan yapıldığı sanılmaktadır Mihrap beş cepheli olarak dışarı çıkıntı yapmaktadır Mihrap duvarının iki yanında altlı üstlü birer pencere açılmıştır Bu pencerelerin alt sıradakileri dikdörtgen, üst sıradakileri yuvarlak kemerlidir Caminin iki yan duvarında altlı üstlü ikişer penceresi bulunmaktadır Mihrap kesme taştan mukarnaslıdır Minberin kaidesi ile taç kısmı mermer, diğer bölümleri, korkulukları ahşaptandır
Girişin sağındaki minare kaidesi kare, gövdesi yuvarlaktır Şerefe altı mukarnas bezemelidir


İmaret Camisi (Merkez)

Bolu İmaret Mahallesi’nin Süreyya Sokağı’nda bulunan İmaret Camisi’ni Candaroğulları soyundan Mira Paşanın oğlu Şemsi Ahmet Paşa yaptırmıştır XVI-XVII yüzyıl yapısı olan bu cami deprem sonucu yıkılmış ve Sultan IIAbdülhamit tarafından yeniden yaptırılmıştır

İmaret Camisi dikdörtgen planlı olup bir sıra kesme taş ve dört sıra tuğla dizileriyle duvarları bölmelere ayrılmıştır Bu bakımdan duvarların ilginç bir görünümü vardır Üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür

Kuzey cephesinde dışarı çıkıntı yapan iki sütunlu ve üç revaklı bir son cemaat yeri olduğu kalıntılarından anlaşılmaktadır Cami depremle yıkıldıktan sonra yeniden yapılırken eski şeklinden uzaklaşmıştır İbadet mekanı girişte ve doğu ile batı cephelerinde de altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır İbadet mekanın üzeri ahşap bir tavanla örtülmüştür Bu tavanda göl şeklindeki bir orta göbekten çıkan ışınlar tüm tavanı kaplamaktadır Ayrıca ay ve çiçek bezemeleri de onu tamamlamaktadır Alçı mukarnaslı mihrap nişi dışarıya çıkıntı yapmamaktadır Minberi ağaçtan olup geometrik motiflerle bezenmiştir

Caminin içerisinde süsleme elemanlarına rastlanmamaktadır Kuzey batı duvarına bitişik olan minare kare kaidelidir ve Türk üçgenleri ile tuğladan yuvarlak gövdeye geçilmektedir

Caminin ilk yapılışında yanında medrese ile imareti bulunuyordu Günümüze bunların kalıntıları gelebilmiştir


Tabaklar Camisi (Merkez)


Cami yeni açılan cadde üzerinde kaldığından ön kısmı yıkılmıştır Bu nedenle de ilk yapılışındaki cephesi bilinmemektedir

Dikdörtgen planlı caminin kuzey yönünde iki sütunlu, ayna tonozlu yuvarlak kemerli cümle kapısı bulunmaktadır Bu kapı üzerinde kitabesi bulunmaktadır:

İmam ül müslimin Abdül Hamit Han-ı Keremin
Buyurdu yeryüzün ihsanlarıyla sertezer tezyin
Dolaşmaz nazara tayin-i bala bimari cudinde
Ulaşmaz dergah-ı ihsanına endaze tahmin
Nazar-ı mağfuriyyeti oldu bin lutfuyla bu cami
Delil oldu musâhib-i nadir
İhyaya sebeb oldu musâhib-i Nadir
Rûh-u tahsinini şâd eyleye Allah anın
Garik-i nimeti Tahsin Ağa’nın nakd-i vakfından
Yapıldı sâye-i şahânede bu muhabbet-i zenğin
O sah-i Akdese kıldım dua arz eyledim târih
Delil oldu lûtfu beri yapıldı cami-i Tahsin 1305
Ketebe Mehmet Nuri İslamboli

İbadet mekanının giriş cephesinde altlı üstlü, yan ve mihrap cephesinde yuvarlak kemerli ikişer pencere bulunmaktadır Ahşap bir tavanla örtülüdür Mihrap kavisli bir niş şeklindedir İki yanında kare kaideli iki sütun yerleştirilmiştir

Minare kaidesi caminin içerisindedir Bu nedenle minarenin tuğla gövdesi çatının üzerinden başlamaktadır Bu minare yıkılmış ve sonradan yenilenmiştir Caminin yanında cami ile birlikte yapıldığı söylenen bir de çeşmesi bulunmaktadır


Saraçhane Camisi (Merkez)

