Yalnız Mesajı Göster

Nafakanın Azaltılması/Arttırılması/Kaldırılması İle İlgili Yargıtay Kararları

Eski 09-09-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nafakanın Azaltılması/Arttırılması/Kaldırılması İle İlgili Yargıtay Kararları



YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Tarih : 26092007
Esas No : 2007/3-641
Karar No : 2007/623

4721 - TÜRK MEDENİ KANUNU 176

ÖZET : YOKSULLUK NAFAKASI, YOKSULLUĞUN ORTADAN KALKMASI VE TALEP BULUNMASI HAİLİNDE MAHKEME KARARI İLE KALDIRILIR YEME, SIĞINMA, SAĞLIK, ULAŞIM, EĞİTİM GİBİ ZORUNLU VE GEREKLİ GİDERLERİ KARŞILAYAMAYACAK DÜZEYDE OLANLARIN YOKSUL OLDUĞUNUN KABULÜ GEREKİR DOSYA KAPSAMINDAN DAVALI KADININ EV HANIMI OLDUĞU, ADINA KAYITLI EVİ 150 - YTL BEDELLE KİRAYA VERDİĞİ, AİLESİNİN YANINDA KALDIĞI VE BAŞKACA BİR GELİRİ OLMADIĞI ANLAŞILMAKTADIR ALINAN KİRA İLE NAFAKA MİKTARI TOPLAMI KADINI YOKSULLUKTAN KURTARACAK DÜZEYDE DEĞİLDİR BU DURUM KARŞISINDA YOKSULUK NAFAKASININ KALDIRILMASI TALEBİNİN REDDİ GEREKİRKEN YAZILI ŞEKİLDE KARAR VERİLMESİ İSABETSİZDİR

DAVA : Taraflar arasındaki "yoksulluk nafakasının kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 2 Aile Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 16022006 gün ve 2005/655 E, 20061129 K sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3 Hukuk Dairesi'nin 29052006 gün ve 2006/5390 E, 2006/6652 K sayılı ilamı ile;

( Davacı; davalı ( kadın ) ın evinden 150- YTL kira gelirinin bulunduğunu, ayrıca çalıştığını, böylece yoksulluğunun ortadan kalktığını iddia ederek, mevcut 150-YTL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına talep ve dava etmiş, mahkemece; davalının evini kiraya vererek ekonomik durumunda düzelme olduğu ve böylece yoksulluğu kalktığı gerekçesiyle, davanın kabulüyle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir

TMK'nun 176/3 maddesine göre "irat biçimde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka alacaklı tarafın yoksulluğunun kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılır"

Hukuk Genel Kurulu'nun 07101998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, sığınma, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ( eğitim ) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olduğunu kabul etmek gerekir

Yine hemen belirtmek gerekir ki, Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir ( HGK 07101998 gün, 1998/2-656 E 1998/688 K; 26122001 gün, 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01052002 gün, 2002/2-397-339 sayılı kararları )

Dosyada bulunan delillerden, davalının ev hanımı olup, herhangi bir işte çalışmadığı, ailesinin yanında kaldığı, sadece 150-YTL evinden kira geliri bulunduğu, davalının ise astsubay olduğu, 900- YTL aylık maaşının bulunduğu anlaşılmıştır

Somut olayda; ev her insanın yaşaması için gerekli en zaruri ihtiyaçlarından birisidir Davalının da adına kayıtlı tek bir evi vardır Davalı bu evde kalmayıp, gelirinden yararlanıp ve ihtiyaçlarını daha uygun bir şekilde karşılamak için 150- YTL'ye kiraya verdiği, kendisinin de ailesinin yanında kaldığı, herhangi bir yerde de çalışmadığı, kira gelirinden başka geliri bulunmadığı, davalının aldığı aylık 150YTL kira geliri ile aldığı nafaka miktarı toplamının onu, yoksulluktan kurtaracak miktarda bulunmadığının kabulü gerekir

Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun kalkmadığı gözetilerek, davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır

SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429 maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 26092007 gününde oybirliğiyle karar verildi

Alıntı Yaparak Cevapla