Bolu Büyük Cami Mahallesi’nde Atatürk Caddesi’ndedir Caminin üzerindeki kitabesine göre Silahtar Ağası Mustafa Ağa tarafından 1749 yılında yaptırılmıştır Arazi konumundan ötürü altına küçük bir bodrum yapılan cami moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Duvarların her dört sırası arasına dörder tuğla konularak ceplere hareketlendirilmiştir Sade bir planı olan caminin giriş kapısı üzerinde kitabesi bulunmaktadır:

Bihamdü lillah ana fetheyledi ebvab-ı hayratı
Kılıp mazhar bu hayr-ı mahza beis Hazret-i Mevlâ
İdüp bu camii ihyâ hususuyle bu esnada
Silahtar Ağası hayra mal Mustafa Ağa
Kıla beş vakit namaz anda duaya azmede cümle
Deyup fakirhne ya rabbana kıl ecrini evfa
İman ve han müzzinler ederler hizmeta ikdam
Olup her kainvechi mihrap selah ile züht-ü takva
Sezadır şanına fevzi dua çok eyle her tarih
Ola sayi anın makbul cennet-i Ulemaya
1163 (1749)

Bodrum üzerinde olduğundan camiye, dört basamaklı bir merdivenden sonra iki sütunun taşıdığı kemerlerin oluşturduğu üç bölümlü bir son cemaat yerinden girilmektedir İbadet mekanı iki sıralı pencerelerle aydınlatılmıştırÜzeri ahşap bir tavanla örtülü olup, önemli bir süsleme elemanına rastlanmamaktadır

Mihrap taştan, minberi de ahşaptan yapılmıştır Mimari yönden orijinalliğini kaybetmiş olan caminin kare kaideli,yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır Caminin üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Ayrıca cami girişinin solunda bir de çeşmesi bulunmaktadır


Ilıca Camisi (Merkez)

Kitabesinden öğrenildiğine göre İsfendiyar oğlu Kızıl Ahmet Bey’in oğlu Musa Paşa tarafından 1510-1511 yıllarında yaptırılmıştır Cami 1949 depreminden büyük hasar görmüş, l960 yılında yeniden yapılmış ve eski kitabesi de buraya konulmuştur:

Bana haz-el cami'ül şerîf vel-mâbed el-latif Musa Paşa İbn-i Kızıl Ahmed
İbn-i İbrahim bey İbn-i İsfandiyar bey sahbu'l vekâr Lirahi Velideti tekaba’llahu
Ruhül-Lahi eslafafehu (916) tulallah ömrü ahlafehu

Bugünkü durumuyla kare planlı, ahşap çatılı küçük bir camidir Moloz taştan yapılmış olup yalnızca dışarıya doğru çıkıntılı, yay kemerli cümle kapısı kesme taştandır İbadet mekanı oldukça basittir Mihrap alçıdan mukarnaslı olup geometrik şekillerle bezenmiştir İlk yapılışında önünde üç bölümlü bir son cemaat yerinin olduğu kalıntılarından anlaşılmaktadır Yeniden yapılırken bu bölüm ortadan kaldırılmıştır

Yeni yapılan minaresi alçı ile yivlendirilmiş olup yapının mimarisi ile uyum sağlamamaktadır


Ağdacı Camisi (Merkez)

Bolu İhsaniye Mahallesi, İsmet Paşa Sokağı’nda bulunan Ağdacı Camisini ismi belli olmayan, ancak Ağdacı olarak tanınan bir kişi tarafından l894’de yapılmıştır
Mimari yönden özellik göstermeyen bu yapı yaklaşık l50 cm yüksekliğinde bir platform üzerindedir Bugünkü yapı tamamen yenilenmiştir İki sütunlu bir son cemaat yerine merdivenlerle ulaşılır Buradaki sütunların arası camekanla kapatılmıştır Kesme taş ve tuğladan yapılan cami kare planlı olup üzeri çatılıdır Batı ve güney yönlerindeki pencerelerle içerisi aydınlatılmaktadır Mihrap ve minberinin hiçbir özelliği bulunmamaktadır


Karaçayır Camisi (Merkez)

Bolu Karaçayır Mahallesi’nde, Gülez Sokağı’ndadır Vakıf kayıtlarına göre bu camiyi Musa Paşa’nın oğlu Mehmet Bey l571 yılında yaptırmıştır Ancak depremler sonucunda yıkılmış ve yenilenmiştir Bu nedenle de mimari özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir Cami l944 yılında yeniden yapılmıştır Beden duvarları tuğladan olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Mihrabının hiçbir özelliği bulunmamaktadır


Karaköy Cuma Camisi (Merkez)

Bolu’ya 7 km uzaklıkta bulunan Karaköy Cuma Camisi, Musa Paşa oğlu Mehmet Bey’in annesi tarafından 1562-1563 yılında yaptırılmıştır

Cami moloz taştan dikdörtgen planlı olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Giriş kapısı pembe mermerden yapılmıştır Üzerinde çini yazılı bir kitabesi bulunmaktadır Aynı çinilere caminin içerisinde çeşitli yerlerde de rastlanmaktadır Ayrıca ahşap kapıları ile dikkati çeken bir yapıdır Mihrap ve minberi de sanat tarihi yönünden oldukça değerlidir


Yıldırım Camisi (Merkez)

İlk yapılışında o döneme (1389-1402) özgü biçimde ulu cami tipinde olan bu yapı XIXyüzyılda yanmış, l899 yılında tek kubbeli olarak yapılmıştır Ancak bu yapı da l944 depreminde yıkılmış ve yerine bugünkü cami, Klasik Osmanlı Mimarisi üslubunda yapılmıştır

Şehir merkezide oldukça geniş bir alanda bulunan cami dikdörtgen planlıdır Arazi konumundan ötürü alt katına çeşitli dükkanlar yapılmıştır Eski son cemaat yerinin olduğu yere yanlardan iki yuvarlak kemerli kapı açılmış ve bunların iki köşesine de kare kaideli iki mermer sütun yerleştirilmiştir Buradaki altlı üstlü birer pencereden sonra da dışarı taşkın minare kaideleri yerleştirilmiştir Bundan sonra ikinci bir son cemaat yeri meydana getirilmiştir Buradaki son cemaat yerinin saçak silmesi caminin ibadet mekanının saçak silmesinden lm aşağıda kalmıştır İbadet mekanını örten kubbe son cemaatın önündeki iki paye ve dört köşedeki trompların üzerini merkezi kubbe oturtulmuştur Kubbenin dışında kalan bölümler tromplarla örtülmüştür Kubbe kasnağının her kenarına birer pencere açılmıştır Kasnak basit ve pahlı bir silme ile sonuçlanmaktadır İbadet mekanı giriş kapısının iki yanında ikişer, kapı üzerinde bir ve diğer kenarlarda iki sıra halinde sekiz, mihrap yanında da ikişer pencere ile aydınlatılmıştır Mihrap yarım yuvarlaktır ve dışarıya taşkınlık yapmamaktadır Caminin mihrap ve minberinin özelliği bulunmamaktadır Kare kaide üzerindeki iki taş minare bulunmaktadır Minare gövdesinin üzerine yivler yapılmıştır


Yıldırım Bayezıt Camisi (Mudurnu)

Mudurnu’nun Bolu Caddesi üzerinde, ilçe merkezinde bulunan Yıldırım Beyazıt Camisini, Yıldırım Beyazıt’ın şehzadeliği sırasında medrese ve hamam ile birlikte 1382 yılında yaptırmıştır Medrese günümüze ulaşamamıştır Caminin kitabesi günümüze gelememiştir, bugün l900 yılında onarıldığını gösteren bir tamir kitabesi bulunmaktadır Ancak eski minarenin kitabesi günümüze gelebilmiştir:

Paşa Bey-zâde, İbrahim Ağaya
Bilâ avnullah bu hayr oldu müyesser
Şûyû oldu besmeleyle binâya
Hitamında okundu Allahûekber
İnşâ iden el-fakîr
Selim Mehmet
Eş-şehîr bî-Paşa Beyzade
Fatihât' ül-eser
Fî gurre-i şehr-i
Ramazanü'l-muazzam
1l57 (l774)

Bunun yanı sıra caminin yanındaki hamamın Yıldırım Beyazıt tarafından yapıldığını belirten 1382 tarihli bir kitabe bulunmaktadır

Cami plan olarak Osmanlı Mimarisinde üç kubbeli son cemaat yeri ve tek kubbeli camiler gurubuna girmektedir Caminin önündeki son cemaat yeri üç bölüm halinde olup orta kısmı kapalı yanları da açık olarak yapılmıştır Ortadaki bölüm diğerlerinden daha yüksek ve gösterişlidir İki yanındakiler üçgenlerle küçük kubbeye geçiş sağlanmıştır Caminin giriş kapısı mermer söveli dikdörtgen şeklindedir

Cami kareye yakın dikdörtgen planlıdır Yanlardaki kemerlerle ana mekan genişletilmiştir Duvarlara dayanan sekiz yarım payenin sağ ve sol uçları kemerler üzerine oturtulmuştur Böylece dört kubbeye yerleştirilen sivri kemerli, yarım kubbeli, köşe hücreleri ile cami sekizgene çevrilmiştir Ana kubbe de bunların üzerine oturtulmuştur Kubbe kuzey bölümünde 21 X 19 m ölçüsündedir Kubbeyi taşımak için de ana mekanın duvarları kalın yapılmıştır Aşağıdan başlamasına rağmen içerideki sivri kemerlerden ötürü kubbe yüksek gibi görünmektedir Caminin mihrap duvarında dört, güney ve batı duvarlarında ikişer, bunların üzerinde de her duvarda birer pencere ile içerisi aydınlatılmıştır Kubbe kasnağında da üç pencere bulunmaktadır

Caminin mihrabı beş sıra mukarnaslıdır Bunun üzerinde ayetler yer almaktadır Mihrabın orijinal kalem işleri silinmiş ve l960 yılında yenilenmişlerdir Caminin minaresi kare taş kaide üzerine kısa ve silindirik gövdelidir


Sultan Süleyman Camisi (Kanuni Cami) (Mudurnu)

Camiye neden Sultan Süleyman Camisi denildiği bilinmemektedirNe zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir Kitabesi günümüze gelememiştir

Cami dikdörtgen planlı olup üzeri çatı ile örtülüdür Moloz taş duvarlı caminin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır Duvarlarda iki testere dişi arasına bir sıra düz konulmuş tuğlalardan meydana gelen bir şerit yeknesak görüntüyü ortadan kaldırmaktadır İç mekan kuzey cephesinde altlı üstlü sivri kemerli beş pencere , mihrap duvarında aşağıda iki yukarıda biri yuvarlak üç, pencerelerle aydınlatılmıştır Güney ve kuzey duvarları birbirinin simetriğidir İç mekanın üzeri tavanla örtülü olup mihrabı tavana kadar yükselmektedir Mihrap ve minberin yanı sıra caminin de sanat tarihi yönünden bir özelliği bulunmamaktadır
Caminin minaresi beş köşeli bir kaide üzerinde silindirik olarak yapılmıştır


Yukarı Tekke Camisi (Gerede)

Gerede Kabirler Mahallesi Vezir Sokağı’nda bulunan Yukarı Tekke Camisini, kitabesinden öğrenildiğine göre Abdullah Efendi 1850-1851’de yaptırmıştır

Cami dikdörtgen planlı kerpiçten yapılmış olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Yakın tarihlerde yapılan onarımlarla caminin orijinalliği bozulmuştur Mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır Caminin güney batı yönünde Abdullah Efendinin türbesi bulunmaktadır


Yıldırım Camisi (Yeniçağa)

Bolu ile Gerede arasındaki Yeniçağa ilçesinin Eski Çağa köyündedir Vakıf kayıtlarına göre XIVyüzyılda yapılmıştır Banisinin kim olduğu bilinmemektedir

Dikdörtgen planlı, üzeri kırma çatı ile örtülüdür Yakın tarihlerde onarılarak özelliğinden uzaklaşan caminin kalın beden duvarları ilk yapısından kalmadır

Caminin kuzey kısmında, 835 X 1525 m ölçüsündeki yüksek bir sahanlıktan son cemaat yerine girilmektedir İki yanda son cemaat yerine açılan iki penceresi ile bu pencerelerin ortasındaki bir kapıdan ibadet mekanına girilmektedir İbadet mekanı iki yandaki ikişer pencere ile aydınlatılmıştır Dışarı taşkın olmayan mihrabı bir niş şeklindedir Cami içerisinde sanat tarihi yönünden üzerinde durulacak bir süsleme elemanları bulunmamaktadır


Gazi Süleyman Paşa Camisi (Göynük)

Ayrıca Süleyman Paşa adına yapılmış camilerden biri olup, bunların ilki olduğu söylenmektedir Vakıf kayıtlarına göre Süleyman Paşa adına yapılan ilk cami 1331-1335 yıllarında ahşap olarak yapılmıştır 1875 yılında sel baskını sırasında yıkılmıştır Sultan IIAbdülhamit’in isteği ile bugünkü cami l878’de yapılmıştır

Gazi Süleyman Paşa Camisi Osmanlı Geç Devir Mimarisi özelliklerini yansıtmaktadır İbadet mekanı 1770 X 16,10 m ölçüsündedirYüksek bir platform üzerindeki cami kesme taştandırÜzeri ahşap bir tavanla örtülüdür Kuzey kısmında iki katlı bir son cemaat yeri bulunmaktadır İbadet mekanı oldukça sadedir Mihrap yarım yuvarlak şekilde olup dışarıya çıkıntı yapmaktadır Bezeme olarak iç kısımda hiçbir özellik bulunmamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